BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Teröristin ailesi babalarını anlattı

HSBC'deki patlamayı gerçekleştiren El Kaide terör örgütü üyesi İlyas Kuncak'ın kızları ve oğlu, Milliyet Gazetesi ile yaptıkları 3.5 saat süren ropörtaj da babalarını anl

Abone ol

HSBC'deki patlamayı gerçekleştiren terörist İlyas Kuncak'ın günlerdir saklanan çarşaflı kızları ilk kez Milliyet'e konuştu. Kuncak'ın kızı, aynı zamanda da örgütün önde gelen isimlerinden biri olduğu ortaya çıkan Abdülkadir Karakuş'un karısı olan Fulya Karakuş, DGM'ye girerken çekilen kara çarşaflı fotoğraflarıyla zihnimize yerleşmişti. Fulya Karakuş kocasını, İlyas Kuncak'ın en büyük kızı Hübeyda ve oğlu Nurullah da babaları hakkında bildiklerini anlattı. Toplam 3.5 saat süren röportajımıza iki kızkardeş 1.5 saat sonra katılıyor. Onları röportaja ikna etmek kolay olmuyor. Yanımızda bir tek erkek kardeşleri olduğu için, benim yanımda yüzlerini açmaktan çekinmiyorlar. İkisi de çok güzel. Yüzlerinde en ufak bir makyaj yok. Röportajı ünlü Hayat Baharatçısı'nın arka tarafında, paravanın ardında yapıyoruz. Çünkü kızlar çarşaflı da olsa, erkeklere görünmek istemiyor. Bulunduğumuz yerde, Uzakdoğu'dan ithal edilen tütsülerden yakılmış. Müşteri geldikçe Nurullah dükkana geçip satış yapıyor. Nurullah 17'sinde ve babasının gençliğine inanılmayacak kadar benziyor. Gelen müşterilere "Allahın izniyle"li nasihatlar veriyor. Çocuğu altını ıslatan bir kadına "başkalarının yanında altını ıslattığını söylemeyin. Çoğunlukla altını ıslatmaları psikolojiktir" diyor. İlaç soranlara "Müslüman bir doktor tanıdığım var. Yalan söylemez" diye tavsiyede bulunuyor. Pek çok soruyu önce inkâr ediyor, daha sonra artık güven duymaya başladıklarından mı, yoksa farkında olmadan mı bilinmez, çekinmeden yanıtlıyorlar. Tartışmayız - Hübeyda (İlyas Kuncak'ın en büyük kızı. 24 yaşında, evli ve bir çocuk annesi) "Babamın yaptığı doğru muydu, yanlış mı bunu tartışmak istemiyoruz. Babamızı çok seviyoruz. Terörist de olsa babamdır. Bize çok düşkündü. 'Canım kızlarım' derdi. Ne yapmış olursa olsun. Hiç yorum yapmak istemiyoruz. Bu onun kendi görüşüdür. Yapmıştır veya yapmamıştır. Allah bilir. Diğer ölenler için de üzüntü duyuyoruz. Annemin zaten psikolojik rahatsızlığı var. O yüzden babamın yokluğundan acı duyuyor. Çünkü annemle babam arasında çok iyi bir muhabbet vardı. Biz şu an donmuş durumdayız. Binlerce kadına Irak'ta tecavüz ettiler. Babam da Irak'ta olanlara tepkiliydi. Hepimiz öyleyiz." 'Kocam ne yaptıysa doğrudur' FULYA KARAKUŞ (İlyas Kuncak'ın kızı, Abdülkadir Karakuş'un karısı. 