Habere göre tezkere geçmiş olsaydı, Irak'ın bu günkü kaderinden çok değişik bir durumu yaşanacaktı bölgede...
Abone olFikret Bila yakın tarihin en önemli belgesini madde madde açıklıyor PKK'yı bitirecek imzalar atılmıştı ABD ve Türkiye'nin uzun süren müzakereler sonunda imza attığı anlaşma metni MOU, 1 Mart tezkeresinin geri çevrilmesiyle rafa kalktı MOU'ya göre Türk askeri, Irak'a ABD askeriyle girecek, ancak Irak'a karşı savaşmayacaktı. Anlaşmanın tek istisnası, PKK / KADEK'le girilecek sıcak çatışmalardı! Irak'a ABD'lilerle birlikte girecektik Türk ve Amerikan görüşmeci heyetlerinin birbirlerine kök söktürdükten sonra vardıkları bu anlaşmaya göre ABD ve Türk Silahlı Kuvvetleri Habur Kapısı'ndan Irak'a birlikte gireceklerdi. Bu operasyonu yürütmek üzere Türkiye ve ABD silahlı kuvvetleri üç ortak askeri kuvvet ve komutanlık oluşturacaktı: 1. Kuzey Birleşik Ortak Kara Kuvveti ve ortak komutanlık, 2. Kuzey Birleşik Ortak Hava Kuvvetleri ve ortak komutanlık, 3. Kuzey Ortak Özel Harekât Kuvvetleri ve ortak komutanlık. Ortak harekât bu üç kuvvet ve komutanlık tarafından gerçekleştirilecekti. MOU belgesinde kuralları belirlenen planlamaya göre, başlangıçta ABD silahlı kuvvetlerinden iki tugay, Habur Sınır Kapısı'ndan giriş yapacak ve kuzeyden içeriye doğru ilerleyecek, arkasında ise yine belirlenen bir hatta konuşlanmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri'nin birlikleri Kuzey Irak'a giriş yapacaktı. Musul ve Kerkük çevresine yeşil hat Yine MOU belgesindeki kurallara uyularak, ABD birlikleri Musul ve Kerkük'ü güvenlik altına alacak ve etrafında bir YEŞİL HAT oluşturacaktı. Bu güvenlik şeridinin işlevi, Türkiye'nin KIRMIZI ÇİZGİ olarak belirlediği Kuzey Irak'taki Kürt grupların (KDP ve KYB) bu kentleri ele geçirmesini önlemekti. KYB-KDP birlikleri Yeşil Hat'ı geçemeyecekler, Türk Silahlı Kuvvetleri de bu koşulla yine bu hattın dışında kalacak, ancak gelişmeleri izleyip gözleyebilecekti. MOU'nun "Kuzey Irak'taki Faaliyetler" başlıklı bölümünün 4. fıkrasında yer alan hükme göre, Irak'taki muhalif gruplar arasında silahlı çatışma veya Yeşil Hat'ı geçme teşebbüsü ABD tarafından izlenecek ve zaman yitirilmeden Türk tarafıyla bilgi alışverişi yapılıp önlenecekti. PKK/KADEK'e karşı operasyon fırsatı Türkiye'nin Irak'ta ABD ile hareket etmek istemesinin en önemli nedeni kuşkusuz PKK - KADEK. Bu neden bugün de geçerli. MOU'da bu sorun da hükme bağlanıyor. MOU'nun "K. Irak'taki Faaliyetler" bölümünde yer alan hükümde, K. Irak'a girecek Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak Silahlı Kuvvetleri ile muhalif grupların silahlı kuvvetleriyle çatışmaya girmeyeceği ifadesi yer alıyor. Yani Türkiye'nin Irak'la savaşmayacağı hükme bağlanıyor. Ancak aynı hükümde bu kurala bir istisna getiriliyor. O da PKK -KADEK ve diğer terörist örgütler. TSK'nın bu örgütlerle silahlı çatışmaya girmesine, saldırılara karşılık vermesine, savunma hakkını kullanmasına izin veriliyor. Bu belge, bugün Ankara'nın PKK - KADEK'e karşı ABD'den beklediği operasyonları TSK'nın yapmasına olanak tanıyor. Barzani ve Talabani için ne değişecekti? Bu tarihi belge uygulanabilseydi, bugün Irak merkezi yönetiminde büyük ağırlığa sahip olan ve Kuzey Irak'ı fiilen bir devlet gibi yöneten Barzani ve Talabani'nin durumları da çok farklı olacaktı. MOU'nun "K. Irak'taki