BIST 9.660
DOLAR 34,58
EURO 36,35
ALTIN 2.914,87
HABER /  GÜNCEL

Terörün yeni hedefi

Törer dağlardan şehirlere mi indi? Zaman'dan Ekrem Dumanlı, Terörün yeni hedefini kaleme aldı.

Abone ol

Törer dağlardan şehirlere mi indi? Zaman'dan Ekrem Dumanlı, Terörün yeni hedefini kaleme aldı.

-----------
Terörün yeni hedefi: Şehirde kardeş kavgası

Yakın zamana kadar “Kürt sorunu” dendiğinde Güneydoğu bölgesine mahsus problemler kastedilirdi.

Artık sadece belli bir bölge akla gelmiyor; zira son yıllarda yaşanan hadiseler, hem Güneydoğu’daki demografik yapıyı değiştirdi hem de diğer bölgelerdeki etnik nüfus dağılımını. Yıllarca terör belası ile karşı karşıya kalmış Güneydoğulu vatandaşlar, buldukları ilk fırsatta Batı’ya doğru göçmeyi tercih etti. Göç edenler, geldikleri şehirlerde uyum problemi yaşadıkları gibi yeni iş imkânlarına da yeterince sahip olamadı. Büyük şehirlerin belli mahallelerinde bir araya gelen bu insanlar, bir yandan geldikleri muhitin ilişki biçimini yaşatarak içe kapanmak; bir yandan da bir şekilde irtibat kurduğu yeni toplumun kurallarıyla yaşamak zorunda kaldı.

Bugünlerde daha iyi anlaşılıyor ki, Güneydoğu’da bir dönem uygulanan “zorunlu göç” tarihî hata imiş. Mezralardan sürülerek bir araya getirilmeye çalışılan insanların geride bıraktıkları trajedi bir yana; bu gelişme, Türkiye’nin demografik yapısını altüst etti. Olağanüstü haller hep böyledir. Bir yanlış, başka bir yanlışla düzeltilir çoğu kez; tabii buna düzeltme denebilirse. Şimdi bile terörü yanlış tedbirlerle çözmek isteyenler var.

Bugün Mersin’de, Antalya’da, İzmir’de, İstanbul’da ve daha nice şehirde Güneydoğu’dan gelen insanlarımız yaşıyor. Ekonomik sebeplerin, siyasî baskıların, güvenlik tedbirlerinin ya da başka sebeplerin önemi yok artık. Gerçek ortada; kendini Kürt kimliğiyle de tanımlayan insanlar, Türkiye’nin dört bir yanında yaşıyor. Bu durum büyük bir şerre de sebebiyet verebilir, hayra da vesile olabilir. Yeter ki iyi niyetli yaklaşılsın meseleye.

Türkiye’nin, son yıllardaki demografik hareketlilik sonucunda ortaya çıkan manzarayı iyi okuması gerekiyor. Bu durumdan tedirgin edici yorumlar yapılabilir. Mesela denebilir ki, PKK ve diğer taşeronların kışkırtmasıyla ortaya çıkacak kardeş kavgası her şehirde küçük nüfusa sahip Güneydoğulular için büyük bir tehlikedir. Allah korusun; kasıtlı bir şekilde tahrik edilen çoğunluk, kendine düşen olgunluğu ve soğukkanlılığı yitirebilir. Pazar günü meydana gelen bombalamada bir görgü şahidinin İstanbul’da halk tarafından linç edilmek istenmesi böyle bir tehlikeye işaret ediyor. Benzer bir olay birkaç sene önce İzmir’de bir tecavüz olayında da yaşanmıştı. Kısa bir süre önce Adapazarı’ndaki galeyanda da aynı tehlikenin çanları çalıyordu. PKK kurşunuyla şehit olmuş gencecik insanlar Türkiye’nin dört bir yanında gözyaşlarıyla uğurlanırken, insanın kapı komşusunu “PKK yanlısı” sanması ve öfkesini ondan çıkarmaya kalkması ürpertici bir duygu. Belki de karanlık güçlerin senaryosu bu vahim duygu üzerine kurulu. O yüzden şer güçler terörü şehirlere taşıyor. Çoğunluk durumundaki insanların çok daha sağduyulu davranması, kardeş kavgası senaryolarının arkasındaki uğursuz ve derin bağlantıları iyi görmesi gerekiyor...

Güneydoğu’dan göç edip daha çoğulcu bir hayat tarzıyla karşı karşıya gelen kitlelere de büyük bir sorumluluk düşüyor. Bu insanların, ayrılıkçı hainleri daha yakından tanıma fırsatı var çünkü. Menhus planların kendilerine büyük zarar verebileceğini gördükleri gibi, birlik mesajının etkili sahipleri de onlardır. Büyük şehrin sağladığı imkânlar ile ticarette, siyasette belli bir başarı yakalayanlar da bu insanlar. Akrabalık bağlarının hâlâ güçlü olduğu düşünülürse, bu insanların terörün cirit attığı bölgelerdeki yakınlarına “beraberliğimize kasteden hain güçler var” demesi gerekiyor.

Şu çok açık bir gerçek: Güneydoğu’yu kim(ler) karıştırmak istiyorsa, büyük şehirlerdeki PKK terörünü de onlar yaygınlaştırmak istiyor. Bu uğursuz plana “ayrılıklar” açısından yaklaşmak uçurumu büyütür; “bütünlük” açısından bakmak sorunu çözmeye yardım eder. Dinî, millî, kültürel o kadar çok birleştirici unsur var ki! Bu gerçeklere gözünü kapayanlar, hem insanları tehlikeli bir maceranın içine atıyor; hem de gizli ve kanlı planların aktörü haline geliyor...

Ekrem Dumanlı
Zaman