BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Tecavüzcü öğretmenden komik savunma!

Bodrum bir lisede beden eğitimi öğretmenliği yapan ve öğrencisine tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanan T.K., kızı aracılığıyla açıklama yaptı

Abone ol

Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde, tecavüz edip hamile bıraktığı bir öğrencisine kürtaj yaptırmak, başka bir öğrencisine de taciz suçlamasıyla tutuklanan beden Eğitimi öğretmeni ve Bodrum eski Milli Eğitim Müdürü 52 yaşındaki T.K.'nın İzmir'den Bodrum Kapalı Cezaevi'ne sevk edildiği ortaya çıktı. Kızı aracılığıyla bir sosyal paylaşım sitesindeki sayfasından açıklama yapan T.G., siyasete girmemesi için bir komploya kurban gittiğini iddia etti.

Bodrum'da geçen hafta patlak veren olayda, iddiaya göre, evli ve 2 çocuk babası beden eğitimi öğretmeni T.K., yazlığında içki içirdikten sonra tecavüz edip, hamile bıraktığı, ardından da bir öğretmen arkadaşı ile Milas'taki bir özel hastanede kürtaj yaptırdığı öne sürülen öğrencisi 18 yaşındaki A.F. ile, sürekli tacizde bulunduğu iddia edilen öğrencisi 16 yaşındaki G.K.'nın şikayetleri üzerine tutuklandı.

İzmir'de Buca Cezaevi'ne konulan T.K.'nın dün Bodrum Kapalı Cezaevi'ne sevkedildiği ortaya çıktı. Kızı N.K. aracılığıyla sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki kişisel sayfasından açıklama yapan T.K., komploya kurban gittiğini öne sürdü. T.K., yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"Dostlarım, arkadaşlarım, canım kadar sevdiğim öğrencilerim! 22.04.2012 günü Belçika ve Hollanda dönüşü İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda yurda giriş yaparken pasaport kontrolünde, hakkımdaki 2 suçlama nedeniyle gözaltına alındım. Bir sonraki gün çıkartıldığım nöbetçi mahkeme beni tutukladı ve Buca Cezaevi'ne konuldum. Cumartesi günü de Bodrum Kapalı Cezaevi'ne naklim yapıldı. Günlerdir yazılı ve görsel basının konusu oldum, tecavüzcü oldum, kaçak oldum, cinsel tacizci oldum, hepsi yalan hepsi iftira. Emeklilik dilekçemi verdiğim, siyasi hayatıma başlayacağım zamanda birden insanların şikayetleri organize bir şekilde gelişti. Beni bitirme, etkisizleştirme planları işleme konuldu. Kimlerin yaptığını çok iyi biliyorum. Yıllardır eğitim camiasının üzerindeki sıkıntıları hep konuşuyoruz (baskı, sindirme, şantaj). Şimdiki hedef benim, ancak buradan bütün sendikalara, öğretmen arkadaşlarıma ve öğrencilerime demokratik kitle örgütlerine sesleniyorum. Bugün bana yapılanlara tepki istiyorum, her platformda fırsatçılara gerici, yobazlara tepki verin, susmayın daha savcılıkta ifadem bile alınmadı. Bugün itibariyle (28.04.2012) gizli bir dosya herkese servis edildi. Hedef ve amaç da buydu zaten. Yani daha ifadem alınmadan, yargılanmadan beni suçlu ilan ettiler. Benimle pazarlık yapmaya kalkıştılar. Zerre kadar korkmuyorum, doğru dürüst adam korkmaz."

ADLİYEYE GETİRİLDİ

Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde, tecavüz edip hamile bıraktığı bir öğrencisine kürtaj yaptırmak, başka bir öğrencisine de taciz suçlamasıyla tutuklanan ve İzmir'de yakalanıp, Bodrum Kapalı Cezaevi'ne sevk edilen T.K., bugün ifadesi için adliyeye getirildi. Saat 14.00 sıralarında, hakkındaki suçlamalar nedeniyle jandarma tarafından savcılığa götürülen T.K., gazetecilerin sorusu üzerine "Ben ne yaptım ki suçlanıyorum. Hepsi yalan, dolan ve iftira. 32 yıllık devlet memurunu ne hale getirdiler görün. İki tane kızın yüzünden ne hale geldim" dedi.

