Hoşlandığı gence güvenip telefon numarasını veren kızın başına gelmeyen felaket kalmadı.
Abone olİstanbul polisinin hırsızlara yönelik yürüttüğü operasyonda, velayeti babasında olan 3 yaşındaki kızını sevgilisi ve arkadaşlarıyla kaçıran annenin telefon görüşmelerinin teknik takibe takıldığı ortaya çıktı.
Zanlılar birbirleriyle "Bir araba lazım. Çok önemli bir iş. Funda'nın kızını kaçıracağız. Şimdi bayram günü Funda'nın kocası burada yok. Bir daha böyle fırsat ele geçiremeyiz" şeklinde kaçırma planları yapıyor.
Hırsızlara yönelik düzenlenen operasyonda film senaryolarını aratmayan bir hayat hikayesi ortaya çıkmıştı. Habertürk'ün haberine göre, okulda tanışıp kaçırarak evlendiği eşinin, gezmeye gittiğini söyleyip akrabaları ile birlikte hırsızlığa çıktığını öğrenince boşanan işadamı Gökhan Y., eşinin ailesi tarafından kaçırılan 3 yaşındaki kızı Esin Nil'e, İstanbul polisi tarafından düzenlenen operasyon sayesinde kavuşmuştu. Çocuk kaçırma anı polisin telefon kayıtlarında ortaya çıktı. 16 Kasım'da yapılan görüşmede, zanlılardan Ayten Y., 16 Kasım 2010 tarihinde sevgilisi Zeynel K.'yi arıyor. "Bir araba lazım. Çok önemli bir iş. Funda'nın kızını kaçıracağız. Şimdi bayram günü Funda'nın kocası burada yok. Bir daha böyle fırsat ele geçiremeyiz" diyor. Bir süre sonra Zeynel K. aracı ayarlıyor ve kaçırma planı yapılıyor.
Zeynel: Çocuğu ne zaman götüreceğiz?
Ayten: Carrefour'un önü var ya, birinci kapı. Biz bahçeye geldiğimizde daha içeri girmeden çocuğu alıp gideceğiz.
Zeynel: Tamam, biz oraya geliyoruz.
Bir süre sonra Ayten Y. sevgilisi Zeynel K.'yı arıyor.
Ayten: Neredesiniz?
Zeynel: Marketin bahçesindeyiz.
Ayten: Birinci kapının orada durun. Biz arabadan iner inmez araba ile önümüzde durun. Çocuğu arabaya atacağız.
Zeynel: Biz sizin hangi arabayla geldiğinizi nereden bileceğiz.
Ayten: Biz sizi telefonla ararız.
KAÇIRILMA ANI
Ayten Y. sevgilisine Zeynel K.'ya mesaj atıyor.
"1 dakika sonra oradayız. Gözünüz kapıda olsun. Geldik"
Ayten Y. sevgilisi Zeynel K.'yı arıyor
Ayten: Neredesiniz?
Zeynel: Birinci kapı dediniz üçüncü kapıdan girdiniz. (Zeynel'in yanında şoförlük yapan Ayhan adlı bir kişi daha var) Konuşmaların ardından 3 yaşındaki Esin Nil, annesi Funda ve Ayten Y. ile onun sevgilisi Zeynel ve arkadaşı Ayhan tarafından kaçırılıyor. Küçük Esin Babası tarafından 2,5 ay arandıktan sonra polis operasyonuyla kurtarılıyor.
İKİ AŞK ARASINDA KALINCA CANINA KIYDI
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
EŞİ VE AŞKI ARASINDA KALDI
Bursa'da başka bir kadınla ilişkisi olduğu için beş aylık hamile eşinin boşanma davası açtığı Abdullah Fıratoğlu, eşine ve sevgilisine "Hakkınızı helâl edin" diye intihar mektubu bırakarak kendini astı. Özel güvenlik görevlisi olarak çalışan 35 yaşındaki Abdullah Fıratoğlu, 11 yıllık eşi Bediha Fıratoğlu'nun (35) dava açtığını öğrendikten sonra kimsenin olmadığı bir saatte Osmangazi'deki evine geldi. Fıratoğlu, bodruma inip kendini asarak hayatına son verdi. Fıratoğlu'nun cesedini, eve dönen eşi buldu. Fıratoğlu'nun geride, iki mektup ve sevgilisinin fotoğrafını bıraktığı anlaşıldı.
