BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,34
ALTIN 2.926,01
HABER /  GÜNCEL

Tek tıkla Türkiye'nin ekonomi turu

Ekofinans'la ekonomi turu başlıyor. Türkiye ve dünyanın önde gelen ekonomi ve finans haberlerini sizler için derledik.

Abone ol

Emtia Gurusu olarak tanınan yatırım ve finans uzmanı Jim Rogers, altının en az 2 bin 400 doların çok üzerine çıkacağını, gümüşü de yukarı çekeceğini söyledi.

 Rogers Garanti Masters Özel Bankacılık ve BBVA International Private Banking tarafından Salt Galata’da düzenlenen ”Mevcut Piyasa Koşullarında Nasıl Para Kazanılır?” başlıklı konferansta yaptığı dünya turuna değindi.

Önceden, çocuk yapmanın, para, zaman ve enerji harcaması olduğunu düşündüğünü ifade eden Rogers, ”Tamamen yanlış düşünüyormuşum” diyerek, dünya seyahatinin ardından iki kızı olduğunu, haftanın her günü 24 saatini çocuklarıyla geçirebileceğini söyledi ve katılımcılara ”elinizi çabuk tutun, biran evvel bu keyfi tadın” tavsiyesinde bulundu.

Rogers, konuşmasında vereceği tavsiyelerin kendi hayatı ve yatırımları için geçerli olduğunun altını çizdi.

21. yüzyılın, Çin’in yüzyılı olacağına dikkati çeken Rogers, ”Çinlilere komünist diyenler var. Çinliler, en iyi kapitalistler olmasalar bile, dünyanın en iyi kapitalistleri arasında. Gelirlerinin yüzde 35’ini tasarruf ediyorlar. İyi yaşamak, yatırım, tasarruf yapmak istiyorlar. Hiç gecikmeden Çin’le iş yapmaya başlayın” diye konuştu.

Rogers, Çin’in sürekli yükselme dönemlerinden geçmiş bir ülke olduğuna ve Çin’in dünyayı değiştirmeye devam edeceğine işaret etti.

Katılımcılara, çocuklarına ve torunlarına Çince öğretmelerini tavsiye eden Rogers, Singapur’da yaşadıklarını, iki kızının da Mandarince konuşabildiğini belirtti.

Rogers, ABD’nin en borçlu ülkelerden biri olduğuna değinerek, Türkiye’nin de geçmişte para krizi yaşadığını ve gelecekte de yaşanacağını, başka ülkelerde de bunun olduğunu dile getirdi. Rogers, ”Gelecekte daha yeni kriziler yaşanacak. Çünkü dünyada büyük dengesizlikler, büyük borçlanmalar olacak” dedi.

1920’li, 1930’lu yıllarda yaşanan dönüşümün ardından ABD’nin güç haline geldiğini ancak politika hataları ve finansal kriz nedeniyle bunun değiştiğini anlatan Rogers, tarihi bir dönüşümün yaşandığını güç dengesinin ABD’den Asya’ya geçtiğini söyledi.

Rogers, kızlarının ABD’de değil, İsviçre’de banka hesapları olduğunu kaydederek, ”Kızlarım 21. yüzyıla hazırlanıyorlar. Şirketlerinizi, kendinizi, tarihi değişikliğe hazırlamanız gerek” diye konuştu.

"Kariyer için Tarım sektörüne girin"

Hisse senetlerinin, ABD ve Batı’da dalgalanan işlem hacimleri olduğuna işaret eden Rogers, şöyle devam etti: ”Bu, devam edecek. İnişli-çıkışlı gelişmeler devam edecek. İkincil bir piyasa ortaya çıkacak. Doğal kaynaklar, hammadde ve pazarı... İnsanların çoğu emtiaya yatırım yapmaz, ama şimdi yükselişte olan piyasa bu. İnsanların fazla bilmediği, 70 bin ortak fon olduğu bir pazar. Artık emtiaya yatırım yapma zamanı. Dokunulmamış bir pazar bu. 1980’li, 1990’lı yıllarda çok az yatırım yapıldı pazarlarına, yükselişte değildi.

Maden kaynakları sona eriyor. Güney Afrika, kıtası diye bilinirdi, 10-20 yıl sonra Güney Afrika ihracatçısı olmayacak, çünkü bitiyor. Tarım envanterleri azalıyor. Tarım ürünlerinin fiyatları artacak. Gıda ürünlerini artık herhangi bir fiyata alamayacağız. Tarım sektöründeki fiyatlar çok artacak. Lamborghini’lere binen borsacılar değil, çiftçiler olacak. Yeni bir kariyer arıyorsanız, tarım sektörüne girin. Para orada.

Bütün emtialarda kıtlık başlayacak ve bu kıtlıklardan herkes payını alacak. Kıtlıklar nedeniyle, emtiadan elde edeceğiniz gelir, çok para edebilir. Benim yatırımlarımın çoğu emtiada. Kızlarımın hisse senedi, yok emtiası var. Emtia, 10-15 yıl içinde yükselmeye devam edecek.

"Türkiye'yi izliyorum"

Jim Rogers, pek çok ülkede ve Türkiye’de yatırımı olmadığını belirterek, ”Yatırımlarım ve para üzerine. Hisse senedim yok. Ancak Türkiye’ye baktığımızda, şu an ticaret dengenizde sorun var. Ciddi bir açık var, hakikaten ciddi. Bu, sıklıkla soruna neden olur. Ya para birimiyle ilgili, ya da borsayla ilgili sorun çıkar böyle bir cari açığın sonucunda. Bu çözülürse tekrar Türkiye’de yatırım yapmak isterim. Daha önce yaptım. Şu an sadece izliyorum. Hükümetler bütün dünyadaki tarihleri yaparlar ama yüzlerine gözlerine bulaştırırlar çoğu kez. 50 yıl önce ABD en fazla kredi veren ülkeydi ama en büyük borcu olan ülkeye dönüştü. Hükümetler yüzlerine gözlerine bulaştırabilirler. Böyle olmazsa, ben de Türkiye’de yatırım yapabilirim. olanaklar çok fazla” diye konuştu.

Soruları yanıtlarken, Çin’de bazı hisse senetleri olduğunu, bunlara Kasım 2008’de ”Çin’de her şey çöktüğünde” yatırım yaptığını, Japonya’da tsunami sırasında birkaç hisse senedi aldığını, bunların dışında hiçbir yerde yatırım yapmadığını söyledi.

Rogers, şu anda tarımla ilgili fiyatlarının hala çok düşük olduğuna dikkati çekerek, ”Mümkün olduğunca fazla tarım ürününe girmeniz gerek, çünkü çok büyük para getirisi olacak” dedi.

İkinci sırada kıymetli metallerin geldiğini belirten Rogers, şu görüşleri dile getirdi: ”Altın olabilir. Benim altınım var. Eğer fiyatı düşerse, daha fazla alacağım. Altının değeri, 11 yıl boyunca artarak devam etti, büyük çıkış yaptı. Çok dikkatli davranıyorum ama bu durum nasıl devam edecek bilmiyorum. Daha fazla insan altından korkmaya başlayıncaya kadar böyle devam edecek. Önümüzdeki aylarda daha fazla ve gümüş almayı başaracağımı umuyorum.” Hangi para birimlerine yatırım yapıldığı sorulan Rogers, avro, dolar ve poundu olduğunu, avronun önümüzdeki 10-15 hafta yada ay başarısını sürdüreceğini kaydederek, ”Bugün daha fazla para almak istesem, İsviçre Frangı alırdım mesela...” dedi.

”Korkunç bir çöküş olsa da emtiada az kaybedeceksiniz”

Altının 1980’deki seviyesine bakıldığında, bugün 2.400 dolar olması gerek. En az 2.400 dolara, hatta daha fazla yükseğe çıkacak. Altın da gümüş de yükselecek. Gümüş daha ucuz, en yüksek düzeyinden yüzde 15 daha düşük. Şu anda ne ne gümüş almıyorum çünkü nasıl devam edeceğine bakıyorum. Almak zorunda olsam, yerine gümüş alırım, ama gümüşü satmayın. düşünemeyeceğimiz seviyelere çıkacak, çok yükselecek. Gidin, biraz gümüş alarak işe başlayan.” Çiftçilik alanında büyük boşluk olduğunu belirten Rogers, finans sektörünün, içinde bulunulacak doğru bir sektör olmadığını kaydetti.

