BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Tek tıkla ekonomi gündemi

Ekofinans'la ekonomi gündemi başlıyor. Türkiye ve dünyanın önde gelen ekonomi haberlerini sizin için derledik.

Abone ol

Bir hafta içinde yabancıların bir kısmı hisse senedi ve tahvil-bono piyasasından çıktı. Bir haftada piyasadan çıkan yabancı yatırım tutarı 460 milyon dolara ulaştı.

24-27 Nisan haftasında hisse senedi piyasalarında yaşanan 139 milyon dolarlık net satış Mart ayına bakıldığında 27 milyon dolarda kalırken Şubat döneminde 283 milyon dolarlık alım dikkat çekiyor.

Yılbaşından beri bakıldığında hisse sendi piyasalarında yabancıların 749 milyon dolarlık alım yaptığı görülüyor.

Bono'da yabancılar satışa döndü

Bono piyasası tarafında ise yabancı yatırımcının geçtiğimiz hafta satışa geçtiği gözleniyor. 321 milyon dolarlık net satış yapıldığı verilerde yer alırken yılbaşı itibariyle bono piyasasına 708 milyon dolarlık alım gerçekleştiği gözleniyor.

Yabancı girişi az

Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stoğu 27 Nisan itibariyle 49 milyar 863 milyona yükseldi. Yabancıların stoğu 20 Nisan itibariyle 48 milyar 877 milyon dolar seviyesindeydi. Yabancıların DİBS portföyü ise 27 Nisan'da 42 milyar 922 milyona yükselmesine karşın 321 milyon dolarlık net çıkış ile aylık toplam net giriş 313 milyon dolarda sınırlı kaldı.

Yatırım Finansman Menkul Değerler'in değerlendirmesine göre, yabancıların toplam dolaşımdaki oranı 27 Nisan itibariyle 0.3 puan azalarak yüzde 62,3’e geriledi.

İMKB'DE: GALATASARAY +6 FENERBAHÇE -5

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Fenerbahçe'nin dün Beşiktaş'e yenilmesinin ardından şampiyonluk şansını azaltması, kulübün hisse performansına da yansıdı. İMKB'de işlem gören Fenerbahçe hisseleri düşerken, Galatasaray'ın hisseleri yükseldi.

Fenerbahçe hisseleri İMKB'de ilk seans açılışının ardından gelen satışlarla yüzde 5'in üzerinde değer yitirdi. Hisseler yüzde 5 kayıpla 54,50 liraya geriledi.

Galatasaray yükseliyor

Dün hem Trabzonspor beraberliği hem de bedelli sermaye artırımı haberleri ile sert bir düşüş yaşayan Galatasaray'da ise ibre tersine döndü. alımların etkili olduğu Galatasaray hisseleri yüzde 6 artışla 208 liraya çıktı.

LPG OTOGAZINDA BÜYÜK VURGUN!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Maliye Bakanlığı 2010 yılında kozmetik sektöründe itici gaz olarak kullanılan LPG'nin Özel Tüketim Vergisi'ni sıfırladı. Ancak 2011 yılında LPG gaz tüketiminde rekor artış oldu. Bu tüketimin arkasında meğer büyük bir vurgun varmış...

Maliye Bakanlığı'nın, 2010 yılında kozmetik sektöründe (spreylerde) itici gaz olarak kullanılan LPG'nin Özel Tüketim Vergisi'ni (ÖTV) sıfırlamasının ardından 2010 yılında 11.9 bin olan tüketim, 2011 yılında yüzde 174 artışla 32.7 bin tona fırladı.

Gazete Habertürk'ten Olcay Aydilek'in haberine göre, Kozmetikte itici gaz olarak kullanılan LPG tüketimindeki dikkat çekici artış enerji sektörünün yeni gündem maddesi oldu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) yaptığı çalışmaya göre, aerosol üreticilerine yapılacak sıvılaştırılmış petrol gazı satışlarının ÖTV'den muaf tutulmasıyla birlikte tüketim bir anda olağanüstü artış kaydetti.

