BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  EKONOMİ

TCMB: Beklentiler ve fiyatlama davranışları risk oluşturmaya devam ediyor

Anadolu Ajansı
Anadolu Ajansı

TCMB Para Politikası Kurulu, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon sürecine yönelik riskler taşıdığını vurguladı.

Abone ol

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun 19 Eylül toplantısına ilişkin özette, küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşmenin yılın ikinci çeyreğinde de devam ederken, iş gücü piyasaları arz talep dengesindeki normalleşme eğiliminin sürdüğü belirtildi.

Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024'te yüzde 2,0 artarak 2023'teki yüzde 1,8’in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceğinin tahmin edildiği ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdüreceği değerlendirilen özette, "Hizmet sektöründe olumlu seyir devam ederken imalat sanayindeki zayıf görünüm korunmuştur. ABD ekonomisi büyüme eğilimi diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışmaya devam etmiştir. Enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamak amacıyla faiz indirim süreçlerinin temkinli yürütülecek olması ve jeopolitik gelişmeler 2024'te küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir." denildi.

Özette, şöyle devam edildi:

"Küresel enflasyondaki düşüş devam ederken, ABD’de enflasyon verileri hizmet sektöründeki fiyat katılığının zayıflamaya başladığını desteklemektedir. Bununla birlikte, hizmet enflasyonunun gelişmiş ülkeler genelinde aynı ölçüde yavaşlamadığı dikkat çekmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) faiz indirimleri parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürülürken, faiz indirim sürecine giren gelişmiş ülke merkez bankalarına yenileri eklenmiş, eylül ayında ABD Merkez Bankası da politika faizini 50 baz puan indirmiştir. Enflasyon görünümündeki iyileşmenin devamı ve hizmet enflasyonuna dair son gelişmeler faiz indirim beklentilerini güçlendirse de gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirim sürecinde temkinli bir yaklaşım izleyecekleri değerlendirilmektedir. Diğer taraftan küresel belirsizlikler nedeniyle risk iştahı ve GOÜ hisse senedi piyasalarına yönelen portföy akımları dalgalı bir seyir izlemektedir."

Son PPK döneminde gecelik faiz oranlarının ortalamada politika faiziyle faiz koridorunun üst bandı arasında oluşması ve zorunlu karşılık düzenlemelerindeki değişikliklerin etkisiyle mevduat faizlerinin 23 Ağustos haftasından bu yana 67 baz puan artarak, 13 Eylül haftası itibarıyla yüzde 56,14 seviyesinde gerçekleştiği bildirilen özette, "Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (kredili mevduat hesabı ve kredi kartı hariç) 40 baz puan düşerek yüzde 56,59 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (kredili mevduat hesabı hariç) faizleri 43 baz puan artarak yüzde 73,65 olarak gerçekleşirken; konut kredisi faizleri, 27 baz puan azalarak yüzde 43,22 seviyesinde oluşmuştur. Genel olarak dalgalı bir seyir izleyen taşıt kredisi faizleri 13 Eylül itibarıyla yüzde 43,78 seviyesinde gerçekleşmiştir." bilgileri aktarıldı.

"Makro ihtiyati düzenlemeler yapıldı"

Özette, bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının 23 Ağustos’tan itibaren yükselerek yüzde 2,27 seviyesinden yüzde 3,27 seviyesine geldiği kaydedildi.

Aynı dönemde TL ticari kredilerin büyüme sınırları altında büyümeye devam ettiği ve 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının yüzde 1,51 olarak gerçekleştiği aktarılan özette, kur etkisinden arındırılmış yabancı para (YP) ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının yüzde 1,43 seviyesine gerilediği belirtildi.

Parasal aktarım mekanizmasını desteklemek amacıyla son PPK döneminden bu yana bazı makro ihtiyati düzenlemeler yapıldığı bildirilen özette, şu bilgilere yer verildi:

"Bu kapsamda, 29 Ağustos 2024 tarihli duyuruda ilan edildiği üzere zorunlu karşılık uygulamasında bir dizi değişikliğe gidilmiştir. Gerçek kişi TL mevduat payı yüzde 45 ile yüzde 50 arasında bulunan bankalar için aylık artış hedefi 0,8 puana yükseltilirken, yüzde 60’ı geçen bankalar için aylık artış hedefi kaldırılarak, yüzde 60’ın üzerinde kalınması koşulu getirilmiştir. KKM’nin TL’ye geçişine ve yenilenmesine ilişkin toplam hedef hesaplamasına tüzel kişi KKM dahil edilirken, TL mevduat için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarına TL’ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan faiz oranı üst sınırı, politika faiz oranının yüzde 84’üne yükseltilmiştir. TL zorunlu karşılıklarda bloke tesis oranı 5 puan artırılmıştır. Sıkı para politikası duruşu ve bu duruşu destekleyen makro ihtiyati politikaların etkisi ile TL mevduat payı artarken, KKM ve YP mevduat bakiyeleri gerilemektedir."

Özette, TCMB brüt uluslararası rezervlerinin 23 Ağustos’tan bu yana 3,14 milyar dolar artarak 13 Eylül 2024 itibarıyla 153,55 milyar ABD dolarına yükseldiği bildirildi. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 19 Ağustos’tan bu yana bir miktar düşüş göstererek 18 Eylül 2024 itibarıyla 261 baz puan seviyesine geldiği aktarılan özette, "Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 18 Eylül itibarıyla yüzde 10,78 seviyesine yükselirken, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 21,51 seviyesine gerilemiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına 0,44 milyar ABD doları giriş, hisse senedi piyasasından ise 0,32 milyar dolar çıkış olmak üzere toplam 0,11 milyar dolar net portföy girişi gerçekleşmiştir." ifadeleri kullanıldı.

Gayri safi yurt içi hâsıla (GSYH) verilerinin yılın ikinci çeyreğinde yıllık ve çeyreklik bazda büyüme oranlarında gerilemeye işaret ettiği aktarılan özette, şunlar kaydedildi:

"Bu dönemde, nihai yurt içi talebin yıllık bazda büyümeye katkısı belirgin olarak azalırken net ihracatın büyümeye verdiği pozitif katkı sürmüştür. Böylelikle, harcama yönünden büyümenin kompozisyonunda daha dengeli bir talep görünümü izlenmiştir. Üretim yönünden ise ikinci çeyrekte hizmetler sektörü yıllık bazda büyümenin temel belirleyicisi olurken sanayi katma değeri büyümeyi azaltıcı yönde etkilemiştir. Sanayi sektörünün zayıf seyrinde, ikinci çeyreğe denk gelen iki bayram tatilinin ve köprü günlerinin etkili olduğu değerlendirilmektedir. İlk yarıya ilişkin milli gelir verileri, ilk çeyrekte öne çekilmiş talep ve ikinci çeyrekte köprü günleri gibi faktörlerle birlikte ele alındığında, iktisadi faaliyette ılımlı bir yavaşlama olduğunu göstermektedir."

-"Yurt içi talepteki yavaşlamanın ılımlı şekilde sürdüğü değerlendirilmektedir"

Özette, üçüncü çeyreğe ilişkin göstergelerin yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyonist etkisinin azaldığını teyit ettiği vurgulandı.

Temmuz ayında perakende satış hacim endeksinin aylık ve çeyreklik bazda artarken, endeksin yıllık büyümesinin yavaşladığı belirtilen özette, şunlar kaydedildi:

"Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi, diğer iki ana kalemi olan motorlu taşıtların ticareti ve toptan ticaretteki azalış doğrultusunda aylık ve çeyreklik bazda gerilemiştir. İkinci çeyrekte azalan hizmet üretim endeksi, temmuz ayında sınırlı düşüş kaydetmiş, çeyreklik bazda da azalışını sürdürmüştür. Ağustos ayında kartla yapılan harcamalar aylık ve çeyreklik bazda sınırlı yükselmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatındaki ılımlı seyir bu dönemde de sürmekle birlikte tüketim malı ithalatı halen seviye olarak yüksektir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, iç piyasa siparişlerinde çeyreklik bazda azalış olduğunu göstermektedir. Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitler, iç talepte yavaşlamayı teyit etmektedir. Bu çerçevede, tüketim göstergelerine bir bütün olarak bakıldığında, yurt içi talepteki yavaşlamanın ılımlı şekilde sürdüğü değerlendirilmektedir."

