ÖSS'yi kazanan adaylar tercih formlarını doldurma telaşındalar. Popülerite mi? İş ve para mı? Mutlu bir gelecek mi? Ya da hepsi birden mi? İşte bu soruların cevabı.
Abone olTercih formlarını dolduran adayların kafası karışık. Biraz karışık olan sistemde adayların sağlıklı düşünmeleri gerekiyor. Geleceklerini şekillendiren bu önemli günlerde hata yapmamak için görüşleri dikkate almaları gerekiyor. Milliyet yazarı Abbas Güçlü yazısıyla adaylara bilgiler sunuyor.
Yazı: Abbas Güçlü
Kaynak:
-Adayların, hemen her ortamda, konunun uzmanlarına en çok sordukları sorulardan biri de, hangi fakülte ve hangi meslek daha iyi şeklinde. Eskiden daha çok üniversite seçimi yapılırdı. Örneğin ODTÜ ya da Hacettepe'yi isteyen bir öğrenci, o üniversitede ne varsa, tercih sıralamasında hepsine yer verirdi. Mühendislik de olurdu, tıp, felsefe ve ekonomi de.
Tercih yelpazesi o kadar geniş olurdu ki, amacın herhangi meslek edinmekten çok, o üniversitede okumak olduğu çok net görülürdü. Son yıllarda, bu trend önemli ölçüde değişti. Öğrenciler artık daha bilinçli. Üniversite bitip de iş aramaya başladıklarında, üniversitenin değil, mesleğin çok daha önemli olduğunu anladılar. Bu da tercih sıralamasında, üniversitelerden çok fakültelerin öne çıkmasına neden oldu. Zaten doğru olan da buydu.
En iyi meslek; en popüler meslek mi? Yoksa en çabuk iş bulunan ve en çok para kazandıran mı? Ya da sizi en çok mutlu edecek olan mı?
Tercihlerle ilgili son kararı vermeden önce, bu sorunun cevabını, kendi içinizde mutlaka vermelisiniz.
Meslek seçimi, hayatta verilecek kararlardan belki de en önemlisi. Bir ömür boyu onunla birlikte olacaksınız. Üç beş yıl sonra, "Beğenmedim ben bu işi, değiştirmek istiyorum" dediğinizde, yeniden üniversite sınavlarına hazırlanmanız, kazanmanız ve bitirmeniz, bugünkünden çok daha zor, hatta olanaksız olacaktır. Çünkü sınav sistemi her geçen gün değişiyor ve yıllar sonra sizin bu değişime ayak uydurmanız hiç de kolay olmayabilir.
En önemli karar?
İşte bu nedenle, meslek seçimi konusunda alacağınız nihai karar, çevrenin telkinleri ve dış etkenlere göre değil, kendi ilgi, yetenek ve beklentileriniz doğrultusunda olmalıdır.
Yukarıda üç soru sormuştuk. Bir kez daha hatırlayalım: Popülerite mi? İş ve para mı? Mutlu bir gelecek mi? Ya da hepsi birden mi?
Herkesin gönlünden geçenin son seçenek olduğunu biliyoruz. Ama Pollyannacılık yapmanın kimseye bir yararı olmaz. Hem çok istediğiniz, hem de çok popüler ve para kazandıran mesleklerin sayıları ve kontenjanları o kadar az ki, siz iyisi mi gelin bu seçeneklerden birinde karar kılın.
Ama önce, getirdiklerini ve götürdüklerini birlikte irdeleyelim. İlk önce popüler meslekleri ele alalım.
Endüstri mühendisliği, genetik ve uluslararası ilişkiler bunlardan bazıları. En yüksek puanlı öğrenciler, gözü kapalı bu bölümlere yöneliyorlar. Çok istediklerinden mi? Kesinlikle hayır. Eskiden tıbbı, bilgisayar mühendisliğini, mimarlığı neden seçiyorlarsa, şimdi de onun için seçiyorlar. Çok istediklerinden mi? Hayır. Sadece yüksek puanlı ve popüler olduğu için seçenlerin sayısı o kadar çok ki... Sonunda da pek çoğu mutsuz oluyor.
"En iyi meslek, en kolay iş bulunan meslek" deyip istihdama yönelik tercih yapanların sayısı da hiç az değil. İşsiz sayısı o kadar çok ki, böyle hareket etmeleri doğal karşılanabilir. Ama aradan yıllar geçtiğinde, iyi para da kazansalar, yine de mutsuzlar. Çünkü genelde istedikleri bir işi yapmamış oluyorlar.
İlgi ve yetenek?
İlgi ve yetenekleri doğrultusunda, ileride kendilerini mutlu edecek bir meslek peşinde olanlar, dışarıdan bakıldığında en doğru kararı veren kesim olarak dikkati çekiyor. İyi de yapıyorlar. Ama bu her zaman mutlu sonla bitmiyor. "İstediğim mesleğin dışında hiçbir tercih yapmayacağım" deyip de yıllardır işsiz gezenlerin sayısı o kadar çok ki!.
