BIST 10.682
DOLAR 32,53
EURO 35,20
ALTIN 2.466,61
HABER /  GÜNCEL

Tek tıkla ekonomi gündemi

Ekofinans'la ekonomi gündemi başlıyor. Türkiye ve dünyanın önde gelen ekonomi haberlerin sizin için derledik.

Abone ol

Goldman Sachs'ın araştırmasına göre dört ayın düşüğünü gören altının onsu önümüzdeki altı ay içinde 1,840 doları görebilir.

Goldman Sachs Group Inc. dün açıkladığı raporunda tahmini değiştirmeyerek altı ay için 1840 dolar olarak açıkladı.

Banka raporunda gerekçe olarak "Yüksek fiyatları için gerekli olan her şey varlığını koruyor. ABD ekonomisi ve istihdam verisi haftalardır hayalkırıklığı yaşatıyor; Avrupa seçim sonuçları Euro Bölgesi'nde stresin artacağına işaret ediyorken sistematik olmayan veri fiziki talebinin direncini koruyacağını gösteriyor." vurgusu yaptı.

Okul sütünü önce öğretmenler içecek!

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

 [PAGE]

Dağıtıldığı ilk gün yüzlerce öğrenciyi hastanelik eden 'okul sütü'ne formül bulundu... Hayvancılık Genel Müdürlüğü'nün tüm okullara gönderdiği yazıya göre, öğretmenler öğrencilere dağıtılmadan önce sütün tadına bakacak.

Okullarda saray geleneği... Öğretmenler artık öğrencilerin çeşnicibaşısı olacak. Çocukara dağıtımından önce sütün tadına bakacak koku ve kıvamını kontrol edecek.


Akşam gazetesinden Volkan Yanardağ haberine göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıklarının birlikte yürüttüğü 'Okul Sütü Programı'nda karşılaşılan aksaklıkların giderilmesi amacıyla bir dizi tedbir alındı. Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından kaleme alınan kararlar, 81 il valiliği aracılığıyla tüm okullara gönderildi. Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıklarına da bilgi verildi. Tereddüte düşülen durumlarda uygulanması istenen plan şöyle:

BUNLAR UYGULANACAK

- Okul sütlerinin tüketiminden sonra şikayet olması durumunda Halk Sağlığı Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü temsilcilerinden oluşan bir inceleme ekibi oluşturulacak. Bu ekip bir tutanak hazırlayacak.

- Söz konusu tutanakta, alınan numunelerin mikrobiyolojik analiz sonuçları kesinleşmeden besin zehirlenmesi açıklaması yapılmayacak. Sonuçlar açıklanıncaya
kadar okul sütü programı sadece ilgili okulda durdurulacak, şikayetin olmadığı okullarda programa devam edilecek.

- Öğretmenler, sınıfta öğrencilere sütü dağıtmadan önce fiziksel kontrolünü (koku, kıvam, tat açısından, süt kutularının ise bombaj delik, yırtık ve ezik olması yönünden) yapacaklar. Farklılık olması halinde Okul Sütü Kabul Komisyonu tarafından tutanak düzenlenecek ve İl Okul Sütü Komisyonu'na bildirilecek.

- Okul sütleri gerektiğinde ulaşım, hava koşulları ve diğer sebepler dikkate alınarak 5 günden fazla miktarda teslim alınabilecek. Sütler, oda sıcaklığında kuru ve direkt güneş ışığı almayan yerlerde muhafaza edilecek.

- Programın etkili bir şekilde devam ettirilebilmesi için, sütün çocukların büyüme ve gelişimine olumlu etkisi olduğu vurgulanacak. Kamuoyunda farkındalık yaratacak şekilde tedbirler alınacak.

Yarım saatte içilecek

- Verilen süt tam yağlı olduğundan çok hızlı olmayacak şekilde, yarım saati aşmayacak sürede tüketilecek. Hızlı ve aç olarak tüketilen sütlerin çocuklarda şikayete neden olabileceği dikkate alınarak aileler bilgilendirilecek.

Kredi kartı aidatında inanılmaz kamufle!

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

 [PAGE]

Bankalar en fazla şikayet aldıkları "kredi kartı aidatı"nı gizlemek için tüketicilerin bildiği ismini değiştirerek ekstrelere yansıtıyor. Kart aidatını göremeyen tüketici ekstreyi incelediğinde bankaların yeni oyununun farkına varıyor.

Kredi kartı sahiplerinin en çok şikayet ettikleri bankaların hizmetleri sonrası tüketicilerden talep ettiği "kredi kartı aidatı" söylemi artık yok oluyor.

Akşam'ın haberine göre kart sahipleri arasında sıkça konuşulan kart aidatından kurtulmak isteyen tüketiciler bankaların yolunu tutuyor ve kimi zaman bankalarla uzun süren pazarlıklara oturuyorlar. Bankalar bu pazarlıklardan kurtulmanın yolunu kart aidatına kamuflaj yaparak buldu fakat tüketicilerin gözünden kaçmadı. Kart sahipleri Şikayet Portalı Şikayetvar'a gönderdikleri şikayetlerle ekstrelerine yansıyan kart aidatının yeni adlarını şikayet ettiler.

