BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,68
ALTIN 2.965,68
HABER /  GÜNCEL

Tek tıkla ekonomi gündemi

Ekofinans'la ekonomi gündemi başlıyor. Türkiye ve dünyanın önde gelen ekonomi haberlerini sizin için derledik.

Abone ol

Infinity Trading Corp.'un teknik analizine göre, altın fiyatları, flama olarak adlandırılan formasyonu yukarı yönde kırarsa, ons başına 1,700 doların üzerine çıkabilir.

İnfinity'nin başkanı Fain Shaffer, flama formasyonunun, fiyatlar için yukarı ve aşağı trend doğrularının bir üçgen oluşturacak şekilde kesişmeleri ya da birbirlerine yaklaşarak bir flama şekli almaları durumunda ortaya çıktığını ve bu formasyonda aşağı band 1,613 dolar ve yukarı band 1,681 dolar seviyelerinde olduğunu söyledi. Shaffer, ayrıca, fiyatların, New York vadeli altın kontratların dün 13 Nisan'dan bu yana ilk kez 20 günlük hareketli ortalamasını yukarı yönde kırmasının ardından ralli yapabileceğini belirtti.

Medford, Oregon'dan telefon yoluyla analiz yapan Shaffer, "Piyasa bir miktar güç gösterdi ve yukarı yönde kırma olabilir" dedi.

Dün Haziran vadeli altın kontratları New York Comex piyasada yüzde 1.1 yükselerek ons başına 1,660.50 dolardan kapandı ve 12 Nisan'dan bu yana en hızlı artışını gösterdi. Bu kontratın 20 günlük hareketli ortalaması 1,651 dolar yakınında. Fiyatlar bu ay yüzde 0.7 düştü.

YILDIZ: TÜRKİYE ENERJİDE ŞİKE YAPMALI!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, basının nükleer enerji konusunda taraf tutması gerektiğini vurguladı. Basının, Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları konusunda aykırı seslere karşı şike yapması gerektiğinin altını çizdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kayseri'deki ''Milliyet Kayseri ile buluşuyor'' etkinliğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yerli kaynaklarına ve yenilenebilir kaynaklarına ağırlıklı bir şekilde yöneldiği bir ortamda basına önemli bir görev düştüğünü vurguladı.

Enerji yatırımları konusunda basını taraf olmaya çağıran Yıldız, şunları söyledi:

''Manüplatif ve spekülatif olanlarını hariç tutuyorum, iyi niyetle zaman zaman eline tencere, tava alanlar var ve bir yerli kaynak aleyhine çalışanlar var. Burada ben basının tarafsız değil, tam tersi taraflı olmasından yanayım. Doğrusunun da böyle olduğuna inanıyorum. Aslında bu, karşısında objektif olacağımız bir konu değildir. Tehdit zaten yanlı bir tehdittir. O da ithalatla alakalı bir konu. Bakıyorum, cari açıkla, ithal enerjiyle alakalı tek doğrular sürekli konuşulabiliyor. Ama bunun çözümüyle alakalı konuşanların sayısının daha az olduğunu görüyorum. Türkiye, 3 tarafı denizlerle çevrili, 8 bin 484 kilometre kıyısı bulunan bir ülke, 46 enerji yatırımı talebi var, 46 tane de itiraz var. O zaman burada bir yanlışlık var. Bunda bir gariplik yok mu? Ben bunun, enerji kaynaklarına mı yoksa kalkınmaya mı itiraz olduğu üzerinde biraz tereddüt sahibi oldum.''

Fransa örneği

Fransa'da, yaklaşık 100 kilometre uzunluğundaki Loire nehri üzerinde 14 nükleer santral bulunduğunu hatırlatan Yıldız, şöyle konuştu:

''Orası Dünya Anıtlar Kurulu tarafından da koruma altına alınmıştır. Balık yetiştirilir, çıkan balıklar yenir, buna rağmen 14 tane nükleer santral vardır, hiç kirlenmez. Ama bizim Türkiye'de nükleer santral kuracağın zaman o su hemen kirleniverir. Dünyanın en fazla turist çeken şehri Paris'tir. Geçtiğimiz yıl 55 milyon turist çekmiştir. Paris'e yaklaşık 90 kilometre çapta 5 tane nükleer santral vardır. Oranın turistine bir şey olmaz, ama bizim turiste bir şeyler olur. Bunda da bir gariplik var. Oranın yeşili zedelenmez ama bizim yeşilimiz biter. Türkiye, büyümeye karar verdi. Büyümeyecekse zaten bir problem yok. Çayımızı, kahvemizi içip, rahatlıkla idare edebiliriz. Ama madem ki büyüyecek, Türkiye'nin büyüme hızı, tek başına yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının büyüme hızından daha büyüktür. O zaman enerji kaynaklarını çeşitlendirmek durumundayız. Yerli kaynaklarımıza sahip çıkışımız, subjektif yaklaşımları gerektirecek bir konudur. Bu konu karşısında tarafsız kalamayız.''

Türkiye'nin tarihi, kültür varlıkları, sit alanları, mera vasfını kaybetmemiş arazilerinin hassasiyet gerektirdiğini ve ülkenin zenginliği olduğunu vurgulayan Yıldız, ''Ama müsaade ederseniz, enerji kaynakları da bu ülkenin zenginliği. Dolayısıyla basınımıza düşen önemli bir görev var. Bu manada yanlı davranmak durumundadır. Türkiye'nin yerli kaynakları adına, biraz abartılı bir ifadeyle söyleyeyim, şike yapmak durumundadır basın. Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir kaynakları karşısında her birimizin hassasiyeti yüksek olacak ki, çevreyle, yeşille beraber bunları gerçekleştirelim. İmkanımız vardır ve biz bunu yapabilecek güçteyiz'' dedi.

Etkinliğe Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekilleri İsmail Tamer ve Yaşar Karayel, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de katıldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kayseri Dünya Ticaret Merkezi'nde açılan 2. Mobilya Fuarı'nı da gezerek stantlarda sanayicilerle sohbet etti.

ALİ SAMİ YEN'İN YERİNİ PARK YAPARIM!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Ali Sami Yen Stadı'nın yerine inşa edilecek projenin ortakları anlaşmazlıklarını bir türlü çözemeyince, Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, anlaşmazlığın devam etmesi durumunda orayı yeşil alan yapacağını söyledi.

Ali Sami Yen arazisi üzerindeki proje Bakan Bayraktar'ın TOKİ Başkanı olduğu dönemde yapıldı. Ancak sonrasında ortaklar arasındaki anlaşmazlık çözülemeyince taraflar mahkemeye gitti.

