BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,79
ALTIN 2.970,33
HABER /  GÜNCEL

Tek tıkla ekonomi gündemi

Ekofinans'la ekonomi gündemi başlıyor. Türkiye ve dünyanın önde gelen ekonomi ve finans haberlerini sizin için derledik.

Abone ol

Tüketici kredileri bir önceki haftaya göre 1 milyar 13 milyon lira arttı. 30 Mart itibarıyla tüketici kredileri 1 milyar 448 milyon TL artışla 57 milyar 684 milyon TL'ye yükseldi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Haftalık Bülteni'nde açıkladığı geçici verilere göre bankacılık sektöründe krediler toplamı (mali kesime verilenler dahil) 30 Mart itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre (1 Nisan 2011 baz alındı) yüzde 24.3 oranında artışla 708 milyar 917 milyon TL düzeyine çıktı. Bankacılık sektörü kredileri bir hafta önceye göre 1.3 oranında 8 milyar 920 milyon TL tutarında artış gösterdi. Mali kesim hariç krediler toplamı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25.2 artışla 649 milyar 533 milyon TL oldu.

Tüketici kredileri bir haftada 1 milyar lira

30 Mart itibariyle mali kesim hariç katılım bankalarının dahil edildiği tüketici kredileri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.9 oranında artarak 171 milyar 774 milyon TL oldu. Tüketici kredilerinde bir önceki haftaya göre 1 milyar 13 milyon TL'lik arttı.

Bahar konut kredilerini tetikledi

Tüketici kredilerinin dağılımı incelendiğinde konut kredileri 30 Mart itibariyle 75 milyar 435 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Konut kredileri bir önceki haftaya göre yüzde 0.4, 2011 yılı sonuna göre yüzde 0.6, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 oranında artış gösterdi.

Taşıt kredileri 7 milyar TL'yi geçti

Taşıt kredileri bir önceki haftaya göre yüzde 0.9 artışla 7 milyar 279 milyon TL oldu. Taşıt kredilerinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 oranında artış gösterdi. 30 Mart itibariyle bankacılık sektörünün verdiği ihtiyaç kredileri bir önceki haftaya göre yüzde 0.4 artarak 62 milyar 544 milyon TL oldu. İhtiyaç kredileri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23.1 oranında, 62 milyar 544 milyon TL oldu. Anılan dönemde diğer tüketici kredileri bir önceki haftaya göre yüzde 1.5 artışla 26 milyar 516 milyon TL'ye yükseldi.

Tüketici kartıyla 2011'de 299 milyar TL harcadı

Bireysel kartı harcamalarında artış yaşandı. 30 Mart itibariyle bireysel kartı harcamaları bir önceki haftaya göre yüzde 2.6 oranında, 1 milyar 448 milyon TL artışla 57 milyar 684 milyon TL oldu. Bireysel kartı harcamaları 2011 yılı sonuna göre yüzde 1.9 oranında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29 oranında artış gösterdi. Böylece, tüketicinin krediler ve kartları aracılığıyla yaptığı harcamaların toplamı 229.5 milyar TL düzeyinde gerçekleşti.

Bankacılık mevduatı da yükseldi

Bankacılık sektöründe (bankalararası dahil) 1 haftada 1 milyar TL azalışla 734 milyar 950 milyon TL oldu. Mevduat 2011 yıl sonuna göre yüzde 0.5 oranında artarken, son 1 yıllık dönemde ise yüzde 12.5 oranında arttı. 

ÖĞRENCİLERE DEVLETTEN 1500 LİRA DESTEK!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİNİZ...

 [PAGE]

Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı teşvik sistemiyle devlet özel okula giden öğrenciye 1500 lira okul desteği vermeyi planlıyor.

Detaylarını Bakanların bir bir açıkladığı Yeni Teşvik Sistemi'nin eğitim ayağında sadece çok tartışılan yok. Devlet yeni sistemle özel okulların açılmasını istihdamını ve öğrenci açığını kapatmayı hedefliyor. Böylece hem atanamayan öğretmenlerin derdine derman olmuş olacak hem de çocuğunu özel okula göndermeyi isteyen ailelere destek olacak.

Peki yeni sistemle bu nasıl olacak?

İşte bu soruyu Vahap Munyar da Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e sordu. Aldığı cevaplar hükümetin eğitim sisteminde köklü bir reforma gittiğinin göstergesi niteliğinde...