İşte mağdurlarının yaşadıkları;

AİDATIN YENİ İSMİ DÜZENLİ ÖDEME

"Mail adresime gelen ekstremde 'Düzenli Ödeme' adı altında tam 50 TL kesinti yapıldığını fark ettim. Bu kesintinin yıllık kart aidat ücretini gizlemek için bu şekilde isimlendirildiğini düşünüyorum. Okuduğunuz zaman kulağa hoş gelen sanki promosyon gibi ama bu " yıllık kart aidatının yeni adı olmuş. Bunu görür görmez müşteri hizmetlerini aradım. Gerekli tuşlamaları yaptıktan sonra bana mısın diyen yok. Ne açan var ne eden sanki müşteri hizmetlerinin değil duvarın telefonu açmasını bekliyoruz. Sormak için 15 dakika 30 saniye bekledim. Kredi kartım olduğu için pişmanım. Tarafımdan kesilen 50TL bir an önce hesabıma geri yatırılsın kaldı ki 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile hamilin hesabından kesinti yapılamaz."

BANKALARDAN YENİ KELİME OYUNU

"Hiç ihtiyacım olmadığı halde çalıştığım şirkete gelen bir görevlisinin ısrarı sebebi ile aldım. Şikayetleri incelediğim için kartı almadan önce ek ücret aidatı ve hesap işletim ücreti gibi masrafların olup olmayacağını sordum. Kredi kartı aidatının olmadığını söylediler. Banka tarafından gönderilen üçüncü ekstrede hizmet bedelinin yansıtıldığını gördüm. Müşteri hizmetlerini aradım durumu anlattım. Banka görevlisi bu bedelin aidatı olmadığını hizmet bedeli olduğunu söyledi. Yani kelime değişikliği ile kullanıcılarını bu şekilde kandırıyorlar."

Memurlara çifte ikramiye piyangosu!

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

 [PAGE]

2 milyon memura ikramiye piyangosu vuracak. Dini bayramlarda memurlara maaşlarının dışında en yüksek devlet memuru aylığının 2 katı ikramiye istendi.

Memurlar heyecanla toplu sözleşme görüşmelerinin tamamlanmasını beklerken; görüşme masasına zammın dışında memurların bütçesini rahatlatacak birçok talep de yatırıldı. Bunlar arasında bayram ikramiyesi ve evlilik ödeneğinin yanı sıra eğitimcilerle sağlıkçıları yakından ilgilendiren teklifler de yer alıyor. Memur-Sen, kamu görevlilerine, Ramazan ve Kurban Bayramları'nda, bayram öncesi ödenen maaşlarıyla birlikte en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) 2 katı tutarında bayram ikramiyesi ödenmesi istedi. Bu talep kabul gördüğünde, memurun eline yılda 2 kez toplu para geçmiş olacak.

ZAM PAZARTESİ'YE...

Öte yandan hükümet, 14 Mayıs Pazartesi günü teklifini sendikalara bildirecek. 8-9 Mayıs'ta görüşülen sendika hizmet kollarının talepleri ile konfedarasyonların genel taleplerinin incelenmesi için koordinatörlüğünde kurulan komisyon çalışmalarına dün başladı. Hükümet, bütçe imkanları çerçevesinde sendikaların taleplerinin hangilerinin uygulanabileceği konusunda bu komisyondan gelen rapor doğrultusunda karar verecek. Pazartesi günü de sendikalara tekliflerini sunacak. Taleplerden bazıları yandaki tabloda bulunuyor.

EVLİLİK ÖDENEĞİ ŞART

Memur-Sen, dünyaevine giren memurun yanı sıra, çocuğu evlenen memur için evlilik ödeneği verilmesini istedi. Talep uygun görülürse, memura ilk evliliklerinde ve ilk defa evlenen çocukları için ödenek verilecek. Kamu görevlileri ilk evliliklerinde en yüksek devlet memuru aylığının 5 katı, ilk evlenen çocuklarında ise en yüksek devlet memuru aylığının 2 katı ödenek alabilecek.

Sözleşmeli çalışana tazminat müjdesi!

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

[PAGE]Sözleşmeli personele denge tazminatı konusunda yargıdan sevindirici haber geldi. Başka bir kuruma nakledilen sözleşmeli personel tazminatını alacak.

Mahkeme bir başka kuruma nakledilen personele denge tazminatı ödemeyen kamu kurumunu haksız buldu. 1. İdare Mahkemesi özelleştirme nedeniyle başka bir kamu kurumuna atanan sözleşmeliye faiziyle tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

Cari açık Mart'ta 6.2 milyar açık verdi!

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

 [PAGE]

2012 Mart ayı cari açık rakamı açıklandı. Yılın ilk çeyreğinde cari açık 16.2 milyar dolar oldu. Bu rakam cari açık beklentilerini karşılamadı.

Cari işlemler açığı Mart ayında 6.1 milyar dolar oldu. Piyasanın beklentisi açığın 6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi yönündeydi.

Bu veriyle yılın ilk çeyreğindeki cari açık 16.18 milyar dolara çıkmış oldu.

