Gazeteciler Cemiyeti'nin misyonunu kaybettiğini savunan Çapraz, çeşitli vaatlerde bulundu.
Abone ol
Çapraz neden aday olduğunu ve vaatlerini şöyle sıralıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, mevcut yönetimi ile maalesef misyonunu kaybetmiştir. Gazetecileri birleştirme, kaynaştırma, haklarını savunma, mesleki ve ahlaki kuralların yerleştirilmesi için çaba gösterme anlayışından uzaklaşmıştır. Son birkaç yıldır Türk basını ve gazetecilerin yaşadıkları sorunların birkaçını hatırlatmak istiyoruz; Gazetelerde ve televizyonlarda keyfi ve toplu işten çıkarmalar artarak devam ediyor. Kriz bahane edilerek binlerce gazeteci işten çıkarıldı. Her iki gazeteciden biri maalesef işsiz. 212 Sayılı Basın Kanunu uygulanmaz oldu. Hatta 212 Sayılı Basın Kanunu’nu değiştirmek için yoğun bir çaba harcanıyor. Kimse de buna ses çıkarmıyor. Gazeteciler işçi kanunuyla, hatta telifle çalışmak zorunda bırakılıyor. Genç gazeteciler için 212 Sayılı Basın Kanunu ile çalışmak artık hayal oldu. Sarı basın kartının sahip olduğu bütün imtiyazlar geri alındı. Sarı basın kartı, basit bir kimlik kartı şekline sokuldu, hatta kimlik olma özelliği bile kaybettirildi. Basında tekelleşme had safhaya ulaştı. Gazeteler, televizyonlar ve radyolar belli sermaye gruplarının elinde toplandı. Basında çok seslilik rafa kalktı. Neredeyse güdümlü yayıncılık dönemi başladı. Çok sessizliğe tahammül edilemez oldu. Muhalefet eden ve aykırı ses çıkaranlar susturuldu. Çeşitli bahanelerle gazete ve televizyon yönetimleri el değiştirmeye başladı. İktidarın baskılarıyla televizyon ve gazete yöneticileri görevden alındı. Basın özgürlüğü tarih oldu. Basında yozlaşma aldı başını gidiyor. Basın ahlakı, meslek ahlakı ve iş ahlakı unutuldu. Dil ve kültür yozlaşması dibe vurdu. Basın güvenirliliğini kaybetti. Gazetecilerin sendika kurmaları ve sosyal güvencelerini sağlamaları engellendi. Kurulan sendikalar da amacından saptırıldı veya içi boşaltıldı. Peki bütün bunlar olurken Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ne yaptı? Maalesef kocaman bir HİÇ. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin mevcut yönetimi, basında yaşanan bu depremler karşısında SUSMAYI tercih etti. Bizler bütün bu olumsuzluklara HAYIR dediğimiz için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yönetimine talip oluyoruz. İşten çıkarmaların yaşanmadığı, çalışanların sosyal güvencesi olan, ilkeli, ahlaklı, susmayan, susturulamayan ve halkın sesi olan özgür basın hedefine ulaşmak ilkesiyle yola çıktık.