Konuya ilişkin Gazete Habertürk'ten Menekşe Ataselim'in sorularını yanıtlayan Bakan Bayraktar, "TOKİ Başkanı olduğunuz dönemde ihalesi yapılan Ali Sami Yen arazisindeki projenin ortakları Torunlar ve Aşçıoğlu arasında uzun süredir uzlaşmazlık var. Açıkladığına göre, Yaşar Aşçıoğlu size mektup yazmış. Durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?" yönündeki soruyu

"Ben öyle bir mektup okumadım. Böyle giderse orayı yeşil alan yaparım, onu söyleyeyim. Elimden gelirse yaparım. İhaleyi iptal ederim. Çok da keyif alırım o işten. Orayı yeşil alan yaparsak çok iyi olur. Zaten iş oraya doğru gidiyor. Çok yakında onların ihalesini iptal edersek şaşırmayın" şeklinde yanıt verdi.

Bakan Bayraktar, "Bu arsanın karşılığında yapılan Türk Telekom Arena için de “devletin parasıyla yapılıp bedavaya gelen stat” algısı var. Gerçekten öyle mi oldu?" yönündeki soruya ise "Sorular güzel de cevap vermek mecburiyeti var mı?" şeklinde yanıt vermeyi tercih etti.

SÜPER EMEKLİLİĞE SÜPER BAŞVURU!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Habertürk'ün haberine göre, İMKB'nin yeni yönetiminin emekli olmak isteyen borsa personeline fazladan 10 maaş ikramiye uygulamasına başkan yardımcıları da dahil 110 kişi başvurdu.

Başkan yardımcılarının da aralarında olduğu 110 kişi civarında borsa çalışanı emeklilik istedi. Bu uygulama İMKB Başkanı Turhan’ın kendi ekibini kurmak için elini rahatlattı.

Habertürk'ün haberine göre, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (İMKB) yeni yönetiminin aldığı kararla kurumdan emekli olmak isteyen borsa personeline kıdem tazminatı ve ‘hizmet ikramiyesi’nin yanı sıra 10 maaş da ikramiye verme uygulaması borsayı boşalttı.

110 başvuru oldu

Bilindiği gibi 2012 yılı başında İMKB yönetimi yapısında bir değişikliğe gidildi ve 7 kişiden oluşan İMKB yönetiminin 4’ü kamu tarafından atandı. 2012 başında İMKB Başkanlığı’na atanan İbrahim Turhan ve ekibinin aldığı karar sonrası 8 Şubat’ta yayınlanan genelgeyle emekli olmak isteyen borsa personeline yeni bir teşvik getirilmiş oldu. ‘Süper emeklilik’ olarak adlandırılan bu uygulamaya şu ana kadar 460 civarındaki borsa personelinden 110 başvuru geldiği öğrenildi.

3 başkan yardımcısı da emekli oluyor

Yani İMKB’nin yaklaşık 4’te 1’i emeklilik istemiş oldu. Normal şartlarda İMKB’den emekli olan bir personel kıdem tazminatının yanı sıra son ücreti üzerinden İMKB’de çalıştığı yıl kadar da hizmet ikramiyesi alıyor. Yeni yönetimin şubatta yayınladığı genelge ile İMKB personeli bütün bu sayılan imkânlarınn yanı sıra ekstra 10 maaş daha ikramiye alacak. Emeklilik başvurusu için son sürenin haziranda dolup dolmayacağını sorduğumuz İMKB Başkanı İbrahim Turhan, bu konuda İMKB yönetiminin yetkili kılındığını ve sürenin uzatılabileceğini söyledi.

‘Süper emekliliklik ile emekliliklerini isteyenler arasında normal personel dışında, başkan Turhan, isteyene yardımcıları ve birim müdürlerinin de olması dikkat çekiyor. Bu dönemde Kotasyon ve İstatistik’ten Sorumlu Başkan Yardımcısı Esin Akbulut, Bilgi İşlemden Sorumlu Başkan Yardımcısı Canan Okan, Üye İşleri ve Risk Yönetiminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Emin Ali Gündüz ve bazı birim müdürleri de emekliliğini isteyenler arasında yer alıyor. Başkan yardımcıları ve birim müdürlerinin emekliliğini istemesinin İMKB’nin yeni başkanı İbrahim Turhan’ın da kendi ekibini kurması için elini rahatlattığı belirtiliyor.

Zaten Başkan Turhan’ın da emeklilik isteyen başkan yardımcılarına beraber çalışmak istemediğini bildirdiği ifade ediliyor. İMKB yönetiminin şubatta yayınladığı genelgenin ardından tek sorun ‘süper emeklilik’in İMKB bütçesinde yer almamasıydı. İMKB’nin dünkü genel kurulunda bu sorunun da aşıldığı öğrenildi.

GEÇEN HAFTANIN YURTİÇİ PİYASALAR ÖZETİ

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Haftayı hisse senetleri geçen haftayı yüzde 0,79 oranında artışla kapattı. Haftalık bazda ABD dolarının satış fiyatı yüzde 1,90, avro ise yüzde 1,27 oranında azaldı. Ve diğer veriler...

Geçtiğimiz haftayı hisse senetleri değer kazanarak, altın ise kayıpla tamamladı.

Haftayı 60 bin puanın üzerinde kapatan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) 100 Endeksi, hafta boyunca karışık bir seyir izledi.

Salı günü haftaya yüzde 0,92'lik kayıpla 59.571,57 puandan başlayan endeks, çarşamba günü ortalama yüzde 0,39 oranında yükseldi. Endeksin perşembe günkü artışı yüzde 1,23'ü bulurken, haftayı 60.596,68 puandan tamamladı. Böylece endeks haftalık bazda yüzde 0,79 değer kazandı.

İMKB 100 Endeksi hafta boyunca ABD ve Avrupa piyasalarındaki gelişmeler paralelinde bir seyir izledi ve dışarıdan gelen haberlerle yön bulmaya çalıştı.

Özetle piyasalar

İMKB Tahvil ve Bono Piyasasında geçen hafta aşağı yönlü bir seyir gözlendi. Türk Lirası karşısında haftalık bazda dolar ve avro değer kaybetti.

Hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 0,79 oranında değer kazandı. 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı yüzde 0,42 oranında, Cumhuriyet altınının satış fiyatı yüzde 0,47 oranında azaldı.

Yatırım fonlarından borsa yatırım fonları, hisse senedi yoğun, ve karma fonlar, para piyasası, tahvil bono fonları değer kazanırken, uluslararası, emtia, fon sepeti değer kaybetti. Önceki hafta sonundaki oranlara göre, 1 aylık mevduat faizinin haftalık net getirisi yüzde 0,10, haftalık reponun net getirisi de yüzde 0,16 olarak gerçekleşti.

Borsa endeksleri

İMKB 100 Endeksi, hafta boyunca 473,78 puan artarak 60.122,90 puandan 60.596,68 puana yükseldi. Hisse senetleri haftalık bazda yüzde 0,79 oranında yükseldi.

İMKB Mali Endeks 264,01 puan azalarak 85.180,32 puandan 84.916,31 puana gerilerken, İMKB Sanayi Endeksi 1.003,67 puan artarak 53.550,05 puandan 54.553,72 puana, İMKB Hizmetler Endeksi 915,59 puan artarak 40.047,17 puandan 40.962,76 puana yükseldi. Böylece, haftalık bazda mali grup hisseler ortalama yüzde 0,31 oranında değer kaybederken, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 1,87 oranında, hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 2,29 oranında değer kazandı.

Haftanın en fazla kazandıran kağıdı Brisa oldu

Geçen hafta en yüksek oranlı artış yüzde 39,96 ile Brisa hisselerinde oldu. Yüzde 18,36 oranındaki artışla Bilici Yatırım, yüzde 16 oranındaki artışla Doğan Holding üçüncü sırada yer aldı.

Geçen hafta en fazla değer kaybeden hisse ise yüzde 35,17 gerilemeyle Doğusan oldu. Mango Gıda hisseleri yüzde 19,51'lik düşüşle ikinci, Çelik Halat hisseleri yüzde 14,18'lik düşüşle üçüncü sırada yer aldı.

İMKB şirketlerinin piyasa değeri yükseldi

İMKB'de geçen hafta sonu itibariyle şirketlerin toplam piyasa değeri önceki haftaya göre 4 milyar lira artarak 453 milyar liraya yükseldi.

Borsanın en değerli şirketi 27 milyar 887 milyon 999 bin 439 lira ile Garanti Bankası olurken, bu şirketi 27 milyar 510 milyon 467 lira ile Türk Telekom ve 26 milyar 799 milyon 999 bin 237 lira ile Akbank takip etti.

Döviz türleri değer kaybetti

Geçen hafta Türk Lirası karşısında döviz türleri değer kaybetti. İstanbul serbest piyasada önceki hafta sonuna göre ABD Dolarının Türk Lirası satış fiyatı 0,0340 lira ve yüzde 1,90 oranında azalarak 1,7600 liraya, avronun satış fiyatı 0,0300 lira ve yüzde 1,27 oranında azalarak 2,3330 liraya, İngiliz Sterlini'nin satış fiyatı 0,0300 lira ve yüzde 1,03 azalarak 2,8700 liraya, İsviçre Frangı'nın satış fiyatı 0,0150 lira ve yüzde 0,76 azalarak 1,9600 liraya geriledi.

Altın geriledi

Haftalık bazda, Kapalıçarşı'da alınıp satılan 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı yüzde 0,42 oranında, Cumhuriyet altınının satış fiyatı yüzde 0,47 oranında azaldı.

Cuma günü kapanış itibariyle külçe altının gram satış fiyatı 94,10 lira, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da 632,00 lira oldu.

Yatırım fonları

Geçen hafta borsa yatırım fonları yüzde 0,74 oranında, bireysel emeklilik fonları yüzde 0,05 oranında, gruplara yönelik emeklilik fonları yüzde 0,22 oranında, fon sepeti yüzde 0,22 oranında, hisse senedi yoğun fonlar yüzde 0,75 oranında, yatırım fonları karma 0,39 oranında artarken, emtia yatırım fonları yüzde 0,93 oranında, uluslararası yatırım fonlar yüzde 1,26 oranında değer kaybetti.

Tahvil-bono-faiz-repo

İMKB Tahvil ve Bono Piyasasında oluşan ağırlıklı ortalamalar üzerinden yapılan hesaplamalara göre, çeşitli vadelerdeki kağıtların haftalık net getirileri yüzde 0,15 ile yüzde 0,22 arasında oldu.

Geçen hafta, mevduat faizlerinin ortalamalarında herhangi bir değişim olmadı. Önde gelen ve değerlendirmeye alınan 10 kamu ve özel bankanın faiz oranlarının ortalamaları üzerinden yapılan hesaplamalara göre, bir önceki hafta sonu geçerli olan oranlar itibariyle 1 ay vadeli mevduat faizinin haftalık net getirisi yüzde 0,11'i buldu.

Önceki hafta sonunda İMKB Repo Ters Repo Pazarı'nda ağırlıklı ortalama faizi yüzde 9,68 dolayında bulunan haftalık reponun net getirisi de yüzde 0,16 olarak gerçekleşti.

KÖLELİĞİN YENİDEN DOĞUŞU: MOBBİNG

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi verilerine göre, "Alo 170" hattına, yaklaşık bir yıllık süre içerisinde "mobbing"le ilgili 2 bin 865 başvuru yapıldı. Kamuda en fazla başvuruyu hastane çalışanlarının yaptığı belirlendi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Başkanlığı'nın, “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” konulu genelgesinin 19 Mart 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, bu konudaki şikayetleri dinleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi “Alo 170” hattına gelen çağrılar, Mobbing ile Mücadele Derneği tarafından kamuoyuna duyuruldu.

“Alo 170” istatistiklerine göre, hatta, yaklaşık bir yıllık süre içinde, kamudan 1143, özel sektörden ise 1722 çağrı geldi.

Toplam 2 bin 865 başvurunun yüzde 47'si kadınlar, yüzde 53'ü erkekler tarafından yapıldı.

Kamuda 385 kişi, bilgi ve destek almak için “Alo 170” hattını arayarak iş yerinde psikolojik tacize uğrayıp uğramadığını öğrenmek istedi. Kamuda en fazla başvuru, yüzde 17,06 oran ve 195 kişi ile hastanelerden yapıldı.

Hastaneleri, 168 kişiyle Milli Eğitim Bakanlığı, 91 kişiyle üniversiteler, 48 kişiyle Türk Silahlı Kuvvetleri, 31 kişiyle Emniyet Genel Müdürlüğü, 22 kişiyle Adalet Bakanlığı, 19 kişiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 17 kişiyle bankalar, 13 kişiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çalışanları izledi. Geri kalan 154 çağrı ise diğer kurumlardan yapıldı.

Özel sektörde ise 582 kişi iş yerinde maruz kaldığı davranışların “mobbing” olup olmadığını merak etti.

Sanayi sektöründen 290, mağazalardan 171, özel hastanelerden 130, taşeron şirketlerden 79, turizm sektöründen 57, hizmet sektöründen 53, iletişim ve bankacılık sektörlerlerinden 50'şer, inşaat sektöründen 49 ve diğer sektörlerden 211 kişi “Alo 170” hattını çevirerek, sorunlarına çare aradı.

'Mobbing insanların hayatını bitiriyor'

Mobbing ile Mücadele Derneği Başkanı Hüseyin Gün, bu tablonun Türkiye'de “mobbing” konusundaki farkındalığın arttığını gösterdiğini söyledi. Farkındalıkla birlikte iş yerinde psikolojik tacizin boyutlarının da her geçen gün artığını savunan Gün, derneklerine bugüne kadar 20 bin 500 başvuru yapıldığını, bu kişilere telefon, mail ortamı veya yüzyüze görüşmeyle yardımcı olmaya çalıştıklarını ifade etti.

Derneğe yapılan başvuruların yüzde 60'ının kadın, yüzde 40'ının ise erkeklerden geldiği bilgisini veren Gün, şikayeti gerçekleştiren kişilerin yaş aralığının 25-45 olduğunu söyledi. Gün, “Bu, çalışanların en verimli dönemlerinde sorunlara maruz kaldığını gösteriyor” dedi.

Mobbing” ile ilgili yeterli yasal düzenleme bulunmamasının önlerindeki en büyük engel olduğuna vurgu yapan Gün, “Mobbing, ne yazık ki insanların hayatını bitiriyor. Alo 170 hattı aracılığıyla devlet de işin içine girmiş oldu. Bu, elbette çok sevindirici bir durum” dedi.

HÜSNÜ ÖZYEĞİN İLE IKEA BANKA KURUYOR

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Finansbank'ı Yunanlılara sattıktan sonra uzun süre Avrupa ve Rusya'da bankacılık faaliyetlerine Credit Europe Bank ile devam eden Özyeğin, dünyaca ünlü bir markayla ortak finans şirketi kuruyor.

İsveçli perakende devi IKEA ile masaya oturan Özyeğin, ortak banka konusunda anlaştı. Özyeğin’in IKEA ile birlikte kuracağı ortaklık İsveçli şirketin Lüksemburg’da 2006 yılından bu yana faaliyette bulunan finans kolu IKANO Bank ile gerçekleştirilecek.

Moscow Times Gazetesi’nin de yer verdiği haberde yeni kurulacak bankanın önce IKEA’nın finans işlemlerini yürüteceğini ve IKEA müşterilerine yönelik çalışacağını söyleyen IKANO Bank Genel Müdürü Bo Liljegren, “Önümüzdeki yıllarda operasyonlarımız genişleyecek” dedi. Liljegren’in verdiği bilgiye göre, iki ortak önce banka müşterileri için puan, müşteri ve kredi kartı işlemleri gerçekleştirecek. Ortaklar daha sonra normal banka işlemi için büyüme planını hayata geçirecek .

Yüzde 50-50 olacak

Tüm bu işlemlerin 2 yıllık bir sürede tamamlanacağını söyleyen Liljegren, ortaklığın Özyeğin’in bankası Credit Eurpoe Bank ile yüzde 50-50 olacağını belirterek, “Rusya için kesinlikle farklı ve yeni iş fırsatlarıyla da ilgileneceğiz” diye konuştu. IKANO Bank, Almanya ve İskandinav ülkelerinde tüm bankacılık işlemlerine yönelik çalışmalar yürütüyor. Daha önce benzer uygulamayı Rusya’ya Migros’un kolu Ramstore’ları alarak giren Fransız perakende devi Auchan gerçekleştirmişti. Rus basını yeni ortaklığın BMW Bank, Toyota Bank, Mercedes-Benz Bank ve Volkswagen Bank gibi oluşumlar gibi çalışacağını belirtti.

Rusya'da 23 şubesi var

Bankacılık sektörünün önemli isimlerinden Hüsnü Özyeğin, yurtdışındaki bankası Credit Europe Bank aracılığıyla Millenium Bank’ın Türkiye birimini 2010′da satın almıştı. Özyeğin, bankanın yüzde 95′ine 62 milyon euro ödemişti. 1994′te Hollanda’da kurduğu Credit Europe Bank halen 11 ülkede faaliyet gösteriyor. 225 şubesi ile toplam 6 bin 945 çalışanı bulunan bankanın 14 bin 500 satış noktası, 475 ATM’si var. Halen Belçika, Almanya, Malta ve Dubai’de şubeleri bulunan bankanın İsviçre, Rusya, Romanya ve Ukrayna’da iştirakleri bulunuyor. Eylül 2011 sonu itibarıyla, aktif büyüklüğü 10.5 milyar euro olan bankanın, Rusya’da 50′den fazla kentte 123 adet şubesi bulunuyor. Otomobil kredilerinde Rusya’nın 6′ncı, kredi kartlarında ise 10′uncu sırasında yer alıyor. 

OTOMOBİLDE BAHAR KAMPANYALARI BAŞLADI!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Daralan zorlu pazar şartlarında satış paylarını korumaya ya da artırmaya çalışan otomobil firmalarının kampanyaları kızıştı.

Baharın gelmesiyle birlikte otomobil şirketleri arka arkaya kampanya düzenlemeye başladılar. Türk otomobil pazarında faaliyet gösteren yerli ve yabancı firmalar, ''kur sabitleme, peşin fiyat indirimi, uzun vadede sıfır faiz, hatta sıfırın altında faiz imkanı'' gibi cazip fırsatlar sunuyor.

Citroen

Citroen, C4 ve C5 modellerinde, 24 bin TL krediyi 24 ay vadeli yüzde ''0'' faiz ya da peşin alım avantajı, Berlingo'da ise 15 bin TL'ye kadar 15 ay vadeli yüzde ''0'' faiz ya da peşin indirim avantajı sunuyor.

Fiat

Fiat, nisan ayı boyunca ''Linea, Punto Evo, Grande Punto ve Punto S6'' modellerine, 2 yıl vadeli 20 bin TL kredi ve yüzde ''0'' faiz, ''Panda, Fiat 500, Palio Sole ve Albea Sole'' modellerine, 15 ay vadeli 15 bin TL kredi ve yüzde ''0'' faiz avantajıyla sahip olma imkanı tanıyor. Ayrıca nisan sonuna kadar ''Bravo dizel, benzinli fiyatına'' satılıyor.

Otomobillerde geçerli olan kampanya indirim oranları ise Palio Sole ve Albea Sole'de yüzde 7, Punto Evo ve G.Punto'da yüzde 7, Punto S6'da yüzde 4, Linea dizelde yüzde 11, Linea benzinlide yüzde 5, Bravo dizel 105 HP'de yüzde 12 olarak uygulanıyor.

Bu ay kredi imkanından yararlanmak istemeyen müşterilere yüzde 6'ya varan ilave indirim yapılıyor.

Ticari araçlarda da 2 yıl vadeli 20 bin TL ve yüzde ''0'' faiz avantajı sunuluyor. İster kredili ister nakit alımlarda Fiorino Combi/Combimix, Doblo Classic Combi modellerinde yüzde 11, Yeni Doblo, Pratico ve Fiorino Cargo modellerinde ise yüzde 8 indirim yapılırken, ''Fiat Ticari Araç Günleri'' kapsamında ''Yeni Doblo Combi, Fiorino Combi ve Fiorino Combimix'' modellerinde ekstra bin TL indirim yapılıyor. Nakit alımlarda, yüzde 6 indirim imkanı, tüm ticari araçlar için de geçerli.

Ford

Ford binek araçlardaki kampanyasını, ''Tüm fırsatları dört modelde topladık, vadeyi 4 yıla böldük, aylık taksitleri 400 TL'ye düşürdük ve çarpıcı teklifimize 4 yıl garanti verdik'' şeklinde özetliyor.

Ticari araçlarda ise Ford Transit ve Transit Connect, 20 ay vadeli 24 bin TL kredi ve yüzde ''0'' faiz fırsatı sunuyor.

Nissan

Nissan'ın, Micra, Note, Juke ve Qashqai modellerinde yüzde ''0''dan başlayan kredi seçenekleri sunan bahar kampanyası dikkati çekiyor. Crossover segmentinden Qashqai modeline sahip olmak isteyenlere 18 bin TL için 18 ay boyunca yüzde ''0'' faiz ile kredi kullanma fırsatı sunuluyor.

Juke modeli için ise kampanya kapsamında 13 bin TL için 13 ay boyunca yüzde ''0'' faiz ile kredi kullanma şansı bulunuyor.

Binek araç segmentindeki Micra ve Note modellerinden birine sahip olmak isteyenler de 10 bin TL kredi kullandıkları takdirde 12 ay için yüzde ''0'' faiz ile ödeme fırsatı yakalayacaklar.

Kampanya kapsamındaki modellerden Nissan Micra 30 bin 764 TL, Nissan Note 35 bin 520 TL, Nissan Juke 43 bin 362 TL, Nissan Qashqai 51 bin 341 TL, otomatik vites Qashqai 61 bin 469 TL, Nissan Qashqai 2 ise 65 bin 269 TL'den başlayan anahtar teslim satış fiyatlarına sahip.

Hyundai

Hyundai, Accent Blue'de 10 ay vadeli 15 bin TL krediyi yüzde ''0'' faiz, i20'de 3 bin 500 TL'den başlayan peşinat seçenekleri ve Hyundai Kasko'da avantajlı fiyatlar, ix35'te 36 ay vadeli 36 bin TL krediyi yüzde 0,89 faiz, Elantra'yı 30 ay vadeli 30 bin TL krediyi yüzde 0,89 faizle satışa sunuyor.

Renault

Renault, bin 500 TL aylık ödeme planıyla ''sıfırın altında faiz kampanyası''ndan yararlandırıp, 12 ay vadeli 18 bin TL kredi seçeneği ile kredi geri ödemesini, 17 bin 500 TL'ye çekiyor.

Aylık bin TL ödeme planı seçildiğinde ise 18 ay vadeli 18 bin TL krediye yüzde ''0'' faiz imkanı tanınırken, bin TL'den düşük aylık ödeme planı tercih edildiğinde de yüzde 0,89 sabit faiz uygulanıyor.

Ayrıca, Trafic ve Master için özel olarak 24 ay vadeli 24 bin TL kredi yüzde ''0'' faiz ve artı nakit indirim fırsatları sunuluyor.

Peugeot

Peugeot, Bipper Tepee'de 18 ay vadeli 18 bin TL kredi yüzde ''0'' faiz ya da peşin alımlarda cazip indirimler, Partner Tepee'de 20 ay vadeli 20 bin TL kredi ve yüzde ''0'' faiz ya da peşin alımlarda cazip indirimler sunuyor.

Peugeot, ayrıca dosya masrafsız 45 bin TL kredi için yüzde 0,89 faizle 36 ay boyunca bin 512 TL ödeyerek RCZ sahibi olma imkanı tanıyor.

Volkswagen

Volkswagen, Passat ve Passat Variant 1,4 TSI 122 PS Comfortline Manuel benzinli araçlarda ortalama yüzde 4 oranında fiyat indiriminden 14 Mayıs 2012 tarihine kadar yararlanma imkanı tanıyor.

Golf ve Jetta modelleri için de 7 Şubat'ta başlatılan fırsatlar devam ediyor. Golf ve Jetta'nın manuel şanzımana sahip benzinli motor seçeneklerinde yüzde 4'e varan, manuel şanzımana sahip dizel motor seçeneklerinde ise yüzde 2,5'a varan indirim sürüyor.

Touareg modelinde ise 7 Aralık 2011 tarihinde başlatılan 1 Avro'nun 2,19 TL'ye sabitlendiği kampanya 30 Nisan 2012 tarihine kadar devam ediyor. Ayrıca, tüm Scirocco ve Tiguan modellerinde de 1 Avro 2,19 TL'ye sabitlendi.

AKBABA: UYANAMADIM BAKANIM!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Enerji Bakanı, hasta diye toplantıya gelmeyen bölge müdürünü aradığında, "Uyanamadım, hemen geliyorum" yanıtını duyunca sinirlendi. Bakan Akbaba'ya "Sen yine de bir doktora görün!" dedi.

Enerji Bakanı Taner Yıldız, geçen hafta BOTAŞ’ın Ankara- Yapracık’taki tesislerinde gerçekleşen brifinge ev sahibi konumunda bulunmasına karşın katılmayan Doğalgaz İşletmeleri Bölge Müdürvekili Mustafa Akbaba’ya tepkisini ince bir mesajla gösterdi. Bakan Yıldız, BOTAŞ üst yönetimine, Mustafa Akbaba’nın nerede olduğunu sordu. BOTAŞ yönetimi, ‘hasta’ karşılığını verdi.

'Sabah kalkamadım'

Habertürk'ün haberine göre, Yıldız, “Geçmiş olsun” dileğinde bulunacağını belirterek, Akbaba’nın telefonla kendisine bağlanmasını istedi. Akbaba ile bağlantı kuruldu. Bakan Yıldız, “Geçmiş olsun, neyin var?” diye sordu. Akbaba, “Hayır sayın bakanım, hasta değilim; sabah kalkamadım. Hemen şimdi geliyorum” karşılığını verdi. Yıldız da “Gelmene gerek yok. Sen yine de bir doktora görün” diyerek, Akbaba’ya tepkisini dile getirdi. Mustafa Akbaba’nın bir süredir yakınlarının bazı sağlık sorunlarıyla ilgilendiği öğrenildi.

İSTİHDAM İÇİN ÖDÜL ALDI, İŞÇİLERİ KOVDU!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

TBMM'den sağladığı istihdam nedeniyle üstün hizmet ödülü alan yatırımcı Aynur Bektaş'ın işten attığı işçilerine kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemediği ortaya çıktı.

Aynur Bektaş’ın işten attığı işçilerine kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemediği ortaya çıktı.

İstihdama yönelik yatırımları nedeniyle TBMM’den üstün hizmet ödülü alan yatırımcı Aynur Bektaş’ın, sahibi olduğu Hey Tekstil fabrikasından işten çıkardığı 640 işçiye kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemedi. Çalışma ve Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İstanbul Bölge Müdürlüğü’nün Bektaş’ın sahibi olduğu firmaları uyardığını belirterek, “Adı geçen işyerinde daha önce de denetimler yapıldı. Fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve ücretlerin zamanında ödenmemesi gibi kanuna aykırılıklar tespit edilerek işverene idari para cezası uygulandı” dedi. İşten çıkartılan işçiler ise TBMM’ye başvurarak Bektaş’a verilen ödülün geri alınmasını istedi.

Maaşları geç yatırmış

İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel’in yazılı soru önergesine yanıt veren Bakan Çelik, TBMM’den ödüllü Aynur Bektaş’ın sahibi olduğu Hey Tekstil’den çıkartılan 640 işçi ile ilgili çarpıcı bilgiler açıkladı. Çelik’in yanıtı, Hey Tekstil firmasının işçi hakları konusunda sicilinin hayli kabarık olduğunu gözler önüne serdi. Çelik, Hey Tekstil’in 10 Mart 2009, 16 Şubat 2011 ve 23 Eylül 2011 tarihlerinde yapılan denetimler sonucunda, “fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve ücretlerin zamanında ödenmemesi” gibi nedenlerle idari para cezasına çarptırıldığını bildirdi. Çelik, “Hey Tekstil ve aynı kişiye ait Heyteks firmalarından yaşanan işten çıkarmalar üzerine İstanbul Bölge Müdürlüğü’nün firmaya “toplu olarak işten çıkarılan işçilerin ihbar ve kıdem tazminatlarının yeniden hesaplanması, halen çalışmakta olan işçiler ile iş sözleşmeleri feshedilmiş olan işçilerin birikmiş ücretlerinin ödenmesi, firma tarafından iş sözleşmeleri feshedilmiş olan işçilerin ise ihbar ve kıdem tazminatlarının İş Kanunu’nun ilgili maddelerine uygun bir şekilde yeniden hesap edilmesi” yönünde tebligatta bulunulduğunu söyledi. Bakan Çelik açıklamalarını şöyle sürdürdü:

15.03.2011 tarihli yazı ile Hey Tekstil unvanlı firmaya, 15.03.2012 tarihli yazı ile ise Heyteks Tekstil San. ve Paz. A.Ş. unvanlı firmaya İş Kanununun toplu işçi çıkarma ile ilgili hükümlerine aykırılık nedeniyle sırasıyla 88.650 TL ve 39.650 TL idari para cezası uygulandığı anlaşılmıştır. İş Teftiş Kurulu Başkanlığına intikal eden başvurular üzerine, Bakanlığımız iş müfettişlerince gerekli denetim yapılmıştır. Aynı konuda, adı geçen işyerinde çalışan işçilerden İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne başvuruda bulunan 188 işçinin dilekçeleri incelenmiş ve inceleme sonuçları kendilerine yazılı bildirimle tebliğ edilmiştir.

Aynur Bektaş’a ise yurtdışında olduğu için ulaşılamadı.

İşçiler ayladır eylem yapıyor

Hey Tekstil ve Heyteks firmalarının sahibi Aynur Bektaş’a, Batman, Çankırı, Kastamonu, Nevşehir ve İstanbul’da açtığı fabrikalarda 2600 kadını istihdam ettiği için TBMM Üstün Hizmet Ödülü verilmişti. Ancak Bektaş’ın açtığı bu fabrikalarda işçiler ücretlerini alamama ve toptan işten çıkarmayla karşı karşıya kaldı. İşten çıkartılan işçiler TBMM’ye başvurarak Bektaş’a verilen ödülün geri alınmasını istedi. Ayrıca İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de TBMM Başkanlığına başvurarak, “Devlet imkânlarıyla kurulan bu fabrikalarda işçiler, asgari ücretle, sendikasız, insan onurunu zedeleyen, uzun, ağır ve kötü koşullarda çalıştırılmıştır. İşçilerden Batman’da 220, İstanbul’da ise 420′si toplu biçimde, hukuka aykırı olarak işten çıkarılmıştır. Batmanlı işçiler 8 aydır, İstanbul’daki işçiler 4 aydır gasp edilen haklarını alabilmek için mücadele etmekte olup, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na da başvuruları bulunmaktadır. Belirtilen hususlar göz önüne alınarak HEY Tekstil AŞ’nin sahibi Aynur Bektaş’a verilen TBMM Üstün Hizmet Ödülü’nün geri alınması hususunu saygılarımla arz ve talep ederim” dedi.

EN ZENGİNLER HANGİ OTOMOBİLLERE BİNİYOR?

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Forbes'ın listesinden düşmeyen dünyanın en zenginlerinin bindiği otomobiller genelde milyon dolarlık araçlar, ama bazıları da şaşırtıcı şekilde ucuz. 1500 dolara otomobili olan dolar milyarderi bile var.

Spot ışıkları altında yaşayan Forbes zenginleri her tercileri ile yakından takip ediliyorlar. Meraklıları için zenginler listesinin müdavimlerinin otomobil tercihleri

Forbes listesine göre dünyanın en zengin adamı Telekom devi Carlos Slim Helu’nun seçimi Bentley Continental. Slim otomobili 300 bin dolar ile pek çok ev fiyatından yüksek.

Bill Gates Porsche'yi tercih ediyor

Silikon Vadisinin devi Bill Gates ise 959 Coupe Porsche’yi tercih ediyor. Dünya üzeirnde sadece 203 adet olan otomobil 400 bin doları buluyor.

Wal Mart’ın kraliçesi Alice Walton dünyanın en zengin ikinci kadını. Onun seçimi biraz daha mütevazi. 2006 model Ford F-150King Ranch kamyoneti tercih eden Walton aracı 40 bin dolar.

Suudi prens 246 bin dolarlık araca sahip

Suudi Prens Alwaleed Bin Talal Alsud kraliyet ailesine yakışan bir tercih yapmış. Rolls-Royce Phantom kullanan Prens aracı için 246 bin dolar ama kraliyet ailesini uyum sağlaması için yapılan eklemeler ile fiyat 447 bin dolara çıktı.

IKEA'nın kurucusu 1500 dolarlık arabaya biniyor

Listenin beklide en gösterişsiz otomobili cimriliği ile ün yapmış IKEA’nın kurucusu Ingvard Kamprad’a ait. Bloomberg zenginler listesinin zirvesinde yer alan Kampard1993 model Volvo’su için 1500 dolar ödemiş.

New York şehri Belediye Başkanı ve finans verisi devi Michael Bloomberg’in tercihi Audi R8. 120 bin dolar olan otomobil 3.2 saniyede sıfırdan 60 mph’a çıkabiliyor.

Oracle'ın sahibi 4 milyon dolarlık McLaren'e sahip

Oracle’ın sahibi Larry Ellison otomobil düşkünlüğü ile de bilinse de vazgeçmediği otomobili McLaren F1. 1998 yılında dünyanın en hızlı otomobili ilan edilen McLaren, artık üretilmiyor bulanlar ise 4.1 milyon dolar ödemek zorunda.

Geçtiğimiz günlerde prostat kanseri olduğunu açıklayan piyasaların yaşlı kurdu Warren Buffett yatırımcıları tercihi olan Cadillac DTS kullanıyor. Amerikan otomobilinin satış fiyatı 45 bin dolar.

