Türkiye ve dünyada öne çıkan ekonomi ve finans haberlerini sizler için derledik. Tıklayın, ekofinans'la ekonomi turuna başlayın...
Abone olEKOFİNANS.COM -Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, öğretmen atamalarıyla ilgili açıklama yaptı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 'Atamaların ağustos ayından sonra yapılacak' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, toplumda Haziran ayında öğretmen ataması yapılmasına ilişkin bir beklentinin oluştuğunu belirterek, ''Bu teknik olarak mümkün değil. Ağustos ayından önce teknik olarak öğretmen alma imkanımız bulunmuyor'' dedi.
Dinçer, TBMM Genel Kurulu'nda, Hükümet adına söz alarak, atama bekleyen öğretmenlerin ülkenin önemli sorunların biri olduğunu söyledi.
Atama bekleyen öğretmenler üzerinden siyaset yapmayı doğru bulmadıklarını belirten Dinçer, Maliye Bakanlığı'nın yeni kadro oluşturulması üzerinde hazırlık yaptığını bildirdi.
''Şu anda daha çok Haziran ayıyla ilgili atama beklentisi de söz konusu oldu toplumda'' diyen Dinçer, şöyle devam etti:
''Pek çok adayımız Haziran ayında atama bekliyor. Bunun da teknik olarak mümkün olmadığını, henüz bu yıl verilen tüm kadroların Şubat ayında kullandığını, onun yerine ek bir kadro verilecekse, yeni bir kanun çıkarılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Yeni kanun çıkacak sonra biz kılavuzlarımızı yayınlayacağız. Ağustos ayından önce teknik olarak öğretmen alma imkanımız bulunmuyor. Onun için Maliye Bakanlığı'nın yaptığı hazırlığı beklemekte yarar görüyorum.''
ALTIN FİYATLARI SERT BİR DÜŞÜŞÜ DAHA GÖREBİLİR...
HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]
Altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, şu tahminde bulundu...
Altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, bir haftalık süreçte altın fiyatlarının aşağı yönlü seyir izleyeceğini ve 24 ayar külçe altının gramının 94.30 TL seviyesinden, 89.50 TL ile 90.30 TL'ye kadar gerileyebileceği öngörüsünde bulundu.
Yıldırımtürk, bugün tekrar altın fiyatlarının düşüş eğilimine girdiğini söyledi. Bu fiyat düşüşlerini büyük fonların altın fonlarını satmasına bağlayan Yıldırımtürk, ayrıca bu fonların, "altın çok yükselecek" yorumlarına da çok fazla itibar etmediklerini, bu tür yorumları "satış zemini" olarak değerlendirdiklerini vurguladı. Yıldırımtürk, şöyle devam etti:
"Bu fonların şimdi likiditeye ihtiyaçları var ve karlı alanlara yöneliyorlar. O nedenle ellerindeki altın fonlarını satmak zorundalar. Hedge fonların bir haftada sattıkları altın miktarı 2.2 milyar dolar. Bu rakamlar da fonların satışa geçtiğini gösteriyor."
ALTININ ONSU 1.550 DOLAR SEVİYESİNE GERİ ÇEKİLEBİLİR
Bu eğilimin mayıs ayı sonuna kadar devam edeceğinin görüldüğünü söyleyen Mehmet Ali Yıldırımtürk, bir haftalık sürede ise altının onsunda gerilemenin devam edebileceğini ve 1.527 dolardan 1.598 dolara kadar yükselen altının ons fiyatının 1.550 ila 1.545 dolar seviyesine kadar tekrar geri çekilebileceğini kaydetti.
Uluslararası piyasalardaki bu durumun iç piyasaya yansımasını da değerlendiren Yıldırımtürk, "İçeride bu trend, Dolar/TL'nin tekrar 1.800'lere gerilemesi halinde, 24 ayar külçe altının gram fiyatı 89.50 TL seviyesine kadar gerileyebilir. Dolar 1.82 TL seviyesinde kalırsa, 24 ayar külçe altının gramı fiyatı 90.30 TL'ye gerileyerek, geçen haftaki seviyesine gelebilir" dedi.
