Devlet Bakanı Tüzmen, tekstil ve konfeksiyon sektörünün 2005'te darboğaz yaşadığını bildirdi.
Abone olTüzmen, ANAVATAN Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in soru
önergesine verdiği cevapta, ekonomi içerisinde gerek istihdam, gerekse ihracat açısından önde gelen tekstil ve konfeksiyon sektöründe özellikle 2005 yılında darboğaz yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
''Esasen, ülkemizin 24 Ocak kararları ile başlattığı, İhracata Dayalı Kalkınma Modeli'nin başarıyla uygulanmasında çok önemli görevler ifa etmiş olan bu sektörde, yapısal olarak nitelendirilebilecek sorunlar, sektörün başlangıcından bugüne dek var olagelmiş ancak, 2005 yılında dünya ticaretinde kotaların kalkması ve
başta Çin olmak üzere düşük fiyatlı Uzak Doğu rekabeti ile bu sorunlar daha da hissedilir hal almıştır.
Sektörün oldukça geniş kapsamlı sorunlarını bugünden yarına çözmek gerçekçi bir vaat olmamakla birlikte, mevcut koşullar altında alınabilecek tüm önlemleri uygulamaya koymakta tereddüt gösterilmemektedir.
Bu yeni kotasız döneme geçiş ise hiç şüphesiz ki aniden yaşanan bir süreç olmamıştır. On yıllık bir süreç içerisinde miktar kısıtlamalarının kademeli olarak tamamen kaldırılmasını öngören Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) anlaşması hükümleri uyarınca, kota uygulayan ülkeler ilk üç aşamada tekstil ve hazır giyim ürünlerinin yüzde 51'ini serbestleştirmişlerdir. Son aşama olan 2005 yılı başında ise kotaya tabi bakiye yüzde 49 oranındaki ürünler DTÖ kurallarına entegre edilmek suretiyle bu ürünlerde de serbest ticaret düzenine geçilmiştir.''
ULUSLARARASI REKABET GÜCÜ
Gelişmiş ülkelerin dünya tekstil ve hazır giyim ticaretinin ağırlığını oluşturan ürünlerini, son aşama entegrasyon sürecine bırakmaları nedeniyle asıl serbest ticaret döneminin l Ocak 2005 tarihinde başladığını hatırlatan Bakan Tüzmen, uzun yıllardır sektörün yapısal sorunları olarak gündeme getirilen pek çok konuda sektör temsilcileri ile görüşülerek, kendilerinin ortaya koyduğu çözüm önerileri dikkate alınarak, mümkün olduğu ölçüde gerekli düzenlemeler yapıldığını ifade etti.
Kürşat Tüzmen, Türkiye gibi yoğun genç nüfusa sahip ülkelerde, tekstil ve konfeksiyon sektörünün önemli bir istihdam kaynağı olduğuna dikkati çekerek, sektörün uluslararası rekabet gücünü artıracak tüm tedbirlerin ele alındığını kaydetti.
Tekstil ve konfeksiyon sektöründe, kalite, ülke imajı, moda, marka ve tasarım ile müşteri tercihlerine göre üretim yapılabilmesinin Türkiye için avantaj olduğunu anlatan Tüzmen, şöyle devam etti:
''Düşük fiyatlı Uzak Doğu rekabetine karşı bu avantajlara odaklanılması sektörün geleceğini garanti altına almanın en emin yoludur. Kaldı ki, sektörümüz bu avantajlara odaklandığı ölçüde, esasen son üç yıldır ihracatta küçümsenemeyecek bir başarı elde etmiştir. Ülkemizin tekstil ve konfeksiyon ihracatı 2002 yılında yüzde 17, 2003 yılında yüzde 24, 2004 yılında yüzde 16 artarken, dünya ticaretinde kotaların kalktığı 2005 yılında bile yüzde 7 oranında artış gösterebilmiştir.
Bu doğrultuda, Türk ürünlerinin yurtdışında markalaşması, tanıtım ve tutundurulması ile Türk Malı imajının yerleştirilmesine yönelik olarak başlatılan 'TURQUALITY' Projesi ile İstanbul'da önümüzdeki Eylül ayında bir Moda Enstitüsü'nün de kurulmasını içeren 'Moda ve Tekstil İş Kümesi Projesi' gibi AB fonlu projeler yoluyla sektörün moda yaratma ve markalaşma çabalarına destek olunmakta, firmalarımız ihracata yönelik devlet yardımları kapsamında moda-marka desteğinden yararlandırılmaktadır.''
İHRACATÇIYA DESTEK
Devlet Bakanı Tüzmen, firmalara yurtdışı fuarlara katılım, yurtdışı ofis-mağaza, pazar araştırması gibi destekler sağlandığını da belirterek, ihracata yönelik devlet yardımları ve ihracat iadeleri kapsamında ihracatçılara, 2004 yılında 42.3 milyon YTL tutarında ödeme yapıldığını bildirdi.
2005 yılında ise devlet yardımlarına 350 milyon YTL kaynak tahsis edildiğini hatırlatan Tüzmen, bu yıl Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'na aktardıkları kaynağın ise yüzde 43 oranında artırılarak, 500 milyon YTL'ye çıkarıldığını anlattı.
Kürşat Tüzmen, devlet yardımları ve Eximbank'a ayrılan kaynakların artırıldığını bildirerek, faiz hadleri ve vadelerinin ihracatçılar için en uygun seviyelere çekildiğini ifade etti.
EXİMBANK KREDİLERİ
Türk Eximbank tarafından 10.5 milyar dolar tutarında kısa vadeli kredi kullandırıldığını açıklayan Tüzmen, kredilendirilen firma sayısının 4 bin 162 olduğunu bildirdi. Tüzmen, bu firmaların yüzde 70'inin KOBİ niteliğinde olduğuna dikkati çekti.
Tüzmen, 2003 yılından bugüne kadar kredi faiz oranlarında toplam 38 puana varan indirimler yapıldığını hatırlatarak, Türk Eximbank tarafından ihracatçılara günde ortalama 13 milyon dolar kredi kullandırıldığını kaydetti.
ÇİN MALLARI
Devlet Bakanı Tüzmen, Çin ürünlerin ithalatında yaşanan artışa karşı Türkiye'nin DTÖ kuralları çerçevesinde, kota ve gözetim, kayda alma uygulamaları ve dampinge karşı önlemleri etkin olarak uygulandığını belirtti.
Diğer DTÖ üyesi ülkeler tarafından da Çin'e karşı önlem alınması yönünde girişimlerde bulunulduğunu kaydeden Tüzmen, ''En önemli ihraç pazarlarımız olan Avrupa Birliği ve ABD'nin 2005 yılının ikinci yarısından itibaren tişörtler, pantolonlar, kazaklar gibi ülkemizin de önemli ihracat yaptığı ürün gruplarında Çin'e karşı 2008 yılına kadar yeniden uygulamaya başladığı kotalar, ihracatının ağırlıklı bölümünü bu pazarlara yapan ülkemiz firmaları açısından bir ölçüde rekabet avantajı sağlayabilecektir'' dedi.