Peki kadar olumsuzluk içerisinden, nasıl olumlu bir tablo çıkar? Bunu da elbirliğiyle bulacağız. Zor ama imkânsız değil. Hem istediğiniz bir mesleği seçebilir, hem keyifli bir öğrencilik yaşayabilir, hem de mezuniyet sonrasında kolay iş bulup mutlu bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Bunun örneklerini çevrenizde fazlasıyla görebilirsiniz.
Önümüzdeki günlerde bu konudaki ayrıntılara fazlasıyla gireceğiz. Ama öncelikle önyargılardan ve dış etkenlerden uzak durmalısınız. Ne istediğinizi iyi bilin, gerisi gelecektir. Türkiye'de artık çok iyi üniversiteler var. Üç büyük kente sıkışıp kalmayın. Yurtdışı öğrenci değişim programlarına sahip, Anadolu'daki üniversitelere de yönelin. İstediğiniz bir meslekte, kendinizi en iyi şekilde donatırsanız, gerisi gelecektir. Türkiye'de okumuş da çok, işsiz de. Ama işini iyi yapan o kadar az ki! İşte bu boşluğu siz doldurabilirsiniz. Hangi mesleği seçerseniz seçin, hangi üniversitede öğrenim görürseniz görün, sonuçta sizin donanımınız önemli. Olaya bir de bu açıdan bakmalısınız. İstanbul'da trafikte geçireceğiniz saatleri, kendinizi donatmak için harcadığınızda, dezavantajı, avantaja dönüştürebilirsiniz...
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağa'dan cevaplamasını istediğiniz soruların özellikle kısa olmasını rica ediyoruz. Bu arada üniversite rektörlerimizden de tercihlerinizi kolaylaştıracak önemli ipuçları alacağız.
Sıralama için acele etmeyin. Önce bilgi, sonra sıra...
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, sorularınızı cevaplandıracak. Sorularınızı bekliyoruz.
2005 - Y ÖSS puanlarının dağılımı, 2004 - Y ÖSS puanlarının dağılımından doğal olarak farklı oluşmuştur. Bu nedenle 2005 ÖSYS yükseköğretim puanları ve kontenjanları kılavuznda yer alan en küçük puan ve yüzdelik dilimler değerlendirilirken adayların aşağıdaki açıklamaları dikkate almalarında yarar var.
1. 2004 ve 2005'teki Y - ÖSS puan dağılımlarında yığılımlı sayılar eşitlendiğinde, 2005 Y - ÖSS puanlarının, 2004 Y - ÖSS puanlarından, 2 - 6 puan yüksek olduğu görülmektedir. Bunun sonucu olarak da, yükseköğretim puanlarının 2005 ÖSYS'deki en küçük puanlarının, 2004'ÖSYS'deki en küçük puanlarından daha yüksek olması beklenmekte ve artış miktarlarının 2 ila 6 puan dolaylarında olacağı tahmin edilmektedir.
2. 2005 yılında Y - ÖSS puanı hesaplanan aday sayıları ile her yüzdelik dilimde yer alan sayıları, 2004 yılındakilere göre farklılıklar göstermektedir. 2005 yılında Y - ÖSS puanı hesaplanan aday sayıları, 2005 - ÖSS Sınav Sonuç Belgesi'nin arka yüzünde yer almaktadır. 2004 yılında Y - ÖSS puanı hesaplanan aday sayıları ise 2005 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavu'nun 17. sayfasında verilmiştir. Adayların bu sayıları karşılaştırarak, 2005 yılındaki yüzdelik dilimlerin, 2004 yılındaki yüzdelik dilimlere göre, ne yönde değiştiğini değerlendirmelerinde yarar vardır.
3. 2005 yılında özellikle 0,8 AOBP'li Sayısal, Sözel ve Eşit Ağırlıklı Y - ÖSS puanı hesaplanan aday sayıları, 2004 yılındakilerden yaklaşık yüzde 10 daha büyük olmuştur. Bunun sonucu olarak da 2005 ÖSYS'de bu puanlarla ilgili her yüzdelik dilimde yer alan aday sayıları, 2004 ÖSYS'dekilere göre yaklaşık yüzde 10 artmıştır. Bu nedenle puan türü, Sayısal, Sözel ve Eşit Ağırlıklı olan yükseköğretim programlarının 2005 ÖSYS'de özellikle 0,8 AÖBP'li yüzdelik dilimlerinin 2004 ÖSYS'dekilere göre yaklaşık yüzde 10 daha küçük olması beklenmektedir. Buna göre örneğin 2004 ÖSYS'de 0,8 AÖBP'li yüzdelik dilimi 20 olan bir yükseköğretim programının 2005 ÖSYS'deki yüzdelik dilimi 18 dolaylarında olabilecektir