HAZİRANDA YÜKSELİR, TEMMUZ VE AĞUSTOS'DA 85 TL'YE DÜŞER
Yıldırımtürk, ancak, Haziran ayında özellikle dönemsel kontratların vadeli piyasalarda kapanacak olması ve gerek Avrupa, gerekse Amerikan Merkez Bankası'nın toplantıları sonucunda, likidite artış beklentisinin fiyatı yukarı çekecek gibi göründüğüne işaret ederek, "Altın fiyatlarında düşüşün duraklaması Haziran başında olabilir. Hatta Haziran'da bir miktar daha yukarıda devam edebilir. Ancak Temmuz-Ağustos aylarında ise altının gram fiyatı 85 TL'ye kadar gerileyebilir" öngörüsünde bulundu.
AB ZİRVESİ PİYASALARDA YÜKSELME İVMESİ YARATTI...
HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]
EKOFİNANS.COM -İMKB, ilk seansı 186 puan artışla 56.725 puandan kapattı. Küresel piyasada yarın yapılacak Avrupa Birliği zirvesine yönelik olumlu beklenti hakim.
Avrupalı yetkililerin eurobond gibi yeni bazı önlemlere çok yakın olduklarına yönelik söylentiler ve Çin'in parasal gevşemeye yönelik adımlar atabileceği olasılığının kuvvetlenmesi piyasalarda risk iştahını artırmış durumda.
Sert düşüşlerin ardından ABD borsaları dün son günlerin en hızlı yükselişini sergilerken, bu sabah Asya borsalarında yeniden pozitif hava hakim.
Yurtdışında bugün İspanya ihalelerinin sonuçları ve ABD ikinci el konut satışları yakından izlenecek veriler arasında.
Dün dış piyasalara göre daha zayıf bir performans sergileyen İMKB yeni güne yükselişle başladı.
Açılışını 493 puan artışla 57.033 puan seviyesinden yapan Ulusal-100 Endeks, ilk denemede 57.134 seviyesini test etti. İMKB, ilk seansı 186 puan artışla 56.725 puandan kapattı
DOLAR 1.82'YE DOĞRU ÇEKİLDİ
Döviz cephesinde ise Euro/Dolar 1.2790 seviyesinde işlem görürken, Dolar/TL 1.82 seviyelerine doğru gevşeme eğiliminde. Merkez Bankası dün başladığı istisnai gün uygulamasına bugün de devam ediyor. Interbank işlemlerde en iyi alış/satış 1.8220/1.8240 TL düzeyinde. Euro/TL'de ise işlemler 2.3340 seviyesinden geçiyor.
Tahvil-bono piyasasında ise gösterge faiz yüzde 9.50 bileşik seviyesinden yüzde 9.44 seviyesine doğru gerilemiş durumda.
ALTIN 1600 DOLARA ZORLANDI
Hızlı düşüşlerin ardından dün 1.600 dolar seviyesine deneyen spot altın bu sabah itibariyle 1.588 dolardan işlem görüyor.
TÜRK EKONOMİSİ DÜNYADA 10 NUMARA OLACAK!
HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]
EKOFİNANS.COM -Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Türkiye'nin, dünyada riski düşük, getirisi yüksek nadir ülkelerden birisi olduğunu söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, ABD'nin başkenti Washington'da, Türkiye'nin ''onur konuğu'' olarak yer aldığı ve ABD yönetimi ve ülkedeki büyük sektör temsilcileriyle küçük ve orta işletmeleri bir araya getiren Ulusal Küçük İşletmeler Haftası'na katılarak, ''İşletmenizi Global Hale Getirmek'' başlıklı konferansta konuştu.