Faaliyetler" bölümünde yer alan hükümlere göre şunlar uygulanacaktı: Irak'taki muhalif grupların güvenliğiyle ilgili operasyonlar ABD'nin sorumluluğunda olacaktı. Ancak, bu operasyonlarla ilgili olarak ABD, Türkiye ile planlama yapacak, hiçbir grubun diğerine düşmanca davranmasına izin verilmeyecekti. Koordinasyon ihtiyacı Türk özel kuvvetleri aracıyla giderilecekti. Bu hükümlere göre KYB ve KDP, ABD ve Türkiye'nin kontrolü altında bulunacaktı. ABD'nin KYB ve KDP ile yapacağı eğitim, organizasyon, mühimmat sağlanması vb. planlama toplantılarında temsilcimiz olacaktı. KYB ve KDP'ye ağır silah engeli Anlaşmaya göre, KYB ve KDP'ye verilecek silah ve ekipman bu grupların görevleri ve ihtiyaçlarıyla uyumlu olacaktı. Ağır silah verilmeyecekti. Türk ve ABD heyetleri arasında kriz yaratan konulardan biri buydu. ABD, Barzani ve Talabani kuvvetlerine ağır silah vermek istiyor, ama Türkiye karşı çıkıyordu. Bu konu bir ara görüşmelerin kesilmesine neden oldu. Sonuçta ABD, Türkiye'nin isteğini kabul etti. Yine aynı bölümdeki hükümlere göre, KYB ve KDP'ye verilecek silahlar, geri verilmek üzere kaydedilecekti. Silah konusu da birkaç kriz sonrasında çözüme kavuşabildi. Bu bölümdeki bir diğer hüküm ise şunu öngörüyordu: Yeşil Hat'ın kuzeyine yerleşmiş olan KYB ve KDP kuvvetleri, Saddam'ın kuvvetlerini püskürtmek üzere eğitilecekti. Türkiye eğitim çalışmalarını izleyebilecekti. Bölükbaşı'nın çok emeği var Türkiye ve ABD'nin imzaladığı, ama uygulamaya geçiremediği MOU metni Türk Dışişleri ve Genelkurmay'ı açısından parlak bir başarı örneği oluşturuyor. Büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın başkanlık ettiği kılı kırk yaran müzakere süreci sonucunda Türkiye'nin istediği her şeyi aldığı ve metne geçirdiği de anlaşılıyor. Bu nitelikleriyle metin, Kuzey Irak ve Irak'ın bütününde bugünkünden çok farklı bir tablo yaratacak güçte görünüyor. Eğer tezkere geçseydi tarih farklı gelişecekti "Türkiye - ABD ilişkileri bir daha eskisi gibi olmayacak." Bu yargının nedeni Türkiye'nin 1 Mart tezkeresini geri çevirmesiydi. 1 Mart tezkeresinin geri çevrilmesiyle Türk - Amerikan ilişkilerinin altüst olmasının altında yatan neydi? Bu tezkere Türkiye ve ABD için neden bu kadar önemliydi? Bu yazı dizisinde bu soruların yanıtlarını içeren belgeleri bulacaksınız. Sadece Türkiye - ABD ilişkilerinin bozulmasının nedenlerini değil, bugün, Irak'ta, özellikle Kuzey Irak'taki oluşumların Türkiye aleyhine seyretmesinin nedenlerini de bulmanız mümkün olacak... 1 Mart tezkeresinin geri çevrilmesiyle rafa kaldırılan bu belge, taşıdığı hükümlerle yakın tarihi değiştirebilecek bir nitelik taşıyor. BELGENİN ADI: MOU Bu belgenin adı: "TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ VE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ ARASINDA IRAK'A KARŞI TÜRKİYE'DE GEÇİCİ OLARAK KONUŞLANDIRILACAK OLAN KUVVETLERİN DURUMU İLE TEMEL POLİTİKA, PRENSİPLER VE SÜRECİN OLUŞTURULMASI HAKKINDAKİ ANLAŞMA METNİ (MOU MOMERANDUM OF UNDERSTANDING)" Bu belge, Türk ve ABD diplomatik ve askeri heyetlerinin 1 Mart 2003 öncesinde haftalarca süren kıran kırana bir müzakere süreci sonunda oluşturuldu ve iki ülke yetkililerince imza altına alındı. Eğer 1 Mart tezkeresi geçseydi uygulamaya konulacaktı ve belki de Kuzey Irak ve Irak'ta bugün yaşanandan farklı bir tarih yaşanıyor olacaktı. Bugün