BIST 9.916
DOLAR 35,16
EURO 36,58
ALTIN 2.962,67
HABER /  GÜNCEL

Tek tıkla ekonomi gündemi

Ekofinans'la ekonomi gündemi başlıyor. Türkiye ve dünyanın önde gelen ekonomi haberlerini sizin için derledik.

Abone ol

FED Başkanı Bernanke'nin dün yaptığı açıklama doları düşüşe sürüklerken, altın fiyatlarında trendi yukarı döndürdü.

Fed Başkanı Ben Bernanke'nin dün yaptığı açıklamada, ihtiyaç duyulduğunda büyümeyi daha fazla desteklemeye hazır olduklarını belirtmesiyle dolar gerilerken altında yukarı yönlü hareket sürüyor.

Gram altın düne göre yüzde 0,09 yukarda ve 93,48 TL, çeyrek altın yüzde 1'in üzerinde arttı ve 153,29 TL oldu. Ons altının fiyatı da 1,646 dolardan yüzde 0,19 primli işlem görüyor.

Spot altın yükseldi

Spot altının ons fiyatı Singapur'da yüzde 0.3 kadar yükselerek 1,647.82 dolardan işlem gördü. Dün dolar, altı para piriminden oluşan sepet karşısında düşerken altın da yüzde 1 oranında değer yitirmişti.

Fed, dün para politikalarında değişikliğe gitmezken bu yıl için ekonomik görünümü ise yukarı yönlü revize etti. Fed Başkanı Bernanke ek tahvil alım programının hala masada olduğunun altını çizdi. Bu haber akışıyla küresel bazda hise senetlerinde yükseliş görülürken dolar ise kan kaybetti.

Phillip Futures'ta yatırım analisti olan Lynette Tann, Bernanke'nin ABD ekonomisini desteklemeye hazır olduğuna dair söyleminin metali yeniden değerlendirdiğini belirtti.

Comex piyasasında Haziran teslim metal 1,647.10 dolardan işlem gördü.

Bu yılın en iyi performans gösteren değerli metali olan platinin ons fiyatı ufak değişimle 1,556.50 dolar olurken, spot gümüş de 30.73 dolardan işlem gördü. Yılın en kötü performansını kaydeden paladyum ise yüzde 0.3 yükselerek 664.25 dolardan işlem gördü.

Diğer yandan Güney Kore ekonomisinin yılın en hızlı büyümesini kaydetmesiyle MSCI Asya Pasifik Endeksi ikinci günde de yükseldi.

MALİYE'Yİ EN ÇOK CARİ AÇIK ZORLUYOR!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, karşılalrındaki en büyük zorluğun cari açık olduğunu, hedeflerinin en kısa sürede bu açığı kapatmak olduğunu fakat yükselen petrol fiyatları ve avro bölgesindeki sorunların bunu engellediğini söyledi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Bizim karşımızdaki en büyük zorluk cari açık. Cari açığı kısa ve orta vadede bizim işimiz mutlaka bu cari açığı yönetmek ve daha sürdürülebilir bir şekilde kapatmak. Kısa vadede birtakım riskler var. Yükselen petrol fiyatları, jeopolitik birtakım zorluklar ve avro bölgesindeki sorunlar da bize yardımcı olmuyor'' dedi.

TÜRKİYE BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 2010 yılında yüzde 9,2'lik büyümenin arkasından yüzde 8,5'luk büyümeyi gösteren Türkiye'nin, yüzde 5'in üzerinde bir büyüme gerçekleştirecek performansı gösterebileceğini bildirdi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Forum İstanbul 2012'nin açılışında yaptığı konuşmada, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın konuşmasına işaret ederek, ''AB'nin her türlü ikiyüzlülüğüne rağmen, Türkiye'ye ayrı standart, başka ülkelere ayrı standart gösterildiği, adeta AB'nin bir Hristiyan kulübüne çevrilmeye çalışıldığı bir ortamda, Türkiye'nin AB konusunda gösterdiği yoğun ikiyüzlülüğe rağmen son derece başarılı şekilde çalışmalarını yürüten Sayın Bakanımıza (Bağış) teşekkür ederim'' dedi.

Türkiye'nin ekonomik başarılarını, elde ettiği siyasi ve demokratik gelişmeleri AB istediği için yapmadığını ve yapmayacağını ifade eden Çağlayan, Türkiye'nin bunları kendi ülkesinin ve halkının standartlarını, refah seviyesini yükseltmek için yaptığını vurguladı.

Krizin başından bugüne konuşulanlara değinen Çağlayan, ''Kriz Avrupa'da 10 hükümeti yemiş, 10 hükümeti değiştirmiş. Avrupa'da yapılan seçimlerde aşırı sağ ciddi şekilde yükselişe geçmiş. Yine önümüzdeki aylarda kriz Avrupa'da daha birçok hükümeti değiştirmeye devam edecek gibi görünüyor'' diye konuştu.

TÜRKİYE, KRİZ KELİMESİNİ UNUTTU

Zafer Çağlayan, böyle bir ortamda Türkiye'nin kriz kelimesini lugatından çıkardığını, krizi kelimesini ''adeta kullanılmamak üzere çöpe attığını'' söyledi.