Türkiye'nin dünyanın en büyük 17'nci, Avrupa'nın ise en büyük 6'ncı ekonomisi olduğunu ve 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomileri arasına girmeyi hedeflediklerini hatırlatan Ergün, Türkiye'nin, küresel krizde herhangi bir finans kuruluşuna kaynak aktarmak zorunda kalmayan tek OECD ülkesi olduğuna belirtti. Ergün, ''İşte bu sağlam yapımız sayesinde, 2009 yılından beri tüm dünyayı sarsan ve etkileri halen sürmekte olan küresel krizden güçlenerek çıkmayı başardık. Bugün Türkiye, dünyada riski düşük, getirisi yüksek nadir ülkelerden birisidir'' dedi.
ABD İÇİN TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR PARTNER
Konferansta konuşan SBA Başkan Yardımcısı Marie Johns da Türkiye'nin, ABD'nin dinamik ve önemli bir ticaret partneri olduğunu söyledi.
ABD Başkanı Barack Obama'nın iki ülke arasında ticaret ve ekonominin geliştirilmesinin önemini açıkça belirttiğini hatırlatan Johns, ''Küçük işletmelerimizin bir araya gelmesinde birçok fırsatların bulunduğuna inanıyorum. Herkesi burada açılan Türk pavyonunu ziyaret etmeye davet ediyorum'' diye konuştu.
AÇILIŞI BİRLİKTE YAPTILAR
Konferansın ardından da Ergün ve SBA Başkanı Karen Mills, Mandarin Otel'deki Türk standının açılışını yaptı.
Bakan Nihat Ergün, ''İşletmelerimiz burada. Çok güzel işbirliklerimiz oluştu, en kısa sürede de ABD'deki KOBİ'lerin de Türkiye'deki organizasyonlara katılmasını istedik. Böylece küçük ve orta boy işletmeler arasındaki ilişkilerle Türkiye ve ABD arasındaki ticaret çok daha yaygınlaşmış ve güçlenmiş olacak'' dedi.
OECD DÖNEM BAŞKANLIĞI'NI TÜRKİYE ALIYOR....
HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]
EKOFİNANS.COM -OECD Bakanlar Konseyi'nin yarın yapılacak toplantısında Türkiye, 2012 dönem başkanlığını üstlenecek.
Merkezi Paris'te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Bakanlar Konseyi, yarın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın başkanlığında toplanıyor.
Bu toplantıyla Türkiye, 2012 OECD dönem başkanlığını üstlenecek.
İki gün sürecek toplantılara OECD'ye üye olan ve bu kuruluşla yakın işbirliği içinde bulunan 60'a yakın ülkenin ilgili bakanı katılacak.
Bakanlar, sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanması için sosyal ve ekonomik alanda benimsenecek yeni yaklaşımları masaya yatıracak.
OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, bu yılki toplantıların ''hepimiz aynı gemideyiz'' sloganıyla düzenlendiğini belirterek, "Bu sloganla amacımız, ekonomik büyümenin artırılması için hep birlikte çalışmamız ve kimsemin dışarıda kalmaması gerektiğinin altını çizmek" dedi
MALİYE VE SGK 81 İLDE DENETİME BAŞLADI...
HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]
EKOFİNANS.COM -Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kayıt dışı ile mücadelede yeni bir dönem başlattıklarını açıkladı
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kayıt dışı ile mücadelere yeni dönemi anlatımak için bir basın toplantısı düzenledi.
Hürriyet'in haberine göre kayıtdışı ile mücadelenin terörle mücadele kadar önemli olduğunu vurgulayan Şimşek herkesin topyekün katkı vermesini istedi.
Sosyal Güvenlik Kurumu ile birlikte 81 ilde eş zamanlı denetime başladıklarını açıklayan Şimşek, ilk olarak 7-21 Mayıs tarihleri arasında yapılan denetimlerde 5 bin 551 elemanın görev aldığını ve 391 bin mükellefin denetlendiğini söyledi. Bu sayede daha önce hiç kaydı olmayan 12 bin 680 mükellefin kayda alındığını kaydeden Şimşek, "Bu tür denetinmler düzenli ancak habersiz olarak yapılmaya devam edecek. Bazen aynı anda sahaya 5-7 bin denetim elemanı birden inecek" dedi.