LPG dağıtıcı lisansı sahipleri, bu kapsamda 2011 yılında 32 bin 782 ton satış yapıldığını beyan etti. EPDK kaynakları, 2010 yılında aerosol üreticilerine 11 bin 955 ton ürün satıldığını belirterek, "2011 yılında, 2010 yılına göre ÖTV'siz LPG satışlarında yüzde 174'lük bir artış saptandı" dedi.

VERGİDE BÜYÜK VURGUN

Kozmetik sektöründe kullanılmak üzere satın alınan ÖTV'siz LPG, otogaz olarak pompada satılıyor. Vergi farkından milyonlarca liralık vurgun yapılıyor.

EPDK kaynakları, tüketimin son derece dikkat çekici olduğuna işaret ederek, gerekli incelemelerin yapıldığını vurguladı. EPDK, denetimlerini bu alana yoğunlaştırdı. Son olarak Şanlıurfa'da bir sanayici, imalatta kullanacağını beyan ederek ÖTV'siz ithal ettiği LPG'yi, otogaz istasyonunda pompada satarken Jandarma tarafından yakalandı.

IRAK İŞE KARIŞTI

Kaynaklar, bir ithalatçı şirketin Irak'a fren balatası inceltici yağı satacağı iddiasıyla 3 bin 500 ton aerosol ithalat izni istediğini belirterek, "Rakam gerçekten çok yüksek. Sektörde, ciddi biçimde suiistimal şüphesi var" dedi. İl bazında ÖTV'siz satış sırasıyla en yüksek İstanbul ve Kocaeli gerçekleştiriliyor. Bu illeri Batman, Niğde, Muş ve Erzincan izliyor.

KOZMETİK SEKTÖRÜ KULLANILIYOR

Kozmetik sektöründe deodorant, köpük, tıraş kremi ve spreylerde kullanılan aerosol, 'itici gaz'lar sınıfında yer alıyor. Uçan balonlarda da kullanılan aerosol, ilk olarak böcek ilaçlarını püskürtmek için geliştirildi. Aerosol, renksiz ve kokusuz bir itici gaz.

ECZANELER ARTIK SADECE İLAÇ SATACAK!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Eczane kanunu değişiyor. Hazırlanan yeni taslağa göre eczaneler, sadece ticarethane olmaktan çıkarılıp ilacın üretiminden dağıtımına kadar bütün aşamalardan sorumlu 'sağlık hizmet sunucusu' olacak.

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, AK Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl Başkanlığı’nda toplandı.

Toplantıda, AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç ve arkadaşlarının imzasını taşıyan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunu ile Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunu’nda değişiklik yapak teklif, alt komisyon metni üzerinden görüşülerek kabul edildi.

Eczaneler 'sağlık hizmeti sunucusu' olacak

Milliyet'in haberine göre teklif, eczacılığı yalnızca ticarethane açma ve mesul müdürlük olarak değil, ilacın üretiminden dağıtımına kadar tüm aşamalardan sorumlu olan ‘sağlık hizmet sunucusu’ olarak yeniden tanımlıyor.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ruhsat verecek

Teklife göre, eczane açılabilmesi için gerekli olan ruhsatname konusunda meydana gelecek sorunların çözüm yeri, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu olacak. Eczane açmak üzere ruhsatnamesini almış bir eczacının, belediyeden ayrıca bir işyeri ruhsatı alması ve ödemesi zorunlu olmayacak.

En az 3 bin 500 kişiye bir eczane düşecek

Serbest eczane sayıları, ilçe sınırları içindeki nüfusa göre, en az 3 bin 500 kişiye bir eczane düşecek şekilde düzenlenecek. Hiç eczanesi olmayan yerleşim birimlerinde nüfus kriterine bakılmaksızın bir eczane açılmasına izin verilecek. Ancak, bu şekilde açılan eczanelerin başka yerlere naklinde nüfus kriteri göz önünde tutulacak. Aynı ilçede faaliyet gösteren eczanelerin nakillerinde ise nüfusa göre eczane açılması kriteri uygulanmayacak.