Avrupa ekonomisinin 2011 yılında yüzde 1,5 büyüdüğünü hatırlatan Çağlayan, ''Eğer Türkiye, AB üyesi bir ülke olsaydı, AB'nin 28. üyesi olsaydı bugün Türkiye AB ekonomisine 0,3 daha büyüme katkısı verecek, AB ekonomisi yüzde 1,5 değil 1,8 büyüyecekti. Belki Avrupa'da bu kadar hükümetler istifa etmeyecekti, belki bu kadar şirketler batmayacaktı, belki bu kadar işsizlik olmayacaktı'' dedi.

EKONOMİ KARARLI BİR ŞEKİLDE BÜYÜYOR

Türkiye ekonomisinin son derece önemli ve kararlı bir şekilde yoluna devam ettiğini vurgulayan Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye ekonomisi 2011 yılında dünyanın ikinci büyüyen ekonomisi oldu. 2010 yılında yüzde 9,2'lik büyümenin arkasından yüzde 8,5'luk büyümeyi gösteren Türkiye, bu yıl da her ne kadar orta vadeli programda yüzde 4'lük bir ekonomik büyüme konsa da bana göre, Ekonomi Bakanı olarak ticaretin sürekli içinde olan biri olarak yüzde 5'e yakın, hatta yüzde 5'in üzerinde bir büyüme gerçekleştirecek performansı gösterebileceğini düşünüyorum. Türkiye, en az yüzde 5'lik büyümeye mahkum olan bir ülkedir. Çünkü bizim 2023 ideallerimiz, 2023 hedeflerimiz var. Biz istiyoruz ki 2023 yılında Türkiye, dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girsin.''

HER TARAFA İHRACAT YAPILIYOR

Bakan Çağlayan, ihracattaki başarıya işaret ederek, ülkenin bu başarısını ''aslında bir gül bahçesinde'' gerçekleştirmediğini, ihracatın yarısının Avrupa'ya, dörtte birinin Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya yapıldığı dikkate alındığında, neredeyse ihracatın yüzde 72'sinin yapıldığı pazarlarda ekonomik ve siyasi sorunlar bulunduğunu, buna rağmen böyle bir başarının gösterildiğini söyledi.

Türkiye'nin gerek büyüme rakamları gerekse ihracat yaptığı pazarlardaki daralmanın etkisiyle dünyanın başka pazarlarına yönelmesi durumunda olduğunun altını çizen Çağlayan, ''Adeta tüm radarlarımızı açık tutuyor, tüm dünyadaki ticaret müşavirleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla ihracat pazarlarımızı sürekli kontrol ediyor ve yokluyoruz'' dedi.

KREDİ MASRAFLARINA BİR YENİSİ EKLENDİ!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Bankalarda hesabı olan ve bankalardan kredi çeken tüketicilere kötü haber. Paket Yenileme Ücreti bankaların başını ağrıtacak...

 “Paket Yenileme Ücreti” adı altında kesilen ortalama 40 TL civarında ücreti gören tüketiciler bankaları şikayet yağmuruna tuttular. Gelen şikayetlere göre tüketiciler ile bankaların arasını bozan kredi kart aidatı sorunu gölgede kalacak gibi.

 Bankalara borcu olanlar borcunuzu tekrar inceleyin çünkü “Paket yenileme ücreti” adı altında bir borç daha yansıtılmış olabilir. Tüketiciler tarafından Şikayet Portalı Şikayetvar’a gönderilen şikayetler bankaların yeni bir kazanç kapısını daha ortaya çıkardı.Kredi kart aidatını gölgede bırakacak bu ücreti gören tüketiciler nedenini bilmeden kesilen ücretin iadesini istiyor.

 Kredi Masrafları Artıyor!

 Dosya masrafı, hesap işlem ücreti, sigorta bedelleri, rehin kaldırma ücreti, ekspertiz ücreti derken kredi masraflarına bir yenisi daha eklendi. “Paket Yenileme Ücreti.” Kesilen ücretin ne olduğunu bilmediklerini iddia eden tüketiciler bankalardan da herhangi bir açıklama yapılmadığını belirttiler. İşte Şikayetvar’a gelen bazı şikayetler şöyle:

 Paketten Habersizler: “Hesap kesim tarihi 15 Nisan 2012 olan kredi kartı hesap ekstremde ‘Paket Yenileme Ücreti’ adında 44.50 TL para kesilmiş ve üstüne puan da verilmiştir. Bu neyin hangi paketin ücretidir. Böyle bir paket ya da yenileme yapmadım, acil olarak tarafıma bilgi verilmesini ve bu ücretin kaldırılmasını istiyorum.”

 Habersiz Kesim: “Hesap özetinde ‘Paket Yenileme Ücreti’ olarak 39.50 TL tutarında borçlandırılmış görünüyorum. Bu ücretin ne ücreti olduğunu öğrenmek ve bilgim dahilinde olmayan böyle bir ücretin tarafımdan talep edilmemesini rica ediyorum. Hiçbir pakete vs. üyeliğim yoktur.”