Rogers, Myanmar’ı ”En heyecan verici ülke” olarak tanımlarken, ”Bütün paramı Myanmar’a koyabilecek durumda olsam, şimdi yatırırdım. Çok kadar büyük doğal kaynakları var. Çin’in 35 yıl önceki durumu gibi” dedi.

Yatırımlarda çeşitlendirme yapmadığını ve başarılı yatırımcıların da çeşitlendirme yapmadığını ifade eden Rogers, ”Borsacılar kendilerini korumak için böyle söyler. Çeşitlendirme ile iflas etmezsiniz ama hiçbir zaman da çok para kazanamazsınız. Bütün yumurtaları aynı sepete koyarsanız, sepeti fevkalade iyi korumanız gerek. Çin’de de dünyada da problemler bekliyorum ama yine de emtiaya yatırım yapmayı tercih ediyorum. Bir çöküntü karşısında, ne kadar çeşitlendirirseniz çeşitlendirin, borsada başarılı olamazsınız. Korkunç bir çöküş olsa da, emtiada az kaybedeceksiniz” diye konuştu.

Rogers, ”Hayatınızda bir tek ülkeye gidip ziyaret edeceksiniz, Hindistan’a gidin” tavsiyesinde bulundu.

 TEŞVİKLER BORSA ŞİRKETLERİNE İYİ GELDİ

 HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ... 
[PAGE] 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yeni teşviklerden fayda sağlayacak sektörlerin başında otomotiv, savunma ve madencilik geliyor. Ereğli, Kardemir, Aksa, Petkim ile Turcas'ın teşviklerden yararlanması beklenen şirketler arasında gösterili

Finans Yatırım değerlendirmesinde yeni teşvik paketinin mevcut olan teşvik paketine ek olarak çok farklı düzenlemeler getirmiyor gibi bir izlenim yaratsa da genel olarak teşvik paketinin ithal malların yurtiçi üretimini teşvik ederek ithal ikamesi yapmayı amaçladığı kaydedildi.

Cari açık üzerinde baskı artacak

Amaçların başarılı olup olmayacağının izleneceği, teşvik paketinin başarılı olsa da faydalarının ancak uzun vadede görüleceği belirtildi. Teşvik paketinin kısa vadede yatırım harcamalarını artırması riskini de göz önünde bulundurmakta fayda olduğu çünkü böyle bir durumun tasarruf açığını genişletebileceği ve cari açık üzerindeki baskıyı arttırabileceğine vurgu yapıldı.

Şirket ve sektör bazında, teşvik paketi ile ilgili olarak sağlanabilecek faydalar şöyle sıralandı:

Otomotiv: Otomotiv şirketleri hâlihazırda yatırım teşviki kullanıyor. Bu bağlamda, otomotiv şirketleri içinde şu anda yatırım evresinde olan Ford Otosan bir yatırım teşvikinden faydalanıyor. Bu teşvikle birlikte ilave faydalar sağlanabilir. Şu aşamada, önemli bir etkisinin olmasını beklemiyoruz. Teşvikin otomotiv sektöründe yerel üretimi desteklemek için yan sanayi odaklı olduğunu düşünüyoruz.

Savunma: Aselsan ar-ge teşvikinden fayda sağlıyor ve 2024 yılına kadar kurumlar vergisi ödemeyecek ve aynı zamanda sosyal sigortadan da fayda sağlıyor. Bu nedenle paketin Aselsan’a direkt bir etkisinin olmasını beklemiyoruz. Ancak, teşvik Aselsan’ın alt yüklenicilerini destekleyebilir ve bu da Aselsan’a dolaylı bir fayda sağlayabilir.

Madencilik: Koza Altın ve Park Elektrik gibi maden şirketlerinin Doğu Anadolu’daki çeşitli altın ve bakır faaliyetleri nedeniyle bu teşvik paketinden fayda sağlaması olası olabilir. Her iki şirketin de çeşitli seviyelerde hâlihazırda teşviklerden faydalandığını söyleyebiliriz.

EREGL: Tamamlanmış mal ithalatındaki verginin artırılması, kurumlar vergisinin düşürülmesi, yeni yatırımların sübvansiyon seviyelerinde artış.