okuyacağınız bölümde, Türkiye ile ABD arasında Irak'a kuzeyden giriş ve Kuzey Irak'ta uygulanması konusunda anlaşmaya varılan planı göreceksiniz. İşte anlaşmanın detayları A) TÜRKİYE'DEKİ FAALİYETLER 1 - Tüm Gönderici taraf Özel Harekât Kuvvetleri'nin (SOF) Ortak Özel Harekât Kuvvetleri'nin Türkiye'deki merkezi aşağıdaki gibi düzenlenecektir: a) Tüm operasyonlar Gönderici ve Alıcı tarafın Özel Harekât Kuvvetleri (SOF) tarafından koordine edilecektir. b) Tüm birimler kendi ulusal komutanlarının yönetiminde olacaktır. c) Taraflar ortak koordinasyon merkezi kuracaklardır (JCC). Ortak koordinasyon merkezleri çatışma engelleyici operasyonlar yapacak ve Ortak Özel Harekât Kuvvetleri (JSOFT) ve Türk birlikleri arasında operasyon bölgesine yönelik sorunları çözecektir. d) Genel merkez komutanı en az albay düzeyinde olacaktır. Komutanlar arasındaki uzlaşmazlıklar bir üst komutana ve EUCOM, Birleşik Koordinasyon Merkezi'ne iletilecektir. e) JSOFT - N Ortak Özel Harekât Kuvvetleri ve Alıcı taraf Özel Harekât Birliği'nin merkez brifingleri ve verileri ulusal yasa ve politikalar çerçevesinde iki tarafın hizmetine açıktır. Ortak koordinasyon merkezlerinde (JCC) en az her gün toplanıp günlük olaylarla ilgili bilgi paylaşımı yapılır. Komutanlar günlük toplantıların haricinde eşkomutanlar ne zaman talep ederse toplantı yapmayı kabul ederler. 2 - Türkiye'deki tüm Gönderici tarafın özel harekât etkinlikleri (sınırdışı etmek, eğitim, menzilli atışlar, sabit ve döner pervaneli uçuşlar, lojistik vb. dahil) önceden Alıcı tarafın özel harekat kuvvetleri tarafından planlanacaktır. Alıcı taraf, Ortak Özel Harekât Kuvvetleri'nin (JSOTF - N) eğitim bölgelerine ulaşımını ve çevirmenleri temin edecektir. 3 - Helikopter ve Gönderici taraf Özel Harekat Kuvvetleri'nin Silopi bölgesine gönderilme durumunda, Silopi'ye gönderilen tüm harekâtın kordinasyonu Silopi'deki Alıcı taraf Özel Harekât Kuvvetleri tarafından ortak koordinasyon merkezlerinden yapılacaktır. 4 - Gönderici taraf kuvvetlerinin birincil giriş noktası Habur Kapısı'dır. Ortak Özel Harekat Kuvvetleri'nin (JSOTF - N) başka geçiş noktaları kullanma talebi Alıcı tarafın Özel Harekât Kuvvetleri veya koordinasyon merkezi tarafından düzenlenecektir. Gönderici taraf kuvvetleri kuvvet ve mühimmatlarını geçiş için uzlaşılan bölgeyi kullanmaya izin verecek Alıcı taraf Özel Harekat Kuvvetleri'ne bildirecektir. 5 - Alıcı taraf Özel Harekât Kuvvetleri planlanmış antiterörist operasyonları JSOTF - N ve EUCOM ile birlikte koordine edecek (operasyonun konsepti, ateş planları, hava harekâtı planları ve haberleşme planları...vb) ve yanlış atışlarını engellemek ve sürmekte olan operasyonları şaşırtmamak için CJCC'ye iletecektir. Ani bir tepki karşısında JSOFT - N'ye kısa bir not iletilecektir. 6 - Bölgede acil bir durum halinde (yaralanma, boşaltma, tıbbi boşaltma, toplu tahrip silahları saldırısı) iki tarafın haberleşme sistemleri kullanılarak hayat kurtarma ve yardım çalışmaları yapılacaktır. 7 - İki tarafın Silopi ve Diyarbakır'daki koordinasyon subaylarına komutanlarınca birer planlama odası verilecektir. 8 - Koordinasyon subaylarının kendi silahları olacak ve konaklama ve yiyecekleri komutanca karşılanacaktır. B) K. IRAK'TAKİ FAALİYETLER 1 - Taraflar milli sınırlar boyunca lojistik destek sağlamakla yükümlüdür. 