BIST 9.949
DOLAR 35,27
EURO 36,74
ALTIN 2.985,41
HABER /  GÜNCEL

Tek tıkla Türkiye'nin ekonomi gündemi

Türkiye ve dünyanın önde gelen ekonomi ve finans haberlerini sizler için derledik. Tıklayın, ekofinans'la ekonomi turuna başlayın...

Abone ol

Hükümet ile memurlar arasında toplu sözleşme görüşmeleri devam ediyor ama memura zam konusunda hala anlaşma sağlanamadı. Hükümet 3+3'de ısrarlı... Sendikalar ise Bakan Çelik'ten "insan onurunu" esas alan bir hesap makinasıyla masaya gelmesini bekliyor.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ''Şu ana kadar bize yapılan teklifler bütçe ve mali disiplini esas alan teklifler. Şimdi bütçe ve mali disiplini esas alan hesap makinesi yerine insanı, insan onurunu, çalışanların geçim standardını esas alan hesap makinesini çalıştırma zamanı. Sayın Bakanımızın, bu hesap makinesini çalıştırarak masaya gelmesini, müzakereleri bu doğrultuda yürütmesini teklif ediyorum'' dedi. 

Memur sendikaları ile hükümet arasındaki toplu sözleşme görüşmeleri kapsamında yedinci oturum başladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndaki Reşat Moralı Toplantı Salonu'nda gerçekleşen görüşmede, Kamu İşveren Heyeti'ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti'ne ise Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu başkanlık yapıyor.

Görüşme öncesinde gazetecilere açıklama yapan Memur-Sen Genel Başkanı Gündoğdu, Kamu İşveren Heyeti'nin yaptığı teklifin yeterli olmadığını düşündüklerini söyledi. 

Hükümetin teklifi karşısında açıkladıkları eyleme çok daha önce karar verdiklerin belirten Gündoğdu, ''3 3 olduğu için 'dağ fare bile doğurmadı' dedik. 4 4 gelseydi 'dağ fare doğurdu' diyecektik. 5 5 gelseydi, 'evet hükümet 2012 yılında kendisinin belirlediği yeniden değerleme oranı olan 10,26'yı bilerek, onu tanıyarak, o aranda zamla geldi, bu müzakere edilebilir' diyecektik, ona göre müzakere sürecimizi hayata geçirecektik'' diye konuştu. 

WARREN BUFFET MEDYA KRALI OLMAYA HAZIRLANIYOR!

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Dünyanın en zenginleri arasında yeralan Warren Buffett, yatırımlarını medyaya yönlendirdi ve 142 milyon dolar ödeyerek tam 63 yerel gazeteyi birden şirketleri arasına kattı.

Geçtiğimiz haftalarda prostat kanseri tedavisi görmeye başladığını açıklamyan dünyanın en zengin adamlarında n Warren Buffett'ı hiç şey durduramıyor.

Ünlü yatırımcı ABD'nin güneyinde 142 milyon dolar ödeyerek 63 yerel gazeteyi birden şirketleri arasına kattı.

Buffett'ın şirketi Berkshire Hathaway aynı zamanda Media General'e verdiği kredileri uzatacak ve şirketin yüzde 19.9'luk hissesini alacak. Media General Perşembe günü yaptığı açıklamada anlaşmanın Tampa Tribune of Florida ve yerel gazeteler dışındaki bütün gazeteleri kapsadığını belirtti.

Yaptığı yatırım sonrasında soruları yanıtlayan ünlü yatırımcı "Toplumsal dokunun hala bozulmadığı insanların birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olduğu küçük kentler ve kasabalarda, yerel gazeteler hala çok önemli bir görev üstleniyor. Eğer başka yerde bulamayacakları haberleri, gazete yoluyla bu insanlara ulaştırmaya devam edersek, yazılı medyanın hala iyi bir geleceğe sahip olduğunu düşünüyorum." dedi.

BANKAMATİKLERDEN ÇEKTİĞİNİZ PARAYI SAYMAYI UNUTMAYIN!

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Vatandaşların yoğun olarak para çekme konusunda hizmet aldığı bankamatikler hesabından para çekmek isteyenleri çileden çıkarıyor.

ATM’lerin eksik verildiğine dair gelen şikayetlere göre eksik verildiğine dair şikayette bulunsanız da kasasında fazla çıkmadıkça eksik paranın geri alınması gibi bir şansınız kalmıyor.
 
ATM’den çektiğinizde paranızı saymadan cüzdanınıza koymayın. Şikayet Portalı Şikayetvar’a gelen şikayetlere göre ATM’ler eksik veriyor ve hesabınızda eksik görünmüyor. Hesap hareketlerine göre eksik çektiği görünmeyen tüketiciler bankaların kapılarını çalıyor fakat kasasında fazla çıkmazsa eksik alınan paranın iadesi mümkün değil.
 
