Başbakan Erdoğan'ın Bahçeşehir Üniversitesi'ndeki çıkışlarını 'çok ağır' bulan YÖK Başkanı Teziç'ten cevap: Başbakan'ın sözleri devlet adabıyla bağdaşmıyor...
Abone olYÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Başbakan Erdoğan'a çok sert çıktı. Erdoğan'ın Bahçeşehir Üniversitesi'nde kullandığı sözlerin 'eleştiriyi aşan bir üslupla' ithamlar olarak değerlendiren Teziç şunları söyledi: Bunlardan birisi özel üniversitesine izin verip vermeme konusunda YÖK'ü itham ediyor. Burada kullandığı sözleri sarfetmek istemiyorum. Bu sözlerin devlet adabıyla bağdaşmasıyla çok zor sözcüklerle ifade edilmesi üniversite camiasını yaralamıştır. YÖK Başkanı Teziç'in yaptığı basın açıklamasından satır başlıkları şöyle: HUKUK DIŞINA İTİLİYORUZ Özel üniversite açılmaması yolunda bizim engelleyici olduğumuz ifade edilirken yürürlükteki kuralları hatırlatmak lazım. Yetkimizi olmayan bir alanda bizden yetki kullanılmasını istemek, hukuka uygun işlem yapmamayı teşvik etmek anlamına gelir. Kaldı ki Anayasamızın 6. maddesinde kaynağını Anayasaya'dan almayan bir devlet yetkisi millet adına kullanılamaz diyor. Yetkimizin olmadığı bir alanda ithama maruz kalmak çok ağır bir sözcüktür. Siyasi sorumluluğumuzu yüklenmiş biri bizi hukuksuz alana doğru itmek istiyorsa, bunun yolu bu değildir. Bu konularda yeni düzenlemeler yapılarak çözüm getirilir. Bunun bizden istenmesi hukuk devleti anlayışımızla bağdaşmaz. TÜBİTAK KİLİTLENDİ Başbakan'ın konuşmasını izledim oradaki jest ve hareketleri de çok ağır. "Ben üretemem yetki sende" diyor. Bu konuda hükümetle çok büyük sıkıntıları yaşadık. Üniversitelere tahsis edilen kadroların gerek sayısı gerekse kullanma usülünde çok büyük engellerle karşılaştık. Bunları aşabilmek için yargıya başvurduk. Ayrıca Başbakan'ın "Öğretim üyesi yetiştiremiyosun" ithamı çok ağır. Bizlerin faaliyetleri hiç şüphesiz eleştirilebilir. Sorumluluklarımızı yerine getirirken bizim de dayandığımız bir yasal zemin vardır. O yasal zemini aşarak bizden yetki kullanmamız beklenmemelidir. Aynı şekilde siyasi sorumluluğu taşıyanlar da Anayasa'nın 138. maddesi kuralınca yargı kararlarını gecikmeksizin yerine getirmek zorundadır. Kadroların kullanılması açısından serbestliği engelleyebilmek için tekrar düzenlemeye gitmek yargı kararlarını engellemektir, akademik hayata zararları büyük olur. Hükümet'le YÖK arasında sebebini çözemediğimiz bir gerginlik ortamı yaratmaktadır. TÜBİTAK'ta da yargı kararları uygalanamış ve bu kurum kilitlenmiştir. YENİ ÜNİVERSİTELERE KARŞI DEĞİLİZ Yeni kurulacak üniversitelerle ilgili bir itham var. Biz engelleyici değiliz. Bize yapılan öneri, nasıl bir yol izleyeceğimiz hususunda YÖK ve Üniversitelerarası Kurul'da tartışarak en geç Pazartesi günü hükümete sunacağız. Bunu sunarken talepleri olduğu gibi kabul etmemiz mümkün değildir. Üniversitelerin kurulması konusunda biz çalışmalarımızı talep olmaksızın da zaman zaman gündeme ihtiyacı içinde olacağız. Bir yörede üniversite kurulması konusunda ölçüler yerine getirilmişse hükümetten bir talep gelmeksizin görevlerimizi yerine getirmek durumundayız. Eylül'ün 24'ünde bu konuşma yapılıyor, 25'inde genelge ayınlanıyor. Ben de tesadüf yurtdışındaydım. Üniversitelerin açılışı bir akademik coşku içinde yapılması gereken törenlerdir. Hiçbir ülkede siyasilerin açılış günlerinde üniversileri zemmederek konuşmalar yapılmamıştır. Açılışlar siyasi platforma dönüştürülmemesi konusunda arkadaşlarımız son derece duyarlı davranıyorlar.