BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,79
ALTIN 2.970,33
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

The Independent gazetesinden Ustam ve Ben’e övgü

İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Independent, Elif Şafak’ın yeni romanı Ustam ve Ben hakkında uzun bir övgü yazısı yayımladı.

Abone ol

İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Independent,  Elif Şafak’ın yeni romanı Ustam ve Ben hakkında uzun bir  övgü yazısı yayımladı.

Yazıda “Bu, Şafak’ın en iddialı ve en iyi romanı” saptaması  yapılıyor ve “Şafak kurgu sanatının tüm imkânlarından yararlanarak gerçekliği yeniden şekillendirmiş ve hikâyeyi  cömert bir hümanizmle kaleme almış...” deniyor. Yazarın  Türkiye’deki başarısına dikkat çekilen yazıda, Şafak'ın romanlarının son derece popüler olduğunun altı çizilerek hikâyeyi özgüvenle ve merak unsurlarıyla donattığı ifade edilirken şu ifadelere yer veriliyor:

“Mimar Sinan, Sultan’a hediye olarak gönderilen beyaz bir fil ve filin 12 yaşındaki Hintli bakıcısı... Bu üç karakter yalnızca kendi hikâyelerini değil, İstanbul’un da hikâyesini anlatmak üzere bir araya geliyor. (...)

Şehrin keşmekeşinde hayatta kalma mücadelesi veren işçiler, mahkûmlar, haremağaları, fırsatçılar, Çingeneler, sarhoşlar ve fahişelerin yanı sıra dolambaçlı ara sokakları, yeraltı geçitleri ve kapalı çarşılarıyla İstanbul’un bizzat kendisi ana karakterlerden biri oluyor.”

Ustam ve Ben

“Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz, aşkı öğrenemesek de...”

Tarihimizin en önemli ve çalkantılı dönemlerinden biri olan 16. yüzyılda İstanbul... Hindistan’dan gelen beyaz bir fil ve onun sırlarla dolu bakıcısı: Çota ile Cihan. Filbaz aynı zamanda bir üstadın çırağı. Ustası ise Sinan. Bu toprakların yetiştirdiği en büyük mimar.

Elif Şafak’ın muazzam hayal gücü ve zengin diliyle Osmanlı tarihinin derinliklerine doğru şaşırtıcı bir yolculuğa çıkıyoruz. Karşılıksız bir aşk, iktidar kavgaları, yobazlığın ortasında yeşeren sanat ve beklenmedik bir ihanet...

Bir tarafta bilime ve öğrenmeye inananlar, bir tarafta gelişmeyi durduranlar...

Ustam ve Ben, tarihi kişiliklerin, camilerin, kütüphanelerin, türbelerin, köprülerin resmigeçit yaptığı, rengârenk, canlı, sürprizlerle dolu bir dönem hikâyesi...

Öyle bir hayal dünyası ki içindeki konular ve tartışmalar günümüze dair de çok şey söylüyor. Uzun süre hafızalardan silinmeyecek, çok konuşulacak bir roman.

“İstanbul dediğin unutkanlıklar şehri. Orada her şey suya yazılmış. Ustamın eserleri hariç, onunkiler taşa kazınmış. O taşlardan birine bir sır sakladık. Çok zaman geçti üzerinden, nice alametler birikti ama hâlâ orada olmalı, bıraktığımız noktada. Bilmem bulan çıkar mı? Bulsa bile anlar mı? Ustamdan geriye kalan yüzlerce eserden ve binlerce, binlerce taştan bir tanesi var ki, altında gizli Arzın Merkezi.”