50 YERİNE 5 TL
 
“Banka kartım ile bankanın ATM’sinden 100 TL çekmek istedim. Bankamatik 100 TL yerine 55 TL verdi. Banknot olarak 5 TL 20 TL 20 TL ve 10 TL verdi. İlk verdiği 5 TL'nin 50 TL olması gerekiyordu. Banknot renklerinin aynı olmasından kaynaklı olarak bir çalışanın 50 TL yerine 5 TL koymuş olabileceğini düşünüyorum. Sonuç olarak 45 TL eksik çektim. ATM'lerin banknot 5 TL vermediğini herkes biliyor, bu durumda hatanın tamamen bankaya ait olduğu apaçık ortadadır.Fakat işin kötü yanı hareketlerime göre hesabımdan 100 TL çekmiş olarak görünüyorum.”
 
PARA ÜSTÜ EKSİK ÇIKTI
 
“Bankamatik üstünü eksik verdi! Banka atm’sinde kartsız işlem yaptım. Bu işlem için işlem ücretini 6 TL olarak belirtiyordu hatta makbuzda da aynı şekilde gösteriyor. İşlem makbuzunda her şey belgelenmiş olmasına rağmen, işlem makbuzunu aldığım sırada 2 lira eksik verdi. Siz bir olarak 2 lira eksik versek işlem yapmazsınız ama 2 lira eksik veriyor ve de işlem makbuzunda da bir sorun görünmüyor. Nasıl bir bankacılık anlayışıdır bu? “
 
HESAP ŞAŞTI
 
“Kartımla mevduat hesabımdan 1.100 TL çekmek istediğim ATM'den 1.070 TL aldım. Saat yaklaşık 19.20-19.30 suları olduğundan dolayı kapalıydı; ama hesabımdan 1.100 TL çekilmiş görünüyor (ekstre bile alamadım bankamatikten) 15 yaşımdan beri kullanırım ve ama çok kötü bir deneyim yaşamış oldum ve bu yanlışın düzeltilmesini rica ediyorum.”
 
HESAP FAZLA ÇIKMAZSA İADE YOK!
 
“Bankanın ATM'sine gittim. 17 yaşındaki oğlumun hesabından 680.00 TL çekmek istedim. Makine bana 640.00 TL verdi. Parayı defalarca saydım. Güvenliği çağırdım, o da saydı. Daha sonra içeriye, şefin yanına götürdü güvenlik beni. Bankadaki şef de parayı saydı. Kart oğlumun adına olduğu için onun gelmesi gerekteğini söylediler. Ben de Tokat'ta olduğunu ve gelemeyeceğini söyledim.

Bana konuyla alakalı bir dilekçe yazdırdılar. Kasayı 17:30'da açacaklarını eğer fazla varsa hesaba aktaracaklarını söylediler. Buraya kadar prosedürü olduğu için haklıdırlar ama bana davranışları sanki onlardan fazladan istiyormuş gibi imalıydı. Velhasıl akşam aradıklarında hesaplarında fazla çıkmadığını, yapacakları hiçbir şeyin olmadığını söylediler. Makinenin sanki kusursuz olduğunu ve hatanın bende olduğunu kastettiler ayrıca ‘Daha önce hiç bozulmamıştı, yapacak bir şeyimiz yok, istediğiniz yere edebilirsiniz.’ dediler.”
 
PARALAR KARIŞTI

“Atm 350 TL yerine 70 TL verdi o esnada orada bulunan  bankanın atm'lerinden sorumlu çalışanına durumu izah ettiğimde kusura bakmayın denilerek, 50 TL'lerin konduğu kartuş ile 10 TL'lerin konduğu kartuşun yanlışlıkla ters konduğunu söyledi ve o tarihten itibaren defalarca yetkililerini aramama rağmen harcama itirazı yapmam gerektiğini söyleyerek beni oyaladılar.”

TÜRKİYE'DE VERGİ YÜKÜ ÇOK DİYEN YALAN SÖYLÜYOR...

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Hem gelir hem de kazançlar üzerinde vergileri çok ciddi bir şekilde azalttıklarını söyledi 

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Adana Vergi Rekortmenleri Ödül Töreni ve Teşvik Sistemi Bilgilendirme Toplantısı''nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin kalkınmasına büyük katkıları olan kişilerin ödüllendirileceği bir törene katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Vergi yüküyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Şimşek, bu konuyu çok önemsediğini belirterek, ''Türkiye'de yükü öyle algılandığı kadar yüksek değil. OECD'nin 34 üyesi var. Türkiye'de toplanan tüm vergilerin GSMH'ye oranı yüzde 26, OECD ülkelerinin ortalaması yaklaşık yüzde 34. Görüldüğü gibi yükü GSMH oranı olarak yüksek değil, tam aksine en düşük ülkeler arasındayız. Türkiye hakikaten birkaç ülke hariç, hemen hemen en düşük ülkeler arasında'' dedi.

