BIST 9.698
DOLAR 34,59
EURO 36,42
ALTIN 2.984,34

Tayyip Erdoğan hesabı görmeli!..

Hz. Mevlana ne demiş; “Asla geçmişte yaşama, ama her zaman geçmişten ders al.” İşte şimdi ders alma zamanıdır. Tayyip Erdoğan için söylenecek söz açıktır. ”İşin ağır işin çetin Allah yardımcın olsun”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  dünkü grup toplantısını izledim..
Gazeteciden öte bir insan olarak üzüldüm..
 
Bu ülkede başta İstanbul olmak üzere hayal denilen bütün projeleri gerçekleştiren, ülkenin her karış toprağında  her alanda büyük değişime imza atan...

Doğu ve Güneydoğu halkını PKK baskısından kurtarıp huzur getiren,  bölgede önemli yatırımlara imza atan,  geceleri ışıl, ışıl parlayan şehirler gerçeğini ortaya koyan...

Dünya Rafting Şampiyonası’nın bile en başarılı şekilde Tunceli’mizde yapılmasını sağlayan bir liderin yaptıklarını anlatırken  adeta  “Ben bu ülkeye hangi kötülüğü yaptım”der gibi hissettim…
 
Evet Tayyip Erdoğan bu ülkeye hangi kötülüğü yaptı!
Diyorsanız ki düşmanlarımız arttı!

Doğru!..
Çünkü üzerindeki  ABD ve AB baskısı prangasını söküp atan Türkiye bütün diz çöktürme oyunlarına rağmen dimdik ayakta kaldığı için düşmanlar artı…
Bundan rahatsız iseniz  o başka..
Erdoğan ABD’nin “Almayın “diyerek tehdit ettiği S-400’leri  rahmetli babasının hayrına mı alıyor?

Erdoğan Akdeniz’de doğalgaz aramamızdan rahatsız olan ABD ve Batıya karşı rahmetli annesinin hayrına mı ülkemizin hakkını savunuyor.

Başta da İstanbullu olmak üzere elini vicdanına koyan kim Tayyip Erdoğan’ın hizmetlerini inkar edebilir ki?
Eğer bugün büyükşehirlerde böylesine hizmetlere rağmen bir başarısızlık yaşanmışsa hiçbir şey olmamış gibi kimse davranamaz..
Tayyip Erdoğan’da.

Son yazımda da yazdım…

Tabana rağmen siyaset olmaz…
Siz bakmayın sessizliğe…
Tabanın içi ağlıyor..
Tayyip Erdoğan’a karşı oyunu kuranların hedefe koştukları apaçık şekilde  görülmüyor mu?

O nedenle tekrar diyorum ki;

AK Parti ya bu davayı noktalayacak ya da "Gitmiyoruz" diye haykıracak değişimi yapacak partide  hiçbir şey eskisi gibi olmayacağını gösterecektir.

O nedenle 31 Mart ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinin verdiği mesaj açıktır.
“Böyle gitmez. AK Parti’nin tek rakibi AK Parti konumuna gelmiştir. Değişim kaçınılmaz bir gerçektir. Aksi halde 2023 seçimlerinin ve partinin  akıbeti bellidir.”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde seçimsiz 4 yıl gibi uzun bir süre varken, partisinin fabrika ayarlarını sıfırlayıp yeni kadrolar ve yeni bir vizyon ile 2023 yolculuğuna çıkması kaçınılmaz bir gerçektir…

Ben bugün AK Parti’de yetkili biri olsam, yaşanan bu tablodan sonra değişimin önünü açmak için" Başkanım özür dilerim.Yeni bir ruh yeni bir ekip anlayışı şart. Sizlere layık olamadık. Emaneti teslim ediyorum.Her zaman emrinizdeyim" diyerek  liderime istifamı sunardım…

Çünkü söz konusu dava ise mevki makam teferruattır…
Tabanın beklentisi budur..

Çünkü  taban yaşanan sıkıntının fotoğrafını çekmiştir…
O fotoğraf apaçık ortadadır.. 

Tabanda ve tavanda değişim kaçınılmazdır...

Türkiye'nin her bir yanında başarılı olunan teşkilatlar da dahil  büyük sıkıntıların olduğu  halktan kopuşun yaşandığı insanların sadece Tayyip Erdoğan sevgisine oy verdiği gerçeği ortadadır.

Bütün il ve ilçe başkanları ile yönetimleri birlikte istifalarını vermeli  bugüne kadar bazı parti ağaları tarafından önleri kapanmış heyecan dolu dava insanlarının teşkilatlarda yer almasının artık önü açılmalıdır...

Çünkü değişim deniyor  kongreler yapılıyor bakılıyor  bulunmaz hind kumaşı gibi yine büyük çoğunlukta aynı isimler görevde!..

O milletvekilin adamı, bu bakanın adamı, bu belediye başkanın adamı..

Ya tabanın adamları nerede?
 
Genel Merkez  yönetim kadrosu mutlaka yeniden şekillenmeli. Halkta karşılığı olan, durumdan vazife çıkarabilen, sevilen sayılan isimler  parti yönetiminde görev almalıdır...

Görevlendirmeler "Çarkı felek" misali olmamalı...
 
Bürokraside köklü bir değişime gidilmeli.halka kapılarını kapatmış, sadece dostlarına kapılarını açık tutmuş burunlarından kıl aldırmayan isimler kenara çekilmeli...

"Halka hizmet hakka hizmettir" anlayışını özümsemiş  isimler koltuklarda hakim olmalı...

Tabanda en büyük beklenti Bakanlar Kurulu’nda değişim yaşanması olduğu aşikar. Bununla birlikte Bakanlık kadrolarındada değişime gidilmeli...
 
Cumhurbaşkanlığı danışman kadrosu  mutlaka yeniden yapılanmalı. Liderinden  gerçekleri  saklayanlar değil gerçekleri söyleyebilen liyakat sahibi insanlara yer verilmeli...
 
31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde görüldü ki,  sivil toplum örgütleri ve  özellikle büyükşehirlerdeki hemşehri dernekleri ile iletişim halinde olacak bir  bakanlık birimi mutlaka oluşturulmalı…
 
Her devrin adamı olarak partinin yanına yaklaşan ve nemalanan  adeta “Gece kurtla sürüye dalıp, gündüz çobanla ağlayanlar” kişilere artık dur denmelidir..

Partinin 2002 ruhuna dönmesi için büyük bir buluşma ortaya konulmalı. “2023’e doğru” adı altında büyük kongre toplanarak  A’dan Z’ye yeni bir yol haritası belirlenmeli…

Ve Erdoğan'a giden yollar açılmalıdır!..

Bu  davanın lideri Tayyip Erdoğan yeni kadrolarla yeni bir harekatı başlatmalıdır.. 

Bakın büyük bir şehrin il başkanlığında görevli bir arkadaşım bana ne  yazmış.
“Abi teşkilatta kimsenin umurunda değil, herkesin keyfinde. Nasıl olsa paşalar yükünü tuttu.  Şurada 4 yıl daha var. Yerimizi koruyup işimize bakalım anlayışındalar. Dikkat ettin mi ? Binali Bey mağlubiyet açıklamasını yaparken, yanında kimse yoktu. Kazanmış olsaydı bir sürü yalaka arkasında dururdu.
Bu neden kaybettiğimizin onlarca sebeplerinden biridir

Çok acı değil mi?

Daha hesap bitmedi!..

Erdoğan’a “Onlar varken Ankara ve İstanbul’u kaybederiz” baskısı ile  Melih Gökçek, Kadir Topbaş gibi Büyükşehir Belediye Başkanlarının istifa ettirilmesine kimler yalan yanlış bilgi ve anketlerle  vesile olmuşsa el çektirilmeli…
 
Örneğin  seçimler sonrasını beklemek gerekirken 31 Mart seçimlerine ramak kalmışken marketlerde poşetlerden ücret alınmasını sağlayıp vatandaşın tepkisini çekmeyi kimler sağlamışsa nedeni sorgulanmalıdır.
 