DOĞMAMIŞ BEBEĞİNE VEDA
Mektuplardan birini eşine bırakan Fıratoğlu, "Bu yaptığım işte kimsenin suçu yok. Hakkınızı helâl edin. Benden yana da helâl olsun" dedi. 10 yaşındaki engelli oğluna, "Seni çok seviyorum" diyen Abdullah Fıratoğlu, doğmamış bebeğine de, "Babasız dünyaya gelmen senin suçun değil" sözleriyle veda etti. Fıratoğlu'nun sevgilisine bıraktığı mektupta ise "Düşlerimde gizlisin. Seni çok seviyorum" yazdığı öğrenildi.
GENÇ KIZIN CESEDİ SAHİLE VURDU
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
VAPUR İSKELESİNE VURDU
İzmir Karşıyaka Vapur İskelesi yanında, genç bir kızın cesedi bulundu. Genç kızın 85 kilodan 55 kiloya inmesinin ardından tekrar kilo almaya çalıştığı ancak kilo alamadığı için bunalımda olduğunu ortaya çıktı.
Sabah saatlerinde Karşıyaka Vapur İskelesi yanında çalışan belediyenin temizlik işçileri, kıyıya 10 metre açıkta deniz üzerinde hareketsiz yatan bir kişiyi gördü. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine giden polis ekipleri, denizden Esma Akalan'a ait (22) olduğu belirlenen cesedi çıkardı.
Üzerinde, 05.45'te duran bir saat, tövbe duası ve muska da bulunan genç kızın cesedi, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı. İlk belirlemelere göre, Akalan'ın üzerinde herhangi bir darp izi olmadığı belirtildi.Esma Akalan'ın, dün saat 13.00'te kardeşi Behiye'yi okula bırakmak için 1. Kadriye Mahallesi'ndeki evlerinden çıktığı, geri dönmeyince akşam saatlerinde ailesi tarafından Eşrefpaşa Polis Merkezi'ne kayıp başvurusunda bulunulduğu kaydedildi.
Karşıyaka Polis Merkezi'nde kızının ölüm haberini alan baba Mehmet Akalan, gözyaşlarını tutamadı. Kevser Akalan ise kardeşi Esma'nın 7 aydır Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki bir diyetisyene gittiğini, 1.60 metre boyundaki kardeşinin tedavi sürecinde 85 kilodan 55 kiloya inmesinin ardından tekrar kilo almaya çalıştığı ancak kilo alamadığı için
bunalımda olduğunu söylediği öğrenildi.
TELEFON NUMARASINI VERDİ, HAYATI KARARDI
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
TELEFON NUMARASI HAYATINI KARARTTI
Samsun'un Kavak İlçesi'nde hoşlandığı gence telefon numarasını veren 14 yaşındaki E.Ö., kandırılarak tecavüze uğradı. Ardından telefonundan arayan başka bir kişiyle görüşen genç kız, onun da evlenme vaatlerine kanarak annesine ait 5 bilezikle evden kaçtı. Bir kez daha tecavüze uğrayan E.Ö., sokakta ağabeyi tarafından bulundu. Cinsel istismar suçundan tutuklu yargılanan iki sanık ise suçlamaları kabul etmedi.
Olay geçen yıl Kavak İlçesinde meydana geldi. Komşularının düğününe giden 14 yaşındaki E.Ö., hoşlandığı 20 yaşındaki Muhammet Ö.'ye cep telefon numarasını vererek görüşmek istediğini söyledi. Kısa süre sonrada iki genç önce mesajlaşmaya, sonra telefonla konuşmaya başladı. Bir ay sonrada Muhammet Ö. genç kızı otomobille bir gölet kenarına gezmeye götürdü. İddialara göre burada E.Ö ile ilişkiye girmek istedi. Ancak genç kız kabul etmedi. Üç gün sonra yine Muhammet Ö. ile aynı yere giden genç kız, "Benimle ilişkiye girmezsen seni terk ederim" diyen sevgilisini kaybetmemek için, cinsel ilişkiye girdi. Fakat ailesinin durumu öğrenip, gönül ilişkisine karşı çıkması üzerine Muhammet Ö.'den ayrıldı.