Şimşek, gelir ve kazançlar içindeki yükü konusunda ise OECD ülkelerinde yüzde 20 olan bu oranın, Türkiye'de yüzde 12 civarında olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

''Neredeyse OECD ortalamasının yarısı kadar topluyoruz. Son 10 yılda oranları yükseldi mi- Kurumlar Vergisi yüzde 30'dan yüzde 20'ye düştü. Ne zaman- 2006 yılında yaptık. Bir şirket önceden 100 lira kar ediyorsa, 30 lirasını devlete veriyordu. Aslında yüzde 33'tü, bir de fon vardı. Şimdi sadece 20 lirasını veriyor. Karları dağıtırsa ne kadar veriyordu- Yaklaşık olarak yüzde 65 veriyordu. Bugün ne kadar ödüyor- Bugün 34 lirasını ödüyor. Şirketlerimizin dünyadaki rekabet gücünü artırmak için, üzerilerindeki yükünü azaltmak için hakikaten çok ciddi adımlar atmışız. 2002 yılında Türkiye yükünde şirket kazançlarında, OECD ülkeleri arasında birinci sıradayken, şimdi sonlarda yer almakta. Kurumsal vergisi böyle. Gelir vergisi nasıl- Sadece şirketler üzerindekini değil, çalışanlarımız üzerindeki yükünü de azalttık. Yine OECD ülkeleriyle karşılaştırırsak, 2002 yılında 3 dilim itibariyle en yüksek oranına sahip ülkelerden bir tanesi Türkiye'ydi, biz bunu indirdik. Şimdi OECD ortalamalarının oldukça altındayız.''

En düşük diliminde olan asgari ücret üzerindeki yükünü oldukça azalttıklarını ifade eden Şimşek, ''Asgari ücretin üzerindeki vergiyi, 4 çocuklu ve eşi çalışmayan için sıfıra indirdik. Bir asgari ücretlinin eşi çalışmıyorsa, 3 çocuk sahibiyse, oran yüzde 0,7. Eskiden asgari ücretli üzerindeki gelir vergisi yükü yüzde 12,8 civarındaydı. Biz onu yüzde 0 ile yüzde 5,5 oranına düşürdük. Dolayısıyla hem gelir, hem de kazançlar üzerinde vergileri çok ciddi bir şekilde azalttık. Gerek çalışanımızın, gerekse üreticimizin yükünü aşağı çektik. Vergi yükü özellikle asgari ücretin üzerinde çok ciddi şekilde azaltıldı'' diye konuştu.

Şimşek, gelecek dönemde bütçe imkanları oluşursa istihdam üzerindeki yükünü daha da indireceklerini belirterek, vergilerdeki gecikme zamlarını da indirdiklerini bildirdi.

KDV'Yİ İNDİRDİK

Türkiye'deki ''vergi yüksek'' algısının dolaylı vergilerden kaynaklandığını anlatan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye'de KDV oranı yüzde 18. Bu en yüksek oranı. Şu anda AB üyesi ülkeler arasında en düşük oranlardan bir tanesi. Ama yüzde 18 sadece belli ürünlere uygulanıyor. Türkiye'nin ortalama efektif KDV oranı yüzde 14,4, AB'nin ortalaması yüzde 21. Peki biz KDV'de indirime gittik mi- Gittik. Tekstilde, eğitimde, sağlıkta ve turizmde. Bu önemli 4 temel sektörde yüzde 18'den yüzde 8'e indirdik. AB ülkelerinde KDV oranları yükselirken, Türkiye'de düşük kaldı. Neden peki Türkiye'de verginin yüksek olduğu yönünde yargı var- Türkiye'de dolaylı vergiler nispeten yüksek. Ama bu dolaylı vergilerin çok yüksek olduğundan çok, dolaysız vergilerin düşük kalmasından kaynaklanıyor. Türkiye dolaylı vergilerin toplamında iddia edildiği gibi yüzde 65 değil, yüzde 47,9 civarında bir vergiyle karşı karşıya. Dolaylı vergiler yüzde 60-70 değil. Ama bu da OECD ülkeleri arasında oldukça yüksek bir oran. Önümüzdeki dönemlerde vergiyi tabana yayarak, bu oranları tabii ki daha makul düzeylere getireceğiz.''

