Teknik hata mı, İntihar mı..!
Dünya medyası Lufthansa’ya bağlı çalışan Germanwings Havayolu şirketine ait uçağın 144 yolcu ve 6 mürettabatla düşmesini konuşuyor…
Dünya medyası Lufthansa’ya bağlı çalışan Germanwings Havayolu şirketine ait uçağın 144 yolcu ve 6 mürettabatla düşmesini konuşuyor…
Haber kanallarına, her saat başı, ayrı bir haber ayrı bir detay düşüyor.
Bu haberleri takip eden okuyucu ise, ‘Yav he he’ modunda.
Türkiye basını haricinde de örneğin dış basında, Spiegel Online’ın Germanwings haberleri okuyucu yorumlarına da baktığımda, Pilot’un intihar senaryosunun(!) inandırıcılığının çok zayıf olduğunu görüyorum.
Olay anında pilotlardan birinin kabinde olmadığı, dışarı çıkıp kokpite dönmek isteyen pilotun kapıya vurup cevap alamadığı,kırmaya çalıştığı, içerideki pilotun kapıyı kilitlediği ve açmadığı, uçakla, kontrol kulesi arasında hiçbir diyaloğun geçmediği, acil durum çağrısı yapılmadığı ve 28 yaşındaki yardımcı pilotun olay gününe ait, ‘Uçuş yapamaz’ yazan doktor raporunun parçalanmış olarak bulunduğu iddiaları maalesef inandırıcı bulunmuyor.
Ortak inanç şu yönde; Lufthansa ve Airbus kendini kurtarmaya çalışıyor.
Diğer yandan şu soru akla geliyor; Lufthansa ve Airbus’a maddi/manevi zarar söz konusu ise, yardımcı pilotun intihar etme olasılığı mı daha çok zarar verir, uçaktaki teknik arıza mı?
İkinci şık ağır bastığından,’’Pilotun psikolojik problemleri vardı, olay gününe ait çalışamaz raporu bulundu ,intihar etti, kız arkadaşıyla sorunları vardı…’’ gibi, iddialar toplum tarafından inandırıcı bulunmadı, sektörde revaç bulmadı ve Airbus’un itibarını korumak için üretilmiş bir izahat olarak okundu.
Kaldı ki; Andreas Lubitz’in intihar olasılığına ne havacılar ne de psikologlar inanıyor. Zaten, Alman Havayolu sözcüsü pilotun yapılan testlerde herhangi bir ruhsal bozukluk, dengesizlik belirtisi, şüpheli bir durum gözlemlemediğini de açıkladı.
Tabi intihar dışında olayın bir de sabotaj, terör saldırısı ihtimali var ama intihar kısmından yürümek istiyorum…
Velev ki yardımcı pilotun psikolojik sorunları vardı ve böyle bir katliam gerçekleştirdi…
Pilot’a; ‘Hey dostum kendin ve 149 kişinin canına kıydın, hasta mısın, manyak mısın, psikopat mısın nesin..!’’ de diyemiyoruz…
Ama şöyle bir gerçek var; bu dünyada ölüme giderken yanında 149 kişiyi götürecek çok kişi var!
Toplu katliam yapanlar, seri katiller, kafa kesenler, adam yakanlar var bu dünyada…
Ailesini, eşini, çocuklarını gözünü kırpmadan katleden caniler var…
Hal böyle iken, psikopata bağlayan biri, bir cinnet anında yanında 149 kişiyi de götürür, binlerce kişiyi de götürebilir.
Dolayısıyla, pilotun intihar ihtimalinin de olasılığı yok değildir.
Ayrıca şunu da not düşmek istiyorum; insanlığı dehşete düşürecek bu tarz katliamları soğukkanlılıkla gerçekleştiren bu insanlar, toplum içinde kendilerini çok iyi gizleyebilir ve çevresiyle uyum içinde olabilirler. Ve bu tipler genelde çevresi tarafından, ‘sessiz-sedasız’ olarak tanımlanırlar.
Özetle Airbus; prestij kaygısıyla, teknik arızayı intihar hikayesiyle kamufle yolunu da seçmiş olabilir ama söz konusu pilotun bu kadar psikolojik rahatsızlıkları var ise ve buna rağmen kurum tarafından herhangi bir önlem alınmamışsa ve bu kişi eline kolunu sallayarak görevine devam etmişse, kanımca asıl korkutucu ve ürkütücü olan budur.
Dolayısıyla Airbus’u asıl kaygılandırması gereken nokta, teknik hata değil, pilotun ciddi psikolojik rahatsızlıkları olduğu halde görevine devam etmesidir.