Seçime ramak kalmışken Terörist başı Öcalan mektubunun ortaya çıkarılmasına ve kardeşi Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkmasına kimler vesile olmuşsa hesap vermeli..

Keza İmamoğlu üzerinden Karadeniz seçmenini  olumsuz etkilediği görülmesine rağmen ısrarla  Rum-Pontus  iddiasını sürekli körükleyenler...
 
Yani hatalar göstere göstere kartopu gibi büyütülüp sandıkta milletin önüne kondu ve  böylesine sonuca imza atıldı.

AK Parti kendi kendini tuş etti!..
Yani sonuç malumun ilanı gibi oldu…
 
O nedenle AK Parti’de yapılan  bazı vahim hataları görünce kimse kusura bakmasın ama Dede Korkut’un sözü aklıma gelmiyor değil…
“Kahpe içerden olunca
Kapı kilit tutmaz oğul!”
 
Peki ne olacak?

Bu dava burada bitmeyecek...

Bu davanın lideri  Tayyip Erdoğan,  durumdan vazife çıkarıp halk ile birlikte kurduğu büyüttüğü, 17 yıldır girdiği bütün seçimleri açık ara kazandığı partisinin ikbali için  küllerinden yeniden doğmasının yolunu açacaktır..

Hz. Mevlana  diyor ki;

Asla geçmişte yaşama, ama her zaman geçmişten ders al.

Zaman AK Parti’nin yola çıkarken ortaya koyduğu mükemmel şekilde icra ettiği ama unuttuğu “RASYONEL İRADEYİ” yeniden ortaya koyma zamanıdır..

Çünkü AK Parti’nin yola çıkarken milletle buluştuğu bu "rasyonel iradeyi" CHP’nin kendi siyasi ideolojisini bir kenara bırakıp hedefe ulaşmak için nasıl kullandığı gerçeğini görmelidir..

Rasyonel düşünce olarak AK Parti CHP'leşirken CHP AK Partileşmiştir!..

Yani  CHP'nin bu yerel seçimlerde akıl hocası  kimler ise AK Parti’yi kendi silahı ile vurma planını başarı ile uygulamıştır..
 
Bakın  Müslüman düşünürlerin çok sık atıf yaptığı adaletiyle ünlü İran Kisrası Nuşirevan devleti ve iktidarı ayakta tutacak adalet dairesini şöyle dile getirir.
 
“Devlet ve iktidar orduyla, ordu ekonomiyle, ekonomi vergiyle, vergi üretimle, üretim adaletle, adalet yöneticilerin liyakati, yöneticiler bakanların dürüstlüğüyle varlığını sürdürür.
Bunların tamamı ise, devlet başkanının halkın durumuyla bizzat ilgilenmesine ve başkalarına kendini yönettirecek değil de kendisi onları yönetecek biçimde hareket etmesine dayanır.”
 
 Hz. Mevlana  diyor ki.
“Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle…
Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.”

Tayyip Erdoğan kendisine hiç yabancı olmadığı bu sözü  yine hatırlayacaktır. 

Soru şu; "Bu dava burada bitsin mi?"

Cevabı  Erdoğan sevdalıları veriyor. 

"Yepyeni bir AK Parti ile yeni zaferlere"

İcra makamı Tayyip Erdoğan... 

Hesabı  artık görmeli...

Herkes kendini iyi bilir "çekilmek" yerine hala hiç bir şey olmamış gibi o koltuklarda oturanlarla hesaplaşmalı..

Hiç kuşkusuz işi ağır işi çetin. 

Ama oda biliyor ki !

Herkese nasip olmuyor bir gönle girip de dualarda yer almak

Özetle..

Eğer yaşananlardan ders alınmaz ise bugün İstanbul yarın Tayyip Erdoğan kaybedilir...

17 yıllık bu dava burada biter...