Kabul edilen maddeler:

- Eczane ve Eczacılık Kanunu’nda değişiklik yapan kanun teklifi, komisyonda kabul edildi.

- Serbest eczane sayıları, ilçe sınırları içindeki nüfusa göre, en az 3 bin 500 kişiye bir eczane düşecek şekilde düzenlenecek.

- Eczane açılması için kriterler belirlenirken ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırma yapılacak.

- Eczacılara, meslekte geçirilen toplam yıl sayısı ile hizmet puanı çarpımı sonucu yerleştirme puanı verilecek.

- Serbest eczanelerde reçete sayısı, ciro gibi kriterlere göre, ikinci eczacı çalıştırılması zorunlu olacak.

- Eczane açmak isteyen bir eczacı, en az bir yıl süreyle, bir eczanede ‘yardımcı eczacı’ olarak çalışmak zorunda olacak.

- Eczanelerde geleneksel tıbbi ürünler, alternatif tedavi yöntemi ürünleri, özel tıbbi amaçlı diyet gıdalar satılabilecek.

YABANCILARA MÜLK SATIŞI ARTIK SERBEST!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

TBMM Genel Kurulu'nda, yabancılara mülk satışına ilişkin çeşitli düzenlemeler getiren Tapu Kanunu ve Kadastro Kanunu'nda değişiklik yapan tasarı kabul edildi.

Bakanlar Kurulunca belirlenen ülkelerin vatandaşlarına, ülke menfaatleri çerçevesinde mülk satışını düzenleyen kanun, 230 “evet”, 35 “hayır” oyla kabul edildi.

Yabancılara satılacak taşınmazların toplamı, özel mülkiyete konu alanlar için ilçe yüzölçümünün yüzde 10’unu, ülke genelinde de kişi başına 30 hektarı geçemeyecek. Ancak Bakanlar Kurulu, 30 hektarı 2 katına çıkarabilecek. Daha önce, yabancıların ülke gene linde alabileceği taşınmazların toplam yüzölçümü, 2.5 hektarı geçemiyordu.

Atatürk’ün partisinin devamıyız

Muhalefetin itirazı üzerine yasada yapılan son dakika müdahalesiyle, tasarının ilk halinde yer alan “ilçe toplam yüz ölçümünün yüzde 10’u” ifadesi “özel mülkiyete konu alanlarda ilçe yüz ölçümünün yüzde 10’u” diye değişti.

Ak Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, “ilçenin tüm sınırlarının yüzde 10’u sıkıntılı olabilir dedik, onun için değiştiriyoruz” derken, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da, “Tabii ki yanlışlık yapabiliriz, biz anayasa uyarınca satışa konu edilmeyen yerlerin dışındaki alanın yüzde 10’u diye düşünmüştük ama şimdi onu daha da netleştiriyoruz” dedi.

Bayraktar, muhalefetin eleştirilerini yanıtlarken, “Buradaki herkes Atatürk’ün kurduğu partinin devamıdır. Herkes Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına bağlıdır. Atatürk’ü istismar etmeyin, kemiklerini sızlatmayın” dedi. Bayraktar, mayınlı arazilerin satışının söz konusu olmadığını da bildirdi.

Dışişleri’nden görüş şartı kalktı

İktidar ve muhalefetin sert tartışmaları arasında dün Meclis’ten geçen yasayla, Bakanlar Kurulu’nun yabancılara mülk satışında Dışişleri Baknlığı’ndan görüş alma şartı kaldırıldı. Yine yasayla, yabancı ülkelerdeki ticaret şirketleri, ancak özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz ve sınırlı ayni hak elde edebilecek. Yabancılar ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan ticaret şirketleri dışındakiler, Türkiye’de taşınmaz edinemeyecek ve lehlerine sınırlı ayni hak tesis edilemeyecek. Bakanlar Kurulu, yabancılar ile kendi ülkelerindeki kanunlara göre kurulan yabancı ticaret şirketlerinin taşınmaz ve ayni hak edinebilecekleri yerleri; ülke, kişi, coğrafi bölge, süre, sayı, oran, tür, nitelik, yüzölçüm ve miktar olarak belirleyebilecek, sınırlandırabilecek, ülke çıkarı doğrultusunda bu satışları durdurabilecek ya da yasaklayabilecek.

