Asıl kazanan Tayyip Erdoğan olacak!
Ekrem İmamoğlu beklenmedik şekilde bu kez 9 puan fark ile kazandı...Tebrik ediyoruz.Ama bu seçimin asıl kazananı Tayyip Erdoğan olacaktır. Nasıl mı? Bekleyin görün..
Sonunda bitti…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini açık ara oy farkı ile Ekrem İmamoğlu kazanırken önemli bir başarıya imza attı..
Kendisini kutluyor, başarılar diliyorum..
Böylesine bir farkı kimse beklemiyordu kuşkusuz.. Ama bu milletin Ecevit gibi bir liderin partisi DSP’yi bir seçim öncesi yüzde 20 ile iktidar yapıp bir seçim sonrası yüzde 1’e indirip TBMM dışına iten bir millet olduğunu unutmamak gerekir..
AK Parti açısından söylenecek söz şudur..
Hayr ve şer Allah'tandır.
Neyin hayır neyin şer olduğunu en iyi Allah bilir.
İstanbul seçimlerinin sonuçlarına AK Parti açısından eğer ders alınabilirse bu gözle bakmak gerekir…
Hayr olan şu ki göreceğiz ki Tayyip Erdoğan belki İstanbul'a kaybetti ama çok daha önemli olan 2023 seçimleri öncesi ders anlamında "Erken uyarı sistemini" devreye sokma fırsatını buldu..
İşte bu fırsatı değerlendirdiği an asıl kazanan kendisi olacaktır..
Çünkü tuz kokmuştur…
Büyük değişim kaçınılmaz bir gerçektir...
Partiyi içeriden saran hatta satan,
Tevazu nedir bilmeyen,
Kibir budalalığına tutuşmuş,
Zevk ve sefaya dalmış,
Zülüm eder olmuş,
Bencilleşmeleri zirve yapmış,
Güç sarhoşluğuna kapılmış,
Rantçılıkta öne çıkmış,
Nimetin kıymetini bilmemiş,
"Kimsesizlerin kimsesi" olan liderinin duruşuna ihanet etmiş,
Mahallesinden taşınıp rezidanslarda halkına tepeden bakar olmuş,
Kene gibi partiye yapışmış (embesil troller)
Çakar araba bağımlısı olmuş,
Halktan kopup nargilecileri mesken tutmuş,
Parti içinde "ağa" durumuna gelmiş,
Partinin kapısını “Aman koltuğumuzdan oluruz” diye halka kapatmış,
Esnafın halını hatırını sormaktan kaçınıp kapısını çalmamış,
Para gördükten sonra oturdukları mahallelerin yollarını unutmuş,
liderleri taksi duraklarına kadar inip taksicilerle birlikte çay içip simit yiyerek dertleşirken onlar o kapılardan içeri girmemiş,
Halkın gözünde hiç bir karşılığı ve itibarı olmayan yazılı ve görsel medyada AK Parti adına köşe başlarını tutup partiye zarar vermiş,
Sayalım mı dahasını...
İşte yarın geç olmadan onlardan kurtulmanın zamanı gelmiştir...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan artık partiden temizlik yapıp yepyeni liyakat sahibi AK kadrolar inşa etmelidir...
Edecektirde...
Emaneti ihanet edenlerin ellerinden almalıdır..
Başka bir yolu yok...
Tabanın beklentisi budur...
Yoksa "Ne oldum delisi" olmuş halktan kopmuş kendi çıkar ve menfaatlerini öne çıkaran "Bu kadrolarla bu kadar oyu AK Parti iyi alıyor" demek zor değil...
Çünkü AK Parti tabanında "Seni seviyoruz .Ama bu kadrolara artık inanmıyoruz. Köklü değişim istiyoruz" diyen milyonlarca Erdoğan sevdalısına kulak verecektir Tayyip Erdoğan..
O nedenle önünde 2023'e kadar seçimsiz geçecek 4 yıl varken bunu fırsata çevirmek adına gerekeni yapacaktır diyorum.
Yaptığı an göreceksiniz bu seçimin asıl kazananı Recep Tayyip Erdoğan olacaktır...
***
Peki Erdoğan bu gerçeği görmüyor mu?
Bugünleri görürcesine teşkilatlarına geçtiğimiz ay bir toplantıda "UYARI" olarak Moğol İmparatorluğunun kurucusu Cengiz Han’ın torunu Hülagu’nun Kadıhan ile hikayesini anlatmıştı...
Yine tam zamanı...
Neydi bu hikaye...
Hülagu İlhanlı Devletinin kurucusu Mengü Kağan’ın da kardeşidir. 1255 de ağabeyi Mengü Han tarafından Ortadoğu’da henüz ele geçirilmemiş toprakların ele geçirilmesi için görevlendirilir.
Hülagu 1258 tarihinde Bağdat’a girerek Abbasi Halifesi Mutasım’ı keçeye sarıp Moğol atlarının ayakları altında ezdirerek öldürtür. Şehri yağmalar 400.000 kişiyi katleder. Cami, hastane, saray ne varsa hepsini yok eder.Zalimliğini anlatmak için Dicle’nin günlerce kan aktığı söylenir.
