Tıp Bayramı ne zaman, 14 Mart Tıp Bayramı hangi gün kutlanacak ve Tıp Bayramı tarihi nedir, neden kutlanır soruları merak edildi. İşgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak 1919 yılında ilk kez kutlanan Tıp Bayramı, Sağlık Haftası adıyla hafta boyunca kutlanacak. En güzel Tıp Bayramı resimli mesajları ve sağlık haftası şiirleri sayfamızda.
Abone olTıp Bayramı ne zaman, 14 Mart Tıp Bayramı ne zaman kutlanacak, Tıp Bayramı'nın tarihi önemi ve 14 Mart resmi tatil mi soruları merak konusu oldu. Bu sene 14 Mart Tıp Byramı Çarşamba günü kutlanacak. En güzel Tıp Bayramı resimli mesajları, anlamlı 14 Mart Sözleri ve 14 Mart Tıp Bayramı şiirleri haberimizde.
14 MART'IN ÖNEMİ: 14 Mart 2005 — Tıp Bayramı, ilk kez, 1. Dünya savaşı sonunda, İstanbul'un işgal edildiği günlerde, yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak 1919 yılında kutlandı. Günümüze kadar gelen bu 14 Mart kutlamaları, artık içinde bulunduğu haftayı da kapsayacak şekilde, “Sağlık Haftası” olarak kutlanıyor.
Tıbbın ilk insanla birlikte başladığı söylense de, genelde kabul görmüş olan ilk tıp büyüğü Aesculapius'dur. Kendisinden ilk kez İlyada'da Homeros bahsetmiştir: “Çağır Asklepios oğlunu, kusursuz hekimi” demektedir. Önce Zeus'un gazabıyla yıldırım çarpmasıyla öldürülen Asklepios daha sonra yine Zeus tarafından tıp tanrısı olarak ilan edilir. Tıp amblemlerinde yer eden, temeli doğu kültürüne dayanan ve tarihi M.Ö. 3000' lere uzanan yılan figürü de, Asklepios ve O'nun asası ile bütünleşmiştir. Hatta Asklepios sözcüğünün grekçe “Askalabos” sözcüğünden geldiği söylenir ki, bu da yılan anlamına gelir. Ve Asklepios'un şifa veren gücünü yılandan aldığı, halkın da adaklarını Asklepios'a değil de bu yılana sunduğu söylenir. Öyle ya da böyle, yılanlı asası ile Asklepios tıp tarihinin önemli dönemeçlerinden birini tutan bir sembol olarak yerini almıştır.
Mitolojiden öte, yaşadığı kesin olarak bilinen ve hizmetleri sonucu tıbbın babası olarak kabul gören ise Hippocrates olmuştur. M.Ö. 460–450 yılları arasında Kos adasında doğan ve babası da doktor olan Hipokrat'ın tıbba katkıları ve getirdiği felsefe dünya tıp çevrelerince hâlâ kabul görür ve bu sebeple birçok ülkede hekimler mezun olurken “Hipokrat Andı” adı altında meslek yemini ederler.
KİŞİLER DEĞİL DE OLAYLAR YÖN VERMİŞ
Osmanlı tıbbı 15. ve 16. yüzyıllara kadar İslam tıbbının etkisi altında kalmış. Bu sırada batıda 14. yüzyılda İtalya'da başlayan Rönesans 15. ve 16. yüzyıllarda bütün Avrupa'ya yayılmış. Tıp alanında da birçok buluş ve ilerlemeler kaydedilmiş. Osmanlı'da ise 17. yüzyıldan itibaren her sahada ortaya çıkan bozulmalar tıp eğitiminde de kendini göstermiş ve tıp medreseleri eskisi kadar yeni bilgilerle donatılmış hekimler yetiştiremez olmuş. Ayrıca batıda yazılan Latince, İtalyanca, Almanca tıp kitaplarını hekimler takip edememişler, dil bilen sayısının az olması, matbaanın Osmanlı'ya geç giriş ve kitap basmanın 1729'da başlamasından dolayı kitaplar tercüme edilmemiş ve yeterince basılamamış. Az sayıda bazı Osmanlı hekimleri ve bilim adamları kendi çabaları ile dil öğrenerek bu yenilikleri takip etmişler ve bu bilgileri de katarak kendi kitaplarını yazmışlar. Ama bu bilgileri yine de hekim adaylarına yeterince iletememiş.