KRDMD: Şirket 1,8 milyon ton olan ham çelik üretimi kapasitesini 3 milyon tona çıkarmayı hedefliyor. Bu yatırımların bir kısmında teşvikten faydalanabilir.

AKSA: Yatırım sübvansiyonun seviyesi karbon fiber yatırımlarını içerebilir. Şirketin temel akrilik elyaf faaliyetlerine ilişkin direkt bir etki olmasını beklemiyoruz.

PETKM: Şirket hâlihazırda da devlet teşviklerinin büyük bir kısmını kullanıyor, tamamlanmış ürünlerdeki verginin artırılması marjları iyileştirmeye yardımcı olabilir. Şirket aynı zamanda etilen, CAN, PTA ve PA segmentlerindeki kapasite artırma yatırımlarında teşvik paketinden fayda sağlayabilir.

TRCAS: Turcas Socar Turcas Ege rafinerisindeki %18,5’lik yatırımı nedeniyle kısmen de olsa teşvik paketinden fayda sağlayabilir.

TATKS: Şirket hâlihazırda %20 kurumlar vergisi yerine %2 kurumlar vergisi ödüyor. Şu aşamada şirketin ilave bir fayda sağlayıp sağlamayacağını bilmiyoruz. Harronova Besi bir önceki yıl açıkladığı zarar nedeniyle ertelenmiş vergi giderine sahip ve tahminlerimize göre bunun 2013 yılına kadar şirketin kârından düşülmesi gerekiyor. Harronova Besi 2012 yılı sonrasına kadar %20 kurumlar vergisi yerine %2’lik bir kurumlar vergisine tabi olacak.

ÇEKLE ALIŞVERİŞ DAHA DA GÜVENLİ OLUYOR

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...
[PAGE]

E
Kredi Kayıt Bürosu ilk defa bireysel ve ticari şirketlere yönelik başlattığı yeni hizmeti ''Çek Raporu Sunum Sistemi''ni devreye aldı.

 Sistemin hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen toplantıda KKB Genel Müdürü Kasım Akdeniz yeni sistemin ticari hayatta büyük bir boşluğu dolduracağını ve çekle yapılan ticareti daha da güvenli hale getireceğini söyledi.

Satışları karşılığı çek alanların bu sistem sayesinde keşidecinin geçmiş çek ödeme bilgilerini görebileceğini ve çeki kabul edip etmeme kararını buna göre verebileceğini anlatan Akdeniz, sistemden alınacak çek raporunun hesap sahibinin bankacılık sistemindeki 2007 sonrası pozitif, 2009 sonrası negatif tüm çek bilgilerini içereceğini ifade etti:

"Satıcılar rapora bakarak çeki kabul edecekler"

''Satıcılar bu rapora bakarak çeki kabul edip etmeme kararını daha somut verilere dayanarak kendileri verecekler'' diyen Akdeniz, KKB'nin bugüne kadar sadece üye kuruluşlarına hizmet sunduğunu, yeni hizmet modülü Çek Raporu Sunum Sistemi ile de yine üye kuruluşları kanalı ile birey ve ticari şirketlere de hizmet sunulmaya başlanacağını belirtti.

Kredi Kayıt Bürosu tarafından Kasım 2011 tarihinde çalışmaları başlatılan Çek Raporu Sunum Sistemi'nin, Çek Yasası'nda yapılan değişiklik ile keşideci üzerindeki cezai sorumlulukların kaldırılmasının yaratabileceği sorunları giderebilmek ve çek kabul edenlerin risklerini daha etkin yönetebilmeleri için gereksinim duydukları bilgileri sağlama amacını taşıdıklarını belirten Akdeniz, ''Çek kabul eden ticari firmalar bu sistem sayesinde, çeklerini kabul ettikleri kişi ve firmaların geçmiş çek ödeme bilgilerini görebilecekler ve çeki kabul edip etmeme kararını kendileri verecekler'' dedi.

Akdeniz, ''Tüm bankalar 2007-2011 yılları arasında ödenen tüm çekleri KKB ile paylaştı. Biz de bu yeni sistemimizle, ödenmiş, arkası yazıldıktan sonra ödenmiş ya da halen ödenmemiş çek bilgilerini müşteri bazında birleştirerek ve belirli kategorilerde raporlanabilir hale getirdik. Bankalar 2012 yılından itibaren de her ay sonu itibariyle ödenmiş çek bilgilerini, günlük ya da haftalık olarak da arkası yazılmış çek bilgilerini göndermeye devam edecekler'' diye konuştu.