Aynı dönemde yıllıklandırılmış cari açık ise 71.8 milyar dolar ile son dokuz ayın en düşük seviyesine indi. Yıllıklandırılmış açık Şubat ayında 75.2 milyar dolar düzeyindeydi.

Net hata noksan kalemi ise Mart ayında 2.23 milyar dolara çıktı. Böylece Ocak-Mart döneminde net hata noksan tutarı 3.84 milyar dolar olarak gerçekleşti.

UZMANLAR NE DEDİ?

ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren verinin sürpriz olmadığını ve beklentiler dahilinde geldiğini finansman tarafında ise özellikle yurtdışındaki gelişmelerin takip edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

"Enerji dışındaki iyileşme cari açıktaki iyileşmeyi devam ettiriyor. Ekonomik aktivitedeki gelişmeler de buna paralel bir gelişme kaydediyor. Kısa vadeli kaynak girişi de özellikle portföy yatırımları tarafında göreli olarak güçlü gözüküyor. Ama yine de bir oynak seyir var. Önümüzdeki dönemde finansman tarafında yurtdışındaki gelişmelerin önemli olduğunu düşünüyorum."

2B'de en pahalı bölge Beykoz!

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

 [PAGE]

2B arazilerinde rayiç bedeller belli oldu. Yapılan açıklamaya göre en pahalı ilçe Beykoz çıktı. Beykoz Çengeldere'de rakam metrekare başına 1000 TL'ye kadar çıkıyor.

www.internethaber.com un haberine göre 2B'de rayiç bedeller belli oldu. Türkiye'de 2B alanlarında ortalama metrekare fiyatı 8 5 lira olacak.

Rayiç bedeller kentlere ve gözde olan belde ve ilçelere göre değişiyor. En pahalı rayiç bedel Beykoz için belirlendi. Boğaza nazır olan İstanbul'un en yeşil ilçesinde metrekare fiyatları 1000 TL'ye kadar çıkıyor.

Beykoz'da Çengeldere en yüksek rayiç bedel ile dikkat çekiyor. Burada 100 metrekare yeri olan 100 bin lira ödeyecek. Bölgede oturan vatandaş ise "şok geçirdik, bizim bu rakamları ödememiz mümkün değil" diyerek tepki gösterdi.

Türkiye genelinde metrekare fiyatlarının en ucuzu 140, en pahalısı ise 1000 liraya kadar çıkıyor.

2B'DEN NE KADAR PARA GELECEK?

2B ile orman vasfını yitirmiş alanlar kullanan kişilere satılıyor. Bu noktada hak sahipleri geçen yıl sonu itibariyle araziyi kullanan kişiler sayılacak.

Yapılan tespitlerde 2B arazilerinin satışından elde edilecek rayiç bedel toplamı 26,5 milyar lira olarak belinlendi. Vatandaşın yüzde 20'lik indirimden yararlanmak için peşin ödemeyi seçmesi durumunda hesaplanan gelir ise 14,8 milyar lira olacak.

PARA NEREYE GİDECEK?

2B'den gelen para öncelikli olarak Türkiye'nin afet riskinin azaltılması için kullanılacak. Kentsel dönüşümün kaynağı bu yolla sağlanacak. Paranın bir kısmı ise orman köylülerinin desteklenmesine ve ormanlık alanların güçlendirilmesi ile yeni orman yapımı için kullanılacak.

BAŞVURU NASIL YAPILACAK?

Vatandaşa peşin ödemede yüzde 20, yarısını ödediği taktirde ise yüzde 10 oranında indirim yapılacak. Peşin ödeme yapamayanlar için ise taksitlendirme yöntemi uygulanacak.

Başvurular 30 Ekim 2012'de bitecek. Tapuları iptal ediler için ise son başvuru tarihi 28 Nisan 2014 olacak.

Başvuru için çok fazla bir belge talep edilmiyor.
Başvuru ücretini ödemeleri ve nüfus cüzdanı ile gitmeleri yeterli oluyor.

2B kapsamında satışı planlanan parsel sayısı 500 bin. Ama hak sahibi sayısı daha fazla olabilir. Çünkü mirasçı yoluyla araziler dağılmış durumda.

Erdoğan: Kişi başı milli gelir 3 kat arttı

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

 [PAGE]

Yatırımcılar zirvesinde konuşun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küresel kriz süresince Türkiye'nin gösterdiği başarı sonucu ekonominin yüzde 8 büyüdüğünü söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Yatırımcılar Zirvesi'nde yaptığı konuşmada Türkiye'nin küresel kriz döneminde gösterdiği başarıya değindi. Ekonomimizin yüzde 8 büyüdüğüne işaret eden Erdoğan "Türkiye'nin ihracatı 2002 yılından şuana hala artış devam ediyor. Son iki yıl içinde istihdamı 3 buçuk kişi olarak arttırmış. 3.500 dolar olan kişi başı milli gelirimiz üç katına çıktı" diye konuştu.