Şimşek, akaryakıtta verginin artırıldığının iddia edildiğini dile getirerek ''Yüksek olduğu doğru. Ama yükselttiğimiz yanlış. 2002 yılında 100 liralık benzin alsanız bunun 70 lira 20 kuruşu hazineye geliyordu. Şimdi yaklaşık 58 lirası hazineye geliyor. Bu oran yüksek ama 'vergi yükünün yükseldiği' algısı yanlış. Sadece onu söylemek istiyorum. Motorinde de böyle. Yüzde 59 civarında yüküne sahibiz ve OECD ülkeleri arasında ilk sıradayız. 2002 yılında yüzde 48 civarında. Sigarada vergiyi yükselttik, evet. Ama dikkat edin, bir çok ülke tütün ürünlerinde vergiyi yüksek tutuyor. Türkiye'de de artırılması doğru bir politikadır'' diye konuştu.

GAYRİMENKULDEKİ KDV ARTIŞINA MECLİS DUR DİYECEK!

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Yeni konutlarda ortaya çıkan 17 puanlık vergi artışına Meclis rötuşu geliyor...

Yeni alımında ödenen KDV’nin metrekareye göre değil değere göre alınmasını öngören düzenleme TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda değişecek.

Yapılacak değişiklikle yasanın çıktığı tarihten önce inşaat ruhsatı almış, inşaatı devam eden konutlara mevcut sistem uygulanacak. Yeni yasa ise yürürlük tarihinden sonra ruhsat alınan konutları kapsayacak.

Yapılacak değişiklik sayesinde halen inşaatı devam eden 150 metrekarenin altındaki evlerden, değerine ve bulunduğu semte bakılmaksızın yüzde 1 KDV alınacak. 150 metrekarenin üzerindeki evler de aynı şekilde mevcut yasada olduğu gibi yüzde 18’lik KDV’ye tabi tutulacak.

Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, hem yap-sat müteahhitlerden ev alan dar gelirli alıcılarının hem de lüks projelerden alanların yüreğini ağzına getirdi. Bakanlığın, alımında ödenen KDV oranını metrekare yerine arsa veya konutun rayiç bedeline göre belirlenmesi konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki verilmesi konusunda değişiklik istedi.

VERGİ ORANI SEMTLERE GÖRE DEĞİŞECEK

Tasarının 20. maddesinde yer alan bu değişikliğin kabul edilmesi halinde Bakanlar Kurulu, yeni sahiplerinden alınan KDV oranını konutun rayiç bedeline göre farklılaştırabilecek. Böylece İstanbul ile Batman’daki konutun vergisi aynı olmayacağı gibi; İstanbul içindeki vergiler de semtlere göre değişebilecek.

Mevcut uygulamada ise Maliye Bakanlığı, 150 metrekareye kadar olan tüm konutlardan, nerede olduğuna ve değerine bakılmaksızın yüzde 1 KDV alıyor. 150 metrekare ve üzerindeki konutlardan alınan KDV ise yüzde 18.

ZENGİNDEN ÇOK, FAKİRDEN AZ VERGİ

Değişikliğin tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Etiler’de 50 metrekare ev için 1 milyon TL istenirken, ödediği vergi yüzde 1. Ama Tatvan’da 150 bin liralık 150 metrekare evden alınan KDV yüzde 18. İşte bunu değiştirebilmek, vergi adaleti sağlayabilmek için Bakanlar Kurulu’na rantı yüksek yerlerde arsa ve değerine göre KDV’yi farklılaştırma yetkisi veriliyor” dedi. Şimşek, bu düzenlemeyle Robin Hood gibi zenginden daha çok, fakirden daha az alarak vergi adaleti sağlamaya çalıştıklarını vurgulamıştı.

RUHSATI OLAN KURTULDU

Ancak dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na gelen ve alt komisyonu havale edilen tasarının değişeceği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre verilecek önergeyle söz konusu değişiklik yasa çıktıktan sonra alınacak inşaat ruhsatlarını kapsayacak. Yani mevcut inşaat ruhsatlarına göre yapılan ve yapımı devam eden konutlar için vergilendirme, mevcut sisteme göre yapılacak.

180 BİN TL ÖDEMEKTEN KURTULACAK

Örneğin İstanbul’da A projesinden 100 metrekare bir konutu 1 milyon liraya alan ve bitmesini bekleyen bir vatandaş da yüzde 1 KDV ödeyecek. 100 metrekare konutu 100 bin liraya alıp bitmesini bekleyen de yüzde 1 KDV ödeyecek. Eğer yeni düzenlemede bu istisna getirilmese 1 milyon liralık 100 metrekare alan kişinin 10 bin lira KDV yerine; 180 bin lira KDV ödemesi gerekecekti.

Ancak yasa çıktıktan sonra alınan ruhsatlarıyla yapılan projelerde; KDV oranını arsa veya konutun rayiç bedeli belirleyecek. Ve oran yüzde 1 ila yüzde 18 arasında farklılık gösterecek.

TÜRKİYE'DE EN ÇOK KURUMLAR VERGİSİNİ ONLAR ÖDEDİ

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ödediği 1 milyar 448 milyon 473 bin 615,61 lira vergi ile 2011 yılında en fazla Kurumlar Vergisi ödeyen kurum oldu.