Hükümet mevcut eğitim sistemindeki payı yüzde 2 olan özel okulların payını yüzde 20'ye çıkarmayı hedefliyor. "Bu nasıl olacak?" diye sorduğunda Vahap Munyar Bakan Şimşek'in cevabı şöyle oluyor:

-"Örneğin ilköğretimdeki bir öğrencinin bize yıllık maliyeti diyelim ki 2 bin 500 lira. Öğrenci başına 1500 lira versek, durumu müsait olan vatandaşımız üstüne bir miktar daha koyup çocuğunu özel okula gönderse diye düşünüyoruz. Verdiğim 1500 liralık katkıyla vatandaş çocuğunu özel okula gönderme yolunu seçerse o zaman bizim yükümüz azalmış olur. Her ilköğretim öğrencisi başına 1000 lira devletin kasasında kalır. Onu da eğitim altyapısını daha da iyileştirmeye yönlendirme şansı yakalarız."

Hükümet velileri de özel okulları da rahatlatacak bu uygumaya ne zaman geçecek derseniz Milli Eğitim Bakanlığı bu projenin üzerinde çalışmaya devam ediyor yani net bir tarih yok.

Görünen o ki hükümet bir yandan sistemini devreye sokarken bir yandan da özel okulların önünü açacak planla eğitim sisteminde önemli değişiklikler yapmayı hedefliyor.

4/C'Lİ 44 BİN MEMURA MÜJDE!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİNİZ...

[PAGE]44 bin 4/C'li sözleşmeli personele, döner sermayeden de para alma yolu açıldı. Türk Sağlık-Sen'in açtığı dava sonucunda mahkeme hastanede görev yapan 4/C'liye döner sermaye ödenmesine hükmetti.

Mersin Kadın ve Çocuk Doğum Hastanesi'nde görev yapan Türk Sağlık-Sen üyesi 4/C'li çalışanın döner sermaye ödenmesine ilişkin yaptığı başvurunun idarece reddedilmesi üzerine Türk Sağlık-Sen tarafından dava açıldı.

Mersin 1. İdare Mahkemesi'nde görülen davada mahkeme 44 bin 4/C'linin çalıştırılma esaslarına dair Bakanlar Kurulu kararında söz konusu personele mevcut ücret dışında herhangi bir ücret ödenmeyeceğinin karara bağlandığını belirtti.

Mahkeme kararında Bakanlar Kurulu'nun söz konusu kararında belirtilen ücretler dışında başka bir ücret ödenmeyeceği belirtilse de buradan kast edilenin salt personel istihdamı nedeniyle ödenecek aylık olduğuna dikkat çekildi. Kararda bu nedenle söz konusu hükmün personelin görevi sebebiyle bulunduğu katkı oranında, kendileriyle aynı hizmeti yürüten personele ödenen ek ödemelerden yararlanamayacağı anlamına gelmediği kaydedildi.

4/C'lilerin yürüttükleri işler sonucunda döner sermaye işleyişine katkı sağladıklarının belirtildiği kararda döner sermaye ödenmemesinin Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu ifade edildi.

Mahkeme kararında 4/C'li personele döner sermaye ödenmemesi işleminin hukuka uyarlılığının bulunmadığına dikkat çekilerek söz konusu işlemin iptaline karar verildi. 4/C'li çalışanın idareye yaptığı başvuru tarihinden itibaren hak ettiği döner sermaye ödemelerinin yasal faizi ile ödenmesine hükmetti.

"4/C'LİLERİN MAĞDURİYETİNİN GİDERİLMESİNİ BEKLİYORUZ"

Kararla ilgili bir değerlendirme yapan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci "4/C'liler de döner sermaye gelirlerinin elde edilmesine çalışarak katkı sağlıyorken bu haktan yararlandırılmamasının büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Bu haksızlığın önüne geçmek için açtığımız bir davada mahkeme verdiği kararla bizim itirazımın yerinde olduğunu ve 4/C'lilerin döner sermayeyi hak etiğini tescillemiştir. Hukukende dikkat çekilen bu adaletsizliğin sonlandırılmasını 4/C'lilerin mağduriyetinin giderilmesini bekliyoruz" dedi.

BU ZAM TEKLİFİ MEMURU ŞAŞIRTACAK!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİNİZ...

 [PAGE]

Tasarının çıkmasının ardından gözler memura verilecek zamma çevrildi. İlk kez toplu sözleşme masasına oturacak olan sendikaların yüzde 20 isteğine karşın, Maliye’den gelecek ilk teklif yüzde 3 olacak.

