Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın telekulak raporu ürküttü. İşte yasadışı dinleme yapan telekulakçıların marifeti...
Abone olAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Yargıtay ve Danıştay Başkanlıkları santrallerinin usulsüz dinlendiği iddiasıyla yürüttüğü soruşturma kapsamında verilen takipsizlik kararının ayrıntılarında, dehşet verici tespitlerde bulunulduğu ortaya çıktı!
Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, Yargıtay ve Danıştay’ın usulsüz biçimde dinlendiğine yönelik kanıt bulunamadığının belirtildiği kararda, buna karşılık, Cumhurbaşkanlığı dahil tüm santrallerin güvensiz olduğu, Türkiye’deki herkesin telefonlarının dinlenebileceği, TİB’teki görevlilerin, geçmişteki konuşmaların içeriğini değiştirebileceği vurgulandı.
Soruşturmayı yürüten Ankara Başsavcıvekili Nuri Yiğit’in takipsizlik kararına dayanak oluşturan raporda, şu tespitlere yer verildi:
- TİB’in işlemleri yasal düzenleme yapılarak ve mutlaka hakim tarafından denetlenmelidir.
- Dinleme yapabilen teknik araçların ve malzemelerin alımına ilişkin hiçbir yasal düzenleme yoktur.
- Yasadışı dinleme yapanlar için CMK’da tazminattan söz edilmiş olmaması dikkat çekicidir.
- Yasadışı dinleme yapan memurlar, soruşturma izni olmaksızın soruşturulmalıdır.
- Dinlemelerin telefon numarası yerine IMEI numarası üzerinden yapıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda cep telefonu IMEI numarasının kopyalanmış olması halinde aynı IMEI numarasını taşıyan tüm telefonların dinlenebilmesi mümkündür.
DİNLEMEDE 37 YÖNTEM VAR
- Cumhurbaşkanlığı Denetleme Raporu’na göre yasal düzenlemede yer almamakla birlikte 17 bin civarında baz istasyonu sorgusu (istasyonun bulunduğu alandaki tüm iletişimin tespiti) yapılmıştır.
- Bazı dinleme kararlarının karar alınır alınmaz değil birkaç gün sonra TİB’e gönderildiği tespit edilmiştir.
- Mevzuatta açık düzenleme bulunmadığı halde, kaybolan ya da kaçırılan kişilerin bulunması için iletişim bilgilerinin kullanıldığı tespit edilmiştir.
- Kişiler arasındaki konuşmaların tespit edilmesi ya da kaydedilmesi için tam 37 yöntem uygulandığı tespit edilmiştir.
Bilgisayar kopyalanabilir
- Bağlantı olmadan bilgisayarların uzaktan kopyalanması ve kaydedilmesi mümkündür.
- Piyasada satılan navigasyon cihazları MOBESE kameralarının hatta trafik radarlarının yerini önceden haber verme yeteneğine sahiptir. Bunu engelleyecek hiçbir önlem alınmamıştır.
- Telekom ve operatörlerin kaynak kodlarını elinde bulunduran, santrallerini kullanan bütün firmalar üzerinden yapılan konuşma, içerik ve kayıtlarını tutma imkanına sahip olduğu halde bu konuda alınmış herhangi bir tedbir yoktur. Bu durum yasadışı dinlemelerin tespitini engellemiştir.
Bu konuda, TÜBİTAK’ın Uludağ Projesi adı altında bir projesi bulunduğu halde bu proje henüz tamamlanıp uygulanamadığı tespit edilmiştir.
- Bu tespit, devletin en üst düzey kurumlarının Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı santrallerinin güvenliksiz olduğunu ortaya koymaktadır.
- Hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde TİB tarafından tespit edilen tüm telefon konuşmaları Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı KOM Daire Başkanlığı üzerinden geçmektedir.
- Mevzuatta önleyici dinlemede kimlerin dinlemeyeceği konusunda hiçbir açıklık yoktur. Buna göre dinleme adı altında Cumhurbaşkanı’nın bile dinlenmesi mümkündür.
- Herkesin her suçtan dinlenmesi mümkündür.