"Risk Merkezi faaliyete geçecek"

Akdeniz, Bankalar Kanunu'nun müşteri sırrına ilişkin kısıtları nedeniyle bu raporların bankalar aracılığı ile keşidecilere (hesap sahibi) verileceğini, mal veya hizmeti satan kişinin bu raporu keşideciden talep edebileceğini, satıcının bu rapora bakarak çek keşide eden kişinin ne zamandan bu yana çek keşide ettiğini, geçmiş ödeme alışkanlıklarını, alacağı çekin tutarının ortalama çek tutarı ile uyumlu olup olmadığını, kişinin 1, 3 ve 12 ay içerisindeki gelişimini görebileceğini ve kendi risk anlayışına göre çeki kabul edip etmeme kararını verebileceğini dile getirdi.

Kasım Akdeniz, raporda müşterinin çek hesabının bulunduğu bankalar, 2007'den itibaren ibraz edilen çeklerin adedi, ibrazında ödenen çeklerin adedi ve tutarı,2009 yılı ve sonrası karşılıksız çıkan ve halen ödenmemiş çeklerin adedi ve tutarı, 2009 yılı ve sonrası karşılıksız çıkan ve sonradan ödenen çeklerin adedi ve tutarı, ibraz edilen ilk çekin tarihi, ibraz edilen ve arkası yazılan ilk çekin tarihi, ibraz edilen ve arkası yazılan son çekin tarihi, ibrazında ödenen son çekin tarihi, son 1 ay, 3 ay ve 12 ay içinde ödenmiş çeklerin adedi ve tutarı, son 1 ay, 3 ay ve 12 ay içinde arkası yazılmış çeklerin adedi ve tutarı, arkası yazılan çeklerin listesinin bulunacağını kaydetti.

Çek Raporu'nun kişinin kendi risk raporunu alabileceği sistemlerin ilk adımı olduğunu belirten Akdeniz, sözlerini şöyle tamamladı:

''Türkiye Bankalar Birliği nezdinde kurulan Risk Merkezi'nin tam olarak faaliyete geçmesi ile gerçek ve tüzel kişiler finansal sistemdeki tüm kredi limitlerini, risklerini ve benzer diğer bilgilerini gösteren risk raporunu alabilecek. Kişiler arasında güvene dayalı kurulacak tüm ilişkilerde bu raporun kullanılması olasıdır. Ayrıca kişiler bu rapor yoluyla sistemdeki limit ve risklerini görebilecekler ve doğruluğunu kontrol etme imkanına sahip olacaklardır.''

KKB'ye ilişkin bazı rakamlar da veren Akdeniz, 2011 yılında üye sayısının 102, hesap kaydı sayısının 150 milyon, kredi referans sistemi sorgulama sayısının 205 milyon, bireysel kredi notu sayısının 120 milyonun üzerinde olduğunu ve 2012 yılında 230 milyon kredi referans sistemi sorgulama sayısına ulaşmayı hedeflediklerini belirtti.

ERDOĞAN ÇİN'E İŞADAMLARIYLA ÇIKARMA YAPACAK

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

Başbakan Tayyip Erdoğan, Çin’e yarın 300 işadamıyla bir çıkarma yapacak. 4 günlük seyahatte Çin ile ikisi nükleer enerji, biri kömür alanında olmak üzere üç anlaşma imzalanacak.

Erdoğan büyük önem verdiği Çin gezisine kalabalık bir işadamı topluluğu, bakanlar ve gazetecilerle aynı uçakta gidecek. Erdoğan, THY’den kiralanan uçakla yapacağı gezide 3 şehre uğrayacak.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ni ilk ziyat eden Türk Başbakanı

Gezinin ilk durağı, Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi olacak. Urumçi’ye giden ilk Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sıfatını kazanacak olan Erdoğan, burada kurulması planlanan Türk sanayi bölgesini ziyaret edecek.

Pekin'de Çin Başbakanı Wen Jiabo ile görüşecek

Çin ziyaretinin ikinci ayağı ise başkent Pekin olacak. Erdoğan, Pekin de Çin Başbakanı Wen Jiabao tarafından karşılanacak. Erdoğan Çin Başkanı Hu Jintao ve Çin’in bir sonraki başkanı olması beklenen Devlet Başkan Yardımcısı Şi Jinping ile görüşmeler yapacak.

Son olarak Çin’in ekonomi başkenti sayılan Şanghay’a geçecek olan Erdoğan, burada Çinli işadamlarını yatırıma çağıracak.

KENDİ YAKITINI KENDİN ÜRET

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

Almanya'da üretilen, hasat artıkları, çalı çırpı ve talaş gibi atık maddeleri yeniden işleyip yakıt ürünü haline getiren bir makine, katı yakıt üretilmesini sağlıyor.

Bir iklimlendirme firmasının proje yöneticisi Özcan Cihan AA muhabirine yaptığı açıklamada dünya üzerinde ısınma amacıyla kullanılan doğalgaz ve elektriğin, fiyatları açısından ekonomik özelliklerini yitirdiğini, insanların alternatif çözümlere yöneldiğini belirtti.

Pellet adlı makinenin tarımsal ve ormansal atıkların geri dönüşüme kazandırılmasına da katkı sağladığını belirten Cihan, ”Makine, tarımsal ve ormansal atıkların geri dönüşüme kazandırılması nedeniyle, yakıtın tamamen yerli olması ve atıkların ekonomide değerlendirilmesine yönelik katkı sunuyor. Örnek olarak budanmış ağaçların artıkları ve çalı çırpıların atılması yerine bunların hepsinin talaş haline getirilerek, ardından makinede preslenerek (tane, topak) haline getirildikten sonra sobası ya da kazanında ısıtma amaçlı kullanılması olarak tanımlayabiliriz” diye konuştu.

Cihan, yüzde 25 civarında nem oranına sahip malzemenin atıldığı makinenin, direkt öğüterek presleme yaptığını belirterek, şöyle devam etti: ”Sobanın özelliği ve ihtiyaca göre 6-10 milim arasında üretilen malzeme, direkt sobasına atılıyor. Sobanın ateşlenmesinin ardından malzemeler yanmaya başlıyor. Katı kontrolsüz yakıttır. Cihaz kendi özellikleri nedeniyle ortamın, bacanın ısısına göre kendini kontrol altında tutuyor. Bu da ekonomisi sağlıyor. Cihazlarımızda kül oranı çok düşük. 20 kilogramlık bir yakıttan yaklaşık 100 gram kadar kül çıkıyor. Onu da 2-3 günde bir boşaltıyorsunuz. Ayrıca, makinesinde atıklardan ürettiğimiz yakıt, sıfır ham madde gideri sağlamış oluyor.

"Zehirlenmeye son"

Özellikle kış aylarında lodos ve poyraz hava değişimlerinde karbonmonoksit zehirlenmelerinin arttığına da değinen Cihan, bu makinede üretilen pelletten, karbondioksit salımı yapıldığı için zehirlenme olmadığını bildirdi.

Pellet sobasının fanlı sistemle çalıştığını ifade eden Cihan, şu bilgileri verdi: ”Sobamız fanlı olduğundan dolayı 24 saat boyunca kullanılabiliyor. Atıklardan üretilen ham maddede zehirli karbonmonoksit gazı yerine doğada bulunan karbondioksit gazı salındığı için zehirlenme yaşanmıyor. Ayrıca tarımsal ve ormansal atıklarda, örnek olarak tavuk çiftliğinde kümesi boşalttıktan sonra atık olarak çıkan tavuk gübresini makinesine atarak şekline getirerek, direk kümesin ısıtmasında kullanıyor. Böylece ısıtma maliyeti sıfıra inmiş oluyor. Ürünümüzde dışa bağımlı olunmadığından dolayı söz konusu atıklar değerlendirilerek, ekonomiye katkı da sağlanıyor. Bundan dolayı da fiyat sabit. Herhangi bir artış olmuyor.

YASTIK ALTINDAN ALTIN FIŞKIRIYOR

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, atıl duran altının ekonomiye kazandırılması çalışmaları sayesinde 1.3 ton altının yastık altından çıktığını söyledi. Türkiye'de 5 bin ton altının yastık altında olduğu tahmin ediliyor.