TÜRKİYE KÜRESEL KRİZDE BÜYÜDÜ

Türkiye ihracatının 2002 yılından itibaren sürekli artarak devam ettiğine değinen Başbakan Erdoğan, "Türkiye işsizliğini en hızlı düşüren ülke olmuştur. Ekonomide ve finasta oluşmuş sağlam yapı ve titizlikle uyguladığımız yapılar ekonomiyi hızla arttırıyor. Tedbiri elden bırakmadan, mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz. Türkiye'nin yere ne kadar sağlam batığı 12 haziran 2011 seçimleridne görünmüştür. Avrupa ülkelerin popülist uygulamalar yaparken Türkiye buna asla taviz vermemiştir. Rekor seviyede işsizlik düşüren, istikrar ve güven olan bir ülkede bazı uluslar arası keredi deerecenlerme kurumlarında farklı değerlendirilmesinde art niyet ararız. " açıklaması yaptı.

S&P HEDEF SAPTIRIYOR

S&P’nin, Türkiye’yle ilgili not kararına sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan, "Bu kuruluşların onjektif olmayan davranışları artık ciddi şekilde tartışılmaktadır. soru işaretlerine maruz bırakıyorlar. Türkiye'nin 2023 yılı için çok büyük hedefleri vardır. Ve onlara ilerliyoruz. bu kuruluşlar Türkiye'ye hiç uğramıyorlar sağdan soldan duydukları ile hareket ediyorlar. Biz hakkımızda yapılan değelendirmelere kulak aldırmadan 2023 hedeflerimize ilerliyecez. Dünyanın en büük 10 ekonomisinin içerinde olacağız." diye konuştu.

İŞADAMLARINDAN KATKI VE ÖNERİ İSTEDİ

İstanbul'un artık çok uluslu firmaların merkezi olacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, işadamlarından öneri ve katkı beklediğini sözlerine ekledi. Erdoğan, şunları söyledi. "Sizlere dağıtımız ilerleme raporlarında son 4 yılda kaydettiğimiz gelişmeleri göreceksiniz. Ülke olarak önümüze 500 dolar ihracat hedefi koyduk. Yeni teşvik sistemi ile stratejik sektörlerde yatırımın artmasının desteklemsini cari açığın düşmesine desteklenmesi hızla devam ediyor. Yeni teşvik sistemi ile stratejik sektörlerde yatırımın artmasının desteklemsini cari açığın düşmesine desteklenmesi hızla devam ediyor." diye konuştu.

CARİ AÇIK

Başbakan yatırım politikalarına dair de şunları söyledi: Yeni teşvik sistemi cari açığın azaltılmasında katkıda bulunacak. Yatırım ortamını iyileştirmke için yapısal reformlara devam edeceğiz. İstanbul'u 'Bölgesel Yönetim Merkezi' haline getirmek için çalışıyoruz.

Altın yılın en büyük kaybına hazırlanıyor!

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

 [PAGE]

Altın, Yunanistan'ın hükümet oluşturmakla ilgili yaşadığı sorunun yarattığı endişe ile haftalık kayba yönelerek başladı, ardından JP Morgan'ın 2 milyar dolar zarar ettiği haberi ile kayıplarını genişletti.

Altın yılın en büyük haftalık kaybına hazırlanırken gümüş de bir yılın en kötü kayıp serisini yaşadı. Spot altının onsu yüzde 0.7 düşüşle 1582.41 olurken Singapur saati ile 14.08'de 1582.65 dolardan işlem gördü. Sarı metal bu hafta yüzde 3.6 düşüşe hazırlanıyor. Bu kayıp 16 aralık sonlu haftadan beri altının en çok kaybı olacak. Haziran teslimli altının onsu yüzde 0.5 düşüşle New York'ta 1,587.70 dolardan alıcı buldu. Gümüşün onsu ise yüzde 1 kadar kayıpla 28.7725 dolara gerilerken bu hafta için yüzde 5.2'lik kaybı zorluyor.

YUNANİSTAN KRİZİ TETİKLEDİ

Yunanistan'daki siyasi krizin yatırımcıyı dolara yönlendirmesi ile fiyatları 9 mayıs tarihinde dört ayın düşüğü olan 1,580.13 seviyesine geriledi. Yunanistan'daki politik liderlerin görüşmeleri beşinci gününe girdi. Pasok lideri Evangelos Venizelos yeni bir seçim etabını ortadan kaldırmak için koalisyon hükümeti kurma konusunda diğer liderlere baskı yapmaya hazırlanıyor.

JP MORGAN'IN ZARARI DORUK NOKTAYA ÇIKARDI

Dolar, üç ayın düşüğüne geirleyen euronun da içinde olduğu birçok majör para birimi karşısında yukarıda seyrediyor. Chase&Co., traderlarının bileşik işlemlerinde beklenmedik şekilde 2 milyar zarar ettiğini açıkladı. Baş yatırım ofisindeki kazanç ve kayıpların hepsi hesaplandığını bankanın ikinci çeyrekte 800 milyon zarar edeceği tahmin ediliyor. Bankanın CEO'su Jamie Dimon, yatırım bürosundaki büyük başarısızlığın, sentetik kredi varlıklarından kaynaklandığını belirtti .

Hükümetten cari açığa ihracat formülü!