 Bilgi İstiyorlar: “Hesaplarımın takibini yaparken kredi kartı hesabıma 39.50 TL paket yenileme adı altında bir ücret yansıtarak beni 39.50 TL borçlandırdılar. Bilgi istedim, fakat bir cevap alamadım. İznim, bilgim olmadan neyin paketi yenilendi çok merak ediyorum. Sadece kredi çekmiştim 1 sene önce, başka da hiçbir takıntım, borcum vb bir durumum yok. 


Lütfen gereğinin yapılmasını, yanlış olan işlemin düzeltilmesini talep ediyorum. Kart kullanıcısının bilgisi, onayı, izni olmadan paket yenileme işlemi ne ara yapıldı ?. Yetkililer tarafından gerekli düzeltmeler yapılmadığı, istenilen sonucu elde edemediğim takdirde gerekli hukuki mecralara başvurulup işlem başlatılacaktır. Anladığım kadarıyla aynı şikayetten mağdur olan bir çok vatandaş var. En azından örnek teşkil ederiz.”

 Nedir Bu Ücret?

 Bankalardan alınan bilgilere göre tüketicilerin hesabından tahsil edilen “Paket Yenileme Ücreti” bankada hesabı olan ve bankalardan kredi kullananlardan alınıyor. Bu pakete sahip olanlardan hesap işletim ücreti ve kredi kartı aidatı alınmıyor.

FB 45 MİLYON EUROLUK DAVADAN VAZGEÇTİ!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Fenerbahçe Kulübü, UEFA ve TFF'ye karşı Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi'nde açtığı davadan feragat ettiğini Borsa'ya bildirdi.

Fenerbahçe Sportif Hizmetler Sanayi ve Ticaret A.Ş'den İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na (İMKB) gönderilen ve Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda da yer alan açıklamada ''Fenerbahçe Spor Kulübü ve Şirketimiz adına, UEFA'ya ve TFF'ye karşı CAS'da açılmış olunan davadan feragat edilmiştir. Kamuoyunun bilgisine sunulur'' denildi.

2012 MART SONU ENFLASYONU: 10, 43

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2012 yılının ilk çeyreğinde enflasyonun, Ocak enflasyon raporunda sundukları tahminlerle uyumlu seyrettiğini belirterek, Mart sonu itibariyle yüzde 10,43 seviyesinde gerçekleştiğini bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Başçı, enflasyon raporunun tanıtımı amacıyla Sheraton Oteli'nde düzenlenen basın toplantısında, enflasyon tahminlerini oluştururken önümüzdeki dönemde ek parasal sıkılaştırmanın daha sık yapılacağını ve buna bağlı olarak kredilerin yıllık büyüme oranının yüzde 14 civarında seyredeceğini varsaydıklarını belirtti.

Bu çerçevede, enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirten Başçı, orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini kaydetti.

Başçı, 2012 yılının ilk çeyreğinde enflasyonun, Ocak enflasyon raporunda sundukları tahminlerle uyumlu seyrettiğini belirterek, Mart sonu itibariyle yüzde 10,43 seviyesinde gerçekleştiğini bildirdi.

Gıda fiyatlarının yıllık artış oranına dair varsayımlarının yıl sonları için tahmin ufku boyunca yüzde 7,5 olarak korunduğunu, petrol fiyatlarında ise yukarı doğru güncelleme yaptıklarını anlatan Başçı, Nisan ayının ilk yarısı itibariyle oluşan vadeli fiyatları da dikkate alarak petrol fiyatları varsayımlarını 2012 yılı için 120 dolara, 2013 yılı için ise 115 dolara çıkardıklarını söyledi.

Başçı, enflasyonun bu yılın son çeyreğine kadar hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesini, 3. çeyrekten itibaren kademeli, son çeyrekte ise belirgin şekilde düşmesini beklediklerini ifade etti.

BAŞKAN DEĞERLİ ARAZİLERİ SATIYOR MU?

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

ÖZEL-Sarıyer Belediyesinde rant iddialarının ardı arkası kesilmiyor. Daha önce birçok değerli araziyi encümen kararları ile sattığı söylenen Başkan Şükrü Genç'in, başka bir değerli araziyi Katarlı İşadamı Omar Almana'ya pazarladığı iddia ediliyor.

Sarıyer Manşet gazetesinin haberine göre, geçtiğimiz günlerde Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, yanına yardımcıları Sevgi Atalay ve Gülperi Özdemir’i de alarak gece saat 22.00 civarlarında Katarlı İşadamı Omar Almana’nın Tarabya’daki lüks villasına gitti. Boğaz manzaralı görkemli villasında Almana Group’un patronu Katarlı işadamı Omar Almana ile gecenin geç saatlerinde gerçekleşen bu görüşmede Almana, Şükrü Genç'ten, Sarıyer bölgesinde gözüne kestirdiği bir araziyi istedi.??

LÜKS VİLLADA GECE PAZARLIĞI??

Sarıyer Manşet gazetesinin gündeme getirdiği bu görüşmenin detayları şöyle. Bu görüşmeden kimsenin haberinin olmaması için özellikle gecenin geç bir saati tercih edilmişti. Bütün hazırlıklar buna göre yapıldı. Şükrü Genç'in arabası lüks villanın bahçesine alındı. Saatler süren toplantıdan Başkan Yardımcısı Sevgi Atalay bir saat erken ayrıldı. ??

İddiaya göre; bu görüşmeden önce Katarlı işadamı Belediye Başkanı Şükrü Genç’le birkaç kez daha görüşmüştü. KFC ve Pizza Hut'taki hisselerini Süzer Grubu'na sattıktan sonra başka yatırımlar için Türkiye'de fırsat kollayan Katarlı işadamı Omar Almana, bölgede otel yapmak için iyi bir yer arıyordu. Hatta gözüne kestirdiği bir arazi tesbit edilmişti. Bu yer, mülkiyeti Sarıyer Belediyesi’ne ait olan İstinye’deki Meyyali Restaurant’ın içinde bulunduğu araziydi.??

Katarlı işadamının teklifine sıcak bakan Genç, tepkilerden korktuğu için çalışmalarını gizli yürüterek bir proje hazırlattırdı. Yanına başkan yardımcılarını alarak gittiği son gece görüşmesinde ise bu proje üzerinde görüş alışverişleri yapıldı. Belirli yerlere çekilen fakslardan gelen bilgi akışından sonra da uzlaşmaya varıldı.??

ŞİMDİ NE OLACAK???

Sarıyer Manşet'in haberine göre, yeşil bir dokuya sahip ve yaklaşık 10 bin metrekare olan İstinye'deki bu alanda özel bir şirkete ait Meyyali Restaurant kiracı olarak yıllardır hizmet veriyor. Alınan bilgilere göre, Şükrü Genç seçimlerden önce bu konuyu çözmek istiyor. Ancak bu alanın Katarlı işadamına satılması için meclis kararı gerekecek. Bu nedenle konunun önümüzdeki günlerde Sarıyer Belediye Meclisi’ne gelmesi bekleniyor. Arazi satış yetkisinin ilçe meclisinden geçtikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin onayı da gerekecek.

CHP'DE RAHATSIZLIK VAR

Ancak durumun bu kadar kolay olmayacağı söyleniyor. Çünkü Başkan Şükrü Genç'in bu konularda sabıkası var. Daha öncede, belediye binası ve evlendirme dairesi yapacağım diyerek kaynak yaratma iddiasıyla belediyenin bazı değerli mülkiyetlerini haraç-mezat, kimsenin bilmediği pazarlıklar yaparak satmasına kendi partisi CHP meclis üyeleri de tepki göstermişti. Hatta, imar izni olmadığı için daha sonra yarım kalan evlendirme dairesi projesinin temel açılışını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yaptırması büyük yankı uyandırdı. CHP Genel Merkez ve İstanbul İl Başkanlığı yöneticileri, böyle bir duruma Genel Başkan'ın alet edilmesini sert dille eleştirerek, "bu durumlar partiye zarar veriyor, yıpranıyoruz" demişlerdi.

MECLİS ÜYELERİ KARAR VERECEK

Başkan Şükrü Genç'in, bu araziyi Katarlı İşadamı Omar Almana'ya satışında zorlayacak iki önemli konu daha var. Birincisi, AK Parti ve MHP meclis üyelerinin hiç bir şekilde böyle bir satışa müsade etmeyeceklerinin bilinmesi. Hatta sağduyulu bazı CHP meclis üyelerininde böylesi bir satış ?yetkisine muhalefet edecekleri alınan bilgiler arasında. İkinci ve en önemli konuda bahsi geçen arazinin , satış karar yetkisi meclisten geçse bile sonradan satış iptalini gerektirecek bir çok hukuksal sıkıntıların olacağı varsayımları var.

SARIYER HALKI NE DİYOR

Sarıyer'de kamuoyu hala bu durumdan tam olarak haberdar değil. Ama, Sarıyer Belediyesi'nin mülkiyeti olan, onlarca milyon dolarlık değerdeki bir arazi için Başkan Genç'in, böyle el altından pazarlık görüşmeleri yapması bölgede çeşitli söylentilere yol açtı bile. Daha öncede yangından mal kaçırırcasına, belediye mülkiyeti olan çok sayıda değerli araziyi encümen kararları çıkartıp sattığını dile getiren Sarıyerliler, "acaba Başkan Şükrü Genç, bu satıştan rant mı bekliyor" sorusunu soruyor.

2B YASASI NELER GETİRİYOR?

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Resmi Gazete'de yayımlanarak bugün yürürlüğe giren 2B Kanun'una göre, satış fiyatı rayiç bedelin yüzde 70'i olacak. Satış bedeli peşin ya da taksitle ödenebilecek. Peşin ödenirse yüzde 20 indirim uygulanacak.

Kamuoyunda 2B Yasası olarak bilinen, ''Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun''a göre, 2B alanlarındaki hak sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 70'i olacak.

Resmi Gazete'de yayımlanarak bugün yürürlüğe giren Kanun'a göre, 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31 Aralık 2011 tarihinden önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler hak sahibi sayılacak.

Ayrıca, 31 Aralık 2011 tarihinden önce söz konusu taşınmazların kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler de yine hak sahibi olarak değerlendirilecek.

Hak sahiplerinden taşınmazların 31 Aralık 2011 tarihinden önce kullanıcısı olanlar bugünden itibaren altı ay içinde, sonra kullanıcısı olanlar ise güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren sekiz ay içinde idareye başvurarak, taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilecek.

Taşınmazların satış bedeli

Hak sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 70'i olarak belirlendi.

Başvuru sahiplerinden satış bedellerine mahsup edilmek üzere; belediye ve mücavir alan sınırları içinde olan yerler için iki bin Türk Lirası, dışında olan yerler için bin Türk Lirası başvuru bedeli alınarak ilgilileri adına emanet hesabına kaydedilecek.

Satış işlemleri idarece, başvuru süresinin bittiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılacak.

Bugünden önce düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanakları kapsamında kalan taşınmazların satış işlemleri, 1 Mayıs 2010 tarihinden itibaren tespit edilen rayiç bedeller üzerinden yapılacak.

İndirim kolaylığı

Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilecek. Satış bedelinin tamamının peşin ödenmesi halinde yüzde 20, en az yarısının ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak. Bu bedeller idarece yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ödenecek.

Tebliğ edilen satış bedeline itiraz edilemeyecek ve dava açılamayacak. Peşinat alınmadan yapılan taksitle satışlarda ise satış bedelinin yüzde 10'u, yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, kalanı ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde en fazla üç yılda altı eşit taksitte, belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise en fazla dört yılda sekiz eşit taksitte faizsiz olarak ödenecek.

Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca Hazine lehine kanuni ipotek tesis edilmesi halinde; taşınmaz, tapuda hak sahibi adına devredilecek.

İdare tarafından yapılan taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan taşınmaz satış sözleşmeleri ile kanuni ipotek sözleşmelerinde resmi şekil şartı aranmayacak.

İpotek tesis edilerek devredilen taşınmazların üçüncü kişilere satılması halinde borcun kalan tutarından alıcılar sorumlu olacak.

Hak sahibi adına mülkiyet devredilmeden yapılan taksitli satışlarda, hak sahibi tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda, tahsil edilen tutar hak sahibine aynen ve faizsiz olarak iade edilecek.

Yükümlülüklerini yerine getirmeyen satın alma hakkını kaybedecek

Peşin satışlarda satış bedelinin tamamını, taksitli satışlarda ise peşinatı veya taksitleri vadesinde ödememek suretiyle yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin doğrudan satın alma hakları düşecek.

Taksitli satışlarda, taksit süresinin sonuna kadar ödenmek kaydıyla taksitlerden ikisinin vadesinde ödenmemesi yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmeyecek. Vadesinde ödenmeyen taksit tutarlarına Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre belirlenen oranda gecikme zammı uygulanacak.

Hak sahibi olmadığı belirlenen başvuru sahiplerine, Kanundan yararlanamayacakları gerekçeleriyle birlikte bildirilerek başvuru bedeli aynen ve faizsiz olarak iade edilecek.

Satılamayacak taşınmazlar

Hak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğü'ne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan ya da Maliye Bakanlığı'nca belirlenen taşınmazlar ile ilgili idarelerce bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde idareye bildirilmesi şartıyla özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gerekenler ile içme ve kullanma suyu havzalarında maksimum su seviyesinden itibaren 300 metrelik bant içerisinde kalan yerler hak sahiplerine satılmayacak.

Bu taşınmazların yerine istenilmesi halinde hak sahiplerine, hak sahibi oldukları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarındaki taşınmaz hesaplanacak satış bedeli karşılığında doğrudan satılabilecek.

Hak sahiplerinden idarenin teklifini kabul etmeyenler doğrudan satış hakkından yararlanamayacak, başka talepte bulunamayacak, hak ve tazminat talep edemeyecek ve dava açamayacaklar.

Hak sahibi bulunmayan veya doğrudan satın almaya ilişkin hak sahipliği kalmayan taşınmazların tapu kütüklerinde yer alan 2/B, kullanıcı ve muhdesat belirtmeleri Maliye Bakanlığı'nın talebi üzerine tapu idaresince terkin edilecek ve bu taşınmazlar Maliye Bakanlığı'nca satış dahil genel hükümlere göre değerlendirilecek.

Proje alanlarının belirlenmesi

2-B alanlarından, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ve sonra kadastro tutanakları kesinleşen veya güncelleme listeleri tescil edilen alanlarda, proje alanı belirlemek isteyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ile belediyelerce bu alanın sınırları tespit edilecek. Proje alanı sınırı onaylanmak üzere belediyeler tarafından valilikler aracılığıyla, TOKİ tarafından doğrudan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na gönderilecek.

Davalar

2-A alanları için orman sınırları dışına çıkartma ile orman sınırlandırması, tespit, tefrik ve tescil işlemlerine karşı yapılan itirazlar ve açılan davalar, bu kanuna göre yapılacak işlemleri durdurmayacak, davalarda yürütmeyi durdurma ve tedbir kararı verilemeyecek.