Özette, temmuz ayında sanayi üretim endeksinin mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 0,4 artarken, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 3,9 gerilediği anımsatıldı.

Çeyreklik bazda ise sanayi üretimi yüzde 0,6 azaldığı belirtilen özette, "Haziran ayında Kurban Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonrası ortaya çıkan üç günlük köprü günü kaynaklı üretim kaybını telafi edici mekanik etkinin, temmuz ayında sektörler geneline yayılan aylık bazdaki artışta rol oynadığı değerlendirilmiştir. Köprü günleri ve yüksek oynaklık sergileyen sektörler dışlandığında temmuz ayında sanayi üretiminin ana eğiliminin görece zayıf olduğu tahmin edilmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise üçüncü çeyrekte çeyreklik bazda düşüş kaydetmiştir. Temmuz ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam, çeyreklik bazda yüzde 0,3 oranında artarak 32,7 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı sınırlı artış kaydetmiş, işsizlik oranı yüzde 8,8 düzeyinde yatay seyretmiştir. Anket göstergeleri, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde düşüşe işaret etmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Özette, "Temmuz ayında cari işlemler dengesi aylık bazda 566 milyon dolar fazla vermiş, yıllıklandırılmış cari açık ise 5,9 milyar dolar azalışla 19,1 milyar dolara gerilemiştir. Söz konusu gerilemede, büyük ölçüde altın ve enerji hariç dış ticaret açığındaki düşüş etkili olmuştur. Diğer yandan, enerji dış ticaret açığı görece yatay seyretmiş, altın dış ticaret açığı ise önceki aya kıyasla belirgin azalmıştır. Bu dönemde, yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlası bir önceki aya göre artış kaydetmiştir." denildi.

Geçici dış ticaret verilerinin, ağustos ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracatta daha belirgin olmak üzere hem ihracat hem de ithalatta artışa işaret ettiği aktarılan özette, şunlar kaydedildi:

"Bu çerçevede, yıllıklandırılmış olarak cari dengedeki iyileşme eğiliminin, seyahat gelirlerinin de güçlü katkısıyla ağustos ayında da süreceği öngörülmektedir. Altın ithalatı, ağustos ayında tarihsel ortalamalarına yakın gerçekleşirken, yıllıklandırılmış olarak 17,5 milyar doları civarına gerilemiştir. Önceki üç ayda gerileyen tüketim malı ithalatı, ağustos ayında sınırlı artmış, mevsimsellikten arındırılmış olarak yüksek seviyesini korumuştur. Ağustos ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri eylül ayı için yüksek frekanslı verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatın gücünü koruduğuna, ithalatın ise bir önceki aya benzer şekilde ılımlı seyir izlediğine işaret etmektedir. Söz konusu eğilimler, tüketim malı ithalatında eylül ayında sınırlı bir artış ima etmektedir. Tüketim malı ithalatının seyri, parasal sıkılaştırmanın iç talep üzerindeki etkilerinin değerlendirilebilmesi açısından, çeşitli diğer göstergelerle beraber yakından takip edilmektedir."

Özette, cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün yıllıklandırılmış uzun vadeli borç çevirme oranının temmuz ayında yüzde 147 civarında gerçekleştiği belirtilerek, "Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 93 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının bankacılık sektörü için bir önceki aya kıyasla iyileştiği gözlenmektedir." denildi.

Özette, tüketici fiyatlarının ağustos ayında yüzde 2,47 oranında yükseldiği belirtilerek, yıllık enflasyonun, yüksek bazın da etkisiyle 9,81 puan düşüşle yüzde 51,97 olarak gerçekleştiği kaydedildi.

Aynı dönemde, B ve C endekslerinin yıllık enflasyonunun sırasıyla 9,44 ve 8,67 puan azalarak yüzde 50,87 ve yüzde 51,56 olduğu ve ağustos ayında yıllık enflasyona katkının tüm gruplarda gerilediği aktarılan özette, "Mevsimsel etkilerden arındırılarak incelendiğinde aylık tüketici enflasyonunun sınırlı bir şekilde yavaşladığı gözlenmiştir. Yönetilen ve yönlendirilen kalemler, katkıları önceki aya kıyasla bir miktar azalmakla birlikte, ağustos ayında da manşet enflasyon üzerinde önemli ölçüde yükseltici etkide bulunmuştur." denildi.