2 yıl içinde proje sunacaklar

Yabancı kişiler ve ticaret şirketleri, satın aldıkları yapısız taşınmazda geliştireceği projeyi 2 yıl içerisinde ilgili bakanlığın onayına sunacak. Bakanlık, onaylanan projeyi taşınmazın bulunduğu tapu müdürlüğüne gönderecek ve projenin süresi içinde gerçekleşip gerçekleşmediğini takip edecek. Yabancı uyruklu gerçek kişiler, tüzel kişiler ve uluslararası kuruluşların yüzde 50 veya daha fazla oranda hissesine sahip oldukları Türkiye’de kurulu şirketler, ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek üzere taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinebilecek ve kullanabilecek. Yabancılar, yabancı ülkelerin kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişiler, yöneticilerinin çoğu yabancı olan Türkiye’de kurulu şirketler taşınmaz alabilecek.

Askeri bölgeler için izin şartı gerekiyor

Askeri yasak bölgeler, askeri güvenlik bölgeleri ile stratejik bölgelere ait harita ve koordinat değerleri, kanunun yürürlük tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde Milli Savunma Bakanlığı’nca; özel güvenlik bölgeleri ise İçişleri Bakanlığı’nca aynı sürede Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün bağlı olduğu bakanlığa verilecek. Yabancı şirketlerin, Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla; askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgelerinde taşınmaz mülkiyeti edinimleri Genelkurmay Başkanlığı’nın ya da yetkilendireceği komutanlıkların, özel güvenlik bölgelerindeki taşınmaz mülkiyeti edinimleri ise taşınmazın bulunduğu yerdeki valiliğin iznine tabi olacak.

MEMURLAR HAKKINI MAHKEMEDE ALDI!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Sabah gazetesinde yer alan bir habere göre, tayin ve atama ile görev yeri değişen memura, mahkeme kararıyla promosyon müjdesi geldi.

Kamuda çalışan 2,5 milyon memur, tayin ve atama ile görev yeri değişse de promosyon alabilecek.

Kayseri 1. İdare Mahkemesi, maaş ödemeleri için bankalarla yapılan anlaşmalardan sağlanan promosyonların memurlara verilmesi konusunda önemli bir karara imza attı.

Karar gereği, memur, tayin ya da atama ile gittiği kurumda diğer çalışanlarla yapılan anlaşmalardan yararlanabilecek.

SPK'NIN TELEKULAĞI MAHKEMEYE TAKILDI!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

SPK, Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı taslağında yaptığı yeni düzenlemeler ile suçlara ağır cezalar getirmekle eleştiriliyor. SPK, gelen tepkiler üzerine taslakta değişiklik yaparak telefon dinleme insiyatifini mahkeme kararına bağladı.

Milliyet Gazetesinin haberine göre, SPK hazırladığı ilk taslakta hakim kararı olmadan telefon dinleme hakkına sahip olmak istiyordu. Ancak yılbaşında ilgili kamu kurumlarına gönderdiği taslakta telefon dinlemeyi düzenleyen maddelere kamu tarafından tepki gelince SPK geri adım atmak zorunda kaldı. SPK, Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı taslağını kamu kurumlarının görüşüne açtıktan sonra mart ayında da sitesine koyarak kamuoyunun görüşüne açtı.

Mahkeme kararı olmadan piyasada suç işleyen kişilerin telefonlarını dinlemeye almak isteyen SPK, nisan ayı sonunda son şeklini verdiği yeni yasa tasarısında tepki çeken maddeye yer vermeyerek, Suç duyurusu ve özel soruşturma usulü başlğı altında yeni bir madde düzenledi.

