BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,68
ALTIN 2.955,99
HABER /  GÜNCEL

Tek tıkla ekonomi gündemi

Ekofinans'la ekonomi turu başlıyor. Türkiye ve dünyanın önde gelen ekonomi ve finans haberlerini sizin için derledik.

Abone ol

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bugün açıklanan büyüme rakamlarını değerlendirirken, 'Türkiye ekonomisinde yüzde 8,5 büyüme sürpriz değil, şaşırmadım'' açıklaması yaptı.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan bugün açıklanan büyüme rakamlarını değerlendirirken Türkiye ekonomisinde daha önce yüzde 8,3 ile 8,5 arasında bir büyüme beklediğini söylediğini hatırlattı ve ''yüzde 8,5 büyüme sürpriz değil, şaşırmadım'' dedi.Çağlayan yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, 2011 yılında kaydettiği yüzde 8,5'lik büyüme hızıyla bir kez daha dünyanın pek çok ülkesinden farklı bir ekonomiye sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti.

GSYH'nin 772 milyar dolara, kişi başına düşen milli gelirin de 10 bin 444 dolara ulaştığını anımsatan Çağlayan, ''Türkiye ekonomisi, nüfusu 70 milyonun üzerinde olup kişi başına 10 bin doların üzerinde GSYH rakamına ulaşan ülkelerden biri konumunu 2011 yılında da sürdürdü'' dedi.

2011 yılının Türkiye için ''rekorlarla geçen bir yıl'' olduğunu belirten Çağlayan, şunları kaydetti:

''Türkiye, küresel kriz sonrasında en fazla istihdam artışı sağlayan ülkelerden biri oldu. 2011 yılının üç çeyreğinde de Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. Türkiye ekonomisi sadece istihdam ve büyüme rakamlarında değil, ihracatta da rekor kırdı. 135 milyar dolar ihracatla Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru gerçekleştirildi.

Kırılan bu rekorlarda, gerçekleşen bu büyüme rakamlarında ihracatın önemli katkısı bulunuyor. Türkiye ekonomisinin büyümesinde ihracatın net katkısı üçüncü çeyrekte olduğu gibi son çeyrekte de devam etti. Son çeyrekte ihracatın büyümeye katkısı yüzde 3,2 oldu. 2012 yılın ilk çeyreğinde gerçekleşen ihracat rakamları da gösteriyor ki ihracatın büyüme katkısı pozitif olacak.''

''Türkiye'nin dünya büyümesine katkısı 0,1 puan''

Türkiye ekonomisinin bu dinamizminin dünya ekonomisinin büyümesine de yansıdığına dikkati çeken Çağlayan, geçen yıl yüzde 8,5 büyüyen Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisinin büyüme hızını 0,1 puan yükselttiğini bildirdi. Çağlayan, Türkiye 2011'de bu kadar büyümeseydi dünya ekonomisinin büyüme tahmininin yüzde 3,8 değil, yüzde 3,7 olacağını belirtti.

Türkiye Avrupa Birliği (AB) içinde olsaydı, aynı şekilde AB'nin 2011 yılı büyümesinin de yüzde 1,6 değil, yüzde 1,9 olacağını ifade eden Çağlayan, bu durumun Türkiye'nin AB'ye dinamizm katacağının göstergesi olduğunu kaydetti.

''İç talep daralıyor''

Türkiye ekonomisinin büyüme hızının, alınan önlemlerin bir sonucu olarak 2011'in son çeyreğinde bir miktar yavaşladığını da belirten Çağlayan, bu yavaşlamanın tüketim mallarına olan iç talebin daralmaya başlamasından kaynaklandığını, bu çerçevede tüketim malı ithalatının da düştüğünü bildirdi.

Ekonomi Bakanı Çağlayan, Türkiye ekonomisinin yumuşak inişi gerçekleştirdiğini, alınan önlemler ve ihracat seferberliğiyle 2012 yılında Türkiye ekonomisinin Orta Vadeli Programda öngörülen yüzde 4 büyümenin üzerinde, yüzde 5 civarında büyüyeceğini tahmin ettiğini kaydetti.