Özette, ağustos ayında hizmet grubunda aylık fiyat artışının güçlü seyrini sürdürdüğüne işaret edilerek, "Hizmet grubu içinde fiyat artışlarıyla öne çıkan kalemler, yönetilen ve yönlendirilen kalemlerdeki düzenlemelere bağlı olarak ulaştırma hizmetleri ve üniversite ücretlerini takiben eğitim hizmetleri ile birlikte kira olmuştur." değerlendirmesinde bulunuldu.

Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle temel mal grubu aylık enflasyonunun bir miktar artış gösterse de düşük seyretmeye devam ettiği aktarılan özette, şunlar kaydedildi:

"Bu gelişmede, genel güvenlik regülasyonları ve avro kurundaki seyre bağlı olarak artış gösteren otomobil fiyatlarının etkisi öne çıkmıştır. Gıda grubu fiyatları işlenmemiş gıda alt grubu öncülüğünde ağustos ayında gerilemiştir. Fiyatları mevsimsel eğiliminden daha güçlü bir şekilde düşen taze meyve ve sebze kalemi, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gerilemede belirleyici olmuştur.

Bu dönemde gerek kırmızı et gerekse beyaz et fiyatlarında düşüş gerçekleşmiştir. İşlenmiş gıda alt grubunda fiyat artışı ağustos ayında yavaşlarken ekmek ve tahıllar aylık enflasyonundaki zayıflama dikkat çekmiştir. Bir önceki ay elektrik ve akaryakıt kaynaklı gelişmelerle güçlü seyreden enerji grubu aylık enflasyonu, ağustos ayında da meskenlere yönelik doğal gaz düzenlemesine bağlı olarak yüksek gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, küresel gelişmelere paralel olarak fiyatı gerileyen akaryakıt kalemi, enerji grubu aylık enflasyonunu sınırlamıştır."

Özette, ağustos ayında aylık enflasyona dair göstergelerin bir bütün olarak incelendiğinde, ana eğilimin belirgin bir değişim sergilemediği, B ve C endekslerinde mevsimsellikten arındırılmış üç aylık ortalama artışların sırasıyla yüzde 2,7 ve yüzde 2,5 seviyelerinde gerçekleşerek görece yatay seyrettiği bildirildi.

Ağustos ayında B endeksini oluşturan gruplardan işlenmiş gıda enflasyonunda sınırlı bir yavaşlama gözlendiği, diğer grupların yükseliş kaydettiği belirtilen özette, "B ve C gibi dışlamaya dayalı göstergeler üzerinde eğitim gibi dönemsel fiyat belirleme eğilimi yüksek bazı kalemlerin etkisi belirgin olmuştur. Bu görünümün tersine, alt kalemlerin aylık fiyat değişimlerinin dağılımına dayalı medyan, SATRIM, dinamik faktör model gibi alternatif ana eğilim göstergeleri ile yayılım endeksi bir önceki aya kıyasla zayıflamıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.

 "Son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağı öngörülmektedir"

Özette, hizmetler sektöründe geçmiş enflasyona endeksleme davranışının halen güçlü olduğuna dikkat çekilerek, hizmet sektöründe hakim olan fiyatlama davranışının önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir süreye yayılmasına neden olduğu belirtildi.

Yıllık enflasyonun ağustos ayında temel mal grubunda yüzde 28,91 olduğu, hizmet sektöründe yüzde 77,83 ile yaklaşık 49 puan daha yukarıda gerçekleştiği kaydedilen özette, "Ayrıca, hizmetlere ait yayılım endeksi, fiyat artışlarının sektör geneline yayılmaya devam ettiğini göstermiştir." ifadesine yer verildi.

