BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  SP

Temel Karamollaoğlu: Milletimiz lebaleb borç batağına sürüklendi

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, basın toplantısında "Milletimiz lebalep borç batağının içerisinde, geçim sıkıntısı ile boğuşmakta, gelecek kaygısı ile yaşamaktadır." dedi.

Abone ol

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, "Trabzon’da iflas eden bir kardeşimiz namuslu bir şekilde battık, lebaleb batırıldık dedi. Ben de bugün diyorum ki milletimiz lebalep borç batağının içerisinde, geçim sıkıntısı ile boğuşmakta, gelecek kaygısı ile yaşamaktadır." dedi. 

"İktidar, adalet reformu diye bir teklif getirecek ama ne değişecek. Zihniyet değişmeden, yaklaşım değişmeden kanunlarda, kurallarda değişiklik yaparak hiçbir konuyu düzeltemezsiniz." diyen Karamollaoğlu, "Sıkıntılar arttıkça ve iktidar da bu sorunlara çözüm bulamayınca hayallere sarılıyor. Bir hafta bakıyorsunuz uzaya çıkıyoruz. Bir hafta bakıyorsunuz, dünya GAFAM'dan büyüktür. Bu GAFAM’ın muadillerini yapacağız diyorlar. İşsizliğin zirve yaptığı, gençlerin gelecekten ümidini kestiği, her dört gençten üçünün yurt dışında yaşamayı hayal ettiği, her geçen gün beyin göçü verdiğimiz Türkiye'mizde gerçekler can yaktıkça millete hayal satmak nasıl bir çözümdür." diye konuştu. 

Saadet lideri Karamollaoğlu'nun konuşması şöyle:

Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın vefatının sene-i devriyesinde gerçekleştirdiğimiz anma programına iştirak eden tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum. Tüm siyasi partilerin bir araya gelebildiği böyle bir atmosferin inşa edilmesi, ülkemizin geleceği adına çok büyük önem taşımaktadır. Anma ve anlama programımız vesilesiyle gördük ki çatışmayı değil diyaloğu, husumeti değil kardeşliği, hakareti değil müzakere edebilmeyi esas aldığımızda bir araya gelebiliyor, konuşabiliyoruz.

28 Şubat’ın yaşattığı mağduriyetler maalesef tamamen ortadan kalkmadı. Bu mağduriyetler tamamen ortadan kaldırılmadan 28 Şubat ile hesaplaşmak mümkün değildir. 

Pandemiyle alakalı alınan kademeli normalleşme kararlarının ülkemiz ve milletimiz adına hayırlı olmasını diliyorum. Yaşadığımız pandemi sürecinin getirmiş olduğu ekonomik ve sosyal bunalım bu vesileyle bir nebze de olsa azalır. Bu arkadaşlar eğitime önem veriyoruz diye başa geldikleri zaman tablet ve akıllı tahtayı bir hamle olarak gördüler. Meseleyi bu kadar basite indirgedikten sonra sizin eğitimdeki problemleri çözmeniz zaten mümkün değildi. Dünyada, her yeri kapatalım ama okullar açık kalsın, anlayışı hakimken Türkiye, dünyada okulları en uzun süre kapalı tutan ülke olmuştur. Okulların güvenle açılabilmesi için gerekli koşullar en kısa sürede sağlamalı, sağlık ve refah arasında en uygun dengeyi kurarak yüz yüze eğitim başlamalıdır.

İktidar, adalet reformu diye bir teklif getirecek ama ne değişecek. Zihniyet değişmeden, yaklaşım değişmeden kanunlarda, kurallarda değişiklik yaparak hiçbir konuyu düzeltemezsiniz. Biz ekonomi denildiği zaman içinde bulunduğumuz sıkıntının reçetesi olarak sık sık üretim, sonra yine üretim ve yine üretim diyoruz. Trabzon’da iflas eden bir kardeşimiz namuslu bir şekilde battık, lebaleb batırıldık dedi. Ben de bugün diyorum ki milletimiz lebalep borç batağının içerisinde, geçim sıkıntısı ile boğuşmakta, gelecek kaygısı ile yaşamaktadır. 

Sıkıntılar arttıkça ve iktidar da bu sorunlara çözüm bulamayınca hayallere sarılıyor. Bir hafta bakıyorsunuz uzaya çıkıyoruz. Bir hafta bakıyorsunuz, dünya GAFAM'dan büyüktür. Bu GAFAM’ın muadillerini yapacağız diyorlar. İşsizliğin zirve yaptığı, gençlerin gelecekten ümidini kestiği, her dört gençten üçünün yurt dışında yaşamayı hayal ettiği, her geçen gün beyin göçü verdiğimiz Türkiye'mizde gerçekler can yaktıkça millete hayal satmak nasıl bir çözümdür.

Türkiye ekonomisi 2020 yılında TÜİK’e göre yüzde 1.8 büyüdü. Son çeyrekte ise yüzde 5.9 ile büyümüş. 2019 yılında 9 bin 127 dolar olan kişi başına düşen milli gelir 2020 yılında 8 bin 599'a gerilemiş. Gel de çık işin içinden. Türkiye'de kişi başı milli gelir geldiği nokta itibariyle 2004'teki kişi başı dolar değerine yaklaşmış oldu. Bu da ayrı bir başarı. 

2020 yılında pamuk ekim alanları yüzde 40 azaldı. Bu, son 30 yılın en düşük değeri, 353 bin hektar gerileme oldu. 962 bin ton pamuk ithalatı için 1.5 milyar dolar döviz ödemek zorunda kaldık. Hangi politikalar ile bunu başardınız? THY geçen sene 5.5 milyar lira zarar etti. Bazı kurumlara göre zarar 17 milyar lira. Personelinin evden çalıştığı, maaş giderlerinin yarıya düştüğü THY’de, bu şartlarda 347 araç kiralama ihalesine çıkılıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.

34 Avrupa ülkesi içinde gelir dağılımı eşitsizliği sıralamasında Türkiye ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de en zengin yüzde 20’lik nüfus, toplam gelirin neredeyse yarısını alıyor. Biz, milli gelirin hem artması hem de adil dağılımı için mücadelemizi sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız.

Sayın Cumhurbaşkanının israf açıklamasını değerli buluyorum ama yeni inşaatlar, yeni makam araçları durmuyor ki. Bunlarla beraber gerekli olmayan yatırımları devam ettirmek ve yenilerini başlatmak da israftır.