Üç gün sonra ise E.Ö'yü 19 yaşındaki Samet Y. telefonla aradı. Onunla da arkadaş olan E.Ö. evlenme vaadine kanıp annesine ait 5 altın bileziği gizlice alıp kaçarak Samsun'a geldi. Samet Y. genç kızı bir arkadaşına ait eve götürüp cinsel ilişkiye girdi. Sabah olunca birlikte gezmeye çıkan gençlerden Samet Y. bilezikleri alıp ev tutacağını ve kaporasını vereceğini söyleyerek E.Ö'yü bir parkta bırakarak gitti. Geri dönmedi. Bunun üzerine sokaklarda dolaşmaya başlayan genç kız, tesadüf eseri kendisini arayan ağabeyi ile karşılaştı. Başına gelenleri anlatınca da polise giderek iki kişi hakkında şikayetçi oldu.
Gözaltına alınan ve tutuklanarak cezaevine gönderilen sanıklar 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi' nde dün ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıklardan Muhammet Ö., genç kızla kendi rızasıyla ilişkiye girdiğini belirterek, "Ailesi ilişkimizi öğrenince babası beni arayıp kızdı. Ben de onunla görüşmekten vazgeçtim" dedi. Samet Y. ise, E.Ö.'yü sevdiğini ve evlenmek için kaçtıklarını söyleyerek, "Bana yaşının büyük olduğunu söylemişti. Onun da rızasıyla ilişkiye girecektik. Ancak daha önceden başkasıyla ilişkiye gidiğini söyleyince vazgeçtim ve onu ilçeye giden minibüs durağına bıraktım. Bileziklerden haberim yok" diye konuştu.
Duruşmaya katılan E.Ö ise, her iki sanıktan da şikayetçi olduğunu belirterek, "Beni kandırıp cinsel ilişkiye girdiler. Tek suçum onlara güvenmek oldu" dedi. Mahkeme genç kızı, olay nedeniyle ruh sağlığının sozulup bozulmadığının araştırılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk ederken, sanıkların tahliye taleplerini kabul etmeyerek duruşmayı erteledi.
BEBEĞİ KLOZETTE DOĞURDUM
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
KLOZETTE DOĞURDUM
İstanbul Beykoz'da doğurduğu bebeğini çöpe atan liseli H.N.K.'nın (15) itirafları tüyler ürpertti!
İstanbul Beykoz'da aynı lisede okuyan erkek arkadaşı C.Ş.'den hamile kalarak doğurduğu bebeğini çöpe attığı iddiasıyla sevgilisiyle birlikte tutuklanan ve Bakırköy Kadın Tutukevi'ne konan 15 yaşındaki H.N.K.'nın itirafları tüyler ürpertti. Okul arkadaşı 16 yaşındaki C.Ş. ile 2009 yılının başlarında ilk kez cinsel ilişkiye girdiğini belirten H.N.K., daha sonra Beykoz Korusu'nda ve evinde defalarca birlikte olduklarını anlattı. Geçen yıl mayıs ayında hamile kaldığını anladığını belirten H.N.K. erkek arkadaşının "Duyarlarsa beni öldürürler" demesi üzerine hamileliğini herkesten gizlediğini söyledi. Büyüyen karnını korse takarak ve "obez olması" nedeniyle kolayca sakladığını ifade eden H.N.K., 19 Ocak'ta saat 04.00 sıralarında doğum sancısının tutması üzerine evin banyosuna girdiğini anlattı.