Kira enflasyonunun sözleşme yenileme oranının ağustos ayında artmasıyla beraber bir miktar yükselerek güçlü seyrini sürdürdüğü ifade edilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, sözleşme yenileme oranının eylül ayında da kayda değer bir düzeyde olmasıyla kira artışının yüksek seyredeceğine işaret etmektedir. Diğer yandan, gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerde oluşan gerekse konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış oranları, TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler almaktadır. Nitekim eylül ayı PÖS verilerinde yeni ve yenilenen sözleşmelerdeki kira artış oranlarının gerilediği dikkati çekmektedir. Yılın son çeyreğinde sözleşme yenileme oranının üçüncü çeyreğe kıyasla azalacak olmasının yanında yeni ve yenilenen sözleşmelerde kira artış oranlarının düşmeye devam etmesiyle son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağı öngörülmektedir."

 "Bu yıl üniversite ücretlerindeki artışlar ağustos ayında gerçekleşmeye başladı"

Ulaştırma hizmetleri fiyatlarındaki artışın enerji fiyatlarındaki gelişmeleri takiben ağustos ayında belirginleştiğine işaret edilen özette, bu gelişmede, kara yoluyla şehir içi ve hava yoluyla yolcu taşıma ücretlerinin öne çıktığı belirtildi.

Özette, bir önceki yılın aksine, kayıt tarihlerinin daha erken başlamasıyla bu yıl üniversite ücretlerindeki artışların ağustos ayında gerçekleşmeye başladığı vurgulanarak "Açıklanan yüksek oranlı artışları takiben eğitim hizmetleri yüksek enflasyonuyla öne çıkan bir diğer kalem olmuştur. Diğer yandan, lokanta-otel alt grubu aylık enflasyonundaki yavaşlama dikkat çekmiş, paket tur ve haberleşme gibi kalemlerde de fiyat artışlarının ılımlı gerçekleştiği gözlenmiştir. Özel okul ve üniversite ücretlerinde fiyat uyarlama sürecinin tamamlanmasıyla birlikte yılın son çeyreğinde eğitim hizmetleri fiyat artışı belirgin bir yavaşlama kaydedecektir." değerlendirmesi yer aldı.

Yurt içi üretici fiyatlarının ağustos ayında yüzde 1,68 arttığı, yıllık enflasyonun yüksek bazın da etkisiyle 5,62 puan düşerek yüzde 38,75 olduğu anımsatılan özette, "Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, enerji grubu yüzde 3,04 oranındaki aylık fiyat artışı ile öne çıkmaya devam ederken, dayanıksız tüketim ve ara malları başta olmak üzere diğer gruplarda fiyat artışlarının daha ılımlı seyrettiği izlenmiştir." denildi.

Özette, uluslararası emtia fiyatlarında nisan ayı sonlarında başlayan gerilemenin ağustos ayında da devam ettiği belirterek, şu ifadeler kullanıldı:

"Alt kırılım bazında incelendiğinde, düşüşlerin altın haricinde genele yayıldığı ve ham petrol öncülüğünde enerji grubunun bu gerilemede öne çıktığı gözlenmiştir. Eylül ayının ilk üç haftası itibarıyla enerji grubu fiyatlarındaki düşüşler sürmüştür. Ağustos ayında ortalama 80,9 dolar seviyesinde olan Brent ham petrol fiyatları eylül ayının ilk üç haftasında 74,1 dolar civarına gerileyerek bu gelişmeyi sürüklemiştir. Öte yandan, tarım ürünleri kaynaklı olarak enerji dışı emtia fiyatlarının bir miktar yükselmekte olduğu gözlenmektedir."

 "Sepet döviz kurundaki artış ağustos ayında bir miktar güçlendikten sonra eylül ayında yeniden zayıfladı"

Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi'nin ağustos ayında sınırlı bir şekilde yükselerek tarihsel ortalamasının bir miktar üzerinde seyrettiğine işaret edilen özette, küresel ve Çin'e yönelik konteyner endekslerinde nisan ayı sonrası dönemde gözlenen artışın ağustos ile birlikte yerini düşüşe bıraktığı, kuru yük taşımacılık endekslerindeki ılımlı seyrin korunduğu kaydedildi.

