BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Teröristler askerlere böyle işkence etmiş

Bingöl-Elazığ karayolunda 1993'te teröristlerce 33 askerin şehit edildiği saldırıdan yaralı kurtulan askerlerden Osman Partal'ın anlattıklarına inanamayacaksınız

Abone ol

Bingöl-Elazığ karayolunda 24 Mayıs 1993'te teröristlerce 33 askerin şehit edildiği saldırıdan yaralı kurtulan askerlerden Osman Partal'a, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektubun ardından 20 yıl sonra gazilik ünvanı verildi.

Partal, yaptığı açıklamada, Bingöl-Elazığ karayolunda 24 Mayıs 1993'te teröristlerce düzenlenen saldırıda çene kemiğinin kırıldığını, vücudunda kurşun izleri bulunduğu ve psikolojisinin bozulduğunu söyledi.

'AHIRDA İŞKENCE GÖRDÜK'

Olayın anını her hatırladığında arkadaşlarının yardım seslerini yeniden duyduğunu anlatan Partal, şöyle devam etti:

"Usta birliğime gitmek için Malatya'daki birliğime teslim olmuştum. İki ayrı otobüsle buradan 54 arkadaşımla Bingöl'e doğru yola çıktık. Ama her nedense 3 saatlik yolu 6 saatte gittik ve bize akşam saatlerinde pusu kurdular. Daha sonra bizleri otobüslerden indirdiler ve 12 saat boyunca ellerinde kaldık. Kamplarına götürdüler ve bir ahırda işkenceye uğradık. Son olarak da tepelik bir alana götürerek tek sıraya girmemizi istediler."

ARKADAŞLARIM ÜZERİME DÜŞÜNCE BENİ DE ÖLDÜ SANDILAR

Partal, arkadaşlarıyla kol kola girdikleri anda kurşuna dizileceklerini anlamalarına rağmen hiç kimsenin en ufak serzenişte dahi bulunmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Bu tepede 3 metre mesafeden üzerimize 7 bin 500 mermi sıktılar. Bunu da olay yeri tespit tutanaklarından biliyorum. O anda kol kola olduğum arkadaşlarım benim kadar şanslı olamadı. Şehit olan arkadaşlarım üzerime düştüğü için beni de öldü zannettiler. Zaten arkadaşlarımızdan büyük çoğunluğu saldırıda ölmemişti. Belki o zaman bize daha erken ulaşmaya çalışsalar çok kişi kurtulabilirdi. Çünkü olay gece saatlerinde oldu ve bize yardım sabah saatlerinde geldi.

ŞEMDİN SAKIK DA ORADAYDI

Ayrıca orada 'yokum' diyen Şemdin Sakık'da oradaydı. Mesela bir arkadaşımızın ayakkabısını, benim de cebimden sigara aldı. İlk başta bize bir şey yapmayacaklarını söylemişlerdi ama maalesef öyle olmadı."

Yaşadığı olayın ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) bir hafta tedavi görüp tekrar birliğine sevk edildiğini söyleyen Partal, "Biz bu duruma vatan ve millet için geldik. Halen askere gitmek isterim ve kanımın son damlasına kadar vatanı korurum" ifadelerini kullandı.

Askerlik görevini yaptıktan sonra evlendiğini ancak yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle iş bulamadığını vurgulayan Partal, 20 yıl süreyle gazi olabilmek için umutla beklediğini ve bunu da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sayesinde kazandığını belirtti.

'BAŞBAKAN'IN ELLERİNDEN ÖPÜYORUM'

Partal, 23 Aralık 2012'de kendisine ve 19 arkadaşına gazilik rütbesi verilmesi talebini içeren mektubunu, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne ilettiğini ve kısa süre önce de gazilik rütbesi aldığını ifade ederek, "Başbakan Erdoğan'ın ellerinden öpüyorum. Kendisine mektup yazdım ve bana sahip çıktı. Mektubun karşılığı olarak çok kısa zamanda gaziliğin tarafıma verilmesi olarak ödüllendirildim" diye konuştu.

Yıllar sonra mutlu sona ulaştığını ve yetkililerden aldığı haberle gazilik beratını heyecanla beklemeye başladığını anlatan Partal, "Benim gibi mutluluğu yaşamasını istediğim diğer asker arkadaşlarımda var. Onlarında psikolojisi bozuldu ve hayatları istedikleri gibi değil. Onlarda eğer gazilik rütbesi alırsa sevincimiz iki katına çıkacak" dedi.

YETER Kİ ANALAR AĞLAMASIN

Çözüm sürecinin olumlu olarak sonuçlanmasının Türkiye için büyük önem taşıdığını söyleyen Partal, şunları kaydetti:

"Bizim analarımız ağladı, bundan sonra başka anaların ağlamaması için Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a sonuna kadar destek veriyorum. Kiminle görüşülecekse görüşülsün yeter ki analar ağlamasın. Bundan sonra şeffaf ve ve güzel bir Türkiye istiyoruz. İnşallah bu yolda da her şey istendiği gibi gönlümüzce olur. Bu açılım sürecini sonuna kadar destekliyorum."

Partal, yıllardır İstanbul'da ailesiyle yaşamasına rağmen artık memleketi Trabzon'a yerleşmeyi planladığını söyleyerek,  her zaman hayalini kurduğu restoranı köyünde açarak yerli ve yabancı turistlere hizmet vermek istediğini sözlerine ekledi.