İNŞAAT VE OTOMOTİVE YAKIN TAKİP
Şimşek, yeni dönemde Maliye'nin araç imalat ve ithalatından nihai tüketiciye ulaşımına kadar olan süreci online takip edeceğini söyledi. Ayrıca inşaat sektörü de müteahhitinden malzemecisine kadar tüm aşamalarında online takibe alınıyor.
ALTIN FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞ ALIM FIRSATI YARATTI...
HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]
EKOFİNANS.COM -Yunanistan kaynaklı politik sorunların yanı sıra Yunanistan'ın avro bölgesinden çıkıp çıkmayacağının tartışıldığı bir ortamda 1.500 dolara doğru gerileyen altının ons fiyatı, G-8 zirvesinden gelen büyüme ve istihdam artıcı mesajlar etkili oldu.
Altında 16 Mayıs Çarşamba günü yaşanan şiddetli düşüşün ardından New York Ticaret Borsasının Comex bölümünde haziran vadeli altının onsu 1576,15 dolardan işlem görüyor.
Altın dünkü işlem fiyatı 1.594,25 dolar/ons seviyelerindeydi. Piyasanın sakin olduğunu belirten uzmanlar, altındaki düşüşlerin alım fırsatı yaratabileceğini, ilk desteğin 1.585 dolar seviyelerinde olduğunu belirtiyorlar.
Yatırımcıların, Avrupa kaynaklı endişelerle ''Güvenli Liman'' olarak altına değil, dolara yönelmesiyle altın fiyatlarının daha riskli yatırım araçlarıyla beraber hareket ettiğini kaydeden uzmanlar, tüm olumsuzluklara rağmen Çin ve Hindistan'dan gelen fiziki talebin olumlu bir gösterge olduğunu vurguluyorlar.
Altın vadeli işlemleri 16 Mayıs'tan beri en düşük seviye olarak 1.526,95 dolar seviyesinden destek bulurken, 8 Mayıs'ta görülen 1.639,05 dolar ise en yüksek direnç seviyesi olarak belirlendi.
BAKIR
Bakır fiyatları Çin'den gelen açıklamaların yanı sıra Avrupa'daki borç krizini izlemeye devam ediyor.
Yaklaşık yüzde 40'lık bir oran ile dünyadaki en büyük bakır tüketicisi konumunda bulunan Çin'in proaktif maliye politikası izleyeceğini vurgulaması ve Çin'de ekonomik canlanma beklentileriyle dün New York Ticaret Borsasının Comex bölümünde 3.525 dolardan işlem gören temmuz vadeli bakırın libresi, bugün 3.492 dolara geriledi.
Bakır fiyatları 30 Nisan'da 3.861 dolarla son bir ayın en yüksek seviyesini görürken, 18 Mayıs itibariyle 3.432 dolarla en düşük seviyesine gerilemişti.
TÜRK LİRASI DÜNYAYA MEYDAN OKUDU...
HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN... [PAGE]
EKOFİNANS.COM -Gelişmekte olan ülkelerin para birimleri Mayıs ayında değer kaybetti. TL ise, yüzde 4,1 ile daha sınırlı bir değer kaybı yaşadı
Gelişmekte olan ülke (GOÜ) para birimlerinin önemli bir bölümü Mayıs ayının ilk üç haftası içerisinde önemli değer kayıpları yaşadı.
Bu kayıplarda büyük oranda Euro bölgesine ilişkin risklerin artması etkili oldu:
- Yunanistan’da, seçimlerden güçlenerek çıkan sol partilerin, daha önce imzalanmış olan kurtarma planının şartlarına karşı söylemleri endişelere yol açtı. 17 Haziran’da yeni bir seçim yapılacak.