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

[PAGE] 

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 2011'de artan cari açığa dikkat çekerken hükümetin bunun önüne geçmek için önlemler aldığını söyledi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Türkiye'nin 2011 yılında cari açığın hızlı artışı ile karşı karşıya kaldığını belirterek ''Ancak bu alanda kısa uzun vadede sonuç alacağımız çok önemli çalışmalar içindeyiz. Cari açığın azaltılmasında üretim ve yapımızda önemli çalışmalar yapıyoruz. Öncelikle ihracata dayalı bir üretim stratejisi kendimize ilke olarak belirledik'' dedi.

Çağlayan, Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde Türkiye Yatırım Danışma Konseyi üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, 2023 yılında kişi başına 25 bin dolarlık milli gelir oluşturmayı hedeflediklerini belirterek, ''Türkiye 2011 yılında Çin'in hemen arkasında 8,5'lik bir büyüme elde ederken Hindistan, Rusya, Almanya, gibi ülkelerin de önünde önemli bir performans sergiledi. Ve hükümetimiz döneminde Türkiye 2008 yılındaki küresel krize rağmen, ortalama her yıl yüzde 5,3 oranında büyüme başarısı gösteren bir ülke oldu'' dedi.

Çağlayan, bilhassa son yıllardaki ülke risklerinin en önemli göstergesi olarak kabul edilen primlerinde Türkiye'nin pek çok ülkeden ve ortalamasından daha iyi durumda olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:

''Türkiye 2011 yılında genel seçim gerçekleştirdi ve 50 milyon seçmeninin oy kullandığı bir seçimde olmasına rağmen Türkiye'nin bütçe açıkları Maastricht kriterlerinin çok çok altına indi. Devletin maliyesini en iyi şekilde kullandığı için Maliye Bakanımıza çok çok teşekkür ediyorum, ama asıl teşekkür Sayın Başbakanımıza...

Çünkü ben Türkiye'nin 54 ilinde yaşamış bir insanım. Geçmişte sanayicilik yapmış ve her seçim döneminde tir tir titreyen biriyim, çünkü her seçim döneminde 'Eyvah yine politikacılar, siyasetçiler üç beş oy almak için hangi vaatleri verecekler ve bu vaatleri gerçekleştirmek için devleti ne kadar borca sokacaklar ve bunun bize geri dönüşü nasıl olacak' diye biz iş adamları her seçim döneminde ciddi bir endişeye kapılıyoruz.''

 TÜRKİYE POPÜLİST POLİTİKALARI ÇÖPE ATTI

 AK Parti döneminde Türkiye'nin popülist politikaları çöpe attığını vurgulayan Zafer Çağlayan, şöyle devam etti:

''Türkiye biz ve hükümetimiz döneminde, Başbakanımızın bize her zaman söylediği gibi, söz verdiğimiz şeyleri yapan, yapamayacağımız şeyleri söz vermeyen bir anlayış içinde olduk. Bakın Türkiye aradan geçen bu sürede insanlarımızın yaşam kalitesi, yaşam seviyesi, ulaşım, iletişim sağlık ve eğitimde Cumhuriyet tarihinde olmadığı kadar büyük yatırımlar yapmıştır.

Bilhassa, geçen yıl yapılan seçimlerde, bunu siyaset yapmak için söylemiyorum, Türk insanının nereye geldiğini ifade etmek adına anlatmak istiyorum. Ana muhalefet partimizin Genel Başkanı geçen yıl Türkiye'de seçim öncesi oy alabilmek adına şu anda yaklaşık 1,5 olan motorini kendisi halka 40 cent'e satacağını ifade etmiştir ve yine seçim öncesi popülist bir davranış olarak işsiz olan herkese yaklaşık 300 civarında maaş vereceğini ifade etmiştir. Bu aslında işi gücü olmayan için veya motorini çok ucuza almak için önemli bir fırsat.

Ancak artık Türk halkının da bu konuda geçmişte gördüğü ve Türkiye'yi ciddi şekilde sıkıntıya sokan popülist söylemlere itibarı kalmamıştır. Ve bunun göstergesi olarak da Ana muhalefet partisine de gereken desteği vermemiş ve bunların hiçbir şekilde gerçekçi olmadığını sağlam kaynağa dayanmadığını söyleyen AK Parti'ye gerekli desteği vermiştir. Artık Türk halkı bu tarz popülist söylemlere itibar etmediğini net bir şekilde ifade etmiştir.''

Türkiye'nin böyle bir seçim ortamında bütçe açıklarını düşürdüğünü hatırlatan Çağlayan, konuşmasına şöyle devam etti:

''Bu son derece önemli bir orandır. Türkiye elde etmiş olduğu bütçe açığıyla Avrupa'nın 27 üyeli Avrupa Birliğinin 23 ülkesinden çok daha iyi bir konumda olmuştur. Yine Yatırım Danışma Konseyi'nin kurulduğu 2004 yılında, Türkiye'nin toplam kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 60'lar seviyesindeydi. Bugün geldiğimiz nokta 2011 yılı itibariyle ülkemizin toplam kamu borç stoğu milli gelirimizin 39,4'üne inmiştir ki Maastricht kriterlerinin yüzde 60 olduğunu ifade etmek isterim.