Halaç Türkiye'de tahminlere göre 250-300 milyar dolar değerinde altının yastık altında yattığını bu zenginliğin yastık altında durmasının ekonomiye bir faydasının olmadığını dile getirdi. Halaç, ''Bu altınların yastık altından çıkarılıp ekonomiye kazandırılması lazım. Bu nedenle rafinerinin üretmiş olduğu gram altını bankalarda mevduat olarak kabul edilir hale getirdik. Vatandaş altın aldığı zaman yastık altında tutmayacak da bankaya yatıracak. Banka da onu işletecek ve vatandaşa kâr payı, ya da faiz ödeyecek'' dedi.

"Vatandaş altınlarını bankaya getirsin"

Vatandaşlardan bu yönden altın toplama girişimi başlattıklarını belirten Halaç şu bilgileri verdi: ''Güzel de gidiyor. Vatandaşlar bilgilendirilerek, ikna edilerek bir şekilde altınlar bankaya mevduat olarak geliyor. Bankalar da kâr payı,faiz veriyor. Hem yastık altındaki hiçbir şekilde kullanılmayan altın çıkıyor, hem vatandaşa bir getiri sağlanıyor, hem de bankalar bu altını kullanıyor değerlendiriyor. Çok büyük bir artış oldu. Kuveyt Türk ile yaptığımız çalışmalar sonucunda şu ana kadar yaklaşık 1.3 ton altın yastık altından çıktı.

Türkiye'de 5 bin ton altının yastık altında olduğunu tahmin ediyoruz. Tabii 1.3 ton bunun yanından hiçbir şey değil ama başlangıç için iyi. Bank Asya ile de bu konuda çalışma yapıyoruz. Ve Denizbank ile de en kısa zamanda başlıyoruz. Vatandaşlardan altın alırken 24 ayar külçe gram altın alsınlar ki bankaya rahatlıkla yatırsınlar. Bankalar aracılığıyla külçe altın alım ve satım işlemleri olacak.''

"Evde çoğalmıyor bankada çoğalıyor"

Halaç, vatandaş bankaya 100 gram altın yatırdığında, bir sene sonra bankaya göre değişen ama ortalama olarak 102 gram olacağını ifade ederek, ''Bu evde çoğalmıyor. Ama bankada çoğalıyor. Biz dünyada ilk defa bunun önünü açtık'' dedi.

"Yastık altındaki altın yenilenecek"

Halaç, kuyumcuların ''bizim işimizi yapıyorlar'' yönündeki yanlış algılamasını da çözdüklerini, kendilerinin altını alıp satmadıklarını, sadece altının yerinin değiştiğini, yastık altından çıkıp banka kasasına girdiğini söyledi. İleride vatandaşın tekrar takı aldığı zaman bankadan külçe altınını alıp gidip kuyumcudan rahatlıkla altınını alacağını ifade eden Halaç, ''Aslında bir nebze yastık altındaki altının yenilenmesi gibi birşey. Kuyumcunun işi daha da artacaktır'' dedi.

HEM BİRLEŞİN HEM MARKALAŞIN

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, perakendecilerin birleşerek yabancı markalara karşı kendi markalarını ön plana çıkarmaları gerektiğini söyledi.

SANKO Holding’den yapılan açıklamaya göre Konukoğlu ”Güneydoğu Anadolu Perakende Konferansı”na katılarak bir konuşma yaptı. Holdingin gelişimi ve kendi iş yaşamına ilişkin bilgi veren Konukoğlu Gaziantep’te her alanda başarılı sonuçlar alındığını, ancak aynı başarının ortaklık anlamında sergilenemediğini belirtti.

"Markalaşın"

Perakendecilere seslenen Konukoğlu, ”Birleşin, bütünleşin. Yabancı markalara karşı kendi markanızı ön plana çıkarın, markalaşın” dedi.

Çok para kazanmak isteyenlere, babası merhum Sani Konukoğlu’nun ”işin hilesi dürüstlüktür” sözünü hatırlatan Konukoğlu, ”Dürüstlükten asla vazgeçmeyin, kazananın siz olduğunu görürsünüz” diye konuştu.

Türkiye ekonomisine ilişkin görüşlerini açıklayan Konukoğlu, Türkiye’nin, fevkalade bir sürpriz gelişme olmazsa 2012 yılını çok iyi geçireceğini vurguladı.