20 yaşında. Çocuğu yok.) Kocanız Abdülkadir Karakuş'la nasıl tanıştınız? - Benim küçük kız kardeşimle Abdülkadir'in kız kardeşi yazın aynı Kuran kursuna gidiyorlarmış. Beyimin annesi beni görmüş, beğenmiş. İnançlarımızın uyuşup uyuşmadığını konuştuk, sonra evlendik. Yani görücü usulü oldu. Seviyor musunuz onu? - Mutlaka. Evlenmeden önce bu kadar sevmiyordum, ama evlendikten sonra daha çok sevdim. Çarşaflı olduğumuz için insanlar bizim aramızda bu kadar muhabbet olduğuna inanmıyorlar, ama eşim beni evde el üstünde tutar. Evliliğin aşkı öldürdüğü söylenir, ama bizde tam tersi oldu. Kocanızın İstanbul'daki terör olaylarıyla, örgütle bağlantısı olduğu belirlendi. Evden ne zaman ayrılmıştı? - Olaydan bir ay önce, bir gün geldi bana "Yarın gidiyorum" dedi. Sonra eşyalarını topladı. "Nereye gidiyorsun?" diye sordum. "Dönünce söylerim" dedi. Ne amaçla gittiğini aslında ben tahmin edebiliyorum. Sorulmadıktan sonra söylemez. 2.5 yıldır evliydik, ilk defa bir yere gitti. Nereye gitti bilmiyorum. İnsan karısına söylemez mi nereye gittiğini? - Bu insanların hepsini benim beyim de tanıyor. Habib Aktaş olsun, Gürcan Baç olsun. Hepsiyle tanışıklıkları var. Onlar Suriye'ye gittiler. Doğal olarak benim beyim de Suriye'ye gitti. Eşinizin bu olayla bir ilgisi olduğunu kabul ediyorsunuz yani? - O doğru olanı yapıyordur. Kocamın Irak'ta olanlara aşırı bir tepkisi vardı. Ona güvenim tam. Ne yapıyorsa, doğrudur. Ama benim bu olaylarla ilgim yok. Onun için serbest bırakıldım. Polislerin yanında, sorguda peçemi de açtım. Polisler çok iyi davrandı. Eşiniz kaç yaşında? - 1981 doğumlu. Bu kadar olayı o yaşta biri organize ediyor yani! Biz Tarabya'da oturuyorduk. Evimiz duruyor hâlâ. Beni giderken, annemlerin evine bıraktı. Eşim babama çok benzerdi. Bizim erkeklerimiz dışarıda çok serttir, ama evde eşlerine çok özen gösterirler. Döneceğine inanıyor musunuz? - Vallaha bilemem. Dönmezse? - Bir şey olmayacak. Bekleyeceğim. Ömür boyu beklerim. Bir insan ömür boyu beklemeyi göze alıyorsa, verilecek en büyük sevgidir. 'Fethullah Hoca'yla dine yönelmiş' Çarşaf giymeye evlendikten sonra mı başladınız? - Babam 30 yaşındayken bir arkadaşının vasıtasıyla Fethullah Hoca'nın Nur Cemaati'ne girerek, İslama yönelmiş. Önceki yaşamında hatalar yapmış. Pişmanlık duyardı. Bize ders olsun diye anlatırdı. Ben de 13 yaşında türban takmaya başladım. Evlendikten sonra da, "Çarşaf giymek istiyorum" dedim. Beyim de anlayışla karşıladı. Çok kıskanç biriydi. Şurdan şuraya bile yalnız göndermezdi. Babanızın terörist olduğuna artık inanıyor musunuz? - Kardeşim inanmıyor, ama DNA kanıtladı. Babam çok iyi bir insandı. Bizi o yetiştirdi. Doğru da yapsa, yanlış da yapsa kimse babasını atmaz. Terörist de olsa babamızdır. Emniyet'le de konuştum. Cenazesini verecekler. Masum insanların ölmesine üzülmediniz mi? - Üzüldük, ama kendi üzüntümüzden onları düşünecek vakit olmadı. Dünya için yaşamıyoruz. Bu da bir gerçek. Allah için yaşıyoruz. Yaşamınız nasıl değişti? - Gazeteciler kapıda bekliyorlar. Evden gizlice çıkıyoruz. Onun dışında bir değişiklik yok. Kimse bize bir tepki göstermedi. Zaten bizim bir suçumuz yok. Bize tepki göstermeye hakları yok. 'Patlamadan sonra memnun olduk' NURULLAH KUNCAK: (İlyas Kuncak'ın tek oğlu. 17 yaşında. Şu anda kendini ailenin reisi olarak görüyor) • DNA sonucu, teröristin babanız olduğunu kesinleştirdi. Ama siz inanmadığınızı, babanızın umreye gittiğini söylüyorsunuz? Neye dayanarak bunu iddia ediyorsunuz? - DNA sonuçlarını bize göstermediler. Cesedini de vermediler. • Olayların olduğu haftaya dönelim... - Babam ilk kez umreye gideceği için heyecanlıydı. Ramazan'da gideceğini söylemişti. Kurban Bayramı'nda da dönmeyip hacca kalırım, diye düşünmüştü. Euro almıştı. Ben zaten babamı görmedim giderken. • Sizinle vedalaşmaması normal mi? - Benimle helalleşmeden gitmezdi. Neden öyle yaptı bilmiyorum. • Sinagoglardaki saldırılar olduğunda babanız hâlâ evdeydi. Neler konuşmuştunuz? - Evde büyük bir tepki olmadı. Çünkü Yahudilere yapılmıştı. Zaten Kuranı Kerim'de "Yahudiler'i dost edinmeyin" diyor. • Sevmiyor muydunuz Yahudileri? - Pek sevmezdik. Pek değil, hiç sevmezdik. Babam da aynı fikirdeydi. Filistin'in durumunu anlatsak kimse sevmez. • Bundan sevinç mi duydunuz? - Sevinç demeyelim, ama memnuniyet oldu. Ama sevincimizden daha çok üzüldük. Çünkü ölen Müslümanlar da vardı. Üzüntümüz sevincimizden daha fazla oldu. Müslümanlar ölmeseydi, ben sevinirdim. Gerçi babam "Bunlar İslamiyete zarar veren şeylerdir" demişti! Evden pazartesi ayrıldı. Perşembe de zaten ikinci patlamalar oldu. • Babanız İslam için ölmeyi göze alabilecek biri miydi? - Alabilecek biriydi. Kim olsa alır. Ben de alırım. Babam iyi bir insandı. İslam için seve seve kafasını verirdi. • Cihat konusunda ne düşünüyorsunuz? - Şimdi vatanımı işgal etseler, ki bu olacak ileride, vatanımı korumak için cihat ederim. Babam da ederdi. Sonuçta Iraklı da olsa, Müslümanlar için savaşmayı göze alırım. Dünyanın herhangi bir yerinde bir Müslüman zulüm görürse bunu önlemek zorundasın. Yoksa Müslüman sayılmazsın. • Babanız da böyle mi düşünüyordu? - Tabii. Türkiye'nin tepkisine de kızıyordu zaten. Orada masum Iraklılar ölüyor. Babamın çok zoruna giden bir şey vardı. Kayıtlı bilmem kaç bin tane Iraklı kadına tecavüz edilmiş. "Oğlum, bir gün Türkiye böyle işgal edilse, evimize gelseler ne yaparız?" diye sordu. "Herhalde üzülürüz baba" dedim. O da "Onun için kâfirlere hoşgörüyle bakmamak lazım" dedi. • Babanızın adı HSBC'de değil, sinagog saldırılarında geçseydi, terörist olduğuna inanır mıydınız? - Bence aynı şey. Çünkü İngilizleri de sevmem ben. Müslümanlara çok çektirmişler. İstanbul'da direkt Türklere ya da Müslümanlara yönelik bir saldırı yok. Eğer öyle isteselerdi, gidip bir stadın altına girebilirlerdi ve 50-60 bin kişi ölürdü. • Babanız bir zulüm olduğunu düşünüyor, İslam için canını verebilecek biri, peki neden inanmıyorsunuz, bunu yapmış olabileceğine? - Belki bir an, anlık bir kararla yapmış olabilir. Belki de ben inanmak istemiyorum. Ama yaptıysa bunun İslam için olduğuna inanarak yapmıştır. • HSBC'ye gittiniz mi? - Niye gideyim ki, televizyondan ne halde olduğunu gördüm. Merak da etmedim. • Babanızın kişiliğinin nasıl oluştuğunu merak ediyorum. Çok eskiden, küçüklüğünden başlayabilir miyiz? - Ankara Dikmen'de 1956'da doğdu. O zamanlar dinle pek ilgisi yokmuş. Normal okula gitmiş. Orta ikiden terk edip iş hayatına atılmış. Konfeksiyonda makinecilik yapmış. Annemle aynı yerde çalışıyorlarmış. Evlendikten sonra babam, annemi kesinlikle çalıştırmadı. Ama evin reisi annemdi. Mesela babam anneme para vermezdi. Para zaten annemde olurdu. 'Namazı camide değil, evde kılardık' • Babanızın dine yönelmesi ne zaman olmuş? - 1980'lerde daha Ankara'da yaşarken solcuymuş. Allah'a inanıyormuş ama solcular gibi yaşarmış. İslamla bir ilgisi yokmuş. • Sizce solcular Allah'a inanmaz mı? - Şimdi benim en küçük dayım kendisini ateist olarak görüyor, ama deprem olduğunda dua ediyor. Solcular da öyle. Bizim akrabalarımızın pek çoğunun başı açıktır. Babam da zaten 30 yaşından sonra dine yönelmiş. Babam ailelerden kopmayı istemiş. Kendi ailesine fazla karışılmasını istemeyen biri olduğu için İstanbul'a gelmeyi tercih etmiş. • Anneniz kendi isteğiyle mi kapanmış, babanız mı zorlamış? - Annemin 30 yaşına kadar başı açıkmış. Önce babamın isteğiyle oldu herhalde, ama sonra kendi isteğiyle. Çarşaf güzel bir kapalılık ayetidir, ama annem giymiyor. Şimdi "çarşafa karşıyım" desem Müslümanlar'ı karşıma alırım. Babam da öyle şalvar, sarık filan giymezdi. Şık giyinirdi. • Babanız nasıl eğitim almanızı istedi? - Babam camiye gitmezdi. Evde hep beraber namaza durur kendimiz cemaat olurduk. Kadınlar arkada, biz önde, aynı odada namaz kılardık. Beş kardeşiz. Hübeyda 25 civarı, Funda 22, Fulya 20 yaşlarında. Ben, bir de Sümeyra var. O da 15 yaşında. En büyük iki ablam imam hatip lisesine gittiler. Fulya ortaokulu bitirdi. En küçüğü de ilkokuldan sonra okumadı. Ben de ortaokula kadar okudum. • Okumayan kızlar çalışmadıklarına göre, ne yapıyorlar? - Evde dini eğitimlerini alıp ibadet ediyorlar. Ben dini kitaplar okurum. Ahmet Günbay Yıldız'ın ya da Emine Şenlikoğlu'nun romanlarını okuyordum. Evde ilahi türü müzikler dinlenirdi. Ben hip hop, underground takıldığım için babam kızardı. 'Winston içiyorum Maltepe mi içeyim' • Siz böyle bir eylemi yapmayı kabul eder miydiniz? - Babamın paramparça cesedini gördükten sonra sanmıyorum. Ama hepimizin Amerikalılara tepkisi var. • Ama Winston içiyorsunuz? -Evet. Amerikan sigarası içmeyip ne yapacaksın! Maltepe mi içeyim! Coca Cola, Pepsi içmeyiz. Cola Turka içiyoruz. Eskiden de Kristal kola içerdik. • İngiltere Konsolosluğu'ndaki saldırıyı gerçekleştiren terörist, Feridun Uğurlu da kapı komşunuz çıktı? - Evet. Hatta salonlarımızın duvarları birleşikti. Yurtdışında çok iyi eğitim almıştı. Arapça, İngilizce bilirdi. Belki babamla beraber kandırılmış olabilirler. Biz Feridun'u zaten Yasir diye biliyorduk. Kaynak: Milliyet