TECAVÜZ ZANLISI ÖĞRETMENİN TUTUKLULUĞUNA DEVAM

Olayın Bodrum'da geçmesi üzerine burada tekrar adliyeye çıkartılan T.K.'nın, tutukluğunun devamına karar verildi. T.K., adliye çıkışında, iddialarla ilgili, "Yapılan iddialar tamamen yalan, dolan ve safsatadan ibarettir. Bana komplo düzenlediler. Yöneltilen iddialar tamamen asılsızdır" diye konuştu. Bir gün Bodrum Kapalı Cezaevi'nde tutulan T.K., Muğla Cezaevi'ne gönderildi.

DAYIM DEDİ SEVGİLİSİ ÇIKTI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Antalya'da hosteslik yapan Deniz Acar'ın, kendisini sürekli ölümle tehdit ettiğini ileri sürerek hakkında 15 kez suç duyurusunda bulunduğu eski eşi Hakan Taş, kendisine yönelik suçlamaların gerçekleri yansıtmadığını savundu.

Antalya'da güvenlik kamerası kurulumu üzerine şirketi bulunan Hakan Taş (40), şunları öne sürdü: "Deniz Acar ile internette tanıştık ve 6 Mayıs 2005'te evlendik. Dengesiz hareketleri vardı. Bir günmemleketimBilecik'e giderken otobüste sabaha karşı aniden yüzüme yumruk attı. O öfkeyle ben de kendisine vurdum ve burnu kırıldı. Bunun dışında asla şiddet uygulamadım. İddia ettiği gibi sadece 4 ay evli kalmadık, 31 Ocak 2007'de anlaşmalı olarak tek celsede boşandık.

'CEZAEVİNDE YATTIM'
Önceden tanıdığımbir hemşire arkadaşım, kendisini tehdit ettiğimiz iddiasıyla Deniz ve benimhakkımda suç duyurusunda bulunmuştu. Tehdidi Deniz yapmış ama suçu ben üstlendim. Bu yüzden 3 yıla yakın cezaevinde yattım. Boşanmış olmamıza rağmen Deniz'e cezaevindeyken bile para gönderdim. Kendisinin yüklü miktarda kredi kartı borcu vardı. Sürekli benden para istiyordu, ben de veriyordum. Ama beni aldattığını öğrendim. Hatta cezaevinde benimle birlikte yatan ancak benden önce tahliye olan bir arkadaşımla bile beni aldattı. Bir gün Deniz, dans etmek istediğini söyledi. 'O halde akşambara gidelim' dedim. Akşamaradığımda hasta olduğunu ve gelmek istemediğini söyledi. Ben de arkadaşlarımla eğlenmeye gittim. Birmekânda gece yarısı Deniz'i iki erkekle eğlenirken gördüm. Tepki gösterince beni polise şikâyet etti.

'DAYIM DEDİ, SEVGİLİSİ ÇIKTI'

"BİR gün kendisine bikini aldım. Ertesi gün tesadüfen Konyaaltı sahilinde o bikiniyi giymiş halde iki erkekle denize girdiğini gördüm. Ben tepki gösterince ağır hakaretler ediyordu. Hakkımda bir sürü şikâyeti olduğu için bir şey yapamıyordum ve kendisine mesaj atıyordum. İnanılır gibi değil ama bana dayısı olarak tanıttığı bir adamın, Deniz'in sevgilisi olduğunu aylar sonra öğrendim. Ben bütün bunları savcılara anlattım. 'Evet, tehdit ettim ama yaşadıklarım bunlardır' dedim. Deniz'e koruma verildiğini gazetelerden öğrendim. Beni bir psikopatmışım gibi anlatıyor. Deniz masum değil, ben de psikopat değilim. Kıyıp dövemiyorum nasıl öldüreyim. Bundan sonra kendisini Allah'a havale ediyorum."

DOĞUMDAKİ ANESTEZİ FELAKETİ OLDU

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

İzmir'de ikinci kez anne olmanın heyecanını yaşayan 25 yaşındaki Burcu Durur'un, sezaryenle doğum yaparken kalbi durdu.

Milliyet'in haberine göre Bebeği sağlıklı olarak doğarken, hayata döndürülen Durur' un beyni zarar gördü. Yatağa mahkum kalan, solunumu için boğazına delik açılan Burcu Durur'un annesi Hülya Bulut, yanlış anestezi iddiasıyla hukuk mücadelesi başlattı.
Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Abdullah Taşyurt, olayın kendilerini de üzdüğünü belirterek, şunları söyledi. "Bu 200 ameliyatta bir olacak bir olay, onun başına geldi. Burcu için her şey yapıldı. Mahkeme karar verecektir. Ama doktorların bu kadar üzerine gelinmesin.

AYRILMAK İSTEYEN SEVGİLİYE TEK TURŞUN

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Karakoçan ilçesinde 21 yaşındaki genç kız, ayrılmak istediği nişanlısı tarafından öldürüldü.

Alınan bilgiye göre, Bediha Oral (21), yaklaşık 7-8 ay önce nişanlandığı Akif Y. (25) ile henüz bilinmeyen bir sebeple tartışarak, ayrılmak istedi. Bunun üzerine Akif Y, amcası ile barışmak üzere nişanlısı Oral'ın Kırkpınar Mahallesi'ndeki evine gitti. Oral ile Akif Y, konuşmak için ayrı bir odaya geçti. Bir süre sonra odadan silah sesi duyulması üzerine odaya giren aile üyeleri, Oral'ı tabancayla vurulmuş halde buldu. Karakoçan Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Oral, kurtarılamadı.

Cinayet zanlısı Akif Y, tabancasıyla polise teslim oldu.

Hürriyet'in haberine göre Emniyette işlemlerinin tamamlanmasının ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Akif Y'nin ifadesinde, nişanlısının ayrılmak istediğini, barışmak üzere gittiği evde konuştukları sırada kendisini tahrik etmesi sonucu yanında getirdiği tabancayla tek el ateş ettiğini söylediği ileri sürüldü.
Genç kızın cenazesi Karakoçan Merkez Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından ilçe mezarlığında toprağa verildi.

O OLAYIN ARDINDAN ÖYLE BİR GERÇEK ÇIKTI Kİ...

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Adana'da geçen mart ayında 8 aydır kirasını ödeyemedikleri evde iki çocuğunun ısınması için saç kurutma makinesini çalıştırıp, diğer odada kendini tavana asan 26 yaşındaki E.A.'nın intiharıyla ilgili 8 yıllık eşi 36 yaşındaki H.A. hakkında 'kovuşturmaya yer olmadığına' karar verildi.Kararda H.A.'nın eşinin baba mirasının satışından elde edilen 60 bin lirayı alıp, başka kadınlarla harcadığı ve bunu gizli tuttuğu da belirtildi.

İki katlı binada 14 Mart'ta meydana gelen olayda alt katta oturan A.Ç.., E.A.'nın 6 yaşındaki oğlu İ.'nin ağlayarak aşağı indiğini gördü. Çocuğun "Annem annem" diye ağlaması üzerine, "Hırsız mı girdi' düşüncesiyle 10 yaşındaki kızını da yanına alıp üst kata çıktı. Kapıdan E.A.'ya seslenip, cevap alamayan A. Ç., odaları kontrol ettiğinde genç kadını tavana iple asılı halde gördü. A.Ç., cep telefonundan polise ihbarda bulunup, 112 Acil Servis'ten ambulans istedi. Olay yerine gelen sağlık ekibi ve polislerin kontrolünde E.A.'nın öldüğü anlaşıldı.

SAÇ KURUTMA MAKİNASINI AÇIK BIRAKIP İNTİHAR ETTİ

Polis ekibinin çevrede yaptığı araştırmaya göre; E.A. olaydan 4 saat önce cebindeki son 6 lirayla yakındaki oduncuya gitti ve yakacak almak istedi. Oduncu "Bacım bu paraya odun mu olur?" deyip, E.A.'nın ısrarı üzerine 10 kilo odunu çuvala doldurup, parasını almadan gönderdi. Sırtladığı çuvalla ev gelen E.A., aldığı odunlar yağmur nedeniyle ıslak olduğu için sobayı yakamadı. Sobanın yanında eski kamyon lastiğini de parçalanıp yakmaya çalıştı, ancak beceremedi. E. A., çocuklarının üşüdüğünü görünce, saç kurutma makinesini çalıştırıp, oğlu İ. ve 7 aylık kızı K.'nin yanına bıraktı. Daha sonra diğer odaya gidip, tavandaki salıncak demirine ip bağlayarak, kendini astı. A. ailesinin 8 aydır ev kirasını da ödeyemediği, E.A.'nın eşi kaynak ustası H.A.'nın bir yıllık işsizliğin ardından olaydan iki ay kadar önce Osmaniye'nin Düziçi ilçesindeki bir şantiyede iş bulup, çalışmaya başladığı belirlendi.

KOCAYA SUÇLAMA

İmamoğlu İlçesi'nde toprağa verilen genç kadının yakınları, E.A.'nın babasından miras olarak kalan ev ve tarlayı 60 bin liraya sattıklarını, bu paranın bir yıl içinde bitmiş olamayacağını öne sürüp, maddi durumunun iyi olduğunu bildiklerini ve kendilerine bir şey hissettirmediğini söyledi. E.A.'nın annesi C.K. ise kızının ölümünden kocası ile kocasının ailesinin sorumlu olduğunu ileri sürdü.

Acılı anne C.K., "Miras hakkı olan ev ve tarlayı geçen yıl sattıktan sonra kızımın evine bir kez gittim. Ben oradayken evin tüm ihtiyacı karşılanıyordu. Ev almak için 3 bin 500 liraya ihtiyaçları olduğunu söyleyince, bankadan kredi çektim. Tek isteğim kızımın mutlu olmasıydı. Ama bu parayı da kocası kızıma göstermemiş" diyerek gözyaşlarına boğuldu.

ŞİKAYET ÜZERİNE SORUŞTURMA

E.A.'nın ablası A.İ. de, kardeşinin yanında 2 ay kaldığını ve eniştesinin kardeşine küfürler ederek, bardak fırlattığına tanık olduğunu ileri sürdü. İnal da kardeşinin durumunu ve yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.

E.A.'ın ailesinin şikayeti üzerine soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcısı, çalışmasını tamamladı. Cumhuriyet Savcısı, E. A'nın eşi H.A. hakkında kovuşturmaya gerek olmadığı yönde karar verdi.

60 BİN LİRAYI BAŞKA KADINLARLA HARCADI

Kaynak ustası H.A.'nın eşinin baba mirasının satışından elde edilen 60 bin lira parayı alıp, başka kadınlarla harcadığı ve bunu gizli tuttuğu belirtilen kararda şöyle denildi:

"Ölenin kendisini asmasıyla ilgili, şüpheli H. veya başka kişinin, intihar etmesi yönünde ölene yönelik azmettirme, teşvik etme, yardımda bulunma, intihar etme fikrini güçlendirici davranışlarda bulunma gibi eyleminin olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt bulunmadığından, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer almadığına karar verildi."

EN PAHALI KAÇAK YOLCU

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Ukrayna'dan gemiyle Zonguldak'a getirilen 100 bin dolar değerindeki cipe Slovakya'dan çalındığı gerekçesiyle el konuldu. Cipin Azerbaycan uyruklu sürücüsü 46 yaşındaki N.G., aracı Ukrayna'dan satın aldığını, çalıntı olduğunu bilmediğini ileri sürdü.

Zonguldak Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekipleri, dün 'Nikolay Konarev' adlı ro-ro gemisiyle Ukrayna'dan Zonguldak Gümrük Muhafaza Müdürlüğü'ne gelen AP 7001C plakalı lüks cipte şüphe üzerine inceleme yaptı. Şasi numarası kontrol edilen cipin, Interpol'de çalıntı kaydının bulunduğu belirlendi.

