Times gazetesi için yazan Piotr Zalewsky, kaleme aldığı haberinde Türkiye'deki yolsuzluk skandalının ve parti içindeki uyuşmazlıkların Başbakan Erdoğan'ın "geleceğini tehdit ettiğini" yazıyor.
Abone olTimes gazetesi için yazan Piotr Zalewsky, kaleme aldığı haberinde Türkiye'deki yolsuzluk skandalının ve parti içindeki uyuşmazlıkların Başbakan Erdoğan'ın "geleceğini tehdit ettiğini" yazıyor.
Zalewsky, haberinin girişinde Türkiye'de üç bakanı koltuğundan eden rüşvet ve kara para aklama iddialarıyla tutuklamaların ülkenin "en kuvvetli adamı olan Recep Tayyip Erdoğan'a" yaklaşmaya başladığını yazıyor.
"İslamcı koalisyon içinde büyüyen uzlaşmazlıkların" Başbakan'ı savunmaya geçirdiğini yazan Zalewsky'nin haberi şöyle devam ediyor:
"Savcılar, aralarında memurların, siyasetçilerin, iş adamlarının ve teröristlere para verdiği iddia edilen bir kişinin de olduğu 41 kişinin tutuklanmasını istedi. Polis bugüne kadar tutuklamaları gerçekleştiremedi. Savcıysa polisin bu yapmayı reddettiğini söylüyor.
Listedeki bir isim ise dikkat çekici: Başbakan'ın oğlu Bilal Erdoğan.
Savcıların şimdi araştırdığı, ve Başbakan'la bağı olan çeşitli işyerlerinin ve kuruluşların arasında Türgev de var. Türgev'in yönetim kurulunda, aralarında Bilal'in de olduğu birçok Erdoğan ailesi üyesi var.
Kurul'da ayrıca yolsuzluk operasyonu çerçevesinde 17 Aralık'ta kısa süreliğine tutuklanan belediye başkanı Mustafa Demir de var.
Öğrenci yurtları inşa eden Türgev'in yerel yetkililerin aracılığıyla yasadışı arazi devirlerinden kâr ettiği iddia ediliyor. Savcılar, Başbakan'ın oğlunun normalde 1 milyar dolar değerindeki bir araziyi 460 milyon dolara ihalesiz satın alan bir şirketle bağı olup olmadığına bakıyor.
(…) Erdoğan ise hükümetini ve ailesini şiddetle savunup, savcıları kendisini indirmek için bir yolsuzluk soruşturması başlatmakla suçluyor.
Erdoğan geçen hafta "Türgev aracılığıyla oğlunun hedef alındığını" söylemişti. Hafta sonu boyunca çeşitli mitinglerde Erdoğan, bir bakanının tabiriyle "darbeden" uluslararası güçleri ve kendi evinde yetişen İslami bir hareket olan Gülen toplumunu sorumlu tutmaya devam etti.
Yolsuzluk iddialarına karşı toplumda artan öfke İstanbul'da sokağa döküldü. Cuma akşamında İstanbul sokaklarında polis ve protestocular arasında çatışmalar çıktı.
Türkiye'yi yaz aylarında etkisi altına alan protestolarda söylenen "Her yer Taksim, her yer direniş" sloganını hatırlatırcasına eylemciler "Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk" diye bağırdı.
(…) Yolsuzluk soruşturması ailesine yaklaşırken Erdoğan sersemleşmiş olsa da düşmüş değil. Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan ABD Alman Marshall Fonu'nun (The German Marshall Fund of the United States - GMF) Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı "Destekçilerini harekete geçirerek [Erdoğan] bu durumdan kurtulabilir." dedi.
Kendisi ayrıca "Her şey ekonomiye ne olduğuna bağlı. Türkiye'de ekonomi iyi durumda olduğu sürece seçmenler yolsuzluğa çok duyarlı değil." dedi.
Ama iddialar ve hükümetin sakarca tepkisi ekonomide etkisini göstermeye başladı. Liranın dolar karşısında değeri geçen hafta rekor seviyeye düşerken, borsa da son 17 ayın en düşük seviyesine geriledi.
Spiro İktidar Stratejileri'nin genel müdür Nicholas Spiro "Son risk önleme girişimi tümüyle Türkiye'yi kapsıyor. Türkiye Merkez Bankası'nın şu anda kesinlikle istemediği bir şey varsa o da siyasi bir kriz." dedi."