Tarihin haklı çıkarttığı nesil
Mayıs ayı gelince içimi hep hüzün kaplar. Türk milliyetçilerine yapılan zulümler işkenceler ve yüz binlerce insanın sürgünü Bütün bu sıkıntılara zulümlere ve işkencelere rağmen bir fikrin, bir düşüncenin zafere ulaşması 3 Mayıs 1944 Türk milliyetçiliğinin ilk fiili hareketidir. Tek parti dönemine karşı bir başkaldırıdır. Milli Şef adıyla anılan İnönünün hiç de milli olmayan bir tarzda Türk milliyetçilerini suçlaması ve hapse attırmasıyla başlamıştır 3 Mayıs Başta Nihal Atsız, olmak üzere o dönemlerde genç bir subay olan Alparslan Türkeş, Başkurdistanın ilk devlet başkanı Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Toğan, Orhan Şaik Gökyay gibi milliyetçi önderler tek tek hapislere tıkılmış ve işkence yapılmıştır. O tarihlerde, Türkiye dışında da Türkler vardır. Onlarla ilgilenmek gerekir dedikleri için, milliyetçi önderler işkenceler görerek adeta vatana ihanet etmiş gibi muameleye tabi tutulmuşlardır.
Türk Milliyetçilerinin tutuklanması Sovyet Rusyaya cesaret vermiş 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Türklerini vatanlarından topyekün sürmüşlerdir. Bu sürgün sırasında Kırım Türkleri nüfuslarının yüzde 46sını kaybetmiştir. Hayvan vagonlarında havasızlıktan salgın hastalıklardan ölen on binlerce insan, hareket halindeki vagonlardan dışarı atılmışlardır. Kardeş kardeşten, baba ve analar çocuklarından, ayrı düşümüş ve aileler parçalanmıştır. Bu korkunç sürgün adeta bir soykırıma dönüşmüştür.
3 Mayısı doğru anlamak istiyorsak o dönemi çok iyi tahlil etmemiz gerekir. Bu tarihi Türk milliyetçileri asla unutmamalı ve gelecek nesillere de mutlaka hatırlatmalıdır. 3 Mayıs acı ve çilelerin yaşandığı bir gündür. 3 Mayıs Türk Milliyetçilerinin Milli Şef İnönünün gayrı milli uygulamalarına karşı bir direnç günüdür. 3 Mayıs aynı zamanda Türk milletine İnönü diktasının işlemiş olduğu suçun tarihidir. Çünkü bu tarihten sonra Türk Milliyetçiliği ve Türk Dünyası ile ilgilenmek suçmuş gibi lanse edilmiştir. Bir avuç Türk Milliyetçisi dışında artık Türk Dünyası kavramı bile unutulmuştur. Eğer Türk Milliyetçilerinin o dönemdeki sesine kulak verilseydi, SSCBnin yıkılışına Türkiye hazırlıksız yakalanmazdı. Eğer o dönemin milliyetçilerine kulak verilseydi, Türkiye dışında şu anda 6 bağımsız Türk devleti var, bugün bekle çok daha fazla bağımsız Türk devleti olabilirdi. İnşallah bunlarda gerçekleşecek ama kaybettiğimiz zamanı anlatmak için bunları yazıyorum.
Tarih Türk Milliyetçilerini haklı çıkarmıştır. İşte 3 Mayıs 1944de o gözle bakmak lazım. Bu tarih kuru törenlerle değil, o ruhu anlatan eserlerle, panellerle, çeşitli etkinliklerle anılmalıdır.
3 Mayısın ruhunu yaşatmadığımız müddetçe, Türk Milliyetçilerinin başarılı olması mümkün değildir. 3 Mayıs, dünya Türklüğünün hatırlanmasına vesile olmalıdır. 3 Mayıs aynı zamanda Türkiyede ilk demokrasi hareketidir de diyebiliriz. Çünkü Milli Şef İnönüye karşı ilk demokratik tepkidir. Türkiyedeki demokrasi temellerinin atılmasında 3 Mayıs 1944 hareketinin çok önemli bir yeri olmalıdır. Ama ülkemizdeki demokrasi tarihini yazanlar bu önemli hareketi her zaman atlamışlar veya kasıtlı olarak eserlerinde yer vermemişlerdir.
Bugün dünya üzerinde 7 bağımsız Türk devleti var. 3 Mayısta tek bağımsız Türk devleti vardı. Bugün 30a yakın Türk bölgesi ve topluluğu bağımsızlık mücadelesi veriyor. O tarihlerde bu ülkeler tam bir esaret altındaydı ve bu bölgelerden haber dahi almak mümkün değildi.
İşte Türk Dünyasındaki bu gelişmeler 3 Mayıs ruhunun tarih tarafından haklı çıkarıldığının belgesidir. O tarihlerde Türk milliyetçilerini yargılayan zihniyetin, karşısında şimdi Türk Dünyası gerçeği durmaktadır.
Ama bugün dahi Türk Dünyası Gerçeği karşısında ciddi çalışmaları henüz gerçekleştirebilmiş değiliz. 1944de bir avuç Türk Milliyetçisinin yaptığı işi bile hala anlