BIST 9.745
DOLAR 35,22
EURO 36,81
ALTIN 2.978,81
HABER /  GÜNCEL

Tartışmaya Şevket Kazan da katıldı

Refahyol Hükümeti'nin yıkılmasına neden 28 Şubat sürecine ilişkin tartışmalara, dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan da katıldı.

Abone ol

Refahyol Hükümeti'nin yıkılmasına neden 28 Şubat sürecine ilişkin tartışmalara, dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan da katıldı. Şevket Kazan, kaleme aldığı 'Refah Gerçeği' adlı kitabında 28 Şubat sürecine ilişkin anılarına yer verdi. Tartışmalara yeni bir boyut kazandıran Kazan, 28 Şubat sürecinde Refah Partililerin tepkisine yol açan Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli oramiral Güven Erkaya tarafından kurulduğunu iddia etti. Batı Çalışma Grubu'nun 'illegal' bir kuruluş olduğunu öne süren Kazan, BÇG'nin hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde kurulduğunu savundu. "MİT, böyle bir kuruluştan haberdardı belki, ama nedense hükümeti haberdar etmemiş, edememişti" diyen Kazan, 54. Hükümet üyelerinin BÇG'nin varlığını tesadüfen öğrendiğini ileri sürdü. Kazan, BÇG'nin başında Güven Erkaya olduğunu da şu sözlerle ifade etti: "1 Ocak 1997 tarihinden itibaren başlayan organize muhalefet döneminde muhalefetin stratejisini tespit ve koordinasyonunu sağlayan merkezin başında kanaatime göre o tarihte Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Güven Erkaya bulunmaktaydı." Dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan kitabında ayrıca, Refahyol Hükümeti'nin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın dönemin Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile arasında geçen bir diyaloga da yer verdi. Erbakan, Karadayı ile arasında geçen görüşmeyi şöyle açıklıyor: "İsmail Hakkı Karadayı ile sohbet ederken, irtica konusundaki endişelerine delil olarak bana bazı fotoğraflar gösterdi. Fatih Çarşamba'daki çarşaflı hanımların fotoğraflarını gösterdi. Dedi ki, 'Çankırı'nın köyünde bile hanımlar başörtülü'. Kendisine 'Ben de size istihbaratınızın fotoğrafını göstereyim' dedim ve devam ettim: 'Sizin de istihbaratınız maalesef CIA ve MOSSAD kaynaklı. Zira siz kendinizi milletten izole ettiniz. Bu raporlar istihbarat değil, yönlendirme raporu. CIA ve MOSSAD'ın beyin yıkayan yorumları. Ve biz adeta CIA ve MOSSAD'ın gaz odasındaki havayı teneffüs ediyoruz. Hep şüphe, hep ayaklanma, hep tehlike, hep silahlanma. Nerede bizim kendi istihbaratımız, nerede bizim oksijen borumuz? Niye biz CIA ve MOSSAD'ın zehirli gazıyla rahatsız ediliyoruz. Kardeşçe yaşamamız gerekirken, birbirimize düşmanmış gibi gösteriliyoruz."