IMF borcumuz sıfıra doğru gidiyor

Konukoğlu, şunları kaydetti: ”Şöyle etrafımıza, bulunduğumuz coğrafyaya baktığımızda ne kadar iyi durumda olduğumuzu görüyoruz. Bu ülke IMF borcunu sıfırlamaya doğru gidiyor. Gayet iyi verilerle bir yılı geride bıraktık. Faiz lobisi, kötüleme lobisi var. Bunlara kulaklarınızı tıkayın ve yolunuza devam edin.

MAYISTA MEMURA ZAMLI MAAŞ

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

Zamların 15 Haziran'a sarkmaması için acil yazıyla ek bordro hazırlanıyor. Zamlı maaşların 15 Mayıs'a yetiştirilmesi hedefleniyor.

Yaklaşık 2.5 milyon memur ve 1.8 milyon memur emeklisinin beklediği toplu sözleşme yasası Meclis'ten geçti. Yasa ile hükümet ve memur sendikaları pazarlığa oturacak. Zam pazarlığı en fazla 1 ay sürecek.

Yasaya sözleşmeler hızlandırılacak

Yasaya memur zammı geciktiği için toplu sözleşme masasının hızlı bir şekilde kurulmasını mümkün kılacak geçici maddeler de eklendi. Normal toplu sözleşme dönemlerinde öngörülen hazırlık süreleri bu yıl dikkate alınmayacak. Yasa Cumhurbaşkanı tarafından onaylandıktan sonra toplu sözleşme masası hemen kurulacak. Masada kamu işveren heyetine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik kamu görevlileri sendikaları heyetine ise Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu başkanlık yapacak. Kamu görevlileri sendikaları heyetinde, Memur-Sen'den 9, Türkiye Kamu-Sen'den 4 ve KESK'ten 2 üye yer alacak. Toplu sözleşmenin yürürlüğe girmesinin ardından memurların maaşları yeniden hesaplanacak. Yasa ile ilk kez kurulan Kamu Görevlileri Hakem Heyeti, memurların maaşında son sözü söylemeye yetkili kurul oldu. Hükümet ve sendikalar masada anlaşamazsa, Kamu Görevlileri Hakem Heyeti devreye girecek. Toplu görüşme uzlaşmazlıkla sonuçlanırsa, 3 iş günü içerisinde Kamu Görevlileri Hakem Heyeti'ne başvurulabilecek. Heyet'in vereceği karar bağlayıcı olacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, toplu sözleşme ile ilgili olarak şunları söyledi: "2.5 milyon kamu görevlisi, 1.8 milyon emeklinin maaşını parlamentoda belirlemeyeceksiniz. Bakan, hükümet de söylemeyecek, toplu sözleşme masasında olacak. Sendikalar hazırlanıyor."

Yeni formül

Görüşmeler uzasa da, memur zamlı maaşına ve 4.5 aylık farkına Mayıs'ta kavuşacak. Zam 15 Mayıs'a yetişmezse, ek bordro düzenlenecek. Yetkililer, "Zam 22 Mayıs'ta belirlenirse, 25 Mayıs'ta zam ve farklar ek bordro ile ödenebilir" dedi.

ROUBİNİ: 'AB BOŞANSIN VE PARÇALANSIN'

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

Financial Times'a yazan Global Economics Başkanı Nouriel Roubini ve Genel Müdürü Arnab Das, Euro Bölgesi'nin yürümeyen bir evlilik olduğunu ve artık kaderini kabul ederek boşanması, parçalanması gerektiğini ifade etti.

Roubini ve Arnab Das yazdıkları makalede ECB'nin 3 yıl vadeli ucuz kredi operasyonunun bir kredi sıkışıklığını engellediğini belirtirlerken Euro Bölgesi'nin köklü sorunlarını çözmeden bıraktığını da vurguladılar. Özellikle Yunanistan ve aralarında Portekiz İrlanda'nın olduğu diğer Euro Bölgesi ülkeleri için sorunların devam ettiğine işaret eden Roubini ve Arnab Das, "Bölünme zor alabilir, ancak kötü bir evliliği sürdürmekten daha iyidir" değerlendirmesinde bulundular.