İSTANBUL YIKILIP YENİDEN YAPILACAK!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

 [PAGE]

Başbakan Erdoğan, Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen ve Meclis'te onaylanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümüne İlişkin Yasa Tasarısı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Partisinin genel merkezinde düzenlenen Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumu'na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kamuoyunda Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen ve büyük bölümünün Meclis'te onaylandığı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümüne İlişkin Yasa Tasarısı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Ustalık dönemine girerken çok önemli bir adım attıklarını bu çerçevede Çevre ve Şehircilik Bakanlığını kurduklarını ifade eden Erdoğan, ''Şimdi gideceğiz gerekirse evleri yıkacağız. Bunun yetkisini aldık mı aldık. Yasal düzenlemeleri buna göre, kentsel dönüşüm değişimle beraber yaptık, yapıyoruz, yapacağız" dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onun için diyoruz ki bizim işimizi, tüm milletime sesleniyorum, kolaylaştırın. Biz sizleri sokakta bırakmayız ama işimizi kolaylaştırın. Çünkü biz sizin yavrularınızın ayaklarının toprağa, çime değeceği parklar yapabilelim. Biz çocuklarımıza huzurlu şehirler emanet edeceğiz. Güvenli şehirler, yeşille bezenmiş şehirler, insana dost iller emanet edeceğiz. Aile huzurunun, aile saadetinin sokağa kadar taştığı şehirler inşa edeceğiz. Aile huzuruyla birlikte kardeşlik hukukunun egemen olduğu şehirleri edeceğiz.

Hiç kuşkumuz yok burada belediyelerimize, belediye başkanlarımıza, büyük sorumluluk düşüyor. AK Parti'li her bir belediye başkanı, belde belediyesinde tutunuz, büyükşehir belediyesine kadar her bir başkan arkadaşımız öncelikle böyle bir ufka, böyle bir vizyona, misyona kesinlikle sahip olmalıdır.''

Konuşmasında şehirlerin bozulduğunu ve modern şehirlerin insana hükmettiğini de belirten Erdoğan, "Medenileşme insanı merkeze alan, insan odaklı, insana göre kalıba girmiş bir şehrin şekillenmesidir. Bizim inşa ettiğimiz tarihteki şehirlerimize baktığınızda hep önce insanı görürsünüz. İnsanı yutan değil, insanı yücelten, öne çıkaran bir mimari tarzla karşılaşırsınız. Minareler, kubbeler rastgele değil; şehre bir estetik, bir muhabbet kazandırmak kaygısıyla adeta göğe yükselmiştir. Çeşmeler, sebiller su ihtiyacını karşıladığı kadar şehre güzellik katmak amacıyla tasarlanmıştır. Ne zaman ki kendi medeniyetimize, kendi tarihimize, kendi mimari anlayışımıza sırt çevrilmiştir işte o zaman hem şehirler bozulmuş hem de şehirde yaşayan insanlar yıpranmaya başlamıştır. İşte biz bunu tersine çevirmek, en azından bunu tersine çevirecek, gelecek nesillere örnek teşkil edecek bir tarzı, anlayışı hakim kılmak mecburiyetindeyiz"  dedi.

2011 YILI REKORLARLA GEÇEN BİR YIL OLDU!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

 [PAGE]

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bugün açıklanan büyüme rakamlarını değerlendirirken, 'Türkiye ekonomisinde yüzde 8,5 büyüme sürpriz değil, şaşırmadım'' açıklaması yaptı.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan bugün açıklanan büyüme rakamlarını değerlendirirken Türkiye ekonomisinde daha önce yüzde 8,3 ile 8,5 arasında bir büyüme beklediğini söylediğini hatırlattı ve ''yüzde 8,5 büyüme sürpriz değil, şaşırmadım'' dedi.Çağlayan yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, 2011 yılında kaydettiği yüzde 8,5'lik büyüme hızıyla bir kez daha dünyanın pek çok ülkesinden farklı bir ekonomiye sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti.

GSYH'nin 772 milyar dolara, kişi başına düşen milli gelirin de 10 bin 444 dolara ulaştığını anımsatan Çağlayan, ''Türkiye ekonomisi, nüfusu 70 milyonun üzerinde olup kişi başına 10 bin doların üzerinde GSYH rakamına ulaşan ülkelerden biri konumunu 2011 yılında da sürdürdü'' dedi.

2011 yılının Türkiye için ''rekorlarla geçen bir yıl'' olduğunu belirten Çağlayan, şunları kaydetti:

''Türkiye, küresel kriz sonrasında en fazla istihdam artışı sağlayan ülkelerden biri oldu. 2011 yılının üç çeyreğinde de Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. Türkiye ekonomisi sadece istihdam ve büyüme rakamlarında değil, ihracatta da rekor kırdı. 135 milyar dolar ihracatla Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru gerçekleştirildi.