Bu yerlerde hak iddia edenlerin açtıkları davalar, davacılar lehine sonuçlandığında, bu taşınmazlar genel hükümlere göre kamulaştırılacak.

Düzenlemeye göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2-B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmayacak, açılan ve devam eden davalar durdurulacak.

Kanun uygulanmasından elde edilen gelirlerin yüzde 3'ünü geçmemek üzere, Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek miktar, genel bütçe gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin tahsilini takip eden ay sonuna kadar yatırım amacıyla kullanılmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne verilecek. Kalan tutarın yüzde 90'ını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu'nca belirlenen orana karşılık gelen bölümü, genel bütçede özel gelir, diğer kalan kısmı ise gelir olarak kaydedilecek.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinde afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde kullanılmak üzere özel ödenek öngörülecek.

Nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, 2-A alanlarının ıslah, imar ve ihyası, iskanı, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi, 2-A ve 2-B alanlarının en az 2 katı verimsiz orman alanlarının ıslahı ve yeni orman alanlarının tesisi için kullanılmak üzere Orman Genel Müdürlüğü bütçesinde gerekli ödenek aktarılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca proje alanı olarak belirlenen alanların değerlendirilmesinden elde edilen gelir, genel bütçeye kaydedilecek.

Askeri yasak bölgelerdeki köylüler

Kanunla, askeri yasak bölgelerde kalan orman vasfını kaybeden arazi üzerinde, orman kadastrosunun en geç 6 ay içinde yapılmasına imkan tanındı. Bu yerlerin 31 Aralık 2011 tarihinden önceki kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olan kişiler, hak sahibi sayılacak. Bu kişiler, rayiç bedeli ödemeleri halinde, kullandıkları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer, öncelikle aynı il sınırları içindeki 2-B alanlarındaki taşınmazı, hesaplanacak satış bedeli karşılığı alabilecek.

Devlet üniversitelerine orman alanlarında tesis kurma imkanı

Kanun, vakıf üniversiteleri hariç, yükseköğretim kurumlarının orman alanlarında, bedeli karşılığında, eğitim ve araştırma tesisi kurma imkanı da getiriyor. Ayrıca izin verilen bu alan içinde, yurt da inşa edilebilecek.

Bu tesislerin özel ormanlarda yapılması halinde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nca izin verilebilecek.

Bu binaların taban alanlarının toplamı, özel orman alanının yüzde 15'ini geçemeyecek. Kulanım bedeli, süresi, yapılan bina ve tesislerin devri, genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilecek.

Yaylalara düzenleme

Devlet ormanlarında 31 Aralık 2011 tarihinden önce toplu yerleşimin bulunduğu yaylak ve otlak olarak kullanılan alanlar içindeki yerler ile yılın belirli dönemlerinde geleneksel yaylacılık amacıyla yerleşim yeri olarak kullanılan alanlar, Orman Genel Müdürlüğü'nce tespit edilecek. Bu alanlardan uygun görülenler, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yayla alanı ilan edilecek.

İlan edilen yayla alanlarında 31 Aralık 2011 tarihinden önce yapılmış, hakkında müsadere kararı bulunanlar da dahil her türlü bina, tesis mevcut haliyle, vaziyet planında gösterilerek Orman Genel Müdürlüğü sabit kıymetine alınacak. Yayla alanlarında bulunan bina ve tesisler, orman idaresince işletilecek, işlettirilebilecek veya kiraya verilebilecek. Gelir, Orman Genel Müdürlüğü döner sermayesine kaydedilecek.

Kullanıcısı tespit edilen bina ve tesisler, vaziyet planına göre kullanıcısına, tespit tarihinden itibaren 1 yıl içinde talebi halinde rayiç bedel üzerinden Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre kiraya verilebilecek. Kullanıcıları tarafından kiralanmayan bina ve tesisler yıkılacak.

Tapuda kişiler adına kayıtlıyken, orman sınırları içerisinde kaldığı için tapuları iptal edilen yerler üzerinde bulunan ve 31 Aralık 2011 tarihinden önce müsaderelerine karar verilen, Orman Genel Müdürlüğü sabit kıymetlerine alınan tesislerden Türk Ticaret Kanunu kapsamında fabrika veya ticarethane niteliğindeki tesisler, öncelikle kullanıcılarına olmak üzere 29 yıla kadar kiraya verilebilecek.

Köylerini terk ederek 2-A alanlarına yerleşen ancak köylerde tapulu mülkü bulunan aileler de hak sahibi sayılacak.

Sehven hanedan arazisi olduğu zannedilerek Hazine adına kaydı yapılan, Denizli'de Beyağaç ilçesi Çamlık ve Cumhuriyet mahalleleri ile Pınarönü, Sazak ve Kızılağaç köyleri ile Kale ilçesine bağlı Köybaşı köyü sınırları içinde yer alan araziler, emlak vergi değeri üzerinden, kanunda belirtilen ödeme ve taksit koşularıyla hak sahiplerine doğrudan satılacak.

2-A alanlarına nakline ve yerleştirilmesine karar verilen ve halen işlemleri devam eden orman içi veya bitişiği köylülerin iskan işlemleri, Orman ve Su İşleri ile Çevre ve Şehircilik bakanlıkları tarafından yürütülecek. Bu köylülerin yeni iskan edileceği alanda hak sahiplerine verilecek bina, arsa ve arazilerin bedelleri, peşin veya 20 yıl içinde ve yıllık eşit taksitlerle faizsiz olarak tahsil edilecek.

MERKEZ BANKASI'NDAN KREDİ UYARISI!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

2008 krizini örnek gösteren Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, bankacılık sektöründe kredi verilmemesi gereken kişi ve kesimlere kredi açılmaması uyarısında bulundu.

Türkiye Kalkınma Bankası’nın düzenlediği toplatıya katılan Başçı, buradaki maliyetin aslında seyrek bir şekilde, zaman zaman ortaya çıktığını kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ”Burada farkındalık çok daha önemli ve bu farkındalığa yol açacak kurumsal düzenlemelerin mutlaka mevcut olması gerekiyor. Nasıl merkez bankaları enflasyonla mücadele açısından bağımsız bir kurum olarak kurulmuş teorisiyle pratiğiyle hayata geçmiş, buna benzer bir şekilde finansal istikrardan da sorumlu mutlaka kurumların olması gerekiyor. İyi zamanlarda, herkesin son derece iyimser olduğu zamanlarda risklerden bahsedecek ve gerekli kriz önleyici tedbirleri gereken zamanlarda devreye sokacak kurumlara ihtiyaç var.”

Başçı, Türkiye’de 35 yıl boyunca yüksek ve dalgalı bir enflasyon dönemi yaşandığını hatırlatarak, ”Türkiye’nin potansiyel büyüme hızını en az 1 puan, bu yüksek enflasyon döneminin aşağıya çektiğini tahmin etmek ve söylemek mümkün görünüyor. Yıllık ortalama 1 puanlık bir potansiyel büyüme kaybı, orta ve uzun vadede 35 yıllık dönemde çok büyük bir üretim kaybına ve kaynak kaybına denk geliyor” dedi.

ÇALIŞANLARI SİGORTALI YAPIN BAŞIMIZ AĞRIMASIN

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

SGK Başkan Yardımcısı Mustafa Kuruca, yaklaşık 30 yıl sonra yaşlı nüfusun artacağını bunun sağlık ve emekli aylığı giderlerini artıracağını söyledi.

 Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ANKESOB) tarafından Ankara'da faaliyet gösteren taksi minibüs halk otobüsü gibi araçlarda çalışan şoförlerin sosyal güvenlik haklarının anlatılması için bilgilendirme toplantısı düzenledi.

ANKESOB toplantı salonunda düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Yardımcısı Mustafa Kuruca, sosyal güvenlik sisteminin çıkan yasalarla yeniden reforme edildiğini anlattı.

SGK'nın bütçesi 10 bakanlığın bütçesinden daha fazla

Türkiye'nin Sosyal Güvenlik Sisteminin bütçesinin 160 milyar lira civarında olduğunu ifade eden Kuruca, bu rakamın 10 bakanlık bütçesinden daha büyük bir bütçe olduğunu kaydetti.

Gelecekte sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerektiğini dile getiren Kuruca, bu amaçla ülkenin sosyal güvenlik sisteminin sıkıntılarının aşılması gerektiğini söyledi.

Dünyadaki tüm ülkelerin sosyal güvenlik sistemlerinde açık olduğunu, bunun nedeninin sosyal güvenlik kurumlarının kar eden kurumlar olmadığını ifade eden Kuruca, ''Sosyal güvenlik sisteminin gelir gider dengesine bakıldığında, genel bütçeden sosyal güvenlik kurumuna yapılacak her transfer, düşük gelir gruplarına yapıldığı için gelir dağılımında düzeltici etkisi var'' dedi.

Türkiye'nin ''kara delik'' diye adlandırılan sosyal güvenlik sisteminin, genel bütçeden yapılan transferlere bakıldığında sıkıntılı gibi görünse de sürdürülebilir noktada olduğunu belirten Kuruca, ''Her geçen yıl özellikle son 20 yıl içinde yıldan yıla yükselen oranda genel bütçeden sosyal güvenlik kurumuna yardım yapılmış olması ve bu yardımların artarak devam edecek olması tehlike olarak karşımıza çıkıyor'' diye konuştu.