- Tüm sabit ve cep telefonu operatörlerinin abone bilgileri tüm kolluk görevlilerinin elinde mevcut olduğu halde, bu bilgi sadece hem de soruşturma ve yargılama yapan savcı ve hakimin elinde bulunmadığı tespit edilmiştir.
DİNLEME SAYISI HER YIL ÇIĞ GİBİ ARTIYOR... AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
- Tüm mevzuat dinlemede yeterli, açık ve net düzenleme ve koruma getirmiyor. Dinleme sayısı her yıl çığ gibi artıyor. 2007 yılında adli dinleme sayısı 63 bin 576 iken, bu sayı 2008 yılında 90 bin 163’e, 2009 yılında ise 142 bin 135’e ulaşmıştır. Buna göre dinleme sayısı her yıl yüzde 50 oranında artış gösteriyor.
- TİB’deki yönetici şifresine sahip olan bazı yetkililerin TİB’deki veri tabanlarında yer alan geçmişe yönelik dinleme kayıtlarında (log kayıtlarında) değişiklik yapma imkanı vardır.
TÜM TÜRKİYE DİNLENEBİLİR
- Yasadışı olmayan yollarla yapılan dinlemenin bir yöntemi de cep telefonlarının dinlenmesinde konuşma uyduya çıkarken bu konuşmanın dinlenmesidir. Böyle bir dinlemede yapılan bu dinleme mutlak suretle ilgili baz istasyonunda iz bırakmaktadır ve bu izle ilgili operatör tarafından mutlaka görülmektedir.
Ancak, operatörler bugüne kadar baz istasyonlarındaki bu izleri yetkili makamlara bildirmemişlerdir. Eğer bildirselerdi yasal
olmayan bu dinlemelerin önüne geçilebilirdi.
- Uydu üzerinden yapılan görüşmelerde tüm görüşmelerin alınarak yurt içinde ya da dışında bir yerde depolanması teknolojik olarak mümkündür. Bu da tüm Türkiye’nin dinlenmesi sonucunu doğurabilir.
HAKİM VE SAVCI DİNLEMELERİ
- MOBESE kayıtlarının alınmasına, tutulmasına, kaydedilmesine, korunmasına, saklanmasına ve imhasına ilişkin hiçbir yasal düzenleme yoktur. Buna benzer bir nedenle AİHM’nin İngiltere’yi tazminat ödemeye mahkum eden kararı vardır.
- Adalet Bakanlığı müfettişlerinin bazı hakim ve savcılar hakkında teknik izleme kararı aldığı, bu kararların bazılarının uzatıldığı ve bu kararların uygulanmak üzere polise gönderildiği, ancak buna rağmen bu kararların hiç yerine getirilmediği, yerine getirilmemenin kimden kaynaklandığının belirlenemediği, mevzuatta teknik takibin yerine getiriliş biçimi ve imhasına ilişkin eksiklik bulunduğu tespit edilmiştir.
- Bazı hakim ve savcılar hakkında alınmış telefon dinleme tutanakları bulunduğu, bu kararların uygulanmasında hiçbir kayıt tespit edilemediği halde bu kararın uygulanmasına devam edildiği görülmüştür.
250 BİN KİŞİ ÖRGÜT MÜ KURDU?
- 2008’de 29 bin 749, 2009’da 53 bin 536 telefon numarasının örgüt koruma ve yönetme suçu kapsamında dinlemesi yapılmış, bir örgütü kuran kişiyle birlikte yöneten 3, 4 kişinin olduğu varsayılırsa bir örgüt için 5 kişinin dinlendiği sonucu çıktığında, 2009 yılında yaklaşık 200-250 bin kişinin örgüt kurduğu ve yönettiği gibi bir sonuç ortaya çıkar. Buna göre, güvenlik görevlilerinin suç işlenmesini engellemede ihmali bulunduğu sonucu çıkar.
- TİB yetkilileri önceki aşamalarda bir santralın teknik yönden dinlenmesinin imkânsız olduğunu ifade ederken, soruşturmanın devamında santral üzerinden gelen konuşmalarda ilgisiz kişilerin konuşmalarının ayrıştırılmasına elverişli programın varlığı tespit edilmiştir.