BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  SAĞLIK

Terleme sorunu hayatınızı kabusa çevirmesin!

Prof. Dr. Berkant Özpolat, aşırı terlemenin yol açtığı sorunlara işaret ederek, kişinin yaşam kalitesini düşürmesine neden olabildiğini kaydetti.

Abone ol

Güven Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümünden Prof. Dr. Berkant Özpolat, terleme sorununun kişinin hayatını kabusa çevirebileceğini belirterek, aşırı terlemenin altında yatan pek çok hastalık olabileceği gibi nedenin sadece 'primer hiperhidrozis' adı verilen aşırı terleme sorunu da olabileceğini aktardı.

Güven Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özpolat, koltuk altlarından, yüzden ve ellerden damla damla terleyen, kışın soğuk havada bile bu durumu yaşayan insanların hastalığı olan aşırı terlemeye tıpta 'hiperhidrozis' dendiğini ifade etti.

Özpolat, terlemenin vücut için normal bir eylem olduğunu hatırlatarak, “aşırı terleme” diyebilmek için bazı kriterlerin oluşması gerektiğini belirtti.

Özpolat, 'Aşırı terleme, vücudun herhangi bir yerinde görülebilse de, birtakım yerleri bölgesel olarak etkiler. Bunların başında yüz, koltuk altı ve eller gelmektedir. Ellerde ve yüzde aşırı terleme doğumdan itibaren görülebilirken, koltuk altı terlemesi genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar.' ifadelerini kullandı.

Aşırı terleme ve normal terleme arasındaki farklara değinen Özpolat, “Terleme normal bir fizyolojik durumdur. Vücut ısısının artması, egzersiz sonucu ter bezlerine gönderilen uyarı sayesinde terlenir ve ısı dengesi korunur. Oysaki hastalık olarak isimlendirilen hiperhidrozis vücut ısısı artmadan, sempatik sisteme gönderilen aşırı uyarı sonrası kişinin fizyolojik ihtiyaçları dışında aşırı terlemesidir.' bilgisini verdi.

Özpolat, terleme sorununun kişinin hayatını kabusa çevirebileceğini ve aşırı terlemenin altında yatan pek çok hastalık olabileceği gibi nedenin sadece “primer hiperhidrozis” adı verilen aşırı terleme sorunu da olabileceğini ifade etti.

Özpolat, aşırı terlemenin nedeninin bulunması gerektiğinin önemine dikkati çekerek, 'Aşırı terleme vücutta bazı durumlara ikincil olarak görülebilir. 'Primer hiperhidrozis' ise, altta yatan başka bir hastalık olmadan ter bezlerinin aşırı çalışmasıdır. Kesin nedeni bilinmemektedir. Stres yüzünden artabilir ama nedeni psikiyatrik bir bozukluk değildir.' açıklamasını yaptı.

'Aşırı terleme kişinin günlük sosyal aktivitesini kısıtlıyor'

Özpolat, terlemenin altında yatan nedenin bulunabilmesi ve sorunun çözümü için uzman bir hekim kontrolünün şart olduğunu da belirtti.

Son yıllarda yapılan çalışmalarda aşırı terlemenin genetik geçişli olabildiği üzerinde de durulmakta olduğunu aktaran Özpolat, erkek ve kadınlarda aynı oranda görülen aşırı terlemenin bireylerin sosyal hayatlarını olumsuz etkileyebildiğine dikkati çekti.

Özpolat, 'Aşırı terleme kişinin günlük sosyal aktivitesini kısıtlayarak, diğer insanlarla ilişkisini azaltmasına, el sıkışırken utanmasına, yazarken veya klavye kullanımında sorunlar yaşamasına, eğitim hayatını etkilemesine, özgüven eksikliği yaşamasına, çekingenliğe sebep olmasına ve yaşam kalitesini düşürebilmesine neden olmaktadır.

Bir diğer durum ise terleyen bölgede bakterilerin yarattığı kokudur. Ter kokma ile kişi sosyal çevresinden uzaklaşabilir veya arkadaşları tarafından dışlanabilir. Terleyen bölgelerde cilt enfeksiyonları da daha sık görülmektedir.' ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Özpolat, primer hiperhidrozis tanısının detaylı bir klinik hikaye ve ikincil nedenlerin dışlanması ile konulduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Bu kriterler altta yatan bir neden olmaksızın bölgesel, görünebilir aşırı terlemenin en az altı ay süre ile bulunması, iki taraflı dağılım olması, kişinin günlük aktivitelerini kısıtlaması, haftada en az bir kez aşırı terleme olması, aile hikayesi bulunması, 25 yaşından önce başlamış olması, uyku esnasında terlemenin olmamasıdır. Kesin tanı bu kriterlere göre hekim tarafından belirlenir.”

Özpolat, aşırı terleme tedavisinde hekimlerin öncelikle cerrahi olmayan yolları denediklerini belirterek, “Tedavide cerrahi dışı yöntemler arasında ter kesici kimyasallar, iyontoforez ve botoks tedavisi gelmektedir.

Bunun yanında sadece hekim tarafından önerilen ve dozunun çok dikkatli olarak ayarlanması gereken ilaçlar kullanarak teri azaltmakta veya kesebilmekteyiz. Ne yazık ki, bu yöntemlerle elde edilen başarılar geçici olmaktadır.” ifadelerine yer verdi.

'Taburculuk sonrası kişiler hafif sporlar dahil her türlü aktivitesini gerçekleştirebilmektedir'

Özpolat, terleme için cerrahi dışındaki tüm yolların tüketildiği durumlarda aşırı terleme ameliyatı denilen “torakoskopik sempatektomi” işlemine başvurulduğunu belirtti.

Vücutta ter bezlerinin aktivitesini kontrol eden sistemin sempatik sinir sistemi olduğunu ifade eden Özpolat, ter bezlerini ilgilendiren sinirlerin aktivitesini azaltmaya yönelik işleme sempatektomi denildiğini aktardı.

Özpolat, işlemin günümüz yüksek teknolojisi ile ince çaplı teleskop ve kameralar kullanılarak yapılan ve cerrahi olarak sempatik sinirlerin aktivitesinin ortadan kaldırıldığı bir uygulama olduğunu belirterek, “Torakoskopik sempatektomi olarak adlandırılan ameliyatın güvenilirliği ve başarısı gösterilmiştir. Ameliyat, koltuk altına yapılan küçük kesi ile genel anestezi altında uygulanır.” dedi.

Hastaların dikkat etmesi gereken en önemli hususun ameliyat sonrası olduğunu kaydeden Özpolat, 'Cerrahi müdahale sonrası hastaların bir gece hasta yatışı yapılıyor. Kişiler taburculuk sonrası ise en kısa sürede normal hayatlarına dönüyor. Taburculuk sonrası kişiler hafif sporlar dahil her türlü aktivitesini gerçekleştirebilmektedir.' yorumunu yaptı.