YUNANİSTAN SEÇİMLERİ ETKİLİ OLACAK
- Krizin İspanya ve İtalya’ya bulaşmasına ilişkin endişeler artarken, 10 yıllık devlet tahvili getirileri her iki ülkede de yeniden yüzde6’nın üzerine kadar yükseldi. Bu şartlar, GOÜ para birimlerinin gerilemesinde iki kanaldan etkili oluyor:
1. EUR/USD paritesi: Parite 1,2643 ile son 4 ayın en düşük seviyelerine kadar geriledi. USD’nin euroya karşı değer kazanması, GOÜ da dahil olmak üzere diğer para birimlerine karşı da değerlenmesi sonucunu doğurdu. Nitekim Mayıs ayında EUR/USD yüzde4 oranında gerilemiş durumda
2. Global risk iştahındaki gerileme, GOÜ ülkelerinden fon çıkışını doğurarak bu ülkelerin para birimlerine satış getirdi. Güvenli liman arayışındaki yatırımcılar, dolara talep göstererek ABD devlet tahvili satın adılar. Nitekim 10 yıllık ABD devlet tahvili getirisi yüzde1,76 ile Ekim ayında gördüğü tarihi dip seviyelerine (yüzde1,68) kadar yaklaştı.
TL SINIRLI KAYIP YAŞADI
Mayıs ayı içerisindeki kayıplara bakıldığında, Macaristan ve Polonya gibi doğu Avrupa ülkelerinin para birimlerinin sırasıyla yüzde7,6 ve yüzde7,1 oranında, en fazla gerileyen para birimleri olduğu dikkat çekiyor.
TL ise, yüzde 4,1 ile daha sınırlı bir değer kaybı yaşadı. USD/TL 1,8410 ile son 4 ayın en yüksek seviyelerini gördükten sonra 1,8270 seviyelerinde bulunuyor. Diğer taraftan, döviz sepetindeki (0,5 euro + 0,5 usd) yükselişin aynı dönemde yüzde2 ile daha sınırlı olduğu dikkat çekiyor.
TL’nin diğer GOÜ para birimlerine kıyasla daha az değer kaybetmesinde, TCMB’nin son dönemde enflasyonla mücadele etmek amacıyla sıkılaştırıcı yönde aksiyon alması ve bunu sürdüreceğinin sinyalini vermesi etkili oluyor. TCMB, istisnai gün uygulamalarıyla piyasayı faiz koridorunun üst bandından (yüzde11,50) fonluyor.
SEPET 2.05'E GERİLEDİ
TCMB’nin, döviz sepetinin Mart ve Nisan aylarında 2,10’un üzerine yükselmesinin ardından istisnai gün uygulamasına gittiği görülüyor. Bunun sonucunda her iki uygulamanın ardından da sepet 2,05 seviyelerine geriledi. 18 Mayıs’tan bu yana TCMB, sepetin 2,08-2,09 bandına yükselmesiyle birlikte yeniden istisnai gün uygulamasına başladı.
Önümüzdeki dönemde TL de dahil olmak üzere GOÜ para birimlerinin seyrinde EUR/USD paritesine ilişkin gelişmeler etkili olacak. Paritenin geçen hafta destek bulduğu 1,2630-1,2640 seviyelerinden yaşadığı toparlanma 1,29’lara kadar sürebilir. Ancak sonrasında mevcut şartlar sürdüğü takdirde paritenin yeniden desteklerini test etmesini bekliyoruz. Bu desteklerin kırılması durumunda, paritenin aşağı yönlü seyri devam ederken, GOÜ para birimlerinin de gerilemeye devam etmesi beklenebilir.