19. yüzyıla geldiğinde durum tıp eğitimi açısından pek iç açıcı değilmiş. Tıp medreseleri eski parlak dönemlerini kaybetmiş, hatta bazıları kapanmış. Bu arada ortalığı azınlıklardan ve Avrupa'dan gelen, yabancı hekimler sarmış. Mütabbib (tabip olmayan sahte hekim) hekimler serbest hekimlik yaparak, orduda da görev alarak birçok insanın ölümüne sebep olmuşlar. Bunların önlenmesi için birçok ferman çıkarılmışsa da engel olunamamış. Çünkü yeterli tıp eğitimi verilmediği gibi yeterli sayıda hekim yetiştirilemiyormuş. İtalyanca ve Fransızca bilen az sayıda hekim gelişmeleri takip ederek çevresinde yararlı olmaya çalışmışlar. Bunlardan Şanizade Mehmet Ataullah (1771–1826), Mustafa Behçet Efendi (1774–1834) gibi büyük hekimler bu durumdan çok rahatsız olmuşlar ve yeni tıbbın tıp eğitimine girmesini savunmuşlar.
III. Selim zamanında yeni tıp eğitimi veren, bir Tıphane açılması düşünülmüş. Teşrih (anatomi) yasağından dolayı ulemadan çekinen III. Selim buna cesaret edememiş, Rumlara tıp fakültesi kurmaları için izin vermiş. (1805). O dönemin hekimbaşısı 21 yaşında ilk hekimbaşılığını yapan Mustafa Behçet Efendi'ymiş. Bu dönemde de yeni tıp eğitimi veren bir Tıphane kurulması için çaba sarf etmiş, ama amacına ulaşamamış. Nitekim Mustafa Behçet Efendi, II. Mahmut zamanındaki hekimbaşılığı sırasında (53 yaşında) tıp eğitiminin düzeltilmesi için yeniden büyük bir çaba içine girmiş ve 1827 yılında bu amacına ulaşmış.
Sultan II. Mahmut 1826 yılında uzun zamandır uğraştığı bir meseleyi halletmiş. Düzeni tamamen bozulmuş olan yeniçeri Ordusu'nu ortadan kaldırıp (17 Haziran 1826) yeni bir ordu kurmuş (Askair-i Mansure-i Muhammediye). Bu yeni orduya bir hekim ve cerrah yetiştirilmesi gerekiyormuş. Bunu fırsat bilen hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi 26 Aralık 1826'da II. Mahmut'a, arada da üç dilekçe vererek, yeni tıp okulunun kurulmasının amacını, bu okulun nasıl ve nerede kurulacağı konusunda teklifini yapmış ve Padişah da onaylamış.
İLK KUTLAMA 1919'DA
İlk tıp bayramı 14 Mart 1919'da, işgal altındaki İstanbul'da, tıp öğrencileri tarafından kutlanmış. Tepkilerini bu şekilde dile getirmeye çalışan öğrencilerin bu törenine Dr.Fevzi Paşa, Dr.Besim Ömer Paşa, Dr.Akil Muhtar (Özden) gibi dönemin ünlü hocaları da katılmış.
1933'de “Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane” İstanbul Üniversitesi'ne dâhil olmuş. Peşinden de 1945'te Ankara Tıp Fakültesi, 1954'te Ege Tıp Fakültesi kurulmuş. Derken bugünlere gelinmiş...
14 MART TIP BAYRAMI MESAJLARI:
İnsanı yaşatmayı ve insanın acısını azaltmayı, insanlığa daha nitelikli bir yaşam sunmayı amaç edinen, bu kutsal, saygın ve onurlu mesleği büyük özveriyle yerine getiren tıp çalışanlarımızın insan yaşamına saygıyı ifade eden 14 Mart Tıp bayramını kutluyor başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum.
Bir nefeslik sıhhatin bile değerinin ölçülemeyeceğinin bilincinde olarak; sağlık sektörü çalışanlarına sevgi ve şükranlarımı sunar, Tıp Bayramlarını kutlar, tüm insanlık için sağlık ve huzur dolu bir yaşam temenni ederim.
Sağlık hizmetlerinin ülkemizde en üst seviyeye çıkarılması için fedakarca çalışan ve sağlık alanında değerli katkılarda bulunan doktorlarımızın ve tüm sağlık çalışanlarımızın Tıp Bayramı’nı kutlarım.
Her şeyin başı sağlıktır. Tıp bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.
14 Mart Tıp bayramını kutluyor başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum.
Gece-gündüz, kar-çamur, bayram-tatil demeden büyük bir özveriyle insanların sağlıklı ve daha sağlıklı yaşaması için ellerinden gelen her türlü çabayı esirgemeyen, sunan verilen görevleri zamanında ve tam yapan tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramlarını kutlarım.
Sağlık, vücutları sağlam olanların başına konmuş bir taçtır. (Hz. Muhammed s.a.v) tüm sağlık birimlerinin 14 Mart tıp bayramını kutlarım.
Tüm acil sağlık çalışanlarının ve sağlık personelinin 14 mart Tıp Bayramını içtenlikle kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dilerim.
Tıp mensuplarının Tıp Bayramını en içten duygularımla kutlar, çalışmalarında başarılar dilerim.
Beni Türk hekimlerine emanet edin. (Mustafa Kemal Atatürk) 14 mart tıp bayramınız kutlu olsun.