2 - Tüm birimler kendi ulusal komutalarında olacak, planları, harekâtları ve hedefleri düzenlenecek ve sorunsuz hale getirilecektir. 3 - Alıcı taraf Özel Harekât Kuvvetleri terörist saldırılara, (PKK / KADEK, kendini savunma hakkı ya da 4. paragrafta belirtilen durumlar dahil) cevap vermek dışında Irak kuvvetleri veya muhalif gruplarla herhangi bir silahlı çatışmaya girmeyecektir. 4 - Irak'ta muhalif gruplar arasındaki silahlı çatışma ya da Yeşil Hat'ı geçme teşebbüsü, Gönderici tarafça izlenecek, taraflar vakit geçirmeden bilgi alışverişi yapacaklar. MOU'ya aykırı düşmanca eylemlerin takip çalışması için sıkı bir koordinasyon yapılacak, acil durumlarda gerekirse paragraf 5'te belirtilen girişimlerde bulunulacaktır. Bu tür eylemlerin olduğunu veya olacağını düşünen taraf diğerini hemen haberdar edecektir. Gönderici tarafın bu tür düşmanca eylemlere engel olunamayacağına inanması durumunda Alıcı taraf yetkililerinden yardım isteyebilir. Alıcı taraf durumu değerlendirerek iki tarafın lehine olabilecek taktik ve harekâtlar için anlaşma yaparlar. Bu tür çalışmaların uygulaması yapılan anlaşmalara göre yürütülür. 5 - Irak'taki muhalif grupların güvenliği ile ilgili operasyonlar gönderici tarafın sorumluluğundadır. Ancak gönderici taraf bunu diğer çalışmalarda olduğu gibi, alıcı tarafla birlikle planlar. Hiçbir grubun diğerin düşmanca hareket etmeye, güç kullanmaya hakkı yoktur. JSOFT - N Turkoman'la koordinasyon yapma ihtiyacı duyarsa bunu Alıcı tarafın Özel Harekât Kuvvetleri aracılığı ile yapar. 6 - Gönderici tarafın KYB ve KDP ile yapacağı eğitim, organizasyon, silah ve mühimmat sağlanması vb. planlama toplantılarına alıcı tarafın temsilcileri de katılır. Bu gruplara verilen destek (eğitim, organizasyon, silah dağıtımı) alıcı tarafın yetkilileri ile birlikte koordine edilir. 7 - Silah ve ekipman tahsisatı grupların görevleri, ihtiyaçları ve savunmaları ile uyumlu olacaktır. Ağır silahlar verilmeyecek ve tüm silahlar görev tamamlandığında geri getirilmek üzere kaydedilecektir. Alıcı tarafın LNO'ları tüm süreci, dokümanları inceleyeceklerdir. 8 - Yeşil Hat'ın kuzeyinde yerleşmiş olan KYB ve KDP, Irak kuvvetlerini püskürtmek üzere eğitilecektir. Gönderen tarafın yaptığı tüm eğitim ve uygulamalar Alıcı tarafça izlenecektir. Alıcı taraf SOF LNO'ları gönderici taraf komutanından uygulamaları izlemek için talep eder. Yeşil Hat'ın güneyindeki tüm operasyonlar, Kürt grupların organizasyonu ve eğitimi Gönderici tarafın komuta ve kontrolündedir. Gönderici taraf Alıcı tarafa önceden SOF'lerle koordinasyon yapmak üzere bilgi verecektir. 9 - Diyarbakır'da gerekirse Silopi'de görevli JCC subaylar, kendi tabancalarını taşıyacaktır. Konaklama ve yiyecekleri komutanları tarafından karşılanacaktır. 10 - Bölgede acil bir durum halinde (yaralanma, boşaltma, tıbbi boşaltma, toplu tahrip silahları saldırısı) iki tarafın haberleşme sistemleri kullanılarak hayat kurtarma ve yardım çalışmaları yapılacaktır. 11 - Gönderici ve alıcı tarafların Kuzey Irak'ta aynı bölgeye sevk edilen özel harekât birliklerinin ayrı ayrı genel merkezleri (komuta merkezi) olacak. 12 - Gönderici taraf Kuzey Irak'ta koruması altındaki Türk vatandaşlarla ilgili bilgi verecek, Türk yetkililerin talebi üzerine kendilerine ulaşılabilecek, bilgilerine ve soruşturmalarına olanak sağlayacak düzenlemeleri yapacaktır.