BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,67
ALTIN 2.964,66
HABER /  GÜNCEL

TBMM'de Kürtçe dilekçe krizi

HAK-PAR öncülüğünde 'Kürdüm, tarafım, talep ediyorum' sloganı ile başlatılan imza kampanyası sıkıntı yarattı. Meclis yetkilisi dilekçeyi almamak için hayli zorlandı...

Abone ol

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK - PAR) öncülüğünde 24 Mayıs'ta Diyarbakır'da "Kürdüm, Tarafım, Talep Ediyorum" sloganı ile başlatılan ve Türkiye'de bir Kürt federasyonu kurulması talebini içeren kampanyada 1 milyon imza hedeflenirken, 50 bin imza toplanabildi. Kampanya dilekçesinin TBMM Başkanlığı'na sunulması sırasında "Kürtçe metin krizi" yaşandı.

İmzalar dün önce AB Ankara Temsilciliği'ne, ardından TBMM'ye sunuldu. Aralarında Diyarbakır Kürd - Der sözcüsü İbrahim Güçlü'nün de yer aldığı 8 kişi, AB Ankara Temsilciliği'nde dış ilişkilerden sorumlu yetkililerle bir araya geldi. Türkçe, Kürtçe ve İngilizce olarak hazırlanan 50 bin imzalı metni teslim eden grubun, avukat Sabahattin Korkmaz tarafından okunan basın açıklamasında, kampanyanın kendiliğinden geliştiği ve hiçbir siyasi odağın gündeminde olmadığı belirtildi. Korkmaz, toplumun değişik kesimlerinden gelen ilgi ve destek üzerine bildirgeyi Kürtler arasında imzaya açtıklarını, ancak yetersizliklerinden ötürü kampanyayı tüm topluma yaygınlaştıramadıklarını söyledi.

AB ile resmi görüşme!

Güçlü, AB müzakere sürecine Kürtlerin doğrudan taraf olmasını isteyerek, "Zaman itibarıyla 3 Ekim'i çok önemsediğimiz için görüşmeyi AB Dış İlişkileri sorumluları ile yaptık. AB ile resmi olarak görüştük. AB'den Kürtlerin dahil olabileceği bir mekanizma yaratmasını talep ettik" dedi.

"Eniştelerim de Kürt"

Heyet daha sonra dilekçe ve eklerini vermek üzere TBMM'ye geçti. Meclis'te belgeleri inceleyen Genel Evrak ve Arşiv Müdürü Şemseddin Kılınç, "yasalar gereği Kürtçe olan metinleri alamayacağını" söyledi. Avukat Hasan Dağtekin, "Yasal engel yok. Başvurumuz Türkçe ama bilgilendirmek için ekler Kürtçe" diye itiraz edince, Kılınç, "Kurban olayım, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz, burası Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eden kurum. Ben kanunlar ne diyorsa onu yapıyorum" dedi. Klınç, Dağtekin'in "Öyleyse Kürtçe bölümleri kabul etmediğinize dair tutanak verin" önerisini geri çevirdi.

Dilekçenin Kürtçe bölümlerini ayırarak kaydını yapan Kılınç, "Benim eniştelerim de Kürt, biz içli - dışlıyız, etle - tırnak gibi kaynaşmışız. Lütfen böyle yapmayın" diye konuştu.

Mazlum Kürtlerin meşru talebi

TBMM'ye sunulan dilekçede, "Mazlum Kürt halkının meşru taleplerine duyarsız kalındığı" savunularak, şunlar kaydedildi:

"Kürtlerin en tabi ulusal demokratik ve insani haklarının güvence altına alınması. Kürt sorununun federal, demokratik ve çoğulcu çözümü. Nüfusu 20 milyonu aşkın Kürt milletinin yaradılıştan gelen meşru, bireysel ve kolektif haklarının tanınması. Yasal, anayasal, idari, siyasi güvencelere bağlanması."

Kaynak: