BIST 9.725
DOLAR 35,18
EURO 36,73
ALTIN 2.967,63
HABER /  GÜNCEL

Terör örgütü Apo'yu dinlemiyor!

Er Coşkun Kirandi'nin kaçırılması sonrası terör örgütü PKK'da görüş ayrılığı mı var? Öcalan'ın 'bırakın' talimatına üst düzey isimlerin muhalefet ettiği iddia edildi.

Abone ol

Gözcü Yazarı Saygı Öztürk er Coşkun Kırandi'nin kaçırılması sonrası örgütte yaşanan ikilemi yazdı. İşte Öztürk'ün doğuda yaşanan son gelişmeleri ele aldığı o yazı: PKK’nın Güneydoğu’da eylemleri tırmandırmaya başlamasıyla birlikte, batı illerinden Güneydoğu’ya büyük ölçüde kuvvet kaydırıldı. PKK’lıların Güneydoğu’yu adeta “mayın tarlası”na çevirmesi üzerine, patlayıcı maddelerin bulunması ve imhası için oluşturulan “mobil ekip”ler, hem güvenlik kuvvetleri, hem de halkı bilgilendirmeye başladı. Bu arada, birliğinden Trabzon’a gelirken yol kesen PKK’lılar tarafından kaçırılan er Coşkun Kırandi’nin kurtarılması için yoğun çabalar devam ederken, Tunceli yöresine askeri birliklerin yanı sıra helikopter takviyesi de yapıldı. PKK’lıların başta “2 gün sonra bırakacağız” dediği er Coşkun Kırandi için bu kez “savaş esiri” deyip bırakmak istemiyor. Askerin şehit edilmesi halinde PKK’ya dönük operasyonların daha da sertleşeceğini dikkate alan örgüt mensuplarıyla, askeri bırakmak istemeyenler arasında görüş ayrılığı ortaya çıktı. PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın ise izinli olarak evine dönmek isteyen askerin serbest bırakılmasını istediği, ancak Öcalan’ın Çarşamba günü verdiği bu mesajın örgüte henüz ulaşmadığı öğrenildi. Son dönemlerde Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik mesajlarının doğru ulaştırılmadığını belirten bazı yetkililer, “Abdullah Öcalan’ın söylemediği sözler, söylenmiş gibi gösteriliyor. Söylediği bazı şeyler ise örgüte ulaştırılmıyor ya da değiştirilerek gidiyor” dediler. Er Coşkun Kırandi’nin kaçırılması örgütte yeni bir görüş ayrılığının kaynağı oldu. Örgütün askeri sorumlusu Murat Karayılan’ın, kaçırdıkları asker için “savaş suçlusu, savaş esiri” dediği o yüzden askerin bırakılmasından yana olmadığı belirlendi. Örgüt içinde, askere karşı cezaevindeki bazı teröristlerin serbest bırakılmasının istenilmesi de gündeme geldi. . GÜNEYDOĞU’YA ASKERİ YIĞINAK PKK’nın, silahlı eylemleri başlattığı 1984 yılında olduğu gibi riski az eylemlere giriştiğini belirten güvenlik birimlerinin yetkilileri, mayın yerleştirme, uzaktan kumandalı patlayıcıları devreye sokmak, taciz atışları, yol kesme gibi eylemlerinin, örgüte kolay kolay kayıp verdirmediğini söylediler. Türkiye topraklarında yaklaşık 2 bin civarında PKK’lının dağlarda olduğunu kaydeden yetkililer, Tunceli, Tokat, Giresun, Erzurum’da bulunan Jandarma Bölge Komutanlıkları bu bölgelerin emniyet ve asayişinden sorumlu. Diğer yerlerde ise terörle mücadelede asıl sorumluluk Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda. Jandarma asli görevinin yanı sıra Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na destek de oluyor. PKK’nın Güneydoğu’da eylemleri tırmandırmaya başlaması üzerine Güneydoğu illerine batı bölgesinden önemli ölçüde askeri birlikler kaydırıldığını belirttiler. Teröristlerin askerlerle karşı karşıya gelmemek için sürekli yer değiştirdiğine dikkat çeken yetkililer, “PKK’lılar kaçıyor, asker kovalıyor. Güneydoğu’da yeteri kadar gücümüz var. Önemli olan teröristlerle karşılaşmak. Sürekli arama-taramalar devam ediyor” dediler. Sadece Tunceli’de 4. Komando Tugayı, İç Güvenlik Tugayı, Bingöl Tugayı, kaydırılan kuvvetlerden oluşan yaklaşık bir tugay görev yapıyor. Son dönemde İstanbul, Elazığ ve Jandarma Genel Komutanlığı merkezinden de Tunceli’ye önemli bir kuvvet kaydırması gerçekleştirildi. Yetkililer, askeri birliklerin teröristlere ulaşmak için sürekli arama-tarama yaptıklarını söylediler. Bir yetkili şunları ekledi: “Topu topu karşınızda 50 kişi var. Yaklaşık 15 bin asker bunları arıyor. Önemli olan bunlarla, en küçük bir askeri birimimizin karşı karşıya gelmesi. Tunceli’de kongre yapmak isteyen sol örgütün gerçek anlamda beli kırıldı, liderleri öldürüldü. O gün toplantıya katılmayan örgütün Ovacık grubunun da peşindeyiz .” Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Dairesi Başkanlığı’nın da, PKK’lıların cenazelerinin kaldırılmasını “eyleme dönüştürme” planı üzerine, bu illeri takviye etmeye başladı. Güneydoğu illerine batı illerinden kaydırılan Emniyet özel harekat timleri, daha çok il ve ilçe merkezinde görev yapacak, gerekmesi halinde kırsal kesimdeki operasyonlara katılacak. “MOBİL MAYIN TİMLERİ” EĞİTİYOR Güneydoğu’da mayınlama ve uzaktan kumandalı eylemlerin artmasına paralel olarak Güneydoğu’ya askeri birlik takviyesinin yanı sıra, patlayıcı maddeler konusunda güvenlik birimlerinin eğitimi amacıyla Güneydoğu’ya “mobil eğitim timleri” gönderildi. Güneydoğu’da meydana gelen terör olaylarının yaygınlaşması üzerine alınan ek önlemleri yetkililer şöyle sıraladı: - Güneydoğu illerine diğer bölgelerden helikopter gönderildi. - Patlayıcı madde kullanma olaylarında alınacak önlemler konusunda birlikler uyarıldı. - Mayın ve patlayıcı maddenin aranıp bulunması ve imhası için mobil eğitim timleri oluşturuldu. Bu timler, askeri birliklere eğitim veriyor. Vatandaşların da mayınlara karşı yapması gerekenler öğretiliyor, patlayıcı maddelere karşı uyarılıyor. - Terör örgütüne yönelik olarak 205 yılının 7,5 aylık döneminde toplam 20 bin 709 adet çeşitli çap ve seviyede birliklerle operasyon yapıldı. Operasyonlar birlik takviyesiyle birlikte bundan böyle daha da artırılacak. - Bu yılın 7,5 aylık döneminde 100’ü ölü, 29’u sağ, 50’si teslim olmak üzere toplam 179 terörist etkisiz hale getirildi. Öldürülen terörist sayısında 2004 yılının aynı dönemine göre yüzde 81 artış olurken, sağ ele geçirilenlerde yüzde 49, teslim olan terörist sayısında ise yüzde 29 azalma oldu. “CİĞERİMİZİ, MAYIN YAKIYOR” PKK’lılar “riski az” diye mayınlı eylemleri tercih ediyor. Vatandaşın, askerin geçeceği yollara mayın döşeyen PKK’lılar yalnız güvenlik güçlerine değil, sözde onlar için mücadele ettiği yöre halkını da perişan ediyor. Onların da kolları, bacakları kopuyor. Bir komutan mayından söz ederken, “en çok ciğerimizi mayınlar yakıyor” diyor. Bu eylemi “tamamen insanlık dışı” olarak niteliyor. Son dönemlerde yalnız mayın değil, patlayıcılar, uzaktan kumandalı patlayıcılar devreye sokuldu. Devlet, Suriye sınırındaki mayınları temizleyip binlerce dönüm araziyi tarıma açmak için etek etek para harcarken, PKK, Güneydoğu’nun taşını, toprağını, tarlasını mayınlıyor. Yöre halkı, yaylasına çıkamaz, arazisi üzerinde rahat yürüyemez hale geldi. PKK, en büyük acıyı, yine sözde “kurtarmak istediği” vatandaşlarımıza veriyor. Dün telefonla Mardin Milletvekili Mehmet Tatar’la konuştum. Aradığımda, Silopi’de olduğunu söyledi. “Ne var ne yok?” dediğimde “Burada mayından başka bir şey yok. Onun yanında açlık, sefalet, yoksulluk var. İnsanlar yapacak bir şey bulamadığı için hanımlarını dövüyorlar” diyor. Ardından, korucubaşı Hazım Babat’ı aradım. Bu insanları bazıları hor görür, küçümser. Ama devletin zor gününde, dar gününde bunların yaptıklarını güvenlik güçleri unutmaz. Kuşkusuz köy korucuları içinde nasıl PKK’ya yardım edenler çıkıyorsa, yasadışı işlere bulaşanlar da oldu. Terörün bastırıldığı dönemde unutulmaya başlanan köy korucularını yetkililer yineden hatırlamaya başladı. Onlar da biriken sorunlarına çözüm istiyor, sosyal güvence istiyor. Hazım Babat, Güneydoğu’da terör olaylarının yoğunlaştığını belirtirken, “dün olduğu gibi bugün de askerimizin emrindeyiz. Güneydoğumuzda olanlar için içimiz kan ağlıyor” diyor.