Ya kaybederse diye düşündünüz mü?
Türkiye'nin Tayyip Erdoğan'a ne kadar ihtiyacı olduğunu bu süreçte bir kez daha gördük. O nedenle bu ülkenin geleceği için büyük önem taşıyan 2023 seçimleri öncesi AK Parti'nin erken yola çıkması için teşkilatlar kongreleri yerine güçlü isimler il başkanlığına atanarak kollar sıvanmalı..
Sürekli yazdım…
Bu ülkenin bir başka Tayyip Erdoğan'ı yok!..
Allah uzun ömürler versin bir daha da Tayyip Erdoğan gelmez!..
Şimdiden görülen şuki;
AK Parti’nin değil Türkiye’nin kaderi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilebilmesi olmak ya da olmamak kadar önemli bir hal almıştır…
Belli oldu ki artık karşıda üst akıl tarafından yönetilen gayri mili bir cephe var!
Düşünün…
Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Temel Karamollaoğlu gibi isimlerin Erdoğan’ı devirmek için CHP ile kol kola gireceğine rüyanızda görseniz inanır mıydınız?
Veya ülkücü (!) Meral Hanım’ın belediyeleri CHP’ye altın tepsi ile sunmak için HDP ile aynı istikamette yürüyeceğini hiç düşünür müydünüz?
Yaşadık gördük!
Bu gayri milli ittifakın 2023’e doğru hatta erken seçim olur beklentisi ile her geçen gün Tayyip Erdoğan’a yönelik muhalefet dozunu küstahça arttığına şahit olmuyor muyuz?
Hedefleri AK Parti değil Tayyip Erdoğan!..
Mesela;
Berat Albayrak'a saldırırlarken de aslında ona saldırıyorlar...
Süleyman Soylu' yada saldırırken ona saldırıyorlar...
Selçuk Bayraktar'a saldırırken de aslında ona saldırıyorlar!..
Çünkü Tayyip Erdoğan'ın zayıflaması, kaybetmesi, düşmesi demenin AK Parti'nin bitişi demek olacağını hesabını yapıyorlar!..
***
Diyeceğim şu ki…
2023 seçimleri Cumhur ve Millet ittifakı karşılaşması değil bu kez “MİLLİ” ve “GAYRİ MİLLİ” ittifakların mücadelesi olacak…
Türkiye ya bağımsızlığını sağlam temeller üzerine oturtacak ya da yeniden küresel güçlerin emrivaki yaptığı ülke konumuna gelecek…
Mesele özetle bu...
O nedenle Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkmanın Türkiye’ye sahip çıkmak olduğu bu yolda AK Parti’nin 2023 savaşı öncesi kendini çok iyi test etmesi gerektiği bir süreç kapıya dayandı…
Çünkü günler gelip geçiyor…
Bugün yarın demeden 2023 gelecek!..
Peki Tayyip Erdoğan ne yapacak?
Büyük değişim beklenen teşkilat seçimleri öncesi koranavirüs salgını olması bunu sekteye uğrattı…
Bence hayırlı oldu!..
Nasıl mı?
***
Çünkü AK Parti’nin bence kongrelere harcanacak zamanı yok…
Yeni dönemin il ve ilçe başkanlarının bu sürece mahsus olarak atama ile yapılması zorunlu hale gelmektedir…
Amma velakin..
Bu atamalar bizzat Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmalı!
Çünkü Tayyip Erdoğan ‘ın liderliği hiç bir lidere benzemez.
İl, il en detaylı şekilde değerlendirme yaparak 81 il başkanını bizzat atayabilecek son derece güçlü bir siyasi hafızaya sahip bir lider olduğu gerçeğini bilmeyen var mı?
Unutmaz!..
Öyle ki bir şehiri ziyaretinden sonra Ankara'ya dönüşünde "Söyleyin başkana ilçesinden geçerken partinin tabelasındaki AK Parti yazısı okunmuyordu.Hemen düzeltsin" diye uyarı yapacak kadar!
Tayyip Erdoğan bir teşkilatçıdır..
Teşkilatların her kademesinde görev yapmış, İstanbul BŞ'de tarih yazmış kurduğu büyüttüğü dünya markası haline getirdiği AK Parti ile dünya siyasetine damgasını vurmuş karizmatik bir lider gerçeğini konuşuyoruz..
Diyeceğim şuki;
Teşkilatların başına il ve ilçelerde kendisine sadakatten bir gün dahi geri durmayan, halkının sevip saydığı, 2002 ruhunu unutmayan, kendi isminin ağırlığını taşıyan dava adamlarını il başkanlığına atayarak getirmesi artık kaçınılmaz bir gerçektir..
AK Parti'de Tayyip Erdoğan'ın yanında teşkilat bünyesinde görev alarak yürüyecek ama bugüne kadar adamları olmadığı için teşkilatlara yaklaştırılmayan milyonlar olduğu da unutulmamalıdır..
Yani…
AK Parti’ye farklı beklentilerle geldiği tescillenmiş, millete tepeden bakmaya başlamış, demokrat muhafazakar kimliği sözde kalmış, ilk zorlukta sessizliğe bürünmüş, sadece kişisel ikballeri için bulunmuş teşkilat içindeki AKP’lilere artık bu partide yer olmamalı...
Keza Parti bünyesinde...
Keza bürokraside...
Bir büyük değişim AK Parti'yi uçuracaktır...
***
Diyeceğim şu ki;
Türkiye olağanüstü bir süreçten geçiyor...
Süreç hızla geçiyor.
Bu yıl geçti artık ki geldi 2021. Böyle bir süreçte kongrelerle partinin enerjisini harcamasına gerek var mı?