Gelir İdaresi Başkanlığı 2011 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi ilk 100 sıralamasını açıkladı.

Buna göre TCMB geçen yıl ödediği 1 milyar 448 milyon 473 bin 615,61 lira ile 2011'in Kurumlar Vergisi rekortmeni oldu.

TCMB'nin ardından 2011'de 600 milyon 689 bin 547,13 lira ile Türk Telekomünikasyon AŞ (Türk Telekom) ikinci sırada yer alırken, Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ (Turkcell) 491 milyon 399 bin 2,17 lira ile üçüncü oldu.

970 milyon 258 bin liralık ile 2010 yılının Kurumlar Vergisi rekortmeni olan Türkiye Garanti Bankası AŞ ise 419 milyon 408 bin 408,41 lira ile listede 4. sırada yer aldı.

Listenin ilk 10 sırasında Ankara merkezli 4, İstanbul merkezli 5 ve Kocaeli merkezli 1 kurum yer aldı.

BANKALAR DİKKAT ÇEKTİ

Kurumlar Vergisi listesinin ilk 10 sırasında bankaların ağırlığı dikkati çekti. İlk 10'da 4'ü kamu olmak üzere 7 banka yer aldı.Gelir İdaresi Başkanlığı, 2011 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi ilk 100 sıralamasını açıkladı.

Buna göre, 2011 yılının Kurumlar Vergisi rekortmeni TCMB olurken, TCMB'yi sırasıyla Türk Telekom, Turkcell, Garanti Bankası, Yapı ve Kredi Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Bankası, İş Bankası ve TÜPRAŞ izledi.

Listenin ilk 10 sırasında bankaların hakimiyeti dikkati çekti. 4'ü kamu bankası olmak üzere 7 banka ilk 10'da yer aldı. Öte yandan ilk 100'de 19 banka yer aldı. Listede bankacılığın yanı sıra enerji, inşaat, otomotiv, perakendecilik, madencilik, teknoloji, telekomünikasyon ve tütün ürünleri sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ön plana çıktı.

İlk 100'deki mükelleflerin toplam ödeyeceği Kurumlar Vergisi tutarı da, 10 milyar 313 milyon 785 bin 809,88 lira olarak hesaplandı.

REKORTMENLER LİSTESİNE İSTANBUL DAMGASI

En fazla ödeyecek ilk 100 mükellefin 56'sı İstanbul'dan çıktı. Listeye Ankara'dan 23, İzmir'den 4, Konya ve Kocaeli'den Sakarya, Kahramanmaraş, Karabük, Kayseri, Muğla, Kastamonu, Manisa, Zonguldak, Kütahya, Bursa ve Rize'den 1'er firma girdi.

Listedeki 26 kuruluşun 100 milyon liranın üzerinde Kurumlar Vergisi ödeyeceği anlaşılırken, ilk 100'deki en düşük tutarı 23 milyon 864 bin 867,24 lira oldu.

Rekortmenler listesinde ilk 100'e giren kurum ve şirketlerden 5'i ise isminin açıklanmasını istemedi.

ÖMÜR BOYU EMEKLİLİK MAAŞI BAYRAM ETTİRECEK!

HABERİ  OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Bireysel emeklilik şirketleri, katılımcılarının emekli olduktan sonraki tüm yaşamı boyunca yani ‘ömür boyu’ emekli aylığı almasını sağlayacak düzenleme için Hazine’ye öneri götürdü.

Hazine ömür boyu maaş düzenlemesinin hatlarını belirleyecek uygulama yakında başlayacak.

Habertürk'ten Rahim Ak'ın haberine göre Bireysel sistemine (BES) en büyük eleştirilerden biri ismi ‘emeklilik’ olmasına rağmen katılımcılarına ömür boyu maaş ödememesi olmuştu. Şimdi bireysel şirketlerinin girişimi ile sistemden emekli olanlara geri kalam yaşam süreleri boyunca emekli aylığı verilmesini sağlayacak düzenleme Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nde hazırlanıyor.

BES’te halen emekli olunduğunda birikmiş paranızı toplu olarak alabiliyorsunuz veya planlı geri ödeme adlı yöntem ile aylar itibarıyla para bitene kadar ödemeler devam ediyor. Diğer bir yöntem ise yıllık gelir sigortası. Bu yöntem ömür boyu maaş ödenmesini sağlayabiliyor. Ancak kurallar belirlenmediği için bu seçenek şirketleri ve katılımcılar tarafından kullanılmıyor.

Şimdi Hazine’de hazırlanan çalışmada ise ömür boyu maaşı alınmasının tüm kuralları belirlenecek. BES’ten emekli olanlar ömür boyu ve daha kısa süreli (15-20 yıl gibi) seçenekleri benimseyerek emekli olabilecek. Sigortalının yaşı ve sigortalıların birikmiş paralarının değerlendirilmesi sırasında piyasa koşulları nedeniyle oluşan riski ise şirketi üstlenecek. Sigortalının hayatını erken kaybetmesi halinde şirketi geç kaybetmesi halinde katılımcı daha kazançlı çıkacak.

