BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,72
ALTIN 2.958,70
HABER /  GÜNCEL

TOBB, Merkez Bankası'na sahip çıktı

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kurun düşük seyretmesiyle ilgili muhatabın Merkez Bankası olmadığını söyledi.

Abone ol

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kurun düşük seyretmesi konusundaki eleştirilerin muhatabının Merkez Bankası olmadığını, bu kurumların yıpratılmaması gerektiğini söyledi. Dünya Gazetesi, Ankara Sanayi Odası (ASO), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve JTİ tarafından, Hilton Oteli'nde düzenlenen ''Türkiye Geleceği İhracattadır'' konulu panelin açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, sorunun asıl muhatabının, üreten kesimlerin sırtına yük bindiren ''kamu yönetimi'' olduğunu savundu. ''Merkez Bankası kendi işini yapıyor. Bırakalım yapsın. Asıl muhatap, üreten kesimlerin sırtına yük bindiren kamu kesimidir'' diyen Hisarcıklıoğlu, ihracatçı ve turizmcinin sırtındaki yükün indirilmesi, enerji, SSK primi gibi yüklerin makul seviyelere çekilmesi, işlevini kaybetmiş bürokratik yapının değişmesi gerektiğini anlattı. Kambiyo mevzuatının da değişmesi gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ''Bugün ihracatçının yaşadığı sorunların temel kaynağı, düşük verimlilik ve vergilerden kaynaklanan maliyet artışıdır. Mali disipline zorlanan siyasetçiler, harcamaları karşılamak için dolaylı vergilere başvurdu. İş alemi olarak, hükümetten, döviz kurlarının seviyesi ile uğraşmak yerine mali disipline uyumu ve yapısal reformlara devam edilmesini talep ediyoruz.'' ''ASIL SORUN YÜKSEK FAİZ'' Bugün asıl problemin kurların seviyesi değil faiz oranlarının yüksekliği olduğuna vurgulayan Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Döviz kurlarının bir ülkeye vereceği hasar, yüksek faizin vereceği hasardan büyük olamaz. Faizlerin düşmesi, hem reel sektöre, hem de ülke ekonomisine en büyük teşviktir'' dedi. Faizlerin emirle düşmeyeceğini, emirle faiz düşürmenin 1994'te nelere yol açtığının görüldüğünü anlatan Hisarcıklıoğlu, faizlerin hükümetin iktisadi politikasının sonucu, ''aynadaki görüntüsü'' olduğuna işaret ederek, ''Aynadaki görüntüye kızmanın bir yararı yoktur, önce kendimizi düzeltmeliyiz. Reform programı uygulanmalı, ekonomiye doğru sinyaller verilmeli'' diye konuştu. DÖVİZ HESAPLARININ ÇÖZÜLMESİNİN ETKİSİ Vatandaşların bankalardaki döviz tevdiat hesaplarının yılbaşı itibariyle 45 milyar dolar düzeyinde olduğunu, muhtemelen yastık altında da bu kadar para bulunduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, dolar kurundaki gerilemede döviz hesaplarının TL'ye dönmesinin de etkili olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ''Türkiye gelişmiş bir ülke olacaksa, bu dolarizasyonun da ortadan kalkması, yani bu dövizlerin TL'ye dönmesi gerekir. Bu kadar yüksek düzeydeki döviz hesaplarının birgün çözülmesi gerekiyordu ve bu kaçınılmazdı. Bugün belki de bu başlangıcı yaşamaktayız. Son üç ayda bankalardan 2 milyar dolar bozdurulmuş, yastık altındaki dövizin de çıkması ile hazine kağgıtlarına 4 milyar dolar yatırılmıştır. Döviz kurlarının bugünkü seviyesi sıcak paradan değil, vatandaşlarımızın milli paralarını tercih etmesinin sonucudur.'' Türkiye'de kurların artık kamu otoritesi tarafından belirlenmediğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, ''Bugün geldiğimiz noktada döviz kuru ne olmalıdır diye sorarsak, alacağımız cevap şu olacaktır. Olması gerektiği gibi, piyasada arz ve talep tarafından belirlenen fiyat doğru fiyattır'' dedi. KRİZ BEKLENTİSİ YOK TL'nin değerlenmesinden dolayı ithalatın artışı ve cari açığın büyümesi karşısında, 2001'dekine benzer bir kriz ortamı yaşanmasına fazla ihtimal vermediğini de açıklayan TOBB Başkanı, serbest kur modelinin getirdiği esneklik karşısında, döviz kurlarının bu durumu düzeltmek için gerekli hareketi yapacağını belirtti. İthalatın yüzde 90'ının ara ve yatırım malı olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, ithalattaki artışın büyüme ve ihracatta da artışı sağladığını, ithal fiyatlarının düşmesinin de maliyetleri düşürdüğünü, enflasyonun düşmesine olumlu etki yaptığını anlattı. Hisarcıklıoğlu, ithalatın içinde vadeli ithalatın payının artmasına işaret ederek, ''Vadeli ithalat, bu yılın ilk 4 ayında yüzde 40 artarak 5.2 milyar dolara çıktı. Bunun getireceği döviz talebi, kurda bir düzeltme ve toparlama sağlayacaktır'' dedi. Enlasyon inerken TL'nin reel olarak değer kaybetmesinin beklenemeyeceğini, döviz kurunun düşüklüğünün borç yükünün azaltılması açısından da olumlu olduğunu anlatan Rifat Hisarcıklıoğlu, tüketim malı ithalatının da şikayet edilecek boyutta olmadığını belirterek, ''Ekonomimiz büyüşüp geliştikçe, ihracatımızdaki tüketim mallarının payı azalacak, ithalatımızdaki payı artacaktır. Bu doğal gelişmeye hazırlıklı olmalıyız'' diye konuştu. Katma değeri yüksek, rekabetin daha az olduğu malların ihracatı arttıkça, ihracatın kura bağımlı olmaktan kurtulacağına işaret eden Hisarcıklıoğlu, kamu harcamaları azaldığı halde yüzde 8'e ulaşan büyümenin de sağlıklı olduğunu kaydetti