Slovakya'dan çalındığı belirtilen 100 bin dolar değerindeki cipe el konulurken, Ukrayna pasaportu taşıyan Azerbaycanlı sürücüsü N.G. hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. N.G. ifadesinde, aracı Ukrayna'dan satın aldığını, çalıntı olduğunu bilmediğini, Türkiye'ye de Ankara'da hastanede tedavi gören bir yakınını ziyaret için geldiğini ileri sürdü. N.G., ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Araç ise Zonguldak Gümrük Müdürlüğü'ne teslim edildi.

DEVLET ONU KORUYAMADI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Adana'da boğazı sıkılarak öldürülen lise öğrencisi 17 yaşındaki Tuğba Genç'in babası 48 yaşındaki Özlem Genç, cinayet şüphelisi 23 yaşındaki Tahsin Canbolat'ın kızını daha önce 2 kez kaçırdığını, polise ve savcılığa şikayetçi olmalarına rağmen hiçbir tebdir alınmadığını öne sürdü.

Olay, merkez Çukurova ilçesi Şambayat Mahallesi TOKİ-Şehit Bahattin Kalaycı İlköğretim Okulu bahçesinde dün saat 16.30 sıralarında meydana geldi. Lise 3'üncü sınıf öğrencisi Tuğba Genç basketbol oynayan çocukları seyrederken, daha önce arkadaşlık yaptığı Tahsin Canbolat yanına gelip, konuşmak istedi.

Tuğba Genç, ailesinin görüşmesini istemediğini söyleyip, konuşma teklifini kabul etmedi.

Bunun üzerine ikili arasında tartışma çıktı. Tuğba Genç'in bağırarak tepki göstermesine öfkelenen Tahsin Canbolat, basketbol oynayan çocukların bakışları arasında Tuğba Genç'in boğazını sıkmaya başladı. Genç'i boğazından tutup, sürükleyerek okulun arkasına doğru götürmeye çalışan Tahsin Canbolat, hareketsiz kalınca genç kızın bayıldığını düşünüp, yüzüne tokat vurarak ayıltmaya çalıştı.

Okul bahçesinde oynayan çocuklar, olayı okulun yanındaki apartmanda oturan genç kızın babası öğretmen Özlem Genç'e haber verdi. Evden fırlayan baba Özlem ve anne Teslime Genç, okulun bahçesinde Tahsin Canbolat'a kızı tokatlamayı sürdürürken gördü. Ailenin geldiğini gören Tahsin Canbolat, kaçtı. Olay yerine çağrılan ambulanstaki sağlık ekibinin kontrolünde Tuğba Genç'in öldüğü anlaşıldı. Polisin çevrede yaptığı araştırmada ise cinayet zanlısı Taner Canbolat, polisler tarafından yakalandı.

Cinayetin ardından ifade veren baba Özlem Genç, cinayet zanlısı Tahsin Canbolat'ın kızını iki kez kaçırdığını, zorla alıkoyduğunu anlattı. Uyuşturucu madde kullanmak, tehdit ve adam yaralamak suçlarından kaydı bulunan Tahsin Canbolat'ın 2 yıldır kızı Tuğba Genç'in peşini bırakmadığını anlatan Özlem Genç, şöyle dedi:

"Karakola başvurup, savcılığa dilekçe vermemize rağmen kızımı korumak için hiç bir şey yapılmadı. Sürekli tehdit ediyor, etrafında dolaşıyordu. Bir akrabası bize gelip, 'kızınıza sahip çıkın, bu manyak onu öldürecek' diye uyardı. Kanuni yollara başvurduğumuz için de elimiz- kolumuz bağlı kaldı, hiç bir şey yapamadık."

Adana Adli Tıp Kurumu'nda otopsi yapılan liseli kızının cenazesini alan acılı baba gözyaşlarına boğuldu. Tuğba Genç'in cenazesi, Kabasakal Mezarlığı'nda toprağa verildi.