Yeni yasa taslağı bu haliyle Meclis onayından geçtiği halde SPK, 115 nolu maddede sermaye piyasası kanunlarına karşı suç işleyen kişileri mahkeme kararıyla dinleyecek.

Türkiye’de sermaye piyasasında en fazla manipülasyon suçu işleniyor. SPK düzenlemelerinde manipülasyon iki şekilde tanımlanıyor. Birinci tanımda manipülasyon, insanları kandırarak bir menkul kıymeti almaya veya satmaya sevk etmeye veya menkul kıymetin fiyatını yapay bir seviyede tutmaya yönelik davranışlar olarak ifade ediliyor.

İkinci tanımda ise menkul kıymet piyasalarında arz ve talebin serbest bir şekilde karşı karşıya gelerek fiyatları belirlemesine yönelik sürecin kasıtlı olarak engellenmesi olarak düzenleniyor.

MADDE 115- (1) Bu Kanunda yer alan suçlardan dolayı soruşturmayapılması, Kurul tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru soruşturma şartı niteliğindedir. Yapılan başvuru ile Kurul aynı zamanda katılan sıfatını kazanır. (2) Gerçekleştirdiği bir denetim sırasında Kurul, bu Kanunun 105, 106 ve 110 uncu maddelerinde yer alan suçlardan birinin işlendiğine dair suç delillerini bu Kanunda yer alan yetkiler ile elde edemeyeceği sonucuna varırsa bunu bir rapor ile tespit eder ve ekinde söz konusu raporun yer aldığı bir dilekçe ile soruşturma başlatılması ve başlatılacak soruşturmada bu Kanundaki denetim ve inceleme hükümlerinin Kurul personeli eliyle sürdürülmesi için yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunabilir.

BANKALAR O KARLARI BİR DAHA ZOR GÖRÜR!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Bankacılık sektörü analistlerinden Meredith Whitney yılın ikinci, üçüncü çeyreğinde bankaların ilk çeyrekteki karlarını tekrarlamalarının zor olduğunu söyledi.

ABD'nin önde gelen bankacılık sektörü analistlerinden Meredith Whitney, Bloomberg'e yaptığı açıklamada ABD bankalarının ilk çeyrek karlarının tekrarlanma olasılıkları bulunmayan kazançların etkisi ile yüksek çıktığını savundu ve yılın ikinci, üçüncü çeyreğinde bu bankaların iyi görünmelerini sağlamanın çok daha zor olacağını öngördüğünü bildirdi.

Nisan bankalar için sönük geçti

Whitney, ilk çeyrek sonuçlarının Avrupa Merkez Bankası'nın kredi programı ve ABD'de uygulanan mortgage yeniden finansman programının varlık fiyatlarında yol açtığı değerlenmeyi yansıttıklarını belirterek, Nisan ayının bankalar için çok sönük geçtiğini savundu.

Whitney ayrıca, yatırım bankacılığı trendlerinin çekirdek faaliyetlerinin cansız olduğunu ve kıdemli yatırım bankacıları arasında daha fazla işten çıkarma beklediğini de belirtti.

ÇOCUK SİGORTALILARA MAHKEME MÜJDESİ!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

SGY'nda 2008 yılında yapılan ve emeklilik yaşını yükselten düzenlemeden etkilenmemek için sigortalı olan yaklaşık 1 milyon 400 bin çocuk sigorta kaydı yaptırmıştı. Ancak SGK bu kayıtların büyük bir bölümünü iptal etmişti.

Sosyal Güvenlik Yasası'nda 2008 yılında yapılan ve emeklilik yaşını yükselten düzenlemeden etkilenmemek için yaklaşık 1 milyon 400 bini 15 yaşından küçük olmak üzere 1 milyon 700 bin kişi nisan ve mayıs aylarında sigortalı olmuştu.

Habertürk gazetesinin haberine göre, SGK, yaptığı inceleme sonucunda son dönemde yapılan bu sigorta işlemlerinin büyük bir bölümünü iptal etti.

O tarihte 9 yaşında olan A.N.T. de bir inşaat firmasının katalog çekimlerinde yer aldı ve sigortalı oldu. SGK müfettişlerinin incelemesi sonucu A.N.T.'nin sigortası da iptal edildi. Bu karar üzerine mahkemeye başvuran aile, uygulamanın hukuka aykırı olduğunu savundu. Yaklaşık 2.5 yıl süren yargılama sonucunda İstanbul İş Mahkemesi, SGK'nın yaptığı işlemin iptaline karar vererek A.N.T.'nin çalıştığı 10 günün prim günü sayılmasına karar verdi.

YARGITAY'IN ONAYI ÇOK ÖNEMLİ

Mahkeme tarafından verilen bu karar, Yargıtay tarafından onanırsa sigortası iptal edilenler için emsal olacak. Ailenin dilekçesinde A.N.T. o dönemde 9 yaşında olduğu düşünüldüğünde yaptığı işin kendisine uygun olduğunun çok açık olduğu ifade edilirken, yaşı itibarıyla da sürekli bir iş ilişkisinden söz edilmesinin doğal olarak mümkün olmadığı, yetkililer tarafından tutulan tutanakta denetim sırasında işyerinde olmamasının da son derece doğal bir durum olduğu vurgulandı.

‘FİİLEN ÇALIŞMA’ ETKİLEDİ

Davalı SGK'nın “yeni yasaya tabii olmadan erken emekli olmak için sigortalı oldular” düşüncesine sahip olduğu iddia edilen dilekçede 'hiçbir geçerli bir delil yokken fiilen çalışma olgusu mevcutken salt bu genel düşünce ile bu sonuca varılmasının hak ve adalete aykırı olduğu ve hukuki gerekçelerden uzak olduğu' ifadesine yer verildi. Ailenin avukatları, işveren tarafından fiilen çalışması kabul edilen küçük A.N.T.’nin sigortasının iptali için hiçbir hukuki gerekçenin söz konusu olamayacağını vurguladı.

YENİ YASADAN NEDEN KAÇTILAR?

1 Ekim 2008'de yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’la emeklilik yaşı 65'e yükseltilirken, bu yasaya tabi olanlar emekli olduklarında ücretli bir işte çalıştıkları takdirde maaşı kesilecek. Ayrıca emekli maaşı da kademeli olarak düşüyor

ARTIK KULLANDIĞIN KADAR FATURANI ÖDE!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Merkezi ısıtma sistemi ile ısınan 1.800.000 dairenin, yakıt bedeli paylaşım şekli, 2 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe giren "Isı Pay Ölçüm" yasası ile değişti. Binada bulunan tüm kalorifer peteklerine uzaktan okumalı ısı pay ölçer cihazları takılacak.

10.000.000 daire sakinini ilgilendiren yasa gereğince; her dairenin ısı tüketiminin tespiti ve yakıt parasının tüketim oranına göre paylaşımı zorunlu oldu. Söz konusu uygulama ile daire sahiplerinin tasarrufa teşvik edilmesi ve bina genelinde %40’a varan yakıt tasarrufu elde edilmesi hedeflenmekte.

Yürürlüğe giren yasa çok sayıda kişiyi ilgilendirmesine rağmen, uygulamanın detayları maalesef kamuoyu tarafından yeterince bilinmemekte. Bahsi geçen kanuni zorunluluk yerine getirilmediği takdirde çok sayıda kişinin mağdur olacağı sıkıntılı bir durum ortaya çıkabilir.

DEĞİŞİKLİK YAPILMAZSA DAİRE SAKİNİ PARA ÖDEMEMEYECEK
 

Isı pay ölçüm yasasının yürürlüğe girmesi ile birlikte merkezi sistemle ısınan binalarda mevcut ısı paylaşım yöntemleri (arsa payına, petek veya kişi sayısına göre paylaşım) kanunsuz sayılacak. Bu durum uygulamaya geçmeyen yöneticileri kanuna muhalefetten suçlu duruma düşürürken, yasanın yürürlüğe girmesini takip eden ilk ısıtma döneminde (Kasım 2012) uygulamaya geçmeyen binalarda, ısı parası ödemek istemeyen daire sakinlerine, ısı parasının kanuna aykırı bölüştürüldüğünü öne sürüp, paylaşım kanuna uygun yapılana kadar ısı parası ödememe hakkı veriyor. Apartman sakinleri “kanuna aykırı aidat parası toplanıyor” şeklinde suç duyurusunda bulunulursa, yöneticiye 1.600 lira ceza kesilebilecek.

YASAL DÜZENLEME NASIL?

“5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu'nun “7” nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve geçici “6” ncı maddesi gereğince, merkezî ısıtma sistemine sahip mevcut binalar 02.05.2012 tarihi itibari ile; bina sakinlerinin ısı tüketimlerinin bireysel olarak ölçümlendiği “Pay Ölçüm” sistemine geçmek zorundadır.”

Yasal Düzenlemenin Gerekçesi:

* Ülkemizde tüketilen doğalgazın %71’i konutlarda tüketilmekte.
* Merkezi sistem ile ısınan konutlarda, doğalgaz tüketimi sırasında ciddi israflar yaşanmakta.
* Bireysel tüketime bağlı “Isı Pay Ölçüm” sistemi, dünyada 100 yılı aşkın bir süredir kullanılan ve kendini ispatlamış bir tasarruf modeli.
* “Isı Pay Ölçüm” sisteminin yaygınlaşmasıyla beraber, devletimiz konutlarda doğalgaz tüketiminde ciddi tasarruflar elde etmeyi hedeflemekte.

YASAL DÜZENLEME YERİNE GETİRİLMEZSE NE OLUR?

İlgili yasa 2007 yılında hazırlanmış ve bina yöneticilerine binalarında gerekli çalışmaları tamamlamak için beş sene süre tanımıştır. Söz konusu süre 2 Mayıs 2012 tarihinde doldu.
* 14 Nisan 2008 tarihli, merkezi ısıtma sistemlerinde ısıtma giderlerinin paylaştırılmasına ilişkin yönetmelik gereğince, 2 Mayıs 2012 tarihi itibari ile merkezi sistemle ısınan binalarda ısı giderleri tüketime göre paylaştırılmak zorunda. Bu tarihten sonra ısı giderlerinin; arsa payına, daire sayısına, petek sayısına veya kişi sayısına göre paylaştırılması kanunsuz sayılacak.
* Binada bireysel ısı ölçüm sistemine geçilmesinden bina yönetim kurulu sorumlu. Yasaya rağmen uygulama yapılmayan binalarda, daire sahipleri bina yönetimi hakkında kanuna muhalefetten suç duyurusunda bulunabilecek.
* Yasanın yürürlüğe girmesini takip eden ilk ısıtma döneminde (Kasım 2012) bireysel ısı ölçümü uygulamasına geçilmemesi durumunda; Isı parası ödemek istemeyen daire sakinleri, ısı parasının kanuna aykırı bölüştürüldüğünü öne sürüp, paylaşım kanuna uygun yapılana kadar ısı parası ödemeyebilirler. Böyle bir durumda ısı parası ödemeyen daire sakini kanunen haklı olacağı için, bina yönetimi ilgili daire sahibini icraya veremez veya faiz tahakkuk ettiremez.
* Bakanlık tarafından yapılacak denetimler sırasında uygulamaya geçmeyen binalara idari yaptırımlar uygulanacaktır.

ALTIN VE DOLAR HAFTAYI NASIL KAPATACAK?

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Geçtiğimiz güne başlarken, piyasalarda Çarşamba gününden kalan olumsuz verilerin etkileri konuşuluyordu.

 Borç krizine bir türlü çözüm bulanamayan Avrupa’da, gözler Avrupa Merkez Bankasının yapacağı açıklamalardaydı

Bir önceki gün açıklanan verilerin beklentinin altında gelmesiyle özellikle Avrupa borsalarında satış baskısı oluşmuş ve kayıplar derinleşmişti Beklentinin altında gelen PMI verileri ülke ekonomilerindeki resesyonu işaret ediyor ve krizin daha derinleşme ihtimali konuşulur hale geliyordu. Bu yönden bakıldığında Avrupa Merkez Bankasından gelecek açıklamalar büyük önem taşıyordu. 

Gün içinde gerçekleşen toplantı sonrası politika faizi yüzde 1 seviyesinde sabit tutulsa da ekonominin gidişatına dair açıklamalar da yapılıyordu.

Öyle ki, AMB Başkanı Draghi bu yıl Avrupa ekonomisinde kademeli bir toparlanma beklediğini söylerken görünümün ise aşağı yönlü risklerle karşı karşıya olduğunu belirtiyordu. Özellikle enflasyon üzerinde duran Draghi, enerji fiyatlarındaki artışlar nedeniyle 2012 yılı enflasyon hedefinin gerçekleştirilemeyeceğini sözlerine ekliyordu. 

Güne AMB toplantısı beklentisiyle alıcılı başlayan Avrupa borsaları, gün içinde yatay seyrinin sürdürmüş Draghi’nin açıklamaları sonrasında yönünün aşağı çevirmişti. Günü ufak kayıplarla kapayan Avrupa borsalarında, kötü gelen veriler satış baskısını arttıracağı gibi ekonomik iyileşme belirtileri yönün tekrar yukarı çevrilmesini sağlayacaktır. 

ABD tarafına baktığımızda, GM’nin beklentinin üzerinde kar açıklamasının olumlu algılamaya neden olduğunu fakat borsalardaki alış işlemlerinin sınırlı kalarak yönün tekrar aşağı çevrildiğini görüyoruz. İyi gelen işsizlik verisine rağmen gerileyen hizmet sektörü endeksi ekonomideki iyileşmenin dengesiz olduğuna işaret ettiğinden borsalarda satış hareketine neden olmuştu. 

Yurtiçinde, Çarşamba günü yaşanan kayıpların aksine alıcılı bir açılış yapılıyor ve güne 59138 puandan başlanıyordu. Gün içinde en yüksek 59557 seviyesini gören endekste ilk seans boyunca 59250 bölgesinde yatay bir seyir izlendi. İkinci seansta da 59200 – 59500 aralığında hareket eden endeks günü yüzde 0.58 artış ile 59285 puandan tamamladı. 

Dolar/TL tarafında, S&P kararı sonrasında 1.76 seviyesine çıkıldığını görmüştük. Geçtiğimiz güne baktığımızda yatay seyrin sürdüğünü ve kurun 1.7560 – 1.7630 aralığında hareket ettiğini izledik.

Merkez Bankasından gelen açıklamalar sonrasında düşüş eğilimine giren kurda görülen yatay seyrin Avrupa’daki gelişmelere bağlı olarak bir süre daha sürebileceğini düşünüyoruz. Takip edeceğimiz destek seviyeleri 1.7560, 1.7530 ve 1.7470’ken 1.7530’un kırılmasıyla aşağı yönlü hareketin devamı gelecektir. 

1650 dolar seviyelerine gerileyen altın ons fiyatında, 1665 direncinin geçilememesi hareketin yönünün tekrar aşağı çevrilmesine neden oluyordu. Geçtiğimiz güne baktığımızda, altında 1630’lu seviyelere doğru geri çekilme yaşandığını görüyoruz. Günü 1635 dolardan kapatan altında, takip edeceğimiz destek seviyeleri; 1630, 1620 ve 1610 şeklinde gözüküyor.  

Dar bir kanalda hareket eden endeksin yönü konusunda bugün yine Avrupa ve ABD tarafından gelecek verileri takip edeceğiz.

Avrupa tarafında PMI verileri beklenirken, ABD tarafında tarımdışı istihdam verileri ve işsizlik oranı önemli. Bu doğrultuda takip edeceğimiz direnç seviyeleri;  59600, 60000 ve 60300’ken destek olarak; 59250, 59000 ve 58800 seviyelerine dikkat edeceğiz.