HABERTÜRK BU EKSİKLİĞE DİKKAT ÇEKMİŞTİ

Habertürk 2009’da yaptığı haberlerle bireysel sistemindeki (BES) ömür boyu maaş eksikliğine dikkat çekmişti.

SİSTEMDEN AYRILMA ŞARTLARI KOLAYLAŞIYOR

Sisteme yapılan eleştirilerden biri de ayrılma şartlarının ağır olması. 10 yıl katkı payı ödemeden sistemden ayrılan katılımcının birikimi üzerinden yüzde 15, 10 yıl katkı payı ödemekle beraber hakkı kazanmadan ayrılan katılımcının birikimleri üzerinden yüzde 10 stopaj kesintisi yapılıyor. Şimdi ise hazırlanan yasa ile sistemden çıkışta önemli hastalık gibi acil durumlarda ve belirli yıllarda çıkış kolaylığı sağlanması hedefleniyor.

TÜRKİYE EURO'DAN ÇIKIŞA KARŞI BU ÖNLEMİ ALDI....

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Yunanistan'ın olası Euro'dan çıkma planları doğrultusunda Merkez Bankası'nın, A ve B planları bulunduğunu söyledi

Merkez Bankası (MB) Başkanı Erdem Başçı Yunanistan'ın olası Euro'dan çıkma planları doğrultusunda Merkez Bankası'nın A ve B planları bulunduğunu belirterek, "Hazırlıklarımız var" dedi.

Başçı, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Dış Ticaret Kompleksi'nde gerçekleştirilen Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa'da yaşanan sıkıntılara değinirken, şu anda Euro bölgesinde yaşananların merakla izlendiğini ve para birliğinin geleceğinin merak edildiğini söyledi. Bu konuda Türkiye'nin de bazı değerlendirmeler yaptığını ifade eden Başçı, "Biz de epey zamandır, bu konuda olup bitenlere karşı 'Türkiye olarak biz ne yapabiliriz?' 'Türkiye'nin karşı karışya olduğu fırsatlar, tehditler nelerdir?' Bunların değerlendirmelerini yaparak, belirli bir politika çerçevesi başlattık. Bu politika çerçevesi, şuana kadar arzu edilen yönde ilerlemeye devam ediyor. Ufak tefek sapmalar olabiliyor. Bu işin doğası gereği, zaman zaman bir takım 'şok'larla kaşılaşılabilirsiniz. Önemli olan, bu şoklara doğru zamanda, doğru politika tepkisi verebilmek. Bunlar önemli" dedi.

"ENFLASYONİST BASKI BEKLEMİYORUZ"

Merkez Bankası'nın öncelikli hedefinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu vurgulayan Başçı, fiyat istikrarı denildiğinde akla geldiğini, enflasyonu etkileyen temel faktörlerden birisinin de iç talep olduğunu kaydetti. "Enflasyona yol açacak derecede yüksek bir ülkede aşırı, toplam talep var mı? Bunu sorduğumuzda bugün itibariyle böyle bir talep baskısının olmadığını görüyoruz" diyen Başçı, bugünkü dünya ortamında büyümeyi ılımlı hale getirmenin iyi olduğunu savunarak, şöyle devam etti:

"Bütün dünya bu kadar hızlı büyüyemezken, siz eğer bu şekilde hızlı büyürseniz ve ihracat kanalıyla değil de ithalat bağlantılı gelirse o zaman dış açık içerisinde kalıyorsunuz. Büyümeyi ılıman hale getirmemiz iyi olur diye düşündük. Hükümet ile paylaştık. Bu açıdan bakıldığında Ocak, Şubat ve Mart aylarını içeren ilk çeyrekte gayri safi hasılanın, bir önceki çeyreğe öre yatay seyir izleyeceğini tahmin ediyoruz. Fakat daha sonra Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında bunun tekrar artıya döneceğini, büyüme eğiliminin ılımlı şekilde devam edeceğini tahmin ediyoruz. Buradan enflasyonist baskı beklemiyoruz. Her türlü öncü gösterge, ılımlı büyüyeceğimize işaret ediyor. Ilımlı büyüme, ikinci çeyrek ve sonrasında devam edecek."