Türkiye böyle bir başarıyla 27 üyeli AB'nin 21 ülkesinden çok daha iyi konumda olmuştur. Geçmişinden ders alan bir Türkiye son derece başarılı ve birbiriyle koordine içinde çalışan bir yönetimi, ve bilhassa mali disipline son derece değer veren önem veren, bütçe disiplinine önem veren kaynaklarını son derece rasyonel kullanan bir yapı içinde olmamız Türkiye'nin 2008'de başlayan küresel krizden başarıyla çıkmasını sağlamıştır.''

Krizden başarılı çıkılmasını özellikle mali ve bütçe disiplinine bağlayan Bakan Çağlayan, şunları aktardı:

''İşsizlikte de önemli başarı elde ettik. 2011'de 431 bin kişi azaldı ve işsiz sayısı 2 milyon 615 bin kişiye gerilemiştir. İşsizlik oranı ise 2,1 puan azalarak yüzde 9,8'e gerilemiştir. İş gücüne katılım oranı ise 1,1 puanlık artışla yüzde 49,9 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye Avrupa'da da açıklanan istihdam önerileri doğrultusunda Avro Bölgesi'ndeki işsizlik oranındaki artışa rağmen, işsizlik oranını 2000'li yılların en düşük seviyesine çekmeyi başarmıştır.

2011'de yüzde 9,8 işsizlik oranı ile Avrupa ortalaması olan işsizlik oranının daha altında olduğunu net bir şekilde görüyoruz. Krizden çıkış sürecinde ILO verilerine göre Türkiye en fazla istihdam artışı sağlayan, işsizliği en hızlı düşüren ve iş gücüne katılım oranını en hızlı yükselten ILO üyesi olmuştur. Ancak bunları da yeterli bulmadığımızı işsizliği düşürmek için yoğun çalışmalara devam ettiğimizi ifade etmek isterim.''

Türkiye'de son dönemde, pazar çeşitlendirmesi, proaktif bir politikası uyguladıklarını ifade eden Çağlayan, sözlerine şöyle devam etti:

''Kriz sonrasında artış eğilimine göre dış ticaret hacmimiz 2011'de yüzde 25 artış göstererek mal ticaretinde 135 milyar dolar ve 241 milyar dolarlık ithalat yapan, bunların 54,1 milyar doları sadece enerji ithalatı olan bir yapıyla, 376 milyar dolarlık toplam dış ticaret hacmine sahip olduk. 2023 yılı hedeflerimizde, TİM ve 60 ihracatçı birliğinin çalışmalarını 1,5 yıl beraber çalıştık.

Tek tek sektörler bazında 2023 hedefimizi tespit eden bir çalışma yaptık. TİM 2023'de kendilerine 500 milyar dolarlık bir hedefi koydu. 1,5 yıl beraber çok önemli verilerle, nasıl bir yapıya dönüşeceği, ihracatın teknoloji dönüşümü ve genel ekonomik parametreleri dikkate alan bir strateji ile belirlendi. Hükümet olarak bu hedefi benimsedik.''

 PAZAR ÇEŞİTLEMESİNE GİDİLDİ

 Çağlayan, Türkiye'nin 2010 yılında elde ettiği 135 milyar dolarlık mal ihracatıyla 6 ayrı rekor kıran bir dönemi gördüğünü belirterek, bütün ürünlerde ihracatın arttığını ve 81 ilde de yapılırken 52'sinde rekor kırıldığını kaydetti.

Türkiye'nin 2011 yılında ihracatının yaklaşık yüzde 42'sini yaptığı Avrupa'da yaşanan ekonomik daralmaya ve ihracatının yüzde 25'den fazlasını yaptığı Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki siyasi ve ekonomik krize rağmen pazar çeşitlenmesine gidildiğini ifade eden Çağlayan, Türkiye'nin 105 ülkeye rekoru kırdığını söyledi.

İhracatçı firma sayısının 54 bin 565 firmaya çıktığını anlatan Çağlayan, şunları aktardı:

''Türkiye, 2011 yılında 98 fazının 65'inde tarihinin en büyük ihracatını gerçekleştirmiştir. Bölgesel çeşitlendirme çalışmalarımız sonrasında Güney Amerika, Afrika ülkeleri ve Doğu Asya'ya bölge olarak rekoru kırdık. 2000'li yıllara kıyasla ihracatçı ve ithalatçı sayısındaki artışın yanı sıra ülkelerin sayısında da önemli oranda artış kaydedilmiştir.

Tüm bunlar Türkiye'nin ekonomik hassasiyetinin azaltılmasına yönelik önemli unsurlardır. Türkiye yaptığımız pazarlardaki daralmaya rağmen ihracatı çeşitlendirerek ülke çeşitlendirmesi yaparak bu rakama kavuşmuştur. Türkiye aynı zamanda önemli bir hizmet ihracatçısıdır. Türkiye'nin hizmet ihracatı her yıl başarılı bir şekilde artarak devam ediyor. Geldiğimiz nokta, 2011'de yaklaşık 40 milyar dolar seviyesinde, buna karşılık ithalatı ihracatının yarısı kadar olan hizmet ticareti oyuncusu olan Türkiye, ödemeler dengesi açısından hizmet ticaretinin son derece önemli olduğu bir yapıya kavuşmuştur.''

Çağlayan, Türkiye'nin müteahhitlik sektöründe her yıl yapılan dünyanın en fazla yurt dışı uluslararası iş yapan 225 müteahhitlik firması içinde Çin'in ardından 31 firma ile ikinci olduğunu belirterek, şunları söyledi:

''Turizm sektörümüzde son derece önemli gelişmeler kaydettik. Türkiye, 2011 beklentilerine göre dünyada en fazla turist çeken 6. ülke olurken, Avrupa'da 4. bölge konumuna gelmiştir. Türkiye geçen yıl 31,5 milyon turisti ağırlan ve 23 milyar dolar turizm geliri olan bir ülke haline gelmiştir. Türkiye, Avrupa'nın en büyük tır filosuna ve dünyadaki en büyük uçuş filosuna sahip bir ülke olmuştur. THY, 160 ülke ve 190 noktaya uçuş yapan bir havayolu olmuştur. Küresel hizmet ticaretindeki 2011 yılı payımız da yüzde 1'e doğru yaklaşmıştır. Türkiye'nin hizmet ticaretinde önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyor.

Hizmet ticaretinde sağlık, eğitim, sinema, dizi ve gastronomi sektöründe önemli çalışmalar devam ediyor. Türkiye, büyüme beraberinde bazı sorunları da getiriyor. 2011'de cari açık hızlı artış ile karşı karşıya kaldı, ancak bu alanda kısa uzun vadede sonuç alacağımız çok önemli çalışmalar içindeyiz. Cari açığın azaltılmasında üretim ve yapımızda önemli çalışmalar yapıyoruz. Öncelikle ihracata dayalı bir üretim stratejisini kendimize ilke olarak belirledik.''

Kamu ve özel sektörün katılımıyla Türkiye'nin ithalat yapısını incelediklerini ve önemli veri elde ettiklerini ifade eden Çağlayan, ''Yatırım teşvik sistemini buna göre dizayn ettik. İhracat pazarlarının ve ihraç ürünlerinin çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Hizmetler sektöründe ihracatı artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Türkiye, ticaret diplomasisi konusunda önemli çalışmalar yapıyoruz. 19 ülke ile serbest ticaret anlaşması tamamladık. Lübnan anlaşmaları yasama sürecinde, Güney Kore ile anlaşma imza sürecinde önümüzdeki ay imzaya açacağız. 13 ülke ile müzakereler devam ediyor, 11 ülke ile de müzakerelere başlamak istiyoruz'' şeklinde konuştu.

Çağlayan, Türkiye uluslararası doğrudan yatırım konusunda da son derece büyük başarılar elde ettiğini ifade ederek, şunları aktardı:

''2002 yılı sonuna kadar Türkiye'ye gelen toplam doğrudan yatırım miktarı 14,5 milyar dolar iken hükümetimizin serbest piyasa kurallarına verdiği önem, açık politika sürdürülmesi, sağlanan siyasi istikrar, ekonomik istikrar ile böyle bir dönemde dünyanın yatırım konusunda en güvenilir limanlarından bir oldu. 8 yıllık sürede ülkemize toplam 110 milyar doların üzerinde yatırım geldi.
2010'da gelen toplam doğrudan yatırım miktarı 15,9 milyar dolar oldu. Küresel kriz ortamının hemen arkasından 80 yılın toplamından çok daha fazla önemli bir rakamdır. Bu doğrudan yatırımlar Türkiye'nin dünyadaki payının da artmasına katkı sağladı. Türkiye'nin doğrudan yatırım girişlerinin yeni yatırım teşvik sistemiyle beraber cari açığın azaltılmasına etkisi olacak. Bölgesinde son derece önemli olan Türkiye gelecekte de çok önemli yatırım üssü olacak. Türkiye'ye bakarken sadece 75 milyon nüfusu olan 29 yaş ortalaması olan bir ülke değil, Türkiye'yi 4 saat uçuş mesafesinde 56 ülkenin bulunduğu ve neredeyse dünya nüfusunun 4'te birinin 1,5 milyar insanın yaşadığı bir ülke olarak görmenizi isterim, 56 ülkede dünya milli gelirinin 3'te 1'ini oluşturuyor.''

 YENİ TEŞVİK SİSTEMİ

 Türkiye'nin bir yatırım üssü, lojistik üs ve operasyon üssü olarak görmenin de firmalar açısından son derece önemli olduğunu ifade eden Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yeni teşvik sisteminde önemli yapısal değişikliğe gidiyoruz. Bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltmaya yönelik bir teşvik sistemini öngörürken, diğer yandan da teknolojik değişim ve dönüşümü hedefledik. Yüksek katma değer, teknolojik değişim ve dönüşümü hedefledik. Türkiye'de şu anda son derece düşük olan ileri teknoloji ürün payını ciddi şekilde artırmak istiyoruz. Bu noktada Ar-Ge ve inovasyona her türlü teknik çalışmaya çok değer veriyoruz. Firmaların markalı ürünler üretmesi son derece önemlidir.

