BIST 9.916
DOLAR 35,21
EURO 36,67
ALTIN 2.974,96
HABER /  GÜNCEL

"Tayyip Bey'le aramızı bozuyorlar"

"Tayyip Bey'le aramızı bozuyorlar" diyen Gürtuna'nın en rahatsız olduğu konu asılsız dedikodular...

Abone ol

İşte Balçiçek Pamir ile Gürtuna'nın yaptığı söyleşi...

Büyükşehir Belediye Başkanı Gürtuna tartışılan konuya açıklık getirdi: "Tayyip Bey'in mesajları bana ulaşmadı, ikimizin arasına sürekli fitne sokanlar oldu.

***

Tayyip Bey ile aramızı bozuyorlar...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna hakkında çıkan dedikodulara çok üzüldüğünü söylüyor. Gürtuna'ya göre sorun iletişimsizlik - TAYYİP Bey ile yanlış anlaşılmalar yaşadık. Bana ulaşmayan mesajlar ve haberler yüzünden büyük kopukluk oldu. Bazıları aramıza fitne sokmak için büyük uğraş verdi

Belediye seçimleri yaklaştıkça adaylar ortaya çıkmaya başladı. Kuşkusuz en çok konuşulan konulardan bir tanesi halen Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten Ali Müfit Gürtuna'nın tekrar aday olup olmayacağı. Son bir haftadır CHP ile flört ettiği söyleyen Gürtuna'ya "Niye AK Parti olmadı?" diye sordum. Dedikodular doğru muydu? Gerçekten de Tayyip Erdoğan ile araları açık mıydı? Gürtuna neyi yanlış yapmıştı ki cezalandırılıyordu?

Şöyle bir dönüp baktığınızda kendinizi ''Başarılı bir Belediye Başkanı" olarak tanımlayabilir misiniz?

Tabii kesinlikle. Aslında herkes kendi yaptığı işleri beğenir ama hakikaten çok gayret ettik. Çok çalıştık ve çok proje ürettik. İstanbul'u çağın ilerisine taşımak için büyük çaba harcadık. Bunun neticesinde İstanbul halkıyla bir bütünleşme sağladık. Şöyle bir geriye baktığım zaman o anlamda bütün herşey olumlu diye görüyorum ben.

ÜVEY EVLAT OLDUM

Peki hiç hatanız yok mu?


-Şunu söyleyeyim. Olabilir tabii. Çok iş yaptık, çok iş ürettik, çok çaba gösterdik. Bunun içinde şüphesiz hatalarımız da olmuştur. Ama somut olarak nedir diye sorarsanız açıkcası aklıma gelmiyor. Yani öyle bariz bir hatam yok. Büyük, etkileyici bir yanlış da yok. Belki bazı işlerin önceliklerinde küçük hatalar yaşanmıştır o kadar.

Başkanlığınız döneminde sizin canınızı sıkan olaylar oldu mu? Örneğin bağımsız bir başkan olarak hükümetten yana bir takım sorunlar yaşadığınızı biliyorum.

Şöyle, iktidarda ve muhalefette olan partiler var. Bağımsız kaldığınız zaman bazen ister istemez bu partilerin farklı yerlerinde yer alabiliyorsunuz. Türkiye'de maalesef değişmeyen bir düşünce yapısı var. Bizden olanlar ve bizden olmayanlar ayrımı yapılıyor. Tabii bu düşüncenin getirdiği zorlukları yaşamamak mümkün değil.

Üvey evlat muamelesi mi gördünüz?

Evet onu yaşadım. Tabii ben bunu İstanbul'a yaşatmamak için çok çaba gösterdim. Örneğin değişik partilerden ilçe belediye başkanları var. Hiçbirine ayrım yapmaksızın destek verdim.

Kendileri başarılı olsun istedim çünkü neticede seçilerek gelmişler ve görevlerini iyi yapmaya çalışıyorlar. Ben hiçbir zaman ilçe belediye başkanları kendi yerlerinde başarılı olacaklar da benim yerime talip olacaklar diye düşünmedim. Ama biraz önce söylediğim anlayışın yaygın olması sıkıntıları doğurdu.

Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş size ulaşamadığını söylemişti bundan 3-4 ay önce yaptığımız bir röportajda. Onda özel telefonunuzun numarası yokmuş.

Nasıl ulaşamıyor ben de bunu anlayamıyorum. Bir kere ben "Ulaşamıyorum" tabirine hiç katılmıyorum. Arkadaşlarımızla zaman zaman toplantılar şeklinde belediyede biraraya geliyoruz. İsteyen istediğini bulur, derdini iletir. Ayrıca öyle üzerimde taşıdığım bazı şahıslara verdiğim özel bir numaram yok ki benim. Genelde herkese açık telefonlarım var. Herkes arayabilir.

ÖDENEKLERİMİZ KESİLDİ

Sizi eleştirdikleri zaman kızıyor musunuz?

Hayır ne münasebet ama doğru eleştirsinler. Bu söylediklerine katılmam mümkün değil. Sade vatandaş bile bize ulaşıyor. Ayrıca size söylediği o cümleden sonra araştırmıştım. Benden bir randevu talebi olmamış, aramamış bile. Kadir Topbaş ile şahsi bir meselem yok. Biz kendisine her zaman destek verdik.

Demin "Bağımsız başkan olarak birçok sıkıntı yaşadım" dediniz. Ne sıkıntılar yaşadınız? Ödeneklerle ilgili problemler yaşandığını duymuştum.

Evet ödeneklerimiz kesildi. Çok büyük ölçüde ödeneklerimizi alamadık. Ayrıca personel atamalarında öyle zorluklar yaşadık ki anlatamam. Hükümetle ilgili işlerde işlerimiz çok da iyi gitmedi. Ya bürokrasinin ağırlığından ya da siyasetin getirdiği farklılaşmadan dolayı olsa gerek bir çok tıkanma yaşadık. Örneğin Harem'den Tuzla'ya kadar E5 metro sistemini yıllarca yapamadık.

BÜYÜK SIKINTI YAŞADIK

Bütün bu yaşananlara rağmen sizin ağzınızdan "Hükümet tarafından dışlanıyorum" diye bir cümle duymuyoruz. Niye söylemiyorsunuz?

Dışlandığımı düşünmüyorum. Her zaman olumlu ilişkilerim olmuştur.

Peki madem AK Parti ile gönül bağınız var, madem her zaman dediğiniz gibi Tayyip Erdoğan ile beraberce bu yola çıktınız. İşin en başından partiye katılmak yerine niye bağımsız kalmayı tercih ettiniz? Daha kolay değil miydi partiye katılmak?

AK Parti'nin kuruluş aşamasında birçok iletişimsizlik yaşadık. Tayyip Bey ile bir mesaj eksikliği yaşadık. O eksiklik sonradan tespit edildi.

Ne mesajı bu?

Yani aramızda yanlış anlaşmalar olmuş. Aramızda laf getirip götüren insanlar olayları kendi yorumlarına göre anlatmışlar ve öyle yönlendirmişler. Dolayısıyla bana zamanında ulaşmayan haberler ve mesajlar oluncu başlangıçta büyük bir kopukluk yaşadık.

Size "Hadi partiye gel" mesajı gönderdiler de siz mesajı almayınca geri mi çevirmiş oldunuz?

Evet benzer konular. Daha sonra başka şeyler de var tabii. O dönemde biz çok büyük baskılar yaşadık. Teftişe uğradık. Arkadaşlarımız adliyeye götürüldüler. Emineyette günlerce sorgulandılar. Yani herkesin zannettiğinin aksine çok rahat, güle oynaya yaşadığımız bir süreç değildi. Yani bence olayları yaşananları gözönüne alarak değerlendirmek lazım.

Tayyip Erdoğan ile aranız neden açıldı?

Şüphesiz her dönemde insanların arasına zorluk ve fitne sokma gayretleri olanlar olacaktır. Bugün de diyelim bazı eksiklikler sebebiyle araya soğukluk sokma gayreti içinde oldular.

Ser verip sır vermiyorsunuz, ben bari bu konuda söylenenleri size bir bir sorayım. Öncelikle Tayyip Erdoğan hapse girdiği zaman sizin onun ekibini tasfiye ettiğiniz söyleniyor.

Hayır bu hiç doğru değil. Biz önceki dönemde de beraberdik hepsi zaten bizim arkadaşlarımızdı. Münferit olarak değişmeler oldu ama tasfiye kelimesi çok yanlış. Kimseyi zor durumda bırakmadık. Yer değiştirmelerin olduğunu kabul ediyorum ama bu değişiklik Tayyip Bey'in ekibinde değildi. Hiçbir arkadaşımızı mağdur etmedik.

"Erdoğan'ın bir milyar doları var, bu parayla cihat hazırlığı yapıyor" diye ifade veren belediyenin eski Genel Sekreteri Mahmut Kuş'u ödüllendirdiğiniz hatta belediyede görevi bitmesine rağmen lojman verdiğiniz söyleniyor.

Hayır bu da kesinlikle yanlış. Böyle bir şey olmadı. Kendisinin belediye ile ilişkisi kesildikten sonra lojmanından da çıkarıldı. Böyle uydurma haberlerle aramızı bozmaya çalışıyorlar.

EŞLERİMİZ İYİ ANLAŞIR

Eşiniz ile Emine Erdoğan'ın da iyi anlaşamadığını duydum. Hatırlarsanız Eşiniz "Ben olsam resepsiyonlara gitmezdim, hatta türban değil şapka takardım" diye bir açıklamada bulunmuş, Emine Erdoğan ve Hayrünnisa Gül'ü eleştirmişti. Reyhan Hanım'la Emine Hanım arasında bir soğukluk var mı?

Onu bilmiyorum. Böyle bir şeyi hiç duymadım. Eşimin o açıklamalarına gelince o sanırım o dönemde Münevver Arınç Hanımefendi'yi kastetmişti diğerlerini değil. Ayrıca şapka ifadesi yanlış anlaşılmıştı. Eşimin öyle bir beyanı yok.

Nasıl yok? Biz gazeteye manşet yaptık.

Onu öyle söylememiş, bir mizah olarak söylemiştir tenkit etmemiştir. Ben olsaydım diye bir şey söylemiştir. Emine Hanım ile eşim arasında bir problem yoktur, her zaman sıcak ilişkileri vardır.

Peki sizce bu kadar detaylı dedikodular nasıl çıkıyor?

Aslı astarı olmadık iftiralar atıyorlar. Mesela geçenlerde güya ben Rize'de sayın Başbakan'ın evine silah atmışım. Böyle bir dedikodu çıktı. Olacak şey mi allahaşkına? Hep arayı bozmak için.