BIST 9.550
DOLAR 34,55
EURO 35,99
ALTIN 3.001,58

Telgraf...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na tebrik telgrafı göndermesine içerleyen AK Partililer, "Niye o adamı tebrik ettin Reis?" diye soruyor.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden genel başkan seçilmesi Yılmaz Özdil'i çileden çıkarmış.

 "CHP genel başkanı 'kaybedenler kulübü' tarafından seçiliyor. Kılıçdaroğlu'nun devamlı kaybetmesine rağmen, devamlı genel başkan seçilmesinin sebebi budur" diyor. 

Sadece eleştirmekle kalmıyor, herkesin aklını karıştıran delege yapısına da dikkat çekiyor. 

"CHP Çanakkale'de 135 bin oy alıyor. Çanakkale'nin 8 delegesi var.
Adıyaman'da 35 bin oy alıyor. Adıyaman'ın 10 delegesi var.

CHP Edirne'de 150 bin oy alıyor, 4 delegesi var. Bingöl'de sadece bin oy alıyor, 5 delegesi var.

CHP küçücük Bartın'da 36 bin oy alıyor, 4 delegesi var. Kocaman Diyarbakır'da 12 bin oy alıyor. 20 delegesi var.

CHP Hatay'da 307 bin oy alıyor, 20 delegesi var. Mardin'de Şırnak'ta  Iğdır'da Batman'da toplam 23 bin oy alıyor, 41 delegesi var.

CHP Tunceli'de 14 bin oy alıyor, 4 delegesi var. Van'da 6 bin oy alıyor.
15 delegesi var. 
CHP nerede az oy alıyorsa, oranın delege sayısı daha fazla. Bunun sırrı nedir?" diye soruyor. Oysa bu sorunun cevabı çok basit...

CHP yönetimi, "Seçtiğimiz delegeler o bölgede bize çalışsın. HDP'den oy devşirelim. Çanakkale, Edirne, İzmir ve Hatay'da çalışmasak da olur. Çünkü oradakiler zaten bize veriyor" düşüncesiyle hareket ediyor. 

Tunceli'ye niye fazla delege versin adam?

Zaten oradakiler mezhepsel düşüncelerle bana veriyor diye düşünüyor. Bir başka deyişle, garanti gördüğü seçmeni "koyun" yerine koyuyor.

Tuhaf olan şu ki bu bölgelerdeki insanlar da yapılan muamelenin farkında olmasına rağmen sandıkta oyunu "Tıpış tıpış" CHP'ye veriyor. 

Soru soran gazetecilerden biri de Hürriyet'ten Ahmet Hakan.

"CHP’de adamlar ve de kadınlar hiç değilse öyle ya da böyle adaylı, çekişmeli falan kurultay yapıyorlar. En küçük bir nahiyecikte bile iki adaylı kongreye geçit vermeyen AK Parti’nin “CHP ve demokrasi” konusunda bir şey söylemeye hakkı var mı?"

Var, olmaz olur mu hiç?

CHP'de adamların ve de kadınların öyle ya da böyle çok adaylı, çekişmeli kurultay yaptıkları doğrudur. Ama bu kurultaylarda masa ve sandalyelerin havalarda uçuştuğu, yumrukların konuştuğu, herkesin birbirine ana avrat dümdüz gittiği de ekranlarda naklen izlediğimiz bir durumdur. 

Bu bir...

İkincisi...

CHP'nin başında 8 seçim yenilgi alarak rekor kırmış bir siyasi mevta var. AK Parti'nin başında ise zafer konuşması yapmak için bir sigara tiryakisinden daha çok balkona çıkmış bir lider var. E girdiği tüm seçimlerden zaferle çıkan bir liderin karşısına aday çıkarılmasını beklemiyorsun değil mi?

AK Parti'de, başka hiç bir partide olmayan bir kural, bir siyasi gelenek vardır.Bunu sen de en az benim kadar iyi biliyorsun Sevgili Ahmet Hakan.

O kurala göre, üst makamlara talip olunmaz. Ancak lider tarafından bu makamlarda bir görev verilirse kabul edilir.

Kaldı ki...

O lider partisinin kurucusu ve milyonları arkasından sürükleyen gerçek bir oy deposu. Bu lider, "Ben kendi ekibimi kurup, onunla yola devam edeceğim" diyor. Bir teknik direktör gibi oyundan düşeni kenara alıyor, başarıya hasret olanları sahaya sürüyor. Ve bu işi de çok ama çok iyi yapıyor. 

Ha...

CHP'deki çok adaylı, çekişmeli seçimlerin nedenini söyleyeyim.

PKK emreder "Siha'cı Sezgin" gelir, DHKP-C emreder Canan Kaftancıoğlu seçilir. Fetö baskı yapar, Zaman'ın önünde nöbet tutan vekil ve başkanlar öne çekilir. İtiraz edenler de "Kaset" maharetiyle gönderilir.

Yani mesele demokrasi falan değil, bildiğin terör örgütlerine boyun eğmedir!

***

Bir cevap da AK Parti seçmenine verip yazıyı toparlayayım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na tebrik telgrafı göndermesine içerleyen AK Partililer, "Niye o adamı tebrik ettin Reis?" diye soruyor. 

Alemsiniz vallaha ya!

Erdoğan'ın yeryüzünde tebrik etmesi gereken bir tek canlı var ise o da Kemal Kılıçdaroğlu'dur kardeşim! Çünkü Kılıçdaroğlu CHP'yi geri taşıyacak ve bir sonraki seçimlerde meydanı AK Parti'ye bırakacak yegane politikacıdır.

Bu adamı tebrik etmeyecek de beni mi tebrik edecek? 

Bazıları da soruyor, "Vay efendim, bu devirde neden telgraf göndermiş?" diye...

 Ziyniyet olarak 1940'larda kalmış bir partiye ancak telgraf yakışırdı da ondan... Whatsapp mesajı atmasını beklemiyordunuz herhalde?

Dipnot: Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin istediği müziği CD'sini salonda çaldırmamış. Müzik CD'si işine yaramadığı içindir. Bel altı kaset olsa ne yapar eder yayınlatırdı!