TEKEL A.Ş. Genel Müdürü Sezai Ensari, ölümlere neden olan sahte rakı olaylarıyla ilgili kurumlarının kamuoyu nezdinde töhmet altında bırakıldığından kaygılı
Abone olTekel A.Ş. Genel Müdürü Sezai Ensari, son günlerde ölümlere neden sahte rakı olayı ile ilgili olarak Tekel A.Ş'nin, (üretici Tekel, Tekel rakısı, Tekel dağıtıcısı ve Tekel görevlisi) gibi ifadeler kullanılarak, bilerek veya bilmeyerek kamuoyu nezdinde töhmet altında bırakıldığını bildirdi. Ensari, yaptığı açıklamada, kaçak olarak imal edilen ve bir çok insanın ölümüne neden olan sahte rakı imalatı ve dağıtımıyla ilgili görsel ve yazılı medyada yer alan haberlerde, Tekel çalışanlarının da olduğunun sehven ifade edildiğini kaydetti. Tekel A.Ş'nin bağlı ortaklığı Alkollü İçecekler Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin 27 Şubat 2004 tarihinde hisse satış sözleşmesi ile Limak, Nurol, Özaltın ve Türsab'dan oluşan özel sektör konsorsiyumuna devredildiğini anımsatan Ensari, burada çalışan personelden memur unvanlı olanların ''nakle tabi personel'' statüsünde başka kuruluşlara nakledildiğini, işçi personelin ise iş akitlerinin tazminatlar ödenmek suretiyle feshedilerek kurumla olan bağlantılarının kesildiğini ifade etti. Son günlerde yazılı ve görsel basın organlarında ölümlere neden olan sahte rakı olayı ile ilgili olarak Tekel'in ''Üretici Tekel, Tekel Rakısı, Tekel dağıtıcısı ve Tekel görevlisi'' gibi ifadeler kullanılarak bilerek veya bilmeyerek kamuoyu nezdinde töhmet altında bırakıldığını vurgulayan Ensari, şunları kaydetti: ''Oysa, ne üretim konusu ne de olaylara adları karışan faillerle idaremizin hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Şu kadar ki, olaya adı karışan faillerden sadece Avni Kaptan isimli şahıs geçmiş dönemlerde İstanbul İçki Fabrikası'nda işçi olarak çalışmakta iken işlediği suçtan ötürü 1 Aralık 1999 tarihinde Toplu İş Sözleşmesi'nin 93-e maddesi (hırsızlık) uyarınca iş akdi feshedilmiştir.'' Ensari, ne üretim konusu, ne satıcı ve dağıtıcı olarak meydana gelen bu üzücü olayda Tekel'in en ufak bir ilgisinin bulunmadığını vurguladı