BIST 9.913
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.961,88
HABER /  GÜNCEL

Tercüman'ların savaşı Çankaya'da

İsim hakkının kimde olduğu hakkında bir türlü mutabakata varılmayan "Tercüman" için tartışmalar sürerken, Çukurova grubunun Tercüman'ı durumu Çankaya'ya taşıdı.

Abone ol

Sayın Cumhurbaşkanı’na Sayın Cumhurbaşkanı, TBMM’DE 9.6.2004 tarihinde kabul edilen 5187 sayılı Basın Kanunu, onayınız için zât-ı âlinize gönderilmiş bulunuyor. SAYIN Cumhurbaşkanı, TBMM’DE 9.6.2004 tarihinde kabul edilen 5187 sayılı Basın Kanunu, onayınız için zât-ı âlinize gönderilmiş bulunuyor. Madde 1’de belirtildiği gibi, “Bu kanunun amacı, basın özgürlüğünü ve bu özgürlüğün kullanımını düzenlemektir.” Ancak bu düzenleme yapılırken, kamuoyunun bilgi alma hakkını kısıtlayıcı, özellikle yerel basını ve kısıtlı imkanlarla yayın yapan medya organlarını ağır ekonomik yükümlülükler altında bırakıcı hükümlerin yanı sıra, Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye aykırı olarak “kişiye özel” ayrıcalık sağlayan bir uygulama getirilmektedir. SAYIN Cumhurbaşkanı, Kanunun hazırlanması aşamasında gerek yazarlarımızca köşelerinde, gerekse ilgili Bakan’a şifahi olarak “Düzeltme ve Cevap hakkı” (Madde 14) ile ilgili endişelerimizi aktarmaya çalıştık. Ne yazık ki, çıkan kanunda bu endişelerimizin yerini koruduğunu üzüntüyle müşahede etmiş bulunuyoruz. Düzeltme ve cevap hakkı tabii ki olmalıdır ve kanunla güvence altına alınmalıdır. Ancak, yoğun iş yükü altında bulunan sulh ceza hakimlerince duruşmasız verilen düzeltme ve cevap hakkı kararlarının, çoğu zaman sağlıklı olmadığı görülmektedir. 18. maddeyle çok ağır para cezaları getirilen düzeltme kararları için ya uzman Basın Mahkemeleri kurulması ya da “bilirkişi uygulaması”na gidilmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz. Aksi halde, ağır cezalar nedeniyle toplum yararına bile olsa, basının pek çok haberi “görmemeyi tercih etmesi” kaçınılmaz olacaktır. Aynı şekilde, Madde 19’da yer alan hazırlık soruşturmaları aşamasında haber yapılmasını engelleyen hüküm de, yolsuzluk ve usulsüzlük haberlerinin yapılamayacağı anlamına gelmektedir. Unutulmamalı ki, ülkemizi kemiren pek çok yolsuzluk ve usulsüzlük, basın sayesinde ortaya çıkmış ve failleri bu şekilde hesap vermiştir. SAYIN Cumhurbaşkanı, 5187 sayılı kanunun 9’uncu maddesinde yer alan “marka” ile ilgili düzenleme ise hem AB normlarına aykırı, hem de “kişiye özel” olması açısından hukuk sistemini yaralayıcı bir özelliğe sahiptir. Tercüman markasını haksız ve kanunsuz gasbetmeye çalışanları kurtarmayı amaçlayan bir anlayışın eseri olarak Basın Kanunu’na da iliştirilen bu hüküm, malumları olduğu üzere, 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da da 31. maddeyle yer almıştı. Yine malumları olduğu üzere, söz konusu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne, Ana Muhalefet Partisi sıfatıyla CHP tarafından dava açılmıştır. Anayasa Mahkemesi bu konuda henüz kararını vermemişken, aynı aykırı anlayışın bir başka kanuna iliştirilmesi dikkate değerdir. Sayın Cumhurbaşkanı, Onaylanmak üzere Cumhurbaşkanlığı Makamı’na sunulan Basın Kanunu’nu bu çerçevede değerlendireceğinizi umuyor, saygılarımızla arzediyoruz. Tercüman