'SINAV VAR, GELEMEM'
Nasıl doğum yapıldığını defalarca internetten izlediğini belirten liseli kız, bebeği klozete oturarak doğurduğunu söyledi. Doğumla birlikte bebeğin klozete düştüğünü belirten H.N.K. banyodaki makasla kordon bağını kestiğini ancak bebeğin sesinin çıkmadığını anlattı. Çarşafa sardığı bebeği poşete koyduktan sonra çöp konteynerine attığını itiraf eden H.N.K., erkek arkadaşı C.Ş.'ye hasta olduğunu ve kendisini doktora götürmesini istediğini söyledi. C.Ş.'nin "Sınavım var. Başka arkadaşınla git" demesi üzerine tek başına bir sağlık merkezine giden H.N.K., muayeneyi yapan doktorun polise bildirmesi üzerine olayın ortaya çıktığını belirtti.
'YANINDA OLACAĞIM'
H.N.K., C.Ş.'nin kendisine tecavüz ettiğini ve "Her zaman senin yanında olacağım" dediğini söyledi. Genç kız, kendisini hamile bıraktığını ileri sürdüğü erkek arkadaşından şikâyetçi oldu. Bebeğin babasının kendisi olup olmadığını bilmediğini belirten C.Ş. ise H.N.K.'nın rızasıyla ilişkiye girdiğini belirtti. Beykoz Cumhuriyet Savcılığı, H.N.K. hakkında "adam öldürmek", sevgilisi C.Ş. hakkında ise "cinsel saldırı" suçundan soruşturma başlattı.
DNA TESTİ YAPILACAK
H.N.K. ve sevgilisi C.Ş.'den alınan kan örnekleri ile bebeğin cesedi, Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Yapılacak DNA testinin ardından bebeğin C.Ş.'ye ait olup olmadığı kesinlik kazanacak. Bu arada, iddialar ortaya atılır atılmaz savcılığın titiz çalışması sonucu olayın ortaya çıktığı, bebeğin cesedinin çöple birlikte arıtma tesisine atılması halinde ortada kanıt bulunmayacağı belirtildi.
100 METREKAREDE 32 KİŞİ YAŞIYOR
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
32 KİŞİLİK AİLE
MUŞ'un Varto İlçesi Alimecit Mezrası'nda 32 kişilik aile 100 metrekarelik bir evde yaşıyor. Evde 2 eşi, 18 çocuğu, 3 gelini ve 8 torunuyla birlikte oturan Mahmut Bingöltekin (60), "Evlenen çocuklarıma üçten fazla çocuk yapmayın tavsiyesinde bulunuyorum" dedi.
Haksever Köyü'ne bağlı Alimecit Mezrası'nda yaşayan Mahmut Bingöltekin, ilk evliliğini 18 yaşında yaptı. Emine Bingöltekin'le (54) evli olan Mahmut Bingöltekin, iddiaya göre babası tarafından ikinci kez evlendirildi. Zahide Demir (46) ile de imam nikahı yapan Mahmut Bingöltekin'in iki kadından 18 çocuğu oldu. Aile nüfusunun 3 oğlunun evlenmesi, gelin ve torunlarla birlikte 32'ye ulaştığını, üç odalı tek katlı 100 metrekare bir evde yaşamak zorunda kaldıklarına değinen Bingöltekin, çocuklarına 3'ten fazla çocuk yapmamaları tavsiyesinde bulunuyor.
İki eş ve çok çocuklu olmanın büyük problemler getirdiğini vurgulayan Mahmut Bingöltekin'in resmi nikahlı eşi Emine Bingöltekin, kumalı ve çok çocuklu bir ailenin sıkıntılarının fazla olduğunu söyledi. Bingöltekin, "Ne yiyeceğimiz yetiyor ne giyecek. Son yıllarda kumamla her gün kavga ediyor, saçlarımızı yoluyoruz. Kavgamıza çocuklarımız da karışıyor. Ne yapacağımızı şaşırdık" diye konuştu.
Zahide Demir de kuma gitmenin çok ağır olduğunu belirtti. İsteğiyle değil, aile zoruyla geldiğini anlatan Demir, "Benim ve kumamın 9'ar çocuğu var. Üç oğlumuzu evlendirdik, onların da 8 çocukları oldu. Aile nüfusumuz 32 kişiye ulaştı. Bu nüfus 3 odalı bir evde nasıl yaşar?" dedi.
