BIST 9.916
DOLAR 35,25
EURO 36,76
ALTIN 2.978,75
HABER /  GÜNCEL  /  EMLAK

Temiz hava İstanbul'a giremiyor!

İstanbul’da, kentsel dönüşüm yaşanan bölgelerdeki binaların rüzgâr koridorunu kesmeyecek şekilde yapılmaması eleştiri konusu oldu

Abone ol

İSTANBUL ’da, kentsel dönüşüm yaşanan bölgelerdeki binaların rüzgâr koridorunu kesmeyecek şekilde yapılmaması eleştiri konusu oldu. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Şehirlerimiz fiziksel, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik açıdan dönüşüme tabi tutulmalı.” diyor.

Şehircilik ve mimari uzmanları, İstanbul’da gerçekleşecek kentsel dönüşümün sadece deprem odaklı değil, mimari ile ilgili tüm faktörler göz önüne alınarak gerçekleştirilmesini istiyor. Zaman gazetesinin haberine göre Meteoroloji ve afet yönetimi uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, İstanbul’da kentsel dönüşüm çerçevesinde yapılan binalarda dikkat edilmesi gereken birçok hususun gözden kaçırıldığını belirtti.

BİZDE DÖNÜŞÜM SADECE YENİDEN İNŞAA  ETME

Kadıoğlu, ulaşım, eğitim, sağlık, yeşil alan, iklimsel olaylar gibi konuların kentsel dönüşümde öncelikli olarak ele alınması gerektiğini kaydediyor. Dönüşümün, bütüncül bir bakış açısıyla yapılması gerektiğini ifade eden Kadıoğlu, “Kentsel dönüşüm, fiziksel, ekonomik ve sosyal olarak üç aşamalıdır.” diyor. Kadıoğlu, “Bizde sosyo-ekonomik dönüşüm yok. Sadece yeniden yapma var.” diyor.

RÜZGARIN 3'TE 1'İ İÇERİ ULAŞIYOR

Gökdelenlerin hava akımını engelleyip yazın nem oranı ve hava sıcaklığında artışa sebep olduğunu; kışın ise kirlilik oluşturduğunu söyleyen İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen ise, “Yüksek binalar yüzünden şehre gelen rüzgârın ancak 3’te 1’i içerilere ulaşabiliyor.” diyor. 

GÖKDELENLER RÜZGARI KESİYOR

Gökdelenlerin hava akımına engel olmaması için rüzgârın geliş yönüne doğru yapılmaması gerektiğini belirten Şen, gökdelenlerin bulunduğu bölgelere rüzgâr kanalları yapılmasını çözüm olarak gösteriyor.

Rüzgâr kanalları Türkiye’de gerçekleştirilmeyen bir uygulama. Kanallar yüksek binaların yapıldığı bölgelerde binaların hava akımına engel olmaması için caddeler şeklinde yapılıyor. Kanal şeklinde olan bu caddeler gelen rüzgârın binalara hiç takılmayarak şehrin içine aynı hızda ulaşmasını sağlıyor.

MİMARİ AÇIDAN GERİLEME YAŞANIYOR

Eski mimari anlayışında Karadeniz bölgesindeki evin yapısıyla, Güneydoğu bölgesinde bulunan bir evin yapısı ve şeklinin farklı olduğunu dile getiren Kadıoğlu, mimari açıdan gerileme yaşandığını vurguluyor.

BİNALAR KOPYALA YAPIŞTIR YAPILIYOR

Şehirleşme anlayışının İstanbul’un iklimini olumsuz yönde etkilediğini belirten mimar ve kent bilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, ise “Kuzey projelerini İstanbul’un makro ve mikro klimasının bozulmasına bir adım olarak görüyorum. Yüksek yapılaşma şehrin iklimini olumsuz etkiliyor.” diyor. Mimari kimliğin bozulduğunu ve ‘kopyala yapıştır’ tekniği ile bina tasarlandığını kaydeden Alp, “Kentsel dönüşümün mühendislik ve finans boyutuna indirgendiğini ve özgün mimari ve sosyo-psikolojik konuların dikkate alınmadığını görüyoruz.” diyor.