Diğer taraftan, Yunanistan’a ilişkin belirsizliğin azalması veya ABD’de Fed’in 20 Haziran’da yapacağı toplantıda yeni bir parasal genişleme programı açıklaması (veya sinyalini vermesi) halinde, hem paritenin toparlanması hem de küresel risk alma iştahının iyileşerek GOÜ para birimlerinin değerlenmesi beklenebilir
EURO'YLA BATAN KOMŞU GEURO'YLA KURTULACAK...
HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]
EKOFİNANS.COM -Avrupa Birliği, iflasa sürüklenen Yunanistan'ı kurtarmak için çare aramaya devam ediyor.
ABD'nin Washington kentinde geçtiğimiz hafta sonu yapılan G-8 zirvesi ve AB maliye bakanlarının gündeminde, "Yunanistan'ı iflastan nasıl kurtarabiliriz?" sorusu vardı.
G-8 Zirvesi sonrasında ABD Başkanı Barack Obama, Yunanistan'ın bu aşamada Euro Bölgesi'nde kalmasının en doğru yol olduğunu söyledi. Başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği üyeleri ise, Yunanistan'ın "Euro"dan çıkışı sonrasına hazırlanıyor.
Yunanistan'da 17 Haziran'da yapılacak seçimleri radikal sol parti SYRIZA'nın kazanacağı, sonrasında ise AB ve IMF ile yapılan "kemer sıkma/kurtarma" paketinden vazgeçerek "Euro"dan çıkacağı belirtiliyor. Yunanistan'ın "Euro"dan çıktıktan sonra eski para birimi Drahmi'yi kullanacağı, hatta Dharmi'yi basmak için harekete geçildiği bile belirtildi.
'ÜÇÜNCÜ YOL' ÖNERİSİ
Ancak Deutsche Bank Başekonomisti Thomas Mayer'den "üçüncü yol" önerisi geldi. Mayer, Yunanistan'ı bu zor durumdan kurtarmak için "Geuro" para birimini önerdi. Mayer'e göre, Yunanistan'da ekonomik kriz aşılana kadar iki para birimi kullanılabilir: Euro ve Geuro.
Yunanistan'ın "Euro"dan çıkmadan böyle bir ara çözümün bulunabileceğini belirten Deutsche Bank Başekonomisti Thomas Mayer, Atina'nın uluslararası piyasalarda yeniden rekabet edebilmek için "Geuro" para birimini kullanarak, işçi ücretlerini düşürebileceğini ve ihracat yapabilir konuma gelebileceğini iddia etti.
'ATİNA EURO'DA KALMALI'
Almanya'nın başkenti Berlin’de biraraya gelen Fransa Maliye Bakanı Pierre Moscovici ve Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble Yunanistan’ın Euro’da kalması gerektiği konusunda hemfikir olduklarını açıkladı.
Almanya Maliye Bakanı Şchaeuble, Almanya'nın Euro tahvillerini desteklemeyeceğini de bir kez daha dile getirdi. Euro tahvilleri 17 Euro Bölgesi ülkesi adına borç alınmasını sağlayacak bir öneri olarak ön plana çıkıyordu.
SYRIZA'DAN AB'YE 'İFLAS EDERSİNİZ' UYARISI
Yunanistan'da 17 Haziran'daki seçimi kazanacağı tahmin edilen radikal sol parti SYRIZA lideri Alexis Tsipras ise, Avrupa Birliği üyelerine çağrıda bulunarak "kemer sıkma" politikalarından vazgeçmelerini istedi. Tsipras, Euro Bölgesi'nde kemer sıkma politikalarına devam edilmesi halinde, Yunanistan'dan sonra birçok ülkenin daha iflasa sürükleneceğini iddia etti.
OECD'YE GÖRE TÜRKİYE YÜZDE 3.3 BÜYÜYECEK...
HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]
EKOFİNANS.COM -OECD, Türkiye için 2012'de yüzde 3.3, 2013'te yüzde 4.6 büyüme öngördü
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Türkiye'nin 2012 yılında yüzde 3,3 seviyesinde, 2013 yılında ise yüzde 4,6 seviyesinde büyüyeceği tahmininde bulundu.
