Arınç, Teziç'in 'TBMM son merci değildir' sözlerinin "külliyen yanlış" yanlıştır değerlendirmesinde bulundu.
Abone olMilliyet'ten Melda Çetiner'in haberine göre TBMM Başkanı Bülent Arınç, ''TBMM yasama yetkisine tek başına sahiptir. Ben bu yetkimi hiçbir kurumla paylaşmam ve buna yönelecek itirazlara da karşı dururum'' dedi. Arınç, Amman'da gazetecilerin bugün TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen YÖK Kanunu'nda değişiklik öngören yasa ile ilgili tartışmalara ilişkin sorularını yanıtladı. YÖK ile ilgili tartışmalara çok fazla girmediğini belirten Arınç, YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç'in kendisini ziyarete geldiğinde ''YÖK Kanunu'nda yapılacak değişikliklerin sadece üniversiteleri ve öğretim üyelerini ilgilendirmediğini, bunun gençlerle ilgili bir düzenleme olduğunu ve en mükemmel şekilde çıkması, hazırlıkların yeterince yapılması'' görüşlerini ilettiğini kaydetti. Arınç, bu konuyla ilgili kendisine bir görev düştüğünde memnuniyetle yapacağını aktardığını anlattı. Hükümet'in konuyla ilgili bir tasarıyı Meclis'e gönderdiğine dikkati çekerek bu noktadan sonra düzenlemenin TBMM'nin malı olduğuna işaret eden Arınç, şunları söyledi: ''Başbakan'ın konuşması ve arkasından bununla ilgili yapılan konuşmaların tartışmasına girecek değilim. Ancak, şunu rahatlıkla ifade ediyorum ve Meclis Başkanı olarak bunu görev biliyorum; Anayasa'nın 7. maddesinde yasama yetkisinin sadece TBMM'ye ait olduğu yazılıdır. Bu başka hiçbir kuruma devredilemez bir haktır. Türkiye'de yasama ile görevli başka hiç bir kurum mevcut değlidir. Bunu bilmek için hukukçu ya da yetkin olmaya da gerek yoktur. Anayasamız çok açıktır. Nitekim Meclis bugün sabahlara kadar süren oturumda görevini yerine getirmiştir. Demokratik hukuk devleti olan Türkiye'de şüphesiz yasaların anayasaya uygunluğunu inceleyecek merciler vardır, başka kontrol mekanizmaları vardır. Ama, yasama hakkı münhasıran Türk milleti adına TBMM'ye aittir.'' -TEZİÇ'E YANIT- Arınç, YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç'in sözlerine işaret ederek, ''YÖK Başkanı'nı yanlış anlamadıysam (TBMM son merci değildir) sözü, eğer yasama göreviyle ilgili bir cümleyse külliyen yanlıştır'' görüşünü ifade etti. Bu konuya örnek olarak gösterilen Anayasa Mahkemesi'nin, yasama organında çıkarılan kanunların Anayasaya uygunluğunu denetlediğini anlatan Arınç, ancak yüksek mahkemenin yasa koyucu olmadığını, anayasa ve kendi kuruluş kanunda bunun çok açık belirtildiğini ifade etti. Arınç, ''Anayasa Mahkemesi bir maddeyi iptal ettiği zaman yerine kendisi bir hüküm koyamaz'' dedi. Bir yanlış anlamaya meydan verilmemesi açısından yasama yetkisinin TBMM'ye ait olduğu gereçeğini tekrar etme gereği duyduğuna dikkati çeken Arınç, başka hiçbir kurumun bu hususta görevli sayılamayacağını vurguladı. Arınç, ''Eğer (Son merci değildir) sözü TBMM'ye atfen söyleniyor ve yasama yetkisiyle ilişkili söyleniyorsa doğrusu merak ediyorum, son merci neresidir?'' dedi. -YASA CUMHURBAŞKANI'NA GİDECEK- ''Görülüyor ki bu kanun üzerine sayın Cumhurbaşkanı'na gidilecektir'' diyen Arınç, Cumhurbaşkanı'nın kararının kendi takdiri olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı'nın kanunu onaylaması veya TBMM'ye geri göndermesi konusunda ne yapılacağının Anayasa'da çok açık olduğunu ifade eden Arınç, anamuhalefet partisinin veya 110 milletvekilinin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesinin mümkün olduğunu, ancak oradan nasıl bir kararın çıkacağını şimdiden söylemenin mümkün olamayacağını belirtti. Birbiriyle karıştırılmaması gereken çok açık ve net hükümler bulunduğuna işaret eden Arınç, ''Ben hiç kimsenin TBMM'nin yasama yetkisine itiraz etmeye hakkı olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu konu çok net'' diye konuştu. Arınç, ''YÖK Kanunu Anayasa Mahkemesi'nden dönerse...'' diyen bir gazeteciye kanunun Anayasa Mahkemesi'ne gidip gitmeyeceğini bilmediğini, ana muhalefet partisi veya 110 milletvekilinin kanunu Anayasa Mahkemesi'ne götürebileceği gibi bir mahkemede dava açılması durumunda da konunu Anayasa Mahkemesi'ne götürülebileceğini belirterek şunları kaydetti: ''Bunları tartışacak değilim. Mahkemeye gidilip gidilmeyeceği bundan sonra düşünülecek bir aşama. Gittiği takdirde, Anayasa Mahkemesi'nin kararı bozacağını, itirazı reddeceğini söylemek de o mahkemenin yetkisine müdahaledir. Ne mahkemelerimizi bağlayacak ne de Anayasa Mahkemesi'nin belli bir karar noktasına kanalize edilmesine neden olacak tavır içinde olmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik sosyal bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde prensipler, kurallar ortadadır. Neyin karşılığında ne yapılacağını, hangi kurum ve kurulların yetkili olduğu gösterilmiştir. Bir karmaşa yoktur. Türkiye'de bir karmaşayı fikri ya da siyasi planda ortaya koymanın gereği yoktur.'' ''Genelkurmay'ın da içinde olduğu anayasal kurumlar bu konuda görüşlerini dile getirdi. Belli kurullar, kurumlar karşı olduklarını söylediği bir konuda Hükümet'in ısrarcı olması Türkiye'nin AB sürecini etkiler mi?'' sorusuna karşılık Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: ''Hiç o konulara girmem. Bunları karıştırmanın, bunlar üzerinde mülahaza yapmanın hiçbir gereği yoktur. Ben Meclis Başkanıyım bana ait olan konuda konuşurum. Bana ait olan konu da TBMM'nin yasama yetkisine tek başına sahip olduğudur. Ben yetkimi hiçbir kurumla paylaşmam ve buna yönelecek itirazlara da karşı dururum. Onun dışındaki tartışmalar bizim dikkate alacağımız şeyler değil, siyasetçiler gerekeni söyler.''