Kırılan bu rekorlarda, gerçekleşen bu büyüme rakamlarında ihracatın önemli katkısı bulunuyor. Türkiye ekonomisinin büyümesinde ihracatın net katkısı üçüncü çeyrekte olduğu gibi son çeyrekte de devam etti. Son çeyrekte ihracatın büyümeye katkısı yüzde 3,2 oldu. 2012 yılın ilk çeyreğinde gerçekleşen ihracat rakamları da gösteriyor ki ihracatın büyüme katkısı pozitif olacak.''

''Türkiye'nin dünya büyümesine katkısı 0,1 puan''

Türkiye ekonomisinin bu dinamizminin dünya ekonomisinin büyümesine de yansıdığına dikkati çeken Çağlayan, geçen yıl yüzde 8,5 büyüyen Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisinin büyüme hızını 0,1 puan yükselttiğini bildirdi. Çağlayan, Türkiye 2011'de bu kadar büyümeseydi dünya ekonomisinin büyüme tahmininin yüzde 3,8 değil, yüzde 3,7 olacağını belirtti.

Türkiye Avrupa Birliği (AB) içinde olsaydı, aynı şekilde AB'nin 2011 yılı büyümesinin de yüzde 1,6 değil, yüzde 1,9 olacağını ifade eden Çağlayan, bu durumun Türkiye'nin AB'ye dinamizm katacağının göstergesi olduğunu kaydetti.

''İç talep daralıyor''

Türkiye ekonomisinin büyüme hızının, alınan önlemlerin bir sonucu olarak 2011'in son çeyreğinde bir miktar yavaşladığını da belirten Çağlayan, bu yavaşlamanın tüketim mallarına olan iç talebin daralmaya başlamasından kaynaklandığını, bu çerçevede tüketim malı ithalatının da düştüğünü bildirdi.

Ekonomi Bakanı Çağlayan, Türkiye ekonomisinin yumuşak inişi gerçekleştirdiğini, alınan önlemler ve ihracat seferberliğiyle 2012 yılında Türkiye ekonomisinin Orta Vadeli Programda öngörülen yüzde 4 büyümenin üzerinde, yüzde 5 civarında büyüyeceğini tahmin ettiğini kaydetti.

ATANAMAYAN ÖĞRETMEN KALMAYACAK!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

 [PAGE]

Atama bekleyen onbinlerce öğretmen adayına hükümetten müjde geldi. Yeni eğitim sistemiyle ataması yapılmayan öğretmen kalmayacak!

Yeni sistemiyle birlikte teşvik edilecek olan özel okullar 500 bin öğretmene istihdam kapısı olacak. Devlet özel okula gidecek her öğrenci için de 1500 TL bütçe ayıracak.

Özel okul teşvikiyle "atanamayan öğretmen" sorunu tarihe karışacak. Hükümet çok cazip teşviklerle halen 50 bin öğretmeni istihdam eden özel okulların sayısını artırarak birkaç yıl içinde 250 binden fazla öğretmenin istihdamını sağlayacak.

Başbakanlık'ta hazırlanan teşvik paketinde, özel okullara öğrenci başına ortalama 1500 TL ödeme yapılması planlanırken, bu kararın alınmasına özel okulların devlete yaptığı istihdam katkısı etkili oldu. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, özel okullarda 1 öğretmene 8,2 öğrenci düşerken bu oran resmi okullarda 22,4'e çıkıyor. Özel okullardaki öğretmen sayısının geçen yıl 50 bin 853 olduğu belirtilirken, özel okullardaki öğretmenler devlette çalışmış olsaydı 127 milyon 132 bin 500 TL aylık, 1 milyar 525 milyon 590 bin TL yıllık ücret ödenmiş olacağı belirtildi. Özel okulların bu kadar geniş bir istihdam yükünü yüklenmiş olması, Hükümet'in teşvik kararını almasında en önemli etken oldu.

SAYI HER YIL YÜZDE 20 ARTACAK

Hükümetin öğrenci sayısına göre yapacağı teşvik ödemesiyle özel okul sayılarının hızla artması, bu okulların istihdama yapacağı katkıyı da aynı oranda artıracak. Yapılan hazırlığa göre, özel okullar sadece halen boş kalan kontenjanlarının doldurulması halinde bile 43 bin 700 öğretmen istihdam edecek. Halen yaklaşık 440 bin öğrencisi bulunan özel okulların bakanlık verilerine göre mevcut toplam öğrenci kapasitesi 780 bin 656. Hükümetin vereceği teşvikle birlikte özel okulların öğrenci sayısının her yıl için yüzde 20 artması hedefleniyor.

ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMEN KALMAYACAK

Halen 440 bin olan özel okullardaki öğrenci kapasitesinin kısa vadede 2 milyona, uzun vadede 7-8 milyona kadar yükseltilmesi planlanıyor. Yüzde 3 olan özel okulların toplam öğrenci sayısı içindeki payı da yüzde 50'lere kadar çıkacak. Bu hedeflere ulaşılması durumunda, özel okullar kısa vadede 250 bin, uzun vadede de 500 bin öğretmen istihdam edebilecek. Bu rakamlarla kamuoyunda sık sık gündeme gelen "ataması yapılmayan öğretmenler" sorunu da çözülmüş olacak. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, öğretmenlik için bekleyenlerin 264 bin olduğunu açıklamıştı. Böylece Eğitim Fakültesi mezunu olduğu halde ihtiyaç fazlası olduğu için okullarında görev alamayanlar, özel sektörde iş fırsatına kavuşacak.

MART'IN ZAM  ŞAMPİYONU FASULYE OLDU!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

 [PAGE]

İstanbul'da mart ayında fiyatı en fazla artan ürün, taze fasulye oldu. Fasulyeyi, bakla ve soğan izledi. Patlıcan ise fiyat düşüşünde şampiyon oldu. Ürünlerin diğer fiyatları şöyle.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) mart ayında ve yıllık bazda İstanbul'da perakende fiyatları en fazla artan ve azalan maddeleri fiyat ve artış oranlarıyla birlikte açıkladı.

Fasulye yüzde 13,02 fiyat artışı ile şampiyon

Buna göre, Mart ayında geçinme indeksindeki 75 maddenin fiyatında artış görüldü. Gıda harcamaları grubu yaş kuru, sebze ve meyva grubunda yer alan taze fasulye, arz eksikliğine bağlı olarak yüzde 13,09 oran ile fiyatı en fazla artan madde oldu. Fiyatı en fazla artan diğer maddeler ise yüzde 11,48 ile halı, yüzde 8,34 ile mandalina, yüzde 6,73 ile fuel oil oldu.

Yıllık bazda fiyatı en fazla artış gösteren madde yüzde 56,10 oran ile yaş kuru sebze ve meyveler grubunda yer alan ve arz eksikliği yaşanan oldu. Bu ürünü aynı grupta yüzde 55,06 ile kıvırcık salata, yüzde 46,14 ile nohut, yüzde 34,94 ile kahvaltılık margarin izledi.

Patlıcanın fiyatı düştü

Mart ayında indekste 23 maddenin fiyatında azalış görüldü. Gıda harcamaları grubunda yer alan arz fazlalığına bağlı olarak yüzde -25,26 oran ile mart ayında fiyatı en fazla azalış gösteren madde oldu. Bunu yine aynı grupta yüzde -20,31 ile kabak, yüzde -15,18 ile pırasa, yüzde -14,84 ile karnabahar takip etti.

Gıda harcamaları grubunda yer alan bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde -36,86 oranla fiyatı en fazla azalış gösteren madde oldu. Fiyatları bir önceki yıla göre azalış gösteren diğer maddeler ise yüzde -24,78 ile balık, yüzde -23,05 ile buzdolabı, yüzde -11,38 ile çamaşır makinesi oldu.

ZAMLAR FATURALARI NE KADAR ARTIRACAK!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

 [PAGE]

Elektrik zammının hemen ardından gelen doğalgaz zammıyla vatandaşın beli iyice büküldü. Peki bu zamlar faturalarımıza ne zaman ve ne kadar yansıyacak?

Vatandaşın '1 Nisan şakası' dediği ve ve geçen ay içinde 3 kez yapılan benzin zamları ortalama bir ailenin enerjiye ödediği aylık faturayı 94 lira artırdı.

Enerji Bakanlığı dünden itibaren geçerli olmak üzere elektriğe ortalama yüzde 8.1, doğalgaza ise yüzde 18.72 yaptı.

Konutlarda kullanılan elektrikteki yüzde 9.26, sanayide ise 8.7 olarak açıklandı. 45 litrelik deposunu mart ayı başında 199 TL'ye dolduran bir araç sahibi, 30 Mart'ta aynı yakıta 211 lira ödemeye başladı.

Ayda ortalama 3 depo benzin harcandığı varsayılırsa vatandaşın cebinden çıkan para 598 liradan 630.45 liraya yükseldi.

Zam öncesi aylık faturası 60 lira olan bir abone, nisan ayı sonunda 65.5 lira, 300 liralık faturası ödeyen ise 356 lira ödemek zorunda kalıyor. Bir aylık zamların ortalama yükü de bu rakamlar ışığında, aile bütçesine 94 liralık ek yük bildiriyor...

DOĞALGAZDA TASARRUFUN 10 YOLU

-Camların ısıcam olması kışın yüzde 40-50, yazın yüzde 15 tasarruf sağlar.

- Radyatörlerin üzerinin estetik nedenlerle kapatılmaması gerekiyor.

- Pencere ve kapı izalosyonunun yapılmasının bütçeye katkısı yüzde 15.

- Konutlarda kalın ve pencereyi tamamen kapatan perdeler kullanılması ısı kaybını azaltır.

- Termostatların kapı, pencere ve ısı veren aletlerin uzağına monte edilmesi gerekiyor.

- Bina izolasyonunun tam olması halinde yüzde 10-20 arasında tasarruf mümkün.

- Doğalgazsobasının filtrelerinin ayda bir kez temizlenmesi yakıt ve ısı tasarrufu sağlıyor.

- Bacalı cihazlarının dolap içerisine yerleştirilmesi cihazın verimini düşürüyor.

- Kuru havada soğuk daha çok hissedileceği için odaların nemlendirilmesi gerekiyor.

ELEKTRİKTE TASARRUFUN 10 YOLU

- Çay kahve yaparken içeceğiniz kadar su kaynatın.

- Çamaşırları yüksek ısıda yıkamayın.

- Buzdolabındaki sıvı yiyeceklerin üzerini kapatın. Sıvı yiyecekler dolabın içindeki nem oranını artırarak kompresörün daha fazla çalışmasına neden olur

- Dondurulmuş gıdaları derin dondurucudan 1 gün önce çıkarıp buzdolabınıza koyun.

- Fırın ve diğer ısı kaynaklarından uzakta olsun ki, serin kalmak için çok fazla çaba sarf etmek zorunda kalmasın.

- Buzdolabı duvardan uzak olsun

- Dolabın çevresi, hava sirkülasyonunu etkileyen maddelerden de uzakta olmalı.

- Elektrikli cihazlar düğmesinden kapatmadığınız sürece enerji harcar.

- Cep telefonu gibi cihazları şarj ettikten sonra prizde bırakmayın.

- Düşük enerji ampulleri 3 kat daha az enerji harcar.

Sözleşmeliler o müjdeli haberi bekliyor!

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

 

[PAGE]

 

Bugün yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında sözleşmeliler için müjdeli haber çıkacak mı? Bugün hem memurlar hem de belediyelerde çalışan sözleşmeliler için kritik bir gün.
Belediyelerde çalışan ve bekleyen sözleşmeli personelin gözü kulağı bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in hafta sonu yaptığı bir açıklama belediyelerde sözleşmeye tabi çalışan personele umut oldu. Çelik'in yaptığı açıklamanın satır aralarında sözleşmeli personele ilişkin düzenlemelerin gündemde olduğunu ortaya çıktı.

Son söz ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da...

Memurlara Toplu Sözleşme konusunun da anagündem maddesi olduğu bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında sözleşmelilerin durumu da Başbakan'a sorulacak.

Çelik'in yaptığı açıklamaya göre   konu ''Başbakanın vereceği talimat doğrultusunda ele alınacak veya farklı bir talimat olur ise değerlendirme yapılacak."

17 BİN KİŞİ MÜJDELİ HABER BEKLİYOR

Bakan Çelik'in verdiği bilgilere göre belediyeler bünyesinde çalışan  ve bekleyen 17 bin sözleşmeli bulunuyor.

YILDIZ: 'ZAM YAPMAYA MECBUR KALDIK'

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

 [PAGE]

Taner Yıldız, elektrik ve doğalgaza yapılan zamların bir zorunluluktan kaynaklandığını, ham petrol ve döviz fiyatlarının artmasının böyle bir sonuca götürdüğünü söylediEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen ''65. Türkiye Jeoloji Kurultayı''na katılan Yıldız Kurultay öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Doğalgaz ve zamlarına ilişkin soru üzerine Yıldız, herkesin doğalgazın ithalatından şikayet ettiğini, bu şikayeti en aza indirebilmek için ise yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması gerektiğini söyledi.

"Zamları kimse sevmez"

Zamları kimsenin sevmediğini ve sevmeyeceğini vurgulayan Yıldız, ''Bunun bir zorunluluktan kaynaklandığını, ham fiyatlarının artmasıyla beraber, döviz fiyatlarının da artmasının, böyle bir olumsuzluk doğurduğunu söylemeliyim'' dedi.

