BIST 10.025
DOLAR 35,21
EURO 36,72
ALTIN 2.963,81
HABER /  GÜNCEL

Tercüman yazarları, Anıtkabir'de

Dünden Bugüne Tercüman İcra Kurulu Üyesi Nazlı Ilıcak, Anıtkabir özel defterine ise şunları yazdı:

Abone ol

Tercüman ailesi, Genelkurmay'ın akreditasyon uygulamasını Atatürk'e şikayet etti. Dünden Bugüne Tercüman İcra Kurulu Üyesi ve yazarımız Nazlı Ilıcak, Genelkurmay'ın basın kuruluşları arasında yaptığı ayrımcılığı Anıtkabir'de Atatürk'e şikayet etti. Ilıcak, dün Tercüman yazarları Gülay Göktürk, Serdar Arseven, Haber Müdürü Fırat Gazel, Yalçın Malgil ve Ankara bürosu muhabirleriyle birlikte Anıtkabir'i ziyaret etti. Ata'nın mozolesine çelenk koyan ve saygı duruşunda bulunan Ilıcak, daha sonra Anıtkabir özel defterine duygu ve düşüncelerini aktardı. Ilıcak, Anıtkabir özel defterine şunları yazdı: "Sevgili Atatürk, 'Muasır Medeniyet' dedin, bizim önümüzde sonsuz bir ufuk açtın. Bize göre, 'muasır medeniyet', insan hak ve özgürlüklerini en ileri noktalara taşımak, Cumhuriyet'in içini demokrasi ile doldurmak. Ama hâlâ Atatürk ilkeleri etrafında kısır bir tartışma cereyan ediyor. Hala, inancı, hayat tarzı ve düşüncesi dolayısıyla insanları suçlu sandalyesine oturtanlar var. Sana şikayete geldik, Ata'm... Sen olsan, kamu hizmeti gören basını 'akredite olan' ve 'olmayan' diye ikiye böler miydin? Aklın ve sağduyunun yerini vehimlerin almasına izin verir miydin? Huzurunda saygı ile eğiliyor ve Ramazan ayının ilk gününde Allah'tan sana rahmet diliyoruz. Kabrinin başında Fatiha okumak tören kurallarına aykırıymış ama, biz görevimizi gizlice yerine getirdik bile. Mekanın cennet olsun sevgili Atatürk!" Nazlı Ilıcak Anıtkabir'den çıkarken, gazetecilerin kendisine yönelttiği soruları cevaplandırdı. Akreditasyon uygulamasının, basın özgürlüğüne aykırı davranışlar olduğunu belirten Ilıcak, "Kanal D bizi izleyebildi, ama Kanal 7'nin görevini yapması engellendi. Maalesef bunlar basın özgürlüğüne aykırı davranışlar. Basın kuruluşları bence şeklen, 'ayıp olmasın' kabilinden protesto ediyorlar. Ama basın özgürlüğüne müdahale ve ayrımcılığa karşı, daha büyük eylemler yapmak gerekir" diye konuştu. Ilıcak, Tercüman'ın yanısıra, Kanal 7, Samanyolu TV, Zaman ve Vakit gazetelerinin de Genelkurmay'a akredite olamadıklarına dikkat çekti. Ilıcak şunları söyledi: GEREKİRSE AİHM'YE GİDERİZ "Bu mücadele, devam edecek. Akreditasyon konusunda bir düzeltme yapmadıkları takdirde, bu toplantılardan birine gideceğim, alınmadığım takdirde, kapıda noterle bir tespit yapıp, mahkemeye müracaat edeceğim. Bu, Askeri İdare Mahkemesi olabilir, bir tazminat davası olabilir. Neticede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar bunun yolu var. Bu işe, inatlaşmadan, doğru ve uzlaştırıcı bir çözüm bulmak lazım." Yazarımız Gülay Göktürk de akreditasyon uygulamasındaki ayrımcılığı eleştirdi ve "Bu sadece bizim sorunumuz değil. Aynı zamanda devletin sorunu. İdeolojik devletin varlığını bu kadar açık ortaya çıkaran az örnek olur. Devlet, tercih yapamaz. Devletin kimi gazeteleri sevip, kimilerine gıcık olma diye bir hakkı yoktur. Devlet, vatandaşları arasında ayrım yapamaz. Bugün Genelkurmay, yarın İstanbul Üniversitesi, ertesi gün Çankaya Köşkü... Bu iş, bir gelenek haline getirilmek isteniyor. Devlet taraf değil, nötr bir varlıktır. Öyle davranmalıdır. " dedi. Serdar Arseven de, "Akredite olamayan basının sahiplerine baktığınızda, hiçbirinin hortumculuktan sanık olmadığını görürsünüz. Akredite olanların büyük bölümü ise, hortumculuk sanığıdır. Akreditasyon yasağı, TSK'ya itibar getirecek bir tavır olarak düşünülemez" görüşünü savundu. KAYNAK: D.B.TERCÜMAN