Bence "hayır"
O nedenle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan emeğiyle, dürüstlük ve teşkilatçılığıyla zorluklarda testten geçmiş, teşkilatın gönlünde yer bulmuş, ülke, millet ve manevi gayret sahibi, samimi, hasbi isimleri bizzat kendisi tespit edip illeri o isimlere ve o isimlerin sunacağı kadrolara emanet etmeli.
AK Parti için 2002 ruhu şarttır.Her bir il ve ilçe başkanı sözde değil özde Tayyip Erdoğan gibi mücadele etmek zorunda olduğunu bilmelidir.
Yani partiyi kurup kurucu il başkanlarını nasıl tespit edip atamışsa, bugün de neden aynısını yapmasın..
Yeni bir doğuş bu!...
Artık bilinen gerçek şu ki parti kadroları ve teşkilatlar üzerinde hatanın telafisi yok ki!..
Son yerel seçimlerde bazı yanılmalarla değil yanıltılmalarla bu gerçeği Tayyip Erdoğan net şekilde gördü ki belli etmesede kalbinin hala sızladığını tahmin etmek zor değil!.
O nedenle o dediye bu dediye bakmadan, Genel Merkezinden teşkilatlarına hatta bürokrasiye kadar tüm kadrolar bizzat kendi gönlünden çıkarak sahaya sürülmeli...
2023 öncesi AK Parti’deki teşkilat dahil bütün yapılanmayı tepeden tırnağa “O GÜÇLÜ HAFIZASINA” güvenerek yapmalıdır ki onu sevenler "YETER Kİ O YAPSIN" diyerek o hafızaya güveniyor.
İnanıyorum bizzat ipleri eline alarak teşkilatlar konusunda yapa cağı atamalarla bugünkünden çok daha güçlü AK Parti teşkilatları gerçeği 2023 seçimleri öncesi ortaya çıkacaktır..
***
Tayyip Erdoğan bu ülke için büyük bir marka...
Toplumun nabzını nasıl tuttuğunu, dünyanın en sistematik, demokratik ve modern partisini kurup siyasetin demokratik bilimsel tabanına nasıl oturttuğunu gördük..
İhmal edilen gençler, kadınlar ve engelli insanlar için parti kadrolarında nasıl kontenjanlar getirdiğine şahit olduk.
Kendi kongreleriyle seçilen Kadın ve Gençlik Teşkilatları oluşturan ve bu konuda dünyanın en gelişmiş demokratik ülkeleriyle yarışabilecek bir demokratik siyasal hareket olarak AK Parti'yi nasıl inşa ettiğine ve dünyada eşi benzeri olmayan bir başarıya imza attığına şahit olmadık mı?
18 yıldır girdiği bütün seçimleri bütün engellere rağmen kazanıp yaptıkları ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin makus talihini nasıl yendiğini bütün dünya şaşkınlıkla izlemedi mi?
İzlemiyor mu?
Ve bugünkü muhalefeti de gördükten sonra Allah uzun ömürler versin Tayyip Erdoğan’ın bu ülkenin kaderi haline geldiğini görmemek mümkün mü?
Yarın bunca emeğin, bunca mücadelenin, bunca kazanımların heba olmasını hazmetmek kolay mı olur?
Asla..
Son pişmanlık fayda eder mi?
Asla..
Öyle hiç bir mücadele içinde olma, çıkıp iki laf söyleme, hesap yap sonrada Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşıyım de!..
O arkadaşlık senin olsun gölge etme yeter dönemi yaşanıyor kardeşim!..
Bakın tarihi bazı acı gerçekler karşımızda..
Abdülhamid Han’ın nasıl yalnızlığı terkedilip ardından söylenen pişmanlık duygularını bilirmisiniz?.
İttihatçıların önemli isimlerinden Rıza Tevfik, "Sultan Abdülhamid Han'ın Ruhâniyetinden İstimdat" adlı mersiyesinde pişmanlığını bakın hangi mısralarla ifade ediyordu:
“Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günahına.
Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî Padişâhına.
‘Pâdişah hem zâlim, hem deli’ dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz ‘beli’ dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına.
Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.”
***
Okuyunca duygulanmamak mümkün mü?
Tarih derstir bu sözler!
Ne yazık ki son pişmanlık fayda etmemiştir…
Hiç Tayyip Erdoğan’ın böyle gayri milli bir muhalefete karşı kaybettiğini ve sonrasını hiç düşündünüz mü?
Hadi bir düşünün!..
Son pişmanlık fayda eder mi?
O nedenle;
Türkiye böylesine güçlü bir lider gerçeğini yakalamışken bu değeri en güçlü şekilde 2002 ruhu ile 2023'e hazırlamalıdır..
O 2002 ruhu ki;
Çiçeği burnunda çok genç bir parti iken, bankaları soyulmuş, ekonomisi batmış, heyecanı yok olmuş bir ülke teslim almıştı…devlet iş birlikçi çeteler ve hainlere teslim olmuştu…dış güçler bir yandan ekonomiyi batırıyor diğer yandan terörü körüklüyorlardı ki…
Milli değerler üzerinde yükselen kararlı bir lider gelip her şeyi ama her şeyi değiştirirken ülkesinin makus talihini yendi…
Şimdi çok daha kolay!..
Hele hele böyle gayri milli bir muhalefet varken..
Yeter ki Reise omuz verilsin..
Çünkü;
Ondan başka ne ümit ne proje ne de milli duyarlılık var..
O nedenle;
Cumhur ittifakı ile “Hayra motor Şerre fren” olma zamanıdır bugün…