YATIRIMCILAR TAHVİLİ SEVDİ?

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

Merkezi Kayıt Kuruluşu aylık verilerine göre özel sektör borçlanma aracı yatırımcı sayısı Mart 2012'de, bir önceki aya göre 6 bin 206 adet artarak, 188 bin 762 kişiye ulaştı.
İhraççılar açısından uygun kaynağı sağlaması yatırımcılar için ise getiri avantajı nedeniyle özel sektör borçlanma araçlarına ilgi artarak devam ediyor.

Bir yıllık sürece bakıldığında ise özel sektör borçlanma araçları sayısı 37 binden 188 bine yükseldi. 2012 yılının Ocak ayından bu yana İMKB'de toplam 33 borçlanma aracının ihracı yapılırken, bu rakam 2011 yılında toplam 58 olmuştu.

Öte yandan, sermaye piyasalarındaki menkul kıymetlere yatırım yapanların sayısı Mart 2012'de 3 milyon 624 bin 563 olarak gerçekleşti.

Mart 2011

Mart 2012

Menkul Kıymet Türü

Yatırımcı Sayısı

Piyasa Değeri 

Yatırımcı Sayısı

Piyasa Değeri 

(Milyon TL)

(Milyon TL)

Hisse Senedi 

1.074.331

478.526

1.092.910

462.806

Yatırım Fonu 

2.873.921

33.131

2.830.741

29.114

Borsa Yatırım Fonu 

3.375

241

4.359

307

Özel Sektör Borçlanma Aracı 

37.659

5.712

188.762

18.380

Varant

2.256

13

2.212

7

Varlığa Dayalı Menkul Kıymet

58

830

TOPLAM

517.623

511.443

'PETROLDEKİ BELİRSİZLİK ENFLASYONU ETKİLER'

HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, petrol fiyatlarına dair belirsizliklerin enflasyonun görünümü üzerinde yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğuna dikkat çekti.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun (PPK) 27 Mart'ta yaptığı toplantıya ilişkin özette ''Kurulun on iki aylık birikimli cari açıkta Kasım ayında başlayan düzeltmenin Mart ayı sonunda daha da belirginleşeceğinin altını çizdiği'' belirtildi. Merkez Bankası'nın internet sitesinde yer alan özette, 2011 yılının son çeyreğindeki güçlü seyrin ardından, 2012 yılının ilk çeyreğinde iktisadi faaliyette iç talep kaynaklı bir yavaşlamanın gözlendiği ifade edildi.

Sanayi üretim endeksinin Ocak ayında hızla düşerek mevsimsellikten arındırılmış verilerle önceki çeyrek ortalamasının altına indiği kaydedilen özette, yurt içine yapılan hafif ve ağır ticari araç satışlarının Ocak-Şubat döneminde bir önceki çeyrek ortalamasına göre gerilediği bildirildi.

Özette, mevsimsellikten arındırılmış tüketici kredilerinin de yılın ilk çeyreğinde iç talepte yaşanan yavaşlamayı doğruladığı belirtildi.

Öncü verilerin tüketim talebinde ikinci çeyrek için ılımlı bir toparlanmayı gösterdiğine işaret edilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

''Düzey itibarıyla zayıf seyretmesine karşın, tüketici güveninde son aylarda iyileşme gözlenmektedir. İç piyasadan alınan sipariş beklentileri, Ocak ayındaki düşüşün ardından kademeli biçimde toparlanmaktadır.

Buna ek olarak, imalat sanayi firmalarının yeni yatırım planlarında kayda değer bir olumsuzluk görülmemesi ve tarım dışı istihdamdaki yukarı yönlü seyrin istikrarlı bir şekilde sürmesi, talep beklentilerinde kalıcı bir bozulma olmadığını göstermektedir.

Kurul, yılın ilk aylarında gözlenen yavaşlamanın, sıkılaştırıcı politika tedbirlerinin yanında geçici unsurların etkisini de yansıttığı ve önümüzdeki dönemde yurt içi talebin tekrar büyüme eğilimine gireceği değerlendirmesinde bulunmuştur.''

Cari açıkta iyileşme sürecek

Son dönem gelişmelerinin iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin yılın ilk çeyreğinde de sürdüğünü gösterdiği kaydedilen özette, ''Avrupa ekonomisinde süregelen sorunlara rağmen ihracatın istikrarlı artış eğilimini koruduğu'' belirtildi.

Yurt içi talepte süregelen yavaşlamanın ve Türk Lirası'ndaki birikimli değer kaybının ithalat talebini ve enerji dışı cari açığı sınırlayıcı etkilerinin devam ettiğine dikkat çekilen özette, ''Bu doğrultuda, petrol fiyatlarının yüksek seyrine rağmen, cari işlemler açığının kademeli olarak azalmaya devam edeceği öngörülmektedir. Kurul, on iki aylık birikimli cari açıkta Kasım ayında başlayan düzeltmenin Mart ayı sonunda daha da belirginleşeceğinin altını çizmiştir'' denildi.

İş gücü piyasasına ilişkin verilerin iktisadi faaliyetteki yavaşlamayı teyit ettiğine işaret edilen özette, inşaat istihdamındaki düşüşün devam ederken hizmetler istihdamındaki artışın yavaşladığı ifade edildi.

Buna karşın, Kurulun, sanayi istihdamında iki ay üst üste görülen gerilemenin durduğunu not ettiği ve önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetteki toparlanma ile ılımlı istihdam artışlarının devam edeceğini öngördüğü bildirilen özette, ''Nitekim anket verileri iş bulma olanaklarında kısmi bir iyileşme eğilimine işaret etmektedir. Bununla birlikte, küresel belirsizliklerin yurt içine olası yansımaları önümüzdeki dönemde istihdam artışını sınırlayabilecek bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır'' ifadelerine yer verildi.

İktisadi faaliyette ılımlı artış beklentisi

Kurulun, gerek iktisadi faaliyetin gerekse krediler ve talep bileşenlerinin öngörüler doğrultusunda seyrettiği değerlendirmesinde bulunduğu kaydedilen özette, bu çerçevede, ''ikinci çeyrekten itibaren iktisadi faaliyetin ılımlı bir artış eğilimine gireceğinin öngörüldüğü'' belirtildi.

Özette, kredilerin önümüzdeki dönemde bir miktar hızlanması beklense de, mevsimsellikten arındırılmış değerlerin Ocak Enflasyon Raporu varsayımlarıyla uyumlu bir seyir izleyeceğinin tahmin edildiği tespitine yer verildi.

Kurulun, kısa dönem gelişmelerinin de Enflasyon Raporu öngörüleri ile uyumlu olduğunu belirttiği ifade edilen özette, raporun yayımlandığı dönemden bugüne petrol fiyatlarının varsayımların üzerinde seyretmesinin enerji fiyatlarının öngörülenden hızlı artmasına neden olduğu, bununla birlikte, işlenmemiş gıdadaki olumlu görünümün bu durumu büyük ölçüde telafi ettiği bildirildi.

Enerji fiyatları için risk oluşturuyor

Kurul üyelerinin, kısa vadede görünümüne ilişkin olarak enerji fiyatlarının yukarı yönlü, işlenmemiş gıda fiyatlarının ise aşağı yönlü risk oluşturduğunu belirttiği aktarılan özette, ''Özellikle, elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yapılabilecek bir ayarlamanın enerji fiyatlarında belirgin bir artış getirebileceği ifade edilmiştir. Kurul, arz yönlü gelişmeleri dikkatle izlemeye devam ederek beklentilerinin bozulmasına izin vermeyeceğini vurgulamıştır'' denildi.

Enflasyonun mevcut seviyeleri göz önüne alındığında, yukarı yönlü risklerin bertaraf edilmesinin önemine işaret edilen özette, bu çerçevede, yakın vadede maliyet unsurlarında gözlenen gelişmelerin beklentiler üzerindeki etkisini önlemek amacıyla, Merkez Bankası'nın ek parasal sıkılaştırmaya gittiği hatırlatıldı.

Özette, önümüzdeki dönemde enflasyonu etkileyen unsurların yakından takip edilerek gerekli görülen günlerde ek parasal sıkılaştırma uygulamasının tekrarlanabileceğine dikkat çekildi.

Kurulun, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağını belirttiği bildirilen özette, şunlar kaydedildi:

''Bu doğrultuda, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk Lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır.

Ayrıca toplantıda, likidite tahminleri de göz önüne alınarak, haftalık ve aylık Türk Lirası fonlama miktarına dair belirlenen aralıklar gözden geçirilmiştir. Bunun yanı sıra, zorunlu karşılıkların altın cinsinden tutulabilecek oranlarına ilişkin bazı teknik düzenlemeler yapılması uygun görülmüştür. Kurul, bu düzenlemelerin finansal istikrarı destekleyeceğini, para politikasının duruşu üzerinde ise önemli bir etkisi olmayacağını ifade etmiştir.''