OECD'nin 2012 İlk Çeyrek Ekonomik Görünüm raporunda, Türkiye'nin cari açığının GSYH'ye oranının 2012 yılında yüzde 8,9 seviyesinde, 2013 yılında ise 8,4 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Raporda, Türkiye'de işsizlik oranının ise bu yıl 9,5, gelecek yıl ise yüzde 9,1 oranında olması öngörülüyor.
Raporda, Türkiye'de kuvvetli iç talebi ve zayıflayan dış talebi kontrol altında tutmayı amaçlayan politika tedbirlerini takiben ekonomik aktivitenin 2011 yılının ikinci yarısında önemli derecede yavaşladığı dile getirilirken, ekonomik büyümenin 2012 yılında güven ortamı ve uluslararası şartlar düzeldikçe kademeli olarak iyileşmesi beklentisine yer verildi. Raporda, Türkiye'nin 2012 yılı ekonomik büyümesinin yüzde 3,3 seviyesinde olması ve büyümenin 2013 yılında tekrar hız kazanarak yüzde 4,6 seviyesinde ulaşması beklentisi ifade edildi.
OECD raporunda, ''Yüksek cari açığın daha sürdürülebilir seviyelere doğru azaltılabilmesi için devlet politikasına yön verenlerin ekonomik rekabeti göz ardı etmeden, iç talep büyümesini kontrol altında tutmaya devam etmesi gerekmektedir'' önerisine yer verildi.
Raporda Türkiye'nin ekonomik büyümesine ilişkin ''Eğer Euro Bölgesi'ndeki belirsizlikler derinleşir, petrol fiyatları beklenenin üzerinde hızla yükselirse ya da yatırımcının dengesizliklerden kaynaklı endişeleri artarsa, risk primleri de artabilir, dış finansmanı bulmak zorlaşabilir ve büyüme daha düşük seyredebilir. Diğer taraftan uluslararası ortam öngörülenden daha ılımlı seyrederse, büyüme daha güçlü olabilir'' ifadeleri yer aldı.
Raporun Türkiye'nin ekonomik performansını özetleyen kısmında, şunlar ifade edildi:
''Üretim ve iş piyasasında yapısal reformları hızlandırmak, enflasyon baskısını yumuşatmak ve yeniden dengelemek açısından yardımcı olacaktır. Ekonomideki belirgin yavaşlamadan sonra, büyüme yeniden dengelenmeye başladı. Kriz sonrası hızlı toparlanma 2011 yılında yüzde 8,5 büyümeyle devam etti. Bununla birlikte, cari açık sürdürülemez seviyelere yükseldi ve hükümet 2011 yılı ortasına doğru kredi genişlemesini ve kamu tüketimini kontrol altına almak için tedbirler aldı. Sonuç olarak, iç talep önemli derece de kız kesti.''
Döviz kurundaki değer kaybının iç ve dış taleplerin yeniden dengelenmesine yardımcı olduğuna işaret edilen raporda, istihdam direnç göstermeye devam ederken, iş dünyası ve hane halkı güveninin 2012'nin ilk çeyreğinde arttığı, enflasyonun ise hedeflerin üzerinde seyrettiği vurgulandı.
Raporda, ''Manşet enflasyon resmi hedef olan yüzde 5,5 seviyesinin çok üzerinde seyrederek 2011'de hızla yükseldi. Bu büyük ölçüde döviz kurunun dış ticaret üstündeki etkisinin, yükselen gıda fiyatlarının ve yapılan zamların yansımasıydı. 2012 Nisan'ı itibariyle, manşet enflasyon yüzde 11,1 seviyesinde ilerliyordu. Araştırma sonuçlarına göre, 2012 yıl sonu enflasyon oranının yüzde 5 hedefine rağmen yüzde 7,5 seviyelerinde olması bekleniyor'' ifadelerine yer verildi.