Ekonomi Bakanlığı olarak bize verilen diğer görev dünyanın birçok bölgesinde ticaret müşavirlerimiz ve ateşelerimiz mevcut. Ticaret müşavirlerimiz 89 ülkede 137 merkezde 195 ticaret müşavirimiz var. Bu sayıyı önümüzdeki 1-2 ay içinde 250'ye çıkararak, çok daha fazla ülkede ticaret müşavirlerimizin olduğu bir yapıya doğru gidiyoruz. Ticaret müşavirlerimiz her zaman Türkiye ile ilgili sizlere her türlü bilgiyi aktarmak için taleplerinizi bekleyecektir. Cari açığın azaltılması noktasındaki çalışmalarımızı görüyorsunuz. 2011 Ocak- Mart cari açık miktarı 21,6 milyar dolar iken bu yılın aynı döneminde yüzde 25'lik düşüşle 16,2 milyar dolara düşürdük. Türkiye'nin cari açığında, 54 milyar dolarlık enerji ithalatı ve dış ticaret önemli bir unsurdur. Enerji çeşitlendirilmesi ve yenilenebilir kaynaklar konusunda yaptığımız çalışmalar ile enerjiye olan bağımlılığımızı azaltma noktasında önemli kararlar aldık.''

Bankaların extre oyununa gelmeyin!

Haberi okumak için sonraki sayfaya geçiniz...

 [PAGE]

Kart borcunu ödemek isteyen tüketici bu sefer de ekstre oyununa takıldı. Siz siz olun extrenizdeki hesap kesim gününe dikkat edin!

Bankalar ve son ödeme tarihini kart sahiplerinin bildirimlerine rağmen tarihinden günler öncesine ayarlıyor. Böylece tüketici belirtilen tarihlerde borcunu ödeyemediği için kart borcunu faizi ile ödemek zorunda kalıyor.

 Tüketiciler ile bankalar arasındaki savaş bitmek bilmiyor. Kart borcunu ödemek isteyen tüketici bu sefer de ekstre oyununa takıldı. Kart sahipleri Şikayet Portalı Şikayetvar’a gönderdikleri şikayetlerle yaşadıkları ekstre şokunu dile getirdiler. Kredi kartı borcu olan tüketici her ay tarihinde gönderilen hesap özetini görünce sinirlendi. Çünkü bankaya tarihlerini bildirerek kart alan ya da tarihini tarihine göre ayarlayan tüketici değişen tarih ile bankalara ödemek zorunda kaldı. Ödenmesi gereken borcu hatta asgari tutarı son ödeme tarihine kadar ödeyemeyen bankanın bu yeni oyunu ile bankaya faizi ile birlikte borcunu ödemek zorunda bırakılıyor. İşte bankaların oyununa gelen kart sahiplerinden gelen şikayetlerden bazıları şöyle :

 YASAL FAİZ İŞLETİLİYOR

 “Yaklaşık 3 yıldır bankadan almaktayım. Diğer bankalardan aldığım kredi kartını iptal ederek aldığım bankanın kredi kartını kullanmaya başladım.  Hesap kesim tarihim 04 Mayıs borcu ödeme tarihim 14 Mayıs olduğunu görünce aldığım bankaya gittim. Ben maaşımı ayın 15'inde aldığımı ayın 14 'ünde borcumu nasıl ödeyeceğimi bildirdim. Banka bana ‘Yapacak bir şey yok’ dedi. Bende kendisine ‘1 gün sonra ödemekle yasal işleyecek mi?’ dedim ‘Evet işleyecek’ dedi. Bile bile ödemek zorunda bırakılıyorum.”

 BANKADAN ZORUNLU DEĞİŞİM

 “Yaklaşık 4 yıldır sahibiyim. Bugüne kadar her ayın 7 ve 8'inde hesap kesimi ve 18'inde son ödeme günü varken Mayıs 2012 ayında tarafıma bilgi ve haber vermeden tarihimi ayın 4'üne son ödeme gününü de 14 Mayıs 2012 tarihine çekmiştir. Tarafımın kamu görevlisi olduğumu ve bunun bankaca bilindiği ve maaşımı her ayın 15'inde aldığımı beyan etmeme rağmen hesap ekstremi düzeltmeyerek mağdur olmama sebebiyet vermişlerdir.”

MAĞDUR EDİLDİLER

 “Kredi kartımın son ödeme tarihini internet şubesinden değiştirdim. Mevcut internet şubesinde bu değişiklik yapılırken 'kredi kartınızın son ödeme tarihini yılda iki kez değiştirebilirsiniz' ibaresiyle karşılaşıyorsunuz. Ben de asıl isteğim olan 2’nci hafta olarak yeniden değiştirmek isterken bu kez de ‘talimatınız gereği yılda bir kez değişiklik yapabilirsiniz’ uyarısıyla karşılaştım. Ben hiçbir şekilde bankayı arayıp talimat veriyorumson ödeme tarihim yılda bir kez değiştirilsin demedim. 

Kredi kartımın son ödeme tarihi mutlaka maaşımı aldığım günü geçmek zorunda ki ekstrelerimi ödeyebileyim. Bu durumda da çok mağdur durumdayım. Ayrıca belirtmek istiyorum ki 5 yıldır bu kartı kullanıyorum ve bugüne kadar son ödeme tarihi gelmeden borçlarımı düzenli öderim, hiç aksamamıştır.”