"BU SAĞLIKLI BÜYÜME YETERKİ RİSKLERE DİKKAT EDELİM"

Başçı, bunun yanı sıra Türkiye'de bir emek kıtlığı olmadığını, verimlilik artışlarının devam ettiğini, potansiyel üretim tarafından ise çok fazla enflasyona yol açarak, çıktı açığı ters yönde geliştirebilecek bir gelişmenin söz konusu olmadığını düşündüklerini söyledi. Bu şekilde verimlilik ve üretim faktörlerinden kaynaklanan büyümenin açısından bir sorun oluşturmadığının altını çizen Başçı, "Bu sağlıklı bir büyüme, yeterki bir takım risklere dikkat edelim. Pek çok ülkede gözlenen aşırıya gidişten her zaman kaçınmamız gerekir. İkinci çeyrekte, iş bulma olanaklarının, istihdamın artacağına düşünüyoruz" dedi.

"TL'DEKİ DEĞER KAYBI ENFLASYONA YANSIDI"

Başçı, "Ekonomide bir ısınma söz konusu değilse, o zaman neden arttı ve yüzde 11'e çıktı?" diye bir sorunun akıllara geldiğine işaret ederek, "Bu sorunun yanıtı gayet basit. Çünkü Türk Lirası önemli ölçüde değer kaybetti. Önce bizim uyguladığımız politikalar çereçevesinde Ağustos ayına kadar, daha sonra yurt dışındaki gelişmelere bağlı olarak ilave değer kayıpları oldu. Bunun da üzerine yansıması var. Bizim yaptığımız araştırmaya göre, bunun yüzde 15'ler mertebesinde olduğunu düşünüyoruz. Yani TL'deki her bir yüzde 10'luk değer kaybı, bir yıl zarfında enflasyona 1.5 puan artış olarak yansıyor. O artık geride kalıyor. Tepe noktayı en son açıklanın yüzde 11 ile Nisan enflasyonunda gördük" dedi.

"ENFLASYONU TEK HANEYE İNECEK, BEKLENTİLER DÜZELECEK"

Bu yıl Mayıs ayında enflasyonda önemli bir düşüş beklediklerini açıklayan Başçı, bu düşüşün daha ziyade meyve-sebze fiyatlarının makul seyretmesinden kaynaklanabileceğini ifade ederek, "Geçen sene Mayıs ayında meyve fiyatları yüzde 60'lara kadar çok ciddi artmıştı. Dolayısıyla onun devreden çıkması ve normal seyrine girmesi. Bunun yanı sıra, şu anda meyve-sebze fiyatları bu ay çok makul seyrediyor. Bir risk söz konusu değil. O nedenle bu ay enflasyonu tek hanede göreceğiz. Ne kadar düşük olacak onu da göreceğiz. Bizim öngörülerimiz oldukça ciddi bir düşüş olacağı yönünde. Bu önemli. Çünkü beklentileri düzeltecek" dedi.

"DÖVİZ KURUNDA HASSASIZ, BİZİ ANLAYIŞLA KARŞILAYIN"

Merkez Bankası'nın 2012 yılı sonunda enflasyonu yüzde 6.5'a düşürmesi konusunda kendisinden emin olduğunu dile getiren Başçı, bu ay enflasyonda beklenen önemli düşüşün de vatandaşların, işadamlarının ve çalışanların daha emin olmalarına yol açacağını kaydetti. Başçı, "Bize düşen görev, daha sonra Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında bir miktar yine baz etkisinden kaynaklanan bir yükseliş olacak. O yükselişin sınırlı kalması ki Ekim, Kasım, Aralık aylarındaki o kuvvetli düşüşü bizi 6.5'a getirsin. Bizim planımız böyle. O nedenle bu döviz kurları konusunda bizi anlayışla karşılayın, hassasız. Önümüzdeki günlerde, aylarda ihracatçılarımız TL'nin aşırı değer kaybetmesini istemiyor ama bir miktar, diğer ülkelerde de değer kaybı olduğu için arzu edebilirsiniz. İhracatçılarımıza büyük ihtimalle yurt dışı yardım edecek. Fakat Merkez Bankası olarak biz buna karşı duracağız ve TL'nin sağlam bir para olarak kalmasına yol açacak yönde politikalar izlemeye devam edeceğiz" dedi. Başçı, enflasyonda bu ay yüzde 8'li rakamların görülebileceğini, yılın son çeyreğinde enflasyonda kuvvetli bir düşüş beklediklerini söyledi. Başçı, Türkiye'nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabilmesi için yıllık ihracat artışının yüzde 10-11 düzeyinde olması gerektiğini ifade etti.

"BÜYÜMEDE TÜRKİYE'NİN SIKINTISI OLMAZ"

Başçı, açılış konuşmasının ardından, basına kapalı devam eden TİM Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısı sonrasında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Merkez Bankası'nın sürprizlerine ilişkin bir soru üzerine Başçı, "Onula ilgili ben çok fazla konuşmak istemiyorum. Çünkü Merkez Bankası'nın zaman zaman sürpriz yapma yeteneği de olsun" dedi. Maliye Bakanı'nın bütçede bozulmadan bahsettiğinin hatırlatılması üzerine Erdem Başçı, "Orada bakan gerekli açıklamaları yaptı" demekle yetindi.

