"Tık ticareti"nin öteki adı "Kadın Ticareti" değilse nedir?
Pazar akşamı, Ses TV'de İnternet Medyası'nı tartıştık..
Turktime'den Talat Atilla, Süperpoligon'dan Esin Tümer, Yeni Şafak
Gazetesi yazarı Tamer Korkmaz ve Gazeteport Ankara Temsilcisi Emin
Özgönül, Bedrettin Habiboğlu'nun Terazi'sindeydi.
Ben de telefonla katıldım programa...
"Kirlilik" gecenin öne çıkan en önemli konusuydu.
Telefonda da söyledim; hergün mantar gibi biten haber siteleri (!)
bu sektörü kirletiyor. Bir bakın etrafa Allah aşkına, o kadar site
var, hiçbirinde farklı bir şey yok.
Hepsi birbirinin benzeri.
Peki bu nasıl oluyor?
Efendim bu işin ticareti yapılıyor. Bizim sitenin kodları veya bir
başka sitenin kodları 100 dolar karşılığında satılınca, ortaya gül
gibi bir haber sitesi çıkıyor. Anadolu Ajansı'nın haberleri ucuz..
Diğer ajansların da... Copy-Past faktörünü de unutmuyoruz
tabii...
Ben bu sitelere neden karşıyım?
Mesleği gazetecilik olan arkadaşların, ciddi gazetecilik
yapmalarına elbette karşı değilim. İnternet'te mesleğini icra eden,
istihdam yaratan gazetecilere kim ne söyleyebilir?
Ama, o siteleri bir silah gibi kullananlar var. Kişisel intikamını
o sitelerde alanlar var. Kin ve nefretini bu sitelerde kusanlar
var. Daha önce çalıştığı kurumlara, bu sitelerde tehdit savuranlar
var. Şantaj yapanlar var.
Var oğlu var!
Hal böyle olunca; ortak akıl kirliliği çok net görebiliyor.
Bu bir...
İkincisi ve en önemlisi, haber siteleri (!) olarak adlandırılan bir
çok sitede, "kadın ticareti" yapılıyor. Sayfaları tıkladığınızda,
çıplak kadından geçilmiyor.
Hürriyet.com.tr bu işte başı çekiyor ne yazık ki!
Tuğba Özay tahliye edildi geçen gün biliyorsunuz. Üç resim cezaevi
kapısında. Hürriyet'te var elli resim. Üç resmin dışında, Tuğba
Özay'ın çıplak resimleri.
Peki bu nedir?
"Tık" ticareti değil mi?
"Kadın ticareti"nden bir farkı var mı bu yapılanın?
Hayır!
Hepsi bu mu?
Hayır!
Devamı var...
Ama bugünlük bu kadar, yarın devam edelim izninizle.