Toplu Sözleşme Yasa Tasarısı’nın Meclis’te kabul edilmesinin ardından gözler memurlara ne kadar zam verileceğini çevrildi. Sendikalar 2012 yılı için yüzde 20’ye varan oranlarda zam beklediklerini açıklarken, kamu adına pazarlıkları yürütecek olan Maliye Bakanlığı ise ‘sendikalarla sıkı’ bir pazarlık etmeyi planlıyor. 2012 yılı bütçe tasarısında yer aldığı için, Maliye Bakanlığı, pazarlık masasına altı aylık dönem için yüzde 2-3’lük bir zam ile oturacak. Pazarlık sonucunda ise bu oran yükselecek. Ne kadar yükseleceği ise sendikaların yapacağı pazarlık gücüne bağlı olacak.

KULİSLERDE YÜZDE 10 KONUŞULUYOR

Maliye kaynakları, sendikalar tarafından dile getirilen yıllık yüzde 20’lik zam oranını yüksek buldu. Talep edilen yüzde 20’lik zam oranının, yüzde 5’lik enflasyon hedefinin çok üzerinde olduğuna dikkat çeken Maliye kaynakları, oranın enflasyonla orantılı olması gerektiğini bildirdiler. Ekonomi kulislerinde, Toplu Sözleşme Yasası’nın kabul edilmesinin ardından ‘zam toto’ da başladı. Star gazetesinin haberine göre, ancak kulislerde, ve emeklilerine 2012 yılı için 5 artı 5 oranında zam verileceği konuşuluyor. Yüzde 10 düzeyinde bir zam verilirse, memurlar enflasyonun iki katı oranında zam almış olacaklar. Bu da bütçede yer alan 3 artı 3’ün çok üzerinde bir rakama karşılık geliyor. Aradaki zamdan kaynaklanan maliyet ise İntibak Yasası için bütçeye konulan 2.4 milyar liralık ödenekten karşılanacak. Böylece, bütçe dengeleri de bozulmamış olacak. Toplu sözleşme pazarlıklarında zam oranının dışında, ikramiye, fazla çalışma ücreti, gibi 12 ayrı hak da masaya yatırılacak. Bu kalemlerde de önemli artışların sağlanması bekleniyor. Ayrıca masada, ileride dava konusu olmaması için, beş aylık gecikme için, faiz artışı da yapılması öngörülüyor. Bu konuda henüz bir karar verilmedi. Ekonomi yönetimi gelen taleplere göre kendi stratejisini belirleyecek.

HANGİ EMEKLİ NE KADAR KAZANACAK?

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİNİZ... 
[PAGE]
Binlerce emeklinin beklediği haber nihayet SGK'dan geldi. Peki 2013 yılında hangi emekli ne kadar zam alacak?

2013 başında hak sahibi olan emeklilere ödenecek intibak zammı konusunda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) düğmeye bastı.

İNCELEME SÜPER EMEKLİLERDEN BAŞLANDI

Takvim'in haberine göre SGK dosyaları incelemeye süper emeklilerden başladı.

İntibak zammından yararlanacak süper emeklilerin gösterge rakamlarının güncellenmesi ve emeklilikle ilgili bilgilerinin bilgi işlem alanına aktarılmasının ardından sıra diğer emeklilere gelecek.

İncelemelerin kısa sürede tamamlanması bekleniyor.

HANGİ EMEKLİ NE KADAR ZAM ALACAK?

İntibak aylıkları 2013 yılı Ocak ayında ödenecek. Peki bugünkü değer üzerinden kim ne kadar artış alacak? İşte cevabı...

2,7 milyon SSK emeklisini ilgilendiren ve yılardır her hükümet döneminde gündeme gelen "İntibak Kanunu" nihayet 8 mart tarihli resmi gazetede yayımlanarak yasalaştı. Bundan sonra emekliler ne kadar alacaklarını merak ediyor.

Aslında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik'in de her basın açıklamasında özellikle vurguladığı gibi intibak artışı bir değil, aylıkların yeniden hesaplanması sonucu aylıkların artırılması esasına dayanmaktadır.

Bu nedenle SSK emeklilerinden, her ne kadar sadece 2000 yılından önce olanlar intibaktan yararlanacak ise de bunların da hepsinin aylığında artış olmayacağı gibi artış miktarları da farklı olacaktır.

İntibak aylıkları 2013 yılı Ocak ayında ödenecek ama sgkrehberi.com sitesi bugünkü değer üzerinden kim ne kadar artış alacağını hesapladı. Hesaplamalarda göstergelere göre en düşük aylık bağlama oranları dikkate alındı. Emeklilerin yaş ve gün sayısına göre alacakları artış daha fazla olacak.

ALTIN İÇİN BU HAFTA ÇOK ÖNEMLİ!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİNİZ... 
[PAGE]
Geçtiğimiz hafta altının onsu 1.612 dolar seviyesi ile 1.620’den geçen yükseliş trendinin altına inildi. Ancak kapanış bu seviyenin üstünde oldu. Peki hafta içi neler olacak?

Bu hafta önemli bir hafta olacak! Hangi açıdan derseniz hem borsalar hem de için. Geçtiğimiz hafta başta ABD borsaları olmak üzere birçok Batı ülkesi Paskalya Tatili nedeniyle Cuma günü kapalıydı. Tatil nedeniyle Cuma günü açıklanan ABD istihdam verilerine “gereğince ve yeterince” tepki veremediler.

ABD’deki veri ve politika belirsizliği sebebiyle hafta başında altında kısa vadeli bir toparlanma görülebilir. Ancak haftanın ortasından itibaren 1.620 dolar seviyesi önemli olacak.

ABD tarımdışı istihdamında (TDİ) 203 bin kişilik artış beklenirken artış 120 bin kişi ile sınırlı kalmış durumda. Böylesi bir rakamı beklemeyen piyasalar; bir süredir aranan bahane de bulunduğundan; kâr realizasyonuna yöneldiler. Her ne kadar “nakit” piyasalar Cuma günü kapalı olsa da etki “vadeli” piyasalarda görüldü. Bütün kritik ABD endeksleri; Dow Jones S&P 500 ve Nasdaq; ya kritik eşiklerine geldi, ya da aşağı kırdılar. Bugün ABD piyasalarının açılmasıyla Cuma günü açıklanan veri “nakit” piyasalarda da fiyatlanmaya başlayacaktır.

Aslında ABD vadeli piyasalarındaki düşüş Çarşamba günü başlamıştı. S&P 500 vadelileri için kritik eşik olan 1.395 seviyesi geçtiğimiz hafta ortasında aşağı yönlü geçildi. Cuma günü 1.366’dan geçen 50 günlük Hareketli Ortalama’ya (HO) oldukça yaklaşıldı! Hafta başında 50 günlük HO’nın altına geçilmesi ihtimali oldukça yüksek. Bu seviyenin altına inilmesi, hem elektronik alım satım emirlerinin devreye girmesiyle zarar durdurma (stop-loss) işlemlerinin hayata geçmesine hem de tedirginliğin biraz daha artmasına neden olabilecek.

Her ne kadar ABD işsizlik verisi gerilese de, buna karşın TDİ’nin artması Fed’in 3. Bedava Para Paketi’ni yeniden tartışmaya açacak. Ancak Fed’den böylesi bir hareketin gelmesi ihtimali halen daha çok düşük!

Geçtiğimiz hafta içinde İspanya’nın arzu edilen seviyede borçlanamaması, ikinci piyasa faizlerinin ve CDS’lerinin yükseliyor olması piyasalardaki tedirginliği tetikleyen olaydı. Bu hafta da bu etkinin sürmesi çok da şaşırtıcı olmayacaktır. Zira sırada İspanya var. Yunanistan ile ‘sarı kızı veren’ AB’nin bundan sonra yenilerini de kurban vermesi kaçınılmaz. Portekiz piyasanın dişinin kovuğuna gitmeyeceğinden piyasalar hedef olarak İspanya’yı seçmiş görünüyorlar. Bir kere diş geçirdiler mi, bir şey(ler) koparmadan da vazgeçmeyeceklerdir ! (Bunu bir kenara yazın!)

Peki yaşanacak düzeltmeler borsaları nereye taşır?

Dow Jones’ta ‘nakit’ piyasa işin 12.976’dan geçen 50 günlük HO önemli olacak. Vadeli piyasalara bakıldığında bu seviyenin altına inilmesi ihtimali çok yüksek. Bu seviyenin altına inilmesi durumunda ilk hedef 12.615 olacak.

Benzer bir şekilde S&P 500’de de 1.370’den geçen 50 günlük HO ve ardından da 1.355’ten geçen son yükseliş trend değeri önemli olacak. Bu iki seviyenin aşağı kırılması durumunda ise 1.340 seviyesi yeni hedef olacak.

Zaman olarak bize en yakın olan DAX’ta ise geçtiğimiz Çarşamba günü hem 6.852’den geçen 50 günlük HO, hem de 6.833’ten geçen yükseliş trendi aşağı yönde kırıldı ve 6.670’teki önemli düzeltme seviyelerinden birine oldukça yaklaşıldı. Bu seviyenin altına inilmesi 6.350’lere kadar gidebilecek bir düzeltmenin yolunu açacak.