Başçı, "Kredilerde bir genişleme olduğunu söylediniz. Yılsonu hedeflerinde bir sapma olabilir mi?" şeklindeki bir soru üzerine, "O şu açıdan önemli. Biz orada mevsimsellikten arındırılmamış olarak baktık. 'Acaba ilk çeyrekteki yavaşlama haddinden fazla mıydı?', 'Büyümeye de zarar verir mi?' şeklinde Türkiye'nin bir kaybı olmasın diye. Türkiye, iç dinamikleriyle büyümeye hazır. Büyüme konusunda hiç Türkiye'nin sıkıntısı olmaz. O neden biz daha ziyade sıkılaştırıcı tarafta duruyoruz ki riskleri azaltalım. Türkiye'nin büyümesi konusunda ben, şu anda herhangi bir sıkıntı görmüyorum. Bilakis, tam tersine her an toparlanmaya hazır bir iç talep var" yanıtını verdi.

"HAZIRLIKLARIMIZ VAR"

Başçı, Yunanistan'ın Euro'dan çıkması planlarının hatırlatılması üzerine, "O tabi herkesin konuştuğu bir konu. Biz bu konuda epeyden beridir çalışıyoruz. A olursa ne olur. B olursa ne olur diye hepsini değerlendiriyoruz ve hazırlıklarımız var" karşılığını verdi. Merkez Bankası'nın sıkılaştırma tedbirlerine ilişkin bir başka soruya Başçı, "O da tamamen bizde kalsın. O da tamamen sürpriz olsun. Ne kadar sürpriz olursa o kadar etkili olur" demekle yetindi.

"KREDİLERDE TEDBİR ALIRSAK İHTİYATİ TARAFTA OLUR"

Kredilerdeki büyümeye ilişkin bir başka soruya Başçı, "Mevsimsellikten arındırarak da biz ona bakıyoruz. Bu mevsimde genelde bir canlanma olur. Dolayısıyla ondan arındırdıktan sonra da biz bakıyoruz. Herhangi bir tedibir almak gerekirse, gereken tedbiri alırız, ancak alacağımız tedbir daha ziyade ihtiyatlı tarafta olacak. Türkiye'nin kendi dinamikleri şu anda gerçekten çok güçlü" yanıtını verdi.

TİM Başkanı Büyükekşi ise Merkez Bankası Başkanı Başçı'nın ihracatçılara yönelik yaptığı açıklamanın son derece önemli olduğu değerlendirmesinde bulundu.

TÜRKİYE SONUNDA O ÜLKEYE DE İHRACAT YAPTI!

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın "Tek ihracat yapmadığımız ülke" dediği Kiribati'ye de ihracat gerçekleşti...

 Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Mersin'deki ve işadamlarıyla yeni teşvik sistemiyle ilgili HiltonSA Otelinde toplantı yaptı.

Çağlayan Türkiye'nin sadece mal ihracatında 102 ülkede, 52 ilin ise kendi içerisinde rekoru kırdığını ifade etti. Çağlayan, dünyanın birçok büyük şirketinde Türklerin yönetici olduğunu söyleyerek, ''Dünyanın güvenini, istikrarını kazanmış bir Türkiye var, bunları fırsata çevirelim. Dünyanın yapmadığımız tek ülkesi Kiribati idi. Dün haber geldi oraya da un ihracatı yapmışız'' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerli otomobil üretimi ile ilgili çağrısını hatırlatan Çağlayan, şunları kaydetti:

''Şahinler, Doğanlar, Kartallar, Serçeler vardı. Mesele o değil. Türk mühendisinin yapabileceği tasarlayabileceği şey olsun. Yapar mıyız? Bal gibi yaparız. Başbakanımızın gayesi de bu. Türkiye'de bizim sanayimiz bir otomobilin yüzde 85'ini zaten yapıyor. Şimdi bize lisans verenler, motor üretimini vermemiş. Bizim tasarımcımız son derece zeki. Bunları yapabilir.''

Yeni teşvik sistemi hakkında da bilgi veren Bakan Çağlayan, ''Bu teşvik sistemi, cumhuriyet tarihinin en sağlam verileriyle hazırlandı. İllerin çalışan nüfusu, kadını, erkeği, bunların Türkiye'ye oranı, kişi başına düşen gelir, demografik göstergeler, alınan göçler, insanların eğitim ve sağlık seviyesi, 61 ayrı parametreyle elekten geçti. İller ve bölgeler buna göre belirlendi. Biz artık istiyoruz ki insanlar doğduğu yerde doysunlar" değerlendirmesinde bulundu.

Kiribati Cumhuriyeti, Büyük Okyanus'un orta kesiminde, takımadalardan oluşan bir ada ülkesidir.