Ahmet Bingöltekin ise babasının üç çocuk tavsiyesine uyduklarını belirtti. Bingöltekin, "Babam 2 evli, biz 18 kardeşiz. Kardeşlerden 5'i okuyar, bir özürlü kız kardeşim var. Bunlar bizim yaşantımızı sıkıntıya sokuyor. İki evlilik yanında 18 çocuğu yedirip giydirmek çok zor" diye konuştu.
ÖLDÜRÜLMEKTEN KORKUYORUM
HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
KIZLARIYLA KAÇTI
Iğdır'da kocasını terk ettiği ve 4 kızını yanına alarak kaçtığı iddia edilen 5 çocuk annesi Vesile Önder ortaya çıktı. 18 yıllık eşinden, sürekli alkol aldığı, kendilerine şiddet uyguladığı için boşandığını belirten eyen 36 yaşındaki Vesile Önder, "Boşandoığım eşim Ahmet Dündar defalarca beni ve kızlarımı yarı çıplak sokağa attı. Kim böyle biri ile yaşamak ister? Ben de mahkemeye verip boşandım. Ancak boşandığım kocam beni ve kızlarımı ölümle tehdit ettiği için Iğdır'da yaşıyoruz ama sokağa çıkamıyoruz. Kızlarım da bu yüzden okula gidemiyor" dedi.
Kışla Mahallesi Titiz Sokakta yaşayan Ahmet- Vesile Dündar çifti, 7 bin liralık kredi kartı borcu yüzünden iddiaya göre anlaşarak boşanma kararı aldı. Biri erkek 5 çocuk sahibi Dündar ailesi, yapılan son duruşmada şiddetli geçimsizlik yüzünden ayrıldı. İç dekorasyon işi yapan Ahmet Dündar (43) 9 yaşındaki oğlu Azat'ı alırken, Vesile Önder"in de kızları Sibel, Demet, Sevgi ve Fatoş'la birlikte kaybolduğu ileri sürüldü.
'ALKOL ALIP BİZİ DÖVÜYORDU'
Boşandığı eşi Ahmet Dündar'ın gazetelere, "kandırıldım ve yalnız bırakıldım" diyerek haber yaptırdığını öne süren 1 erkek, 4 kız çocuğu annesi Vesile Önder, eşi tarafından öldürülmekten korktuğunu söyledi. Eşinin ailesi tarafından hakkında ölüm kararı çıkarıldığını iddia eden Vesile Önder şu iddialarda bulundu:
"Eşim her gece evine alkollü geliyordu. Beni ve çocuklarımı dövüyordu. Hatta birkaç kez beni ve büyük iki kızımı gece yarısı yarı çıplak dışarı attı. 18 yıl ben bu adamın kahrını çektim. Sonunda kızlarım babalarını dört ay önce boşanmaya ikna etti. Mahkeme 5 çocuğumun velayetini bana verdi. Ama eşim oğlunu yanına alıp bizleri kapıya attı. Boşandıktan sonra tekrar birleşmek istedi ama bu kez ben kabul etmedim. Hemen tehdit mesajları göndermeye başladı. Eşimin kredi kartı borcu yüzünden evimize birkaç kez haciz geldi. Sadece borç yüzünden olsaydı, ben onu yıllar önce terkederdim. Ama sarhoş ve şiddet uygulayan bir kocaya dayanacak gücüm kalmadı."
'KIZLARIM KORKUDAN OKULA GİDEMİYOR'
Eşinden ayrıldıktan sonra kızları ile birlikte Iğdır'da kiraladıkları bir evde yaşadıklarını anlatan Vesile Önder, çocukların Sibel (16), Demet (14), Sevgi (10) ve Fatma'nın (7) korkudan okula gitmediğini söyledi. Devletin yardım elini uzatmasını istediğini ifade eden Önder, "Evlere temizliğe gidiyorum. Kuru ekmek de yesek huzurluyuz. Tek sıkıntım kızların okula gidememesi. Hepsi çok zeki çocuk ve okumak istiyor. Ama babaları görür takip eder ve 'hepimizi öldürür' diye korkudan dışarıda çıkamıyoruz" dedi.