Yaşlı nüfus artacak

Türkiye'nin nüfusunun genç olması nedeniyle 20-30 yıl sonra yaşlı nüfusun artacağını bildiren Kuruca, şunları kaydetti: ''Yaşlı nüfusun sağlık giderleri fazladır. Buna paralel olarak da ortalama yaşam süresi hızlı bir şekilde artıyor. Bu durum daha uzun süreli emekli aylığı ödemesini beraberinde getirecek. Bu yük Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sırtına iyice binecektir. Diğer taraftan nüfusun artış hızı düşüyor, arkadan genç nüfus gelmediği zaman ki bugün Avrupa'da genç nüfus az olduğu için okullar kapanıyor. Türkiye'yi de bekleyen tehlike bu olduğu için hem sosyal güvenlik sisteminin yeniden reforme edilmesi, buna yönelik politika üretilmesi ve sosyal güvenlik kurumundan beklentilerin buna göre oluşturulması gerekiyor. Biz, bugünü kurtaralım, erken emekli olalım, daha fazla maaş alalım derken aslında geleceğe yönelik olarak çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğine ipotek koymuş oluyoruz. Bu ipoteği koymadan daha rasyonel, üreterek primlerimizi ödeyerek, olması gerektiği şekilde sosyal güvenlik sisteminin oluşturulması gerekiyor.''

'Çalışanları yapalım'

ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner de esnafın kendilerine sürekli sordukları sorulara yanıt bulunması amacıyla bu toplantıyı düzenlediklerini belirterek, şoförlerden günde 10 gün çalışana yapılan sigorta priminin tutarının 183 lira olduğunu, bunun yatırılmasını istedi.

''Çalışanları yapalım, başımız ağrımasın'' diyen Yiğiner, şoförün olması durumunda tazminat ödenmesiyle ilgili soruyu SGK'ya sorduklarını ve ödenmeyeceğini öğrendiklerini aktardı.

AVRO BÖLGESİNDE GÜVEN AZALDI!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Avro bölgesinde geçen ay 94,4 olan ekonomik güven endeksi nisan ayında 92,8'e geriledi. Ekonomistler daha yüksek bir oran bekliyordu.

Ekonomistler bölgesi ekonomik güven endeksinin 942 olmasını bekliyordu.

Öte yandan, nisan ayında sanayi kesimi güven endeksi marttaki -7,1 seviyesinden -9'a, hizmet sektörü güven endeksi -0,3'ten -2,4'e, tüketici güven endeksi ise -19,1'den -19,9'a geriledi.

2,5 MİLYON MEMUR SONUCU BEKLİYOR!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

Toplu sözleşme görüşmeleri sürerken, 2,5 milyon memur ve 1,8 memur emeklisi görüşmelerden çıkacak sonucu bekliyor.

Memurların büyük heyecanla bekledikleri toplu sözleşme görüşmeleri başladı. Memur sendikaları isteyecekleri zam oranlarını belirledi ve hükümete iletti.

Memur-Sen 2013 için yüzde 14 zam isterken KESK, tüm maaşlara yüzde 30 zam yapılmasını istedi. Türkiye Kamu Sen ise 2012'de yüzde 10+10 artı 100 TL zam istiyor.

Memur temsilcilerinin toplu sözleşme tekliflerini Devlet Personel Başkanlığı'na iletmesi için tanınan süre dün doldu. Bundan sonraki süreçte toplu sözleşme masası kurulacak. Toplu sözleşme görüşmeleri 30 Nisan'da başlayacak. Sendikaların açıkladığı zam oranları ise bir hayli yüksek. Bu isteklerin gerçekleşmesi halinde memurların maaşlarında çok önemli iyileşmeler olacak. Fakat kamu tarafının masaya daha düşük tekliflerle gelmesi bekleniyor.

MEMUR-SEN: 2012 yılı için yüzde 16, 2013 için ise yüzde 14 oranında zam. Taban aylığında 2012 için 120, 2013 için 80 TL artış. Eşit işe eşit ücret kararnamesinden faydalanamayan kamu çalışanları için ek ödeme. 2012'te 90 TL, 2013'te 120 TL olmak üzere toplu sözleşme ikramiyesi. 2012'de 200 TL, 2013'te 240 TL olmak üzere eş yardımı. 2012'de 50 TL, 2013'te 60 TL olmak üzere çocuk yardımı.

TÜRKİYE KAMU SEN: 2012 yılı için maaşlarda yüzde 10+10 artış ve taban aylıklarına ayrıca 100 TL zam. Yılda 2 kez dini bayramlar öncesinde brüt asgari ücret tutarında (886.5 TL) ikramiye. 700 bin öğretmen başta olmak üzere, din görevlisi, hekim dışı sağlık personeli, PTT çalışanları, araştırmacı, polis, subay, ast subay, profesör, doçent, yardımcı doçent, araştırma görevlisi gibi ek ödeme artışından faydalanamayan kamu görevlilerinin, ek ödeme oranlarının 25-75 puan artırılması. Aile yardımının 238.3 TL olması.

KESK: Maaşların, 4 kişilik bir aile için Ocak 2012 tarihi itibarıyla kira, yakıt, çocuk ve aile yardımı hariç 2 bin 145 liraya çıkarılması. Tüm kamu çalışanlarının maaşlarına yüzde 30 zam yapılması; 2012 için bu düzenleme yapılırsa, 2013 yılı için gerçekleşen enflasyon, büyüme oranı ve refah payı toplamı kadar ücret artışı. 550 lira kira yardımı, 257 lira aile yardımı, günlük 9 lira yiyecek yardımı, temel ücretin iki katı tutarında (4 bin 292 lira) evlenme yardımı...