Özette, sepet döviz kurundaki artışın ağustos ayında bir miktar güçlendikten sonra eylülde yeniden zayıfladığı belirtilerek, "Kur kaynaklı baskılar geçici olmuştur. Diğer yandan, ağustos ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış PMI verileri, imalat sanayinde girdi fiyatlarının yatay seyrettiğine, nihai ürün fiyatlarının ise bir miktar yükseldiğine işaret etmiştir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Eylül ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, enflasyon beklentilerinin tüm vadelerde gerilediği hatırlatılan özette, şunlar kaydedildi:

"On iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 28,7’den 1,2 puan düşüşle yüzde 27,5’e; yirmi dört ay sonrasına ilişkin beklenti ise yüzde 19,3’ten 0,9 puan düşüşle yüzde 18,4 seviyesine inmiştir. Buna ek olarak, cari ve gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 0,2 ve 0,3 puan azalarak yüzde 43,1 ve yüzde 25,3 olmuştur. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 11,2 seviyesinde ölçülmüştür.

Enflasyon beklentileri tüm vadelerde gerilese de mevcut seviyeler enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk teşkil etmeye devam etmektedir. Reel sektör beklentilerine bakıldığında temmuz ayında yüzde 55,0 olan firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, ağustos ayında yüzde 53,8’e gerileyerek sınırlı iyileşme göstermiştir. Hanehalkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinin ise aynı dönemde yüzde 72,0’den yüzde 73,1’e yükseldiği gözlenmiştir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetmiştir."

Özette, öncü göstergelerin eylül ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış tüketici enflasyonunun önceki aya kıyasla yavaşlayacağına işaret ettiği belirtilerek, mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle, B ve C göstergelerinin aylık enflasyonunun ortalamada görece yatay seyretmesinin beklendiği kaydedildi.

Eylül ayında temel mal grubu fiyat artışının bir miktar yükselmekte olduğunun gözlendiği aktarılan özette, aylık hizmetler enflasyonunun ise yüksek seyrini koruduğu vurgulandı.

Özette, eylül ayında hizmet enflasyonunun üzerinde okula dönüş etkisinin öne çıktığına dikkate çekilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Üniversite ücretlerinin sarkan etkisiyle eğitim hizmetleri ve okul servis ücretlerine bağlı olarak ulaştırma hizmetlerinde fiyatlar belirgin bir şekilde yükselirken, yurt ücretlerindeki artışların lokanta-otel alt grubu enflasyonunu yukarıya çektiği izlenmektedir. Ulaştırma hizmetlerinde okul servis ücretleri dışındaki kalemlerde fiyat gelişmelerinin ılımlı olduğu gözlenmektedir. Ağustos ayında gerileyen gıda fiyatlarının, eylül ayında sınırlı bir oranda artarak olumlu seyrini sürdüreceği öngörülmektedir. İşlenmiş gıda aylık enflasyonunun bir önceki aya kıyasla yavaşladığı, fiyat artışlarının alt grup genelinde ılımlı olduğu izlenmektedir. Enerji grubunda yönetilen ve yönlendirilen kalemlerdeki tarife güncellemeleri ağustos ayında sona ererken, küresel gelişmeleri takiben akaryakıt fiyatları eylül ayında da gerilemektedir. Son iki ayda yönetilen ve yönlendirilen kalemlerin etkisiyle yüksek artış gösteren enerji fiyatlarının, bu dönemde nispeten yatay seyredeceği değerlendirilmektedir."

Temel mal enflasyonunun sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam edeceği aktarılan özette, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesinin beklendiği belirtildi.

Özette, "Dönemsel fiyatlama ve geriye doğru endeksleme davranışlarının baskın olduğu kalemlerdeki göreli fiyat uyarlamalarının büyük ölçüde tamamlanması ve kiralardaki kısmi iyileşme ile birlikte hizmet grubu enflasyonunun son çeyrekte daha ılımlı seyredeceği tahmin edilmektedir." değerlendirmesi yapıldı.

 "Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacak"

Özette, Kurulun, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediğinin altı çizildi.

Para politikasındaki kararlı duruşun, yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyon sürecini güçlendireceği kaydedilen özette, "Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır." denildi.

Özette, kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makro ihtiyati adımlarla destekleneceği kaydedilerek, likidite koşullarının muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlendiği bildirildi.

Sterilizasyon araçlarının etkili şekilde kullanılmaya devam edileceği ifade edilen özette, "Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır." bilgilerine yer verildi.

Özette, Kurulun, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacağı da belirtildi.