İMKB'de neler olacak

Geçtiğimiz Perşembe günü; 9 Ocak’tan bu yana gelen yükseliş trendi aşağı kırıldı ve Cuma günü itibarıyla 60.685’ten geçen 50 günlük HO’ya oldukça yaklaşıldı. Bu hafta başında bu seviyenin aşağı kırılma ihtimali yüksek. Herhangi bir günlük kapanışın bu seviyenin altında gerçekleşmesi İMKB’de 60.225 seviyesini gündeme getirecektir. Hele ki bu seviyenin altına inilir ise, bu sefer de 58.100 seviyesini konuşuyor olacağız.

Haftanın başında ABD’deki TDİ verisi nedeniyle geçtiğimiz haftanın değerleri ile yeni hafta arasında boşluklar oluşur ise, daha hızlı düşüşler öncesinde bu boşlukların kapanma ihtimali yüksek. Ancak bu boşlukların kapanması sürecini pozisyon azaltılması amacıyla kullanmakta fayda var!

Bu hafta bütün gözler altının üzerinde olacak!

Altının Ekim 2008’den bu yana gelen ve henüz daha aşağı kırılmamış olan bir “yükseliş” trendi var! Geçtiğimiz hafta 1.612 dolar/ons seviyesi ile 1.620’den geçen yükseliş trendinin (Aralık 2009’dan bu yana ikinci kez) altına inildi. Ancak kapanış bu seviyenin üstünde oldu.

ABD’deki veri ve politika belirsizliği sebebiyle hafta başında altında kısa vadeli bir toparlanma görülebilir. Ancak haftanın ortasından itibaren 1.620 seviyesi önemli olacak.

Bu seviyenin altında bir kapanış, fiyatlarında önemli bir kırılmayı da beraberinde getirebilir. Bu ihtimalin son günlerde oldukça yükseldiğini, bu nedenle de fiyatlarının yakından izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. 
Ali Ağaoğlu/VATAN

ÇALIŞAN KADINLARI ZOR GÜNLER BEKLİYOR!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİNİZ...

 [PAGE]

Kadın işçilere ağır ve tehlikeli işlerde ayda 5 gün “ay hali” izni verilmesini öngören yönetmelik tarihe karışıyor. Kadınların çalıştığı 42 sektör ağır ve tehlikeli işler statüsünden çıkarıldı.

Böylece 2010’daki 42 sektörün statü değişikliğinin ardından 34 iş alanında daha işverenin geriye dönük izin hakkı davası endişesi bitmiş olacak.

Daha önce sektörü başta olmak üzere kadınların çalıştığı 42 sektörün ağır ve tehlikeli işler statüsünden çıkarıldığı yönetmelik şimdi tümüyle yürürlükten kaldırılıyor. Böylece yönetmelik kapsamında halen 34 sektörde kadın işçi çalıştıran patronlar regl iznini kullandırmadıkları gerekçesiyle geriye dönük dava açılacağı korkusundan kurtulacaklar. İş Yasası’na dayanarak 2004 yılında çıkarılan ağır ve tehlikeli işler yönetmeliği, kadınların “ay hali” günlerinde ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamayacaklarını, bu günlerin sayısının ayda 5 gün olarak hesaplanacağını, daha fazlası için ise hekim raporuna göre hareket edileceğini öngörüyor.

KADIN AYRILDIKTAN SONRA DAVA AÇIYOR

Yönetmelik ayrıca, ağır ve tehlikeli işte çalıştırılacak kişilerin eğitim sertifikası bulunmasını ve yılda bir defa doktor raporu almalarını zorunlu kılıyor. Tekstil sektörü başta olmak üzere iş dünyasının tepkisini çeken yönetmelikte 7 Mart 2010 tarihinde yapılan değişiklikle kadınların en yoğun çalıştığı ve triko, dokuma, giyecek imali işyerleri ile otel ve tatil köylerinin mutfakları gibi 42 sektör ağır ve tehlikeli işler kapsamından çıkarılmıştı. İşini kaybetmemek için kadınlar çalışmakta oldukları işyerinden genelde regl izni talep etmiyorlar. Ancak, işten ayrıldıktan sonra dava açarak geriye dönük olarak talepte bulunma ihtimali işverenleri korkutuyor.

KADINLARA 5 GÜN REGL İZNİ ZORUNLU OLAN İŞLER

* Röntgen, magnetik rezonans ve benzeri elektronik cihazla çalışılan radyoloji işleri
* Uçaklarda yapılan bütün işler ve uçaklarla yapılan ilaçlama ve yangın söndürme işleri
* Her türlü katı ve sıvı ara ürün ve nihai ürünlerin ambalajlanması
* Suni ipek üretimi
* Bitkisel ve hayvansal yağların üretimi
* Ham kürkleri işleme ve boyama işleri
* Her türlü ayakkabı, terlik ve benzerleri imalatı
* Fayans, porselen ve seramik üretimi
* Cam, şişe, optik ve benzeri malzeme üretimi ile bunların işlenmesi
GAZETE HABERTÜRK / Ahmet KIVANÇ

BU FOTOĞRAFTAKİ ÜNLÜ İŞADAMI KİM?

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİNİZ...

 [PAGE]

Bu fotoğrafta ünü sınırları aşmış bir işadamımız var. Öyle bir fotoğrafki görsel ve yazılı medyada ilk defa yayımlanıyor. İşadamının Beylerbeyi'ndeki evinde cep telefonuyla çektik bu fotoğrafı. Tanımakta çok zorlandık.

Ali Ağaoğlu var bu fotoğrafta.. Okuduğu ilkokulda öğretmeni ve sınıf arkadaşları var yanında. Biz önce fotoğraftakiler arasında Ali Ağaoğlu'nu tanmakta zorlandık. Bakalım siz bulabilecek misiniz? Ya da tanıyabilecek misiniz ünlü işadamımızı? Orjinall fotoğrafı Haberin Grafikleri bölümünde bulunabilirsiniz. EKOFİNANS.COM özel...

YENİ TEŞVİK YASASI 41 İLİMİZE YARAMADI!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİNİZ...

 [PAGE]

Yeni sistemde 41 ilin normal yatırımlarda aldığı devlet desteği oranı, eskisine göre azalacak. Buna karşın yatırıma devlet desteği artacak illerin sayısı 34’te kalacak. 6 ilin durumunda ise bir değişiklik olmayacak.

Eskiden 1. bölgede yer aldığı için en az destek alan iller arasında bulunan Düzce yeni sistemde 4. bölgeye alındığı için en kârlı çıkan il olacak. Eskiden en fazla destek alan 4. bölgede yer alırken şimdi 3. bölgeye alınan Trabzon ise en fazla kaybeden il olacak.

Yeni sistemde kayba uğrayan iller arasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli orta sıralarda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın memleketi Rize ise ilk sıralarda yer alıyor. Eskiden olduğu gibi yeni sistemde de 4. bölgede yer alan Rize, Artvin, Kastamonu, Erzincan, Elazığ ve Malatya illeri, Trabzon’un hemen ardından en fazla kaybeden iller olacak. En fazla kaybedenlerin üçüncü grubunda eskiden 3. bölgede yer alırken şimdi 2. bölgeye alınan Kayseri ve Konya yer alıyor. Eskiden en fazla teşvik alan 4. bölgede yer alırken, yeni sistemde 6. bölge yerine 5. bölgeye alınan iller ise en fazla kayba uğrayan dördüncü grubu oluşturuyor. Bu iller arasında Ordu, Giresun, Sinop, Gümüşhane, Çankırı, Bayburt, Erzurum ve Tunceli yer alıyor. Kayıp sıralamasında bu illerin ardından 2. bölgeden 1. bölgeye alınan Antalya ile Muğla geliyor. Kayıp sıralamasında 6. grupta hem eski, hem de yeni sistemde 3. bölgede yer alan Manisa, Uşak, Samsun, Zonguldak, Karabük, Karaman ve Gaziantep yer alıyor. Her iki sistemde de 2. bölgede yer alan Adana, Aydın, Çanakkale, Denizli ve Isparta, sınırlı bir kayıpla kurtulacak. 3. bölgeden 4. bölgeye alınan Hatay, Sivas, Amasya, Bartın, Çorum, Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir, Afyonkarahisar ve Kütahya ise önemsenmeyecek bir kayıpla büyük ölçüde durumlarını koruyacak.

EN KÂRLI ÇIKANLAR

Yeni sistemde en kârlı çıkan illerde Düzce’yi, kıl payı farkla 6. bölgedeki Diyarbakır, Şanlıurfa, Hakkâri, Batman, Bingöl, Bitlis, Şırnak, Mardin, Muş, Siirt, Van, Iğdır, Kars ve Ardahan izliyor. Bu grubu, 1. bölgeden 3. bölgeye alınarak Düzce ile birlikte en şanslı iller arasına giren Bilecik izliyor. En fazla kazananların dördüncü grubunda 3. bölgeden 5. bölgeye alınan Osmaniye, Adıyaman, K.Maraş, Kilis, Tokat, Yozgat, Niğde ve Aksaray yer alıyor. Bunları 1. bölgeden 2. bölgeye alınan Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Sakarya, Yalova ve Bolu izliyor. 2. bölgeden 3. bölgeye alınan Balıkesir, Burdur ve Mersin sınırlı bir kazançla kârlı çıkan iller arasında son grubu oluşturuyorlar. Her iki sistemde de 1 grupta yer alan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Eskişehir için ise normal yatırımlarda eski ve yeni sistemler arasında bir fark olmayacak.

OSB’DE YATIRIM FARKI

Yeni sistemde organize sanayi bölgesinde (OSB) yapılan yatırımlar, teşvikte bir alt bölgenin imkânlarından yararlanacak. Yatırımların OSB’de yapılması halinde de hâlâ 18 il, eskisine göre daha zararda olacak. Ancak avantajlı il sayısı, bu durumda 55’e çıkıyor. Normal yatırımlarda kayıpta olan illerden 8’i de yatırımları OSB’de yapmaları halinde en azından eski durumlarını koruyabiliyor.

HER DURUMDA KAYBEDEN İLLER

Yatırım OSB’de olsa bile kaybeden iller: Artvin, Rize, Samsun, Trabzon, Kastamonu, Karabük, Zonguldak, Erzincan, Elazığ, Konya, Karaman, Kayseri, Malatya, Gaziantep, Antalya, Manisa, Muğla ve Uşak

KARŞILAŞTIRMA NASIL YAPILDI?

Karşılaştırma, 3.5 milyon TL kredi alarak 5 milyon TL tutarında 40 kişilik istihdam yaratan bir yatırımda toplam devlet katkısının yatırım tutarına oranı ile yapıldı. Her iki sistemde de yer aldıkları için karşılaştırmayı etkilemeyen yatırım yeri tahsisi ile gümrük vergisi ve KDV istisnası hesaba katılmadı.

2011'DE KONUT SEKTÖRÜ YÜZDE 11 BÜYÜDÜ

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİNİZ...

 [PAGE]

Konut sektörü 2011 yılının son çeyreğinde yüzde 7, yılın tamamında ise yüzde 11,2 büyüdü. Bu yıl aynı ivmeyle büyümesi beklenmeyen sektörde geçen yıla göre küçülme bekleniyor.

Yapı Endüstri Merkezi Genel Müdürü Barış Onay Türk Yapı Sektörü’nün 2011 yılına ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin sektörün 2011 yılının son çeyreğinde yüzde 7, yılın tamamında ise yüzde 11,2 büyüdüğünü ifade etti.

Bu rakamın yıl sonu beklentilerinin az da olsa üzerinde olduğunu dile getiren Onay, "Bunun 2012'ye girerken umut verici bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.

Onay, AB ülkelerinde ise yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,2, ikinci çeyrekte yüzde 1,5, üçüncü çeyrekte ise 0,2 büyüme gösteren inşaat sektörünün son çeyrekte yüzde 1,4 küçülme gösterdiğini kaydetti.

Lokomotif sektörlerden biri
Yapı sektöründe 2012 yılında genel ekonomiden daha yüksek oranda bir büyüme beklenebileceğini, fakat her halükarda bu rakamın 2011 yılının 4. çeyrek kapanış verisi olan yüzde 7'den yukarıda olmayacağını ifade eden Onay, 2011'in ilk çeyreğinden itibaren Türkiye büyüme oranı ve inşaat sektörü büyüme oranının paralel bir trend izlediğini, bu durumun inşaat sektörünün Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olduğu yorumlarını kanıtlar nitelikte olduğunu vurguladı.

Kamu yatırımları geriledi
Barış Onay, Türkiye'deki sabit sermaye yatırımları içinde, inşaat yatırımlarının 2010 yılında yüzde 40'ı kamu sektörüne ait iken, 2011 yılında bu oran yüzde 35'e gerilediğine işaret ederek, "Bu yıl inşaat yatırımlarının yüzde 65'i özel sektör tarafından yapılmakta. Bu durum aynı zamanda, Ülkemizdeki özel sektör liderliğinde bir piyasanın olgun bir şekilde yerleşmiş olduğunun göstergesidir" dedi.

2011'de 100 binin üzerinde binaya ruhsat verildi
TÜİK istatistiklerine göre, 2011 yılında ruhsat verilen bina sayısının 100 bin 327 olduğunu, bu rakamın 85 bin 736'sının (yüzde 85) konuttan oluştuğunu belirten Onay, konut satışlarının, 4. çeyrekte bir önceki döneme göre yüzde 17 artarak, 101 bin 752'den 118 bin 867' ye yükseldiğini bildirdi.

Onay, "2011 yılında toplam 419 bin adet konut satışı gerçekleşmiştir" dedi.

Türkiye Bankalar Birliği'nin 35 bankadan aldığı verilere göre, 2011 Eylül ayı itibariyle 1 milyon 201 bin 193 kişinin toplam 68,3 milyar lira konut kredisi kullandığını, bu miktarın toplam tüketici kredilerinin yüzde 44'ünü oluşturduğunu vurgulayan Onay, toplam tüketici kredilerinin yüzde 18'inin geri ödeme süresinin 6 yıldan fazla olduğunu kaydetti.

Onay, konut faizi kredilerinin ise 2010 yılının 4. çeyreği itibariyle artış gösterdiğini, kredi faizi arttıkça, kredi miktarındaki artışta yavaşlama olduğunu söyledi.

15 milyar dolarlık 39 proje üstlenildi
Barış Onay, Merkez Bankası İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye Konut Fiyat Endeksi'nin (TKFE) 2011 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 0,87 oranında artarak 115,3 olarak gerçekleştiğini, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,34 oranında artan TKFE'nin, aynı dönemde reel olarak yüzde 0,81 oranında arttığını kaydetti.

Metrekare birim fiyatları 931 liradan, 1037 liraya çıktı
Metrekare başına konut değeri olarak hesaplanan birim fiyatların 2010 yılı Aralık ayında 931,8 lira iken, 2011 yılı Aralık ayında 1.037,5 lira olarak gerçekleştiğini dile getiren Onay, üç büyük ilin konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde ise, endeks değerinin 2011 yılı Aralık ayında İstanbul ve İzmir'de bir önceki aya göre sırasıyla yüzde 1,40 ve 0,43 oranında yükseldiğini, Ankara'da ise değişmediğini vurguladı.

Türkiye'nin yurt dışı müteahhitlik hizmetleri hakkında da bilgi veren Onay, 1972'den 2011 yılının 9. ayı itibariyle 93 ülkede 202,2 milyar dolar değerinde 6 bin 282 proje üstlenildiğini bildirdi.

Onay, 2011 yılının 9 ayında üstlenilen 39 projenin değerinin 15 milyar dolar seviyesini geçtiğini belirterek projelerin bölgesel dağılımına ilişkin şu bilgileri verdi: "Bağımsız Devletler Topluluğu 6,9 milyar dolar (yüzde 44,8), Ortadoğu 4,8 milyar dolar (yüzde 31), Asya 1,2 milyar dolar, (yüzde 7,7), Afrika 1,1 milyar dolar (yüzde 7,3 ) Amerika 1 milyar dolar (yüzde yüzde 7) diğer Ülkeler de 358 milyon dolar (yüzde 2,3)."

Türkmenistan üstlenilen projelerde birinci sırada
Barış Onay, 2011 yılının 9 aylık döneminde müteahhitlik firmalarınca yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında, Türkmenistan'ın yüzde 17,4'lük oranla birinci sıraya yükseldiğini, Rusya Federasyonu'nun da yüzde 16,7 ile ikinci sırada yer aldığını kaydetti.

Bu ülkeleri sırasıyla yüzde 14,6 ile Irak, yüzde 7,7 ile Suudi Arabistan'ın izlediğini belirten Onay, Engineering News Record tarafından, firmaların önceki yıl yurt dışında kazandıkları gelir esas alınarak yapılan performans sıralamasına göre 2011 yılında dünyanın en büyük 225 müteahhitlik firması arasında 31 firma ile Türk firmaları 2. sırada yer aldığını kaydetti.

Sektörün 2011 yılı ihracatı 19,7 milyar dolar
Onay, Türkiye'nin inşaat sektörü ihracatının 2010 yılında 16,5 milyar dolar iken 2011 yılında 19,7 milyar dolara yükseldiğini belirtti.

Sektörün ithalatının ise yaklaşık 6,8 milyar dolardan 8,7 milyar dolara yükseldiğine işaret eden Onay, "Bu veriler ile Türkiye'nin net ihracatta en önemli sektörünün yapı sektörü olduğunu söyleyebiliriz" dedi.