Hülagu bir gün, şehrin dışına kurduğu karargâhında, o beldenin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir.
Bu haber, âlimler arasında korku ve endişeye sebep olur. Kimse Hülagu tarafından öldürülmek korkusuyla bu davete icabet etmek istemez. Bu haber zamanın genç âlimlerinden Kadıhan’a ulaşır.
Kadıhan, ufak tefek tıfıl bir gençtir. Daha sakalı bile çıkmamıştır.
Böylesi bir daveti kabul ettiğini söyleyerek Hülagu ile görüşmeye gidebileceğini, bunun için kendisine bir deve, bir keçi ve bir de horoz verilmesini ister.
Böyle bir fedainin ortaya çıkması ulema sınıfını rahatlatır.Çünkü bir kurban bulunmuştur. Hülagu’nun şerrinden korkan ulema sınıfı bu isteği hemen karşılar.
Kadıhan içeriye girer ve kendisini tanıtır. Kendisiyle görüşmek üzere geldiğini söyler. Hülagu, genci tepeden tırnağa süzer ve beklediği tipte birisi olmadığını görerek, “Bana göndermek için bula bula seni mi buldular. Gönderecek başka birini bulamadılar mı?” diye sorar.
Kadıhan gayet sakin bir şekilde; “görüşmek için iri yarı, boylu poslu birini istiyorsan, bir deve getirdim. Sakallı yaşlı birisi ile görüşmek istiyorsan, bir keçi getirdim. Eğer gür sesli birisiyle görüşmek istiyorsan horoz getirdim. Üçünü de çadırın önüne bıraktım. Onlarla görüşebilirsin!” der.
Hülagu karşısındakinin sıradan birisi olmadığını anlar ve “şöyle otur bakalım” diyerek ilk sorusunu yöneltir. “Söyle bakalım, beni buraya getiren sebep nedir?” diye sorar.
Kadıhan gayet sakin bir şekilde;“Seni buraya bizim amellerimiz getirdi. Allah’ın bize verdiği nimetlerin kıymetin bilemedik. Esas gayemizi unutup makam, mevki mal mülk peşine düştük. Zevk ve sefaya daldık. Cenab-ı Hak da bize verdiği nimetleri almak üzere seni gönderdi”der.
Hülagu bu sefer ikinci sorusunu sorar. “Peki, beni buradan kim gönderebilir?”
Cevap çok manidardır.
“O da bize bağlı. Benliğimize dönüp ne kadar kısa zamanda toparlanıp, bize verilen nimetin kıymetini bilir, zevk ve sefadan, israftan, zulümden, birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek işte o zaman sen buralarda duramazsın”
***
İşte AK Partinin içine düştüğü sıkıntıyı ve çözüm yolunu bu hikayeden iyi hiç bir şey anlatamaz. Erdoğan bugünleri görüncesine o gün bu hikaye üzerinden teşkilatlarına ders veriyordu!
Diyeceğim şu ki!..
Bakanlar Kurulunda,
Bakanlık kadrolarında,
Genel Merkez yönetiminde,
Başta büyükşehirler olmak üzere bütün teşkilatlarda,
Külliye danışman kadrosunda,
Kapıları halka kapalı üst düzey bürokratlarda,
Halka yeniden umut verecek büyük bir değişim şarttır..
Çünkü yerini yadırgayan isimlerin varlığı artık ortaya çıkmış iken Demir tavında dövülmelidir.
Bugün Türkiye genelinde hala açık ara birinci parti olan AK Parti yeniden yapılanma ile kendi evinin içini düzeltirse Tayyip Erdoğan gibi bir lideri varken işte o zaman “en gür seda" yeniden AK Partinin sedası olacaktır.
Çünkü dün gitti...
Hayat devam ediyor...
Gelecek seçim şimdi başlıyor...
Yarın ise çok uzak değil...
Yine gelecek,
İşte hazır olmak için ders almak gerekecek...
Hiç tartışmasız Tayyip Erdoğan bu ülke için çok güzel işler yaptı..
Yine yapacak...
İktidar yine o...
Mevlana der ki;
"Sıkıntı yok efendiler.
Dert insana yol gösterir..."
Tayyip Erdoğan aylardır üzerinde çalıştığı 2023 yolunda partide yeniden yapılanmanın üzerine İstanbul seçimi sonuçlarının değerlendirmesinide koyarak sıkıntıları giderecek o yolu bulacaktır...
Sözün kısası eğer söz konusu artık 2023 seçimleri ise İstanbul seçimlerinin asıl kazananın siyaset ustalığını ortaya koyacak Tayyip Erdoğan olduğu görülecek...
İnanıyorsanız üstünsünüz demek...
Bekleyip görelim...
Aksi halde "Bu ülkede daha yakın tarihte ANAP, DYP, DSP gibi partilerde vardı " diye düşünmek gerek..
Önemli olan hayr ve şer'i iyi okumaktır...
Son söz şu dur;
AK Parti'de Tayyip Erdoğan dışında hiç kimse vazgeçilmez değildir.