BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,71
ALTIN 2.967,60
HABER /  GÜNCEL

Terim'e göre tek suçlu medya!

Milli takımlar baş sorumlusu Fatih Terim olaylı isviçre maçının ardından ilk kez konuştu ve tüm eleştiri oklarını medya mensuplarına sapladı!

Abone ol

Futbol Federasyonu Başkanı Levet Bıçakcı ve Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Olimpiyat Komitesi Konferans Salonu’nda Türkiye-İsviçre milli maçından sonra meydana gelen olaylarla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Bıçakcı, ‘Türkiye-İsviçre milli maçı sonrası istifa etmeyi düşünmedim. Başkanlığa işler kötü gittiğinde kaçıp saklanmak için gelmedim. Belli bir görevi üstlendim, ağırlığını ve tadını biliyorum. Federasyon olarak yaptığımız çalışmalar sadece (A) Milli Takım’la ölçülü değil. Bütün takımlarımızın birlikte ele alınması lazım. Çıkacak nihai bir karar değil. Tahkim Kurulu’nda itiraz hakkımız var. Mutlaka kullanacağız. Arkasından Lozan’daki spor mahkemesine de gideceğiz. Beni seçen genel kurul bu görevi benden almak istediği gün rahatlıkla istifa ederim. Böyle bir talep gelmediği sürece, görevimi sonuna kadar yapacağımdan kimsenin şüphesi olmasın’ dedi Fatih Terim ise görevine devam ettiğini belirterek şöyle konuştu: ‘İstifa şerefli bir müessesedir; zamanında, yerinde doğru olursa. Ciddi bir müessesedir. Gerektiği zaman kullanmaktan çekinmeyiz. Ülke içinde infaz edildik. Ülke insanı olarak onursuz bir iş yapmadık. Keşke bazı şeylere mani olabilme imkanımız olsa. Davut Dişli’den başlayarak benden devam ederek, oyunculardan en küçük merciimize kadar biz, ülkemiz adına ay yıldız adına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık ve onursuz hiçbir şey yapmadık. Nasıl davranılması gerekiyorsa öyle davrandık. Ama abartılara veya bize isnat edilenlere yapacak bir şeyimiz yok. İnfazı yapanlar, daha hiçbir şeyi beklemeden, raporu beklemeden. 7 kişinin raporu vardı. Hepsinin raporunda bu söylenen veya atfedilen insanların hiçbirinin isminin başharfi bile yokken olay bu şekle geldi. Bize söylüyorlar ama peki yenildiğimiz veya elendiğimiz zaman bunu ülke olarak normal kabul edebiliyor muyuz? Biz de bu ülkenin evlatlarıyız. Kendi içinizde bizi dövebilirsiniz, bize sövebilirsiniz ama kendi evladınızı dışarıya vermek, kötü göstermek çok hoş bir şey mi? Olmayan bir şeyi olmuş gibi gösterme çok hoş bir şey mi? Ne yaptık biz? Arkadaşlarım ne yaptılar, aslanlar gibi mücadele ettiler. Herkes kendi adına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı. Her şey onurluca yapıldı. Biraz insaflı davranalım. Kendi evlatlarımızı bu kadar yerden yere vurmayalım. Muhakkak ki tenkit edilelim. Ama bu, dozu artan, belden aşağı veya tek kale maç şeklinde suçlanan şekilde değil. Onun da üslubu var. O ay yıldızı giyenler ülkesini mutlu etmek için ne lazımsa onu yaptı. İş tek kale maça döndü, kişiselleşmeye başladı. Bazı cevaplar vermek zorundayım. Futbolcularımın performanslarını en üste çekmek adına nasıl hazırlamamız gerekiyorsa öyle hazırladık. Maçtan sonra baktığımızda, ben 90 dakikayı dolu dolu yaşayan bir insanım. Hepimizin hataları olabilir, benim de. Benim 50, 100 metreden çekilen fotoğraflarımın altını, bilgisi olmayıp, duymayıp, fikri olan şeklinde istediği gibi yazmak çok adil değil. Nitekim bana sorulan sorularda bunlar da vardı. Biz eğer birşeyi tırmandırmışsak bunun ilk tepkisini seyirciden görmemiz gerekir. 2-0 ile başlayıp 27. saniyede 3-0’a geliyorsunuz. 11 kişinin içinde 7 tane 25 yaş altında oyuncu var. 27. saniyede statta bir sessizlik oluyor ve ancak 4 tane atarsanız gidiyorsunuz. Bunun altından kalkmak çok kolay bir hadise mi? Bu çocuklar bunun altından kalktılar. Benim takımım bunun altından kalktı. 4 atılması lazımdı 4 attı. Yememesi lazımdı onu yedi. Ama 4-4 ile gidememiştir Türk Milli Takımı. Övgüyü haketmeleri gerekirken, hepimiz, muhakkak tenkit edileceğiz, bunlara itirazım yok. Ben 6 numaraya vurun demişim. Benim bunu işaret etmeme gerek yok ki. Öyle bir niyetim olursa çağırır söylerim. Basın dedim. Ben bunu zaten taktiksel olarak tüm oyuncularımıza söylüyorum. Halkı inandıracak şekilde olmuş gibi, kendinizi de önce inandırarak, arkasından da insanların inanmasını isteyerek kendi evladınızı vuruyorsunuz. Arkadaşlarıma diyorum ki (yetişin aman bir şey olmasın). (İlk hedefiniz Akdeniz’dir) diye yazıyorlar. 100 metreden çekilen fotoğrafın altını size bu hakkı kim veriyor da böyle bir duyguyla düşünceyle dolduruyorsunuz. 36 senedir çok güzel şekilde bu ülkeyi temsil ediyorum. Acaba önleyebilir miydim bu koşmayı? Ben görmedim böyle bir şey. Her şey bana göre doğru gitti. 15-20 saniyelik körüğe mani olamamışızdır. Bunun dışında hayatım boyunca oyuncularıma kimseye özellikle (rakibe git vur) demedim. İstiklal Marşı’nı sesli söyledi diye bir insanı tenkit ediyorsunuz. Kendi marşımızı neyle söyleyeceğiz. O milli formayı göğsünde taşımamış, bunun yarattığı yüksek duyguları tatmamış insanların bunu bilmesi mümkün değil. Dolayısıyla kapıyı kırdırdınız. Bunlara muhatap kalmak, kendi insanımızın (dediler, söylediler) sorularına orada maruz kalmak insanın içini acıtıyor. Benim futbolcularım aslanlar gibi oynamışlardır. 4 biz 4 onlar attı. Ben olaya böyle bakıyorum.’