''Para politikası finansal istikrarı gözetmeyi sürdürecek''

Önümüzdeki dönemde ''para politikasının fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya ve finansal istikrarı gözetmeye devam edeceği'' de kaydedilen özette, bu süreçte Merkez Bankası ve diğer kurumlarca finansal istikrara yönelik alınan önlemlerin görünümü üzerindeki etkilerinin de dikkatle değerlendirileceği belirtildi.

Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesinin, Türkiye'nin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyeceğine dikkat çekilen özette, şu ifadelere yer verildi:

''Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyecektir. Bu çerçevede, Orta Vadeli Program'ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar büyük önem taşımaktadır.''
PİYASALAR HAFTAYI NASIL GEÇİRECEK?
HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ... 


[PAGE] 
Uzmanlar, İMKB 100'ün geçen haftayı olumlu gelişmelerle yüzde 1,6'lık artışla tamamladığına değindi ve haftayı iç ve dış gelişmeler ışığında değerlendirmek gerektiğine dikkat çekti.

Borsa uzmanı Arif Ünver piyasalarda bu haftaya ilişkin beklentilerini AA muhabiri ile paylaştı. Ünver piyasalarda geçtiğimiz hafta İMKB 100 endeksinin haftayı yaklaşık yüzde 1,6'lık artışla, 62 bin 423 seviyesinde kapattığını hatırlatarak, hafta genelinde, Moody's ve S&P'nin Türkiye'nin güçlü yapısına işaret edip, not artırımı için takipte oldukları yönündeki beyanatlarının, İMKB'nin güçlü bir seyir izlemesini sağladığına değindi.

Arif Ünver, yurt dışı borsalar hakkında, Bernanke'nin, ''istihdam piyasasının iyileşmesi için gevşek para politikasının devam edeceği'' açıklamaları, Dow Jones endeksinin, hafta genelinde yüzde 1 civarın da bir artışla, 13 bin 282 seviyesinde tamamlamasında en büyük etken olduğunu, Avrupa tarafında ise borç krizinin borsalar üzerindeki etkisini devam ettirdiğini belirterek, Avrupa'nın önde gelen borsası Alman DAX endeksinin hafta genelinde yüzde 0,7'lik bir düşüşle, 6 bin 946 seviyesinde kapandığını dile getirdi.

Yeni haftaya ilişkin beklentilerine değinen Ünver şunları kaydetti:

''İMKB'nin yön tayininde, içeride artan fiyatları ve bunun etkisiyle, artan enerji maliyetlerinin olası etkileri, açıklanacak 2011 yılı GSYİH ve Mart ayı enflasyon oranları, dışarıda ise ABD'de bu hafta açıklanacak Tarım Dışı İstihdam verileri, Euro Bölgesi faiz kararı ve hafta ortasında Avrupa Merkez Bankası'nın yapacağı basın toplantısı yakından izlenecektir ve bu bahsettiğimiz gelişmeler, hafta genelinde piyasaların yön belirlemesinde etkili olacaktır. İçerde ve dışarıda çok yoğun bir akışının olduğu bir haftaya başlıyoruz.

İMKB 100 endeksinin, hafta genelinde, saydığım etkenlere göre şekil bulacağını öngörmekteyiz. Teknik olarak, olası olumlu senaryoda ilk etap 63 bin seviyeleri ilk direnç olarak, olası olumsuz gelişmelerde, 61 bin 500 seviyeleri ilk destek noktaları olarak ön plana çıkıyor. ABD istihdam verilerinde pozitif rakamlar ve Avrupa Merkez Bankası'ndan piyasalara moral geldiği takdirde, 63 bin seviyeleri geçilirse İMKB 100'de hedef 64 bin 500-65 bin aralığı olabilir, bu seviyelerinde kırılıp yeni zirve olması için daha güçlü sebeplerin olması kaçınılmaz. Olumsuz senaryoda, 61 bin 500 seviyesi kırılması durumunda 60 bin psikolojik destek seviyesi olarak ön plana çıkıyor. Sonuç olarak içerde fiyatlarını, açıklanacak 2011 yılı GSYİH ve Mart ayı enflasyon rakamlarını izlerken, dışarıda ise ABD istihdam verileri ve Avrupa Merkez Bankası'nın karar ve açıklamalarını izlemeye devam eden ve buna göre yön arayan bir İMKB 100 endeksi beklemek doğru olabilir.''

Ünver son olarak, geçtiğimiz üç aylık süreçte İMKB 100 endeksinin yaklaşık yüzde 20'nin üzerinde bir yükseliş yaşadığı unutulmadan sürecin takip edilmesi gerektiğini vurguladı.