Dizüstü bilgisayar denildiğinde ilk akla gelen markalardan Dell’in kurucusu Michael Dell 80 bin dolarlık 2004 yılı yapımı Porsche Boxter kullanıyor.

Dünyanın en zenginleri listesinde yer alan Microsoft’un yöneticilerinde Steve Ballmer çevre dostu Ford Hybrid Fusion’ı tercih ediyor. Otomobilin fiyatı ise 19 bin dolar.

Nike’ın kurucusu Phil Knight 120 bin dolarlık Audi R8’i tercih ediyor.

Google'ın tercihi Toyota Prius

Google'ın yönetimi ise çevreci markaları tercih ediyor. Ortak tercih 11 bin dolarlık Toyota Prius.

MUŞ, LALE KOLONYASI İHRAÇ EDİYOR

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Kolonya üreticisi Hamit Aslan, Muş Ovası'nda yetişen ve Muş'un simgesi olarak bilinen, ilkbaharda eşsiz güzelliğiyle doğaya renk katan Muş lalesinden elde edilen kolonyaya, büyük rağbet olduğunu söyledi.

Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı'na (DAKA) sunduğu projenin kabul edilmesiyle, 2009 yılı nisan ayında kolonya üretimine başladığını belirten Aslan, fabrikasında başta lale kolonyası olmak üzere, günlük 3 ton evsel temizlik malzemesi ürettiğini kaydetti.

Hedeflerinin günlük 10 ton üretim yapmak olduğunu kaydeden Aslan, şöyle devam etti:
Başta deterjan olmak üzere evsel temizlik ürünlerini burada üretiyoruz. Bunun yanında ıslak mendil ve özellikle lale kolonyası üretiminde çok iddialıyız. Muş lalesinden, kolonya üretimimiz devam ediyor. Hem Muş'un tanıtımına katkıda bulunmak hem de laleyi dünyaya tanıtmak için, yeni bir ürün ortaya çıkarma girişimde bulunduk.

Ürettiğimiz ürünler, iç piyasa ve yurt dışında rağbet görüyor. Hedefimiz büyük ancak mekanımız çok küçük. Daha büyük bir yer tahsis edersek, daha fazla ihracat yapabiliriz. Hedefimiz 2012 yılında ihracatta, 1 milyon doları yakalamak. İnşallah Sayın Valimizden biraz daha destek alır ve yer tahsisi yaparsak, hedefimize ulaşma imkanımız olacak.

Gürcistan'da kolonya mağazası açtık

Muş lalesinden üretilen kolonyanın, Türkiye'nin İstanbul, İzmir, Kuşadası gibi illerinde satışa sunulduğunu dile getiren Aslan, kolonyanın iç piyasada olmayan ve ilk defa üretilen bir ürün olması sebebiyle büyük rağbet gördüğünü kaydetti.

Gürcistan'da ilk kolonya mağazasının açtıklarını belirten Aslan, şunları ifade etti:
Lale kolonyası insan sağlığına zararlı değil. Aksine bu kolonya, alerjiye karşı etkili olduğu için, çok tutuluyor. Gürcistan'da ilk kolonya mağazamızı açtık. Çünkü Gürcistan'da bugüne kadar kolonya kültürü yoktu. Kolonya kültürünü, oraya biz götürdük.

İnsanlar orada kolonyanın ne olduğunu bilmiyorlardı. İlk etapta bunun zorluklarını yaşadık ama şu anda müthiş derecede geri dönüşü var. Bu da bizi oldukça mutlu ediyor. Hedefimiz Azerbaycan ve Ermenistan ile ihracatı daha çok geliştirmek. Şu anda bu ülkelere ihracatımız var ama hedefimiz daha da ileriye götürmek.

Sıcak satış yapmak adına mağaza açma hedeflerinin olduğunu bildiren Aslan, geçtiğimiz günlerde Muş Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) heyetiyle, Gürcistan'a gittiklerini ve ziyaret kapsamında, Batum'da ilk mağazalarını açtıklarını ifade etti.

Aslan, “İnşallah Tiflis ve Bakü de mağaza açmayı düşünüyoruz. Bunları yaparken, işe 3 kişiyle başladık. Şu anda 26 kişiyle çalışıyoruz. Fabrikamızı daha geniş bir yere taşırsak bu sayıyı 40 kişiye çıkaracağız. Bu da Muş için büyük bir istihdam olacak” dedi.

Muş'ta daha güzel yatırımcılar olacak

Muş'taki Kolonya Fabrikası'nı gezen ve fabrika hakkında bilgiler alan Muş TSO Başkanı Şihmus Sinecem ise Yeni Teşvik Yasası'nın çıkmasıyla Muş'ta çok daha güzel yatırımların olacağını söyledi.

İş adamlarıyla yurt dışına gezi düzenlediklerini kaydeden Sinecem, Aslan'ın Gürcistan'da mağaza açtığını, toptan satış yapmak için bayilik aldığını ifade etti.
Aslan, şöyle konuştu:

İnanıyoruz ki bu imalat, çok yakın zamanda iyi yerlere gelecek. Hedefimiz sadece Türkiye değil, dünyanın her yerine açılmaktır. Artık tüketici değil, üretici olacağız. Muş'ta tekstil ve mobilya sektöründe ihracat devam ediyor. Yeni Teşvik Yasası'nın, kente çok iyi yatırımcı getireceğine inanıyoruz. Bölgemiz her zaman üretken. Ancak şartlar el vermedikçe, bazı zorluklarla karşı karşıya kalıyoruz.

Devletin verdiği destekle, Muş'un bölgede çok iyi yerlere geleceğini göreceğiz. Orta Doğu'ya ihracat yapacak sanayimizin alt yapısı, çok güzel oluştu. Bölgeye çok ciddi bir yatırım gelmesi şart. 2023 hedefini yakalayabilmek için, Yeni Teşvik Yasası büyük katkı sağlayacak. Bugün giyim sektöründe, Amerika, Almanya, İsviçre ve Fransa'ya ihracat yapılıyor. Bunun daha da gelişmesi için çaba sarf ediyoruz.

TARIM ARAZİLERİNİN TOMOGRAFİSİ ÇEKİLDİ!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Mehmdi Eker, Türkiye'deki tarım arazilerinde hangi ürünlerin hangi verimlilik düzeyinde yetiştirilebileceğini bildiklerini belirterek, bunu 2 yılda 200 teknik elemanın çalışması sonucu ortaya çıkan 527 milyon data sayesinde olduğunu söyledi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, ''Bizim hesaplamalarımıza göre, pamuk üreticisi 100 lira harcadıysa biz bunun 40 liraya yakın kısmını destek olarak veriyoruz'' dedi.

Bakan Eker, Gaziantep'te Ticaret Borsası tarafından düzenlenen ''2011 Yılı Borsanın Yıldızları'' plaket töreninde yaptığı konuşmada, gıdanın hayatın tüm alanlarına şekil verdiğini belirtti.

Bölgenin tarımsal üretim açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade eden Bakan Eker, üretilen tarımsal ürünlere katma değer de katılması gerektiğini söyledi.

Bakan Eker, son 50 yılda şehirleşmenin ciddi oranlarda arttığını belirterek, bununla birlikte şehirlerdeki yapılanma ve kurumlara da verilen önemin arttığını ifade etti.

Tarımda; üretimin, verimliliğin, standardın ve kalitenin artırıldığını vurgulayan Bakan Mehdi Eker, şunları kaydetti:

''Ticari faaliyetlerimizi çağdaş ülkelerle birlikte geliştirerek, dünyaya açılıyoruz. Yeni adımlar planlıyoruz. Ürün ihtisas borsaları, lisanslı depoculuk gibi... Lisanslı depoculuk çok önemli, lisanslı depo ile ürün dolaşımı artık ortadan kalkacak, kalkıyor. Üretici ürününü harmandan alıp bir depoya yerleştirecek bitti. Bir daha o ürün piyasada dolaşmayacak. Sonra nihai kullanıcısı gidip onu o depodan alıp götürüp işleyecek. Bunun kanununu çıkartarak, uygulamasına başladık. Şimdi sıra bunun geliştirilmesinde ve yaygınlaştırılmasında. Bunun destekleme mekanizmalarıyla daha cazip hale getirilmesinde. Bunu da borsalarla birlikte yapıyoruz. Çünkü bu memleketin üretici ve tüccarlarına güveniyoruz. İstiyoruz ki onlar teşekkülü ve kuruluşu bu işin içerisinde olsun ve öncülük etsin. Şuanda yeni depoların lisans alma işleri sürüyor ve inşallah hızla hayata geçecek ürün ihtisas borsalarıyla birlikte.''

''86 yıl sonra ilk tarım kanunu''

Mehdi Eker, AK Parti hükümetinin tarımla ilgili tarihi adımlar attığına değinerek, ilk defa bir tarım strateji belgesi hazırladıklarını belirtti.

Türkiye'nin ilk defa kendileriyle birlikte bir tarım kanununa kavuştuğunu ifade eden Bakan Eker, şöyle devam etti:

''Benim köylüm, benim çiftçim denmiş, seçim varsa bir fiyat, yoksa başka bir fiyat söylenmiş ne kaliteye, ne üretime ne de verimliliğe işaret eden bir destekleme politikası uygulanmış. Sadece seçim zamanları insanların hoşuna gidecek şekilde bir fiyat söylenmiş, sonra öbür cepten misliyle alınmış, enflasyonla... Desteklemelerin dayandığı bir kanun yoktu. Türkiye bir tarım kanununu Cumhuriyet'in kuruluşundan 86 yıl sonra 2006 yılında konulmuştur. Eğer siz tarıma önem veriyor idiyseniz, tarım bu kadar önemli bir sektör idiyse, neden Türkiye'nin bir tarım kanunu yoktu. Bu soruyu sormak lazım. 2006 yılında biz çıkardık. Sadece tarım çerçeve kanunu değil bunun yanında 14 adet tarımla ilgili kanun çıkarttık. Çok şey değişti.''

''100 lira maliyetin 40 lirası destek''

Hükümetin çiftçiye önemli oranlarda desteklemelerle sahip çıktığını anlatan Bakan Eker, şöyle devam etti:

''En fazla desteği pamuğa veriyoruz. Şimdi 42 lira... Mazot, gübre gibi diğer girdiler hariç. Bizim hesaplamalarımıza göre, pamuk üreticisi 100 lira harcadıysa biz bunun 40 liraya yakın kısmını destek olarak veriyoruz. Bu bazen 40'ın üzerine de çıkıyor. Ama bu durum, buğdayda öyle değildir, bazen 23, 24 ve 25'lerdedir. Diğer ürünlere baktığımız zaman durum daha farklıdır. Eğer ben 100 lira maliyetin, 40 lirasını ödüyorsam bu çok yüksek bir rakam. Bütün parasını maliyetinin tamamını destekleme olarak karşılama imkanı yok.''

Bakan Mehdi Eker, Türkiye'deki tarım arazilerinde hangi ürünün hangi alanda ne kadar verimlilikle yetiştirildiğinin tespit edildiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Biz Türkiye'nin 24 milyon hektar tarım arazisinin tomografisini çektik. Bu Cumhuriyet tarihinde bir ilk. Türkiye'deki tarım arazilerinin her 50 çarpı 50 metrelik, yani 2 bin 500 metrekarelik alanında hangi ürünler hangi verimlilik düzeyinde yetiştirilir bunu biliyoruz. Nasıl bulduk bunu değerli kardeşlerim, 527 milyon data kullandık, 200 teknik elaman 2 yıl çalıştı ve bir model ortaya çıktı. Türkiye'nin bütün tarım arazilerinin; iklim verileri, topoğrafyası, eğimi, güneşe bakışı, rutubeti, nemi gibi bütün bunları her 2 bin 500 metrekarelik alanda hangi ürün hangi verimlilik düzeyinde yetiştirilir bunu artık biliyoruz. Havzada belirlenen ürüne göre bunu yapıyoruz. Diyelim fıstık da bu çerçevede ele alınacak ürünlerden bir tanesi. Hangi ürün nerede verimli ise orada destekleme veriyoruz.''

''Kırmızı et tüketimi''

Avrupa'daki kırmızı et tüketimi ile Türkiye'deki tüketimin karşılaştırıldığına da değinen Bakan Eker, şunları kaydetti:

''Avrupalı'nın yediği kırmızı etin yarısı domuz, Küçücük Belçika ülkesi yılda 1 milyon ton domuz eti üretiyor. Yani onların yediği etin hepsi sığır eti değil. Hollanda da, Belçika da Almanya da öyle. Diğer tüm ülkeler de öyle. Biz zannediyoruz ki onların yedikleri etin hepsi dana ve sığır eti. Biz eğer kırmızı etin tamamını sığırdan karşılayalım dersek bu pahalı bir üretim olur. Mutlaka bunun küçükbaşla takviye edilmesi lazım. Buna bizim coğrafya ve iklimimiz müsait.''

Bakan Mehdi Eker, Türkiye'nin geçmişte uyguladığı yanlış politikalarla çok zarar gördüğünü ifade ederek, kırsal alanın çok ihmal edildiğini ancak AK Parti hükümetinin bu yanlış politikaları ortadan kaldırıp tersine çevirmeye çalıştığını dile getirdi.

Konuşmaların ardından geçilen plaket töreninde Bakan Eker, ''tacir satışları'' sıralamasında birinci olan Ahmet Tiryakioğlu'na, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de ''Müstakil alım'' sıralaması birincisi Burhan Cahit Bingöl'e plaketini verdi.