Ahmet Hakan bugün Mustafa Balbay'ın anne ve babasını yazdı.
Abone olAnayasa Mahkemesi'nin kararından sonra özgürlüğüne kavuşması beklenen Balbay'ı herkesten daha çok bekleyene iki insanı yazdı bugün Ahmet Hakan Hürriyet 'sindeki köşesinde...
Tıpkı benim annemle babam" diyerek Mustafa Balbay'ın annesini ve babasını anlatan Hakan, Mustafa Balbay için elitist siye yorum yapmadan önce en azından o fotografa bakmak lazım diye yazdı.
İşte o yazı;
GAYET MÜTEVAZI BİR EV
GAYET mütevazı bir ev...
Küçük, ahşap bir sehpa ve üzerine özenle yerleştirilmiş eski moda bir televizyon.
Televizyonun üzerine dantelden yapılma bir süs örtüsü örtülmüş.
Annelerimizin bir türlü vazgeçemediği bir meraktır televizyonların üstüne
dantelli örtü örtmek.
Televizyonun hemen yanında sıradan ve ucuz
bir dolap var.
Bir de karşılıklı iki kanepe...
O kadar.
BENİM ANNEMDEN FARKSIZ
Bu mütevazı odada...
Karşılıklı kanepelerde oturan adam ve kadına bakıyorum:
Kadın tam bir Anadolu kadını... Başındaki örtüsü, giyim tarzı, sabrını yansıtan ifadesi, sevecenliğiyle tam bir Anadolu kadını... Benim annemden farksız.
Adam da tam bir Anadolu insanı... Mütevekkil, iddiasız, ceketinin içine giydiği o süveterin yansıttığı gibi temkinli...
Benim babamdan farksız.
YETER Kİ ÇIKSIN ONA HAŞHAŞLI BÖREK YAPACAĞIM
Kim bunlar?
Mustafa Balbay’ın anne ve babası...
Balbay’ın annesi diyor ki:
“Yeter ki çıksın, ben ona haşhaşlı böreklerden yapacağım.”
Aynı benim annem.
Hiç farkı yok.
BU FOTOĞRAFA BAKTIKTAN SONRA YORUM YAPALIM
Bu fotoğraf karesinden yola çıkarak büyük sözler etmek istemiyorum.
Her şeyi altüst edecek teoriler kurmak da istemiyorum.
Bu zamana kadar siyaset bilimi adına ortaya konan “merkez/çeper ikilemi”ni gündeme getirip “neresi merkez, neresi çeper” gibi sorular sormak da istemiyorum.
Sadece şunu söylemek istiyorum:
-“Elitist” deyip
geçiyoruz ya...
-“Seçkinci” diye burun kıvırıyoruz ya...
-“Bunların alayı kolejlerde okumuş, bir elleri yağda
bir elleri balda” diye önyargı besliyoruz ya...
-“Devletin tüm imkânlarını
ele geçirmiş bir avuç jakoben”
diye aşağılıyoruz ya...
-“Bunlar ne anlar Anadolu’dan” falan diye üst perdeden atıp tutuyoruz ya...
İşte bunu bu kadar kolay yapmayalım.
Yapacaksak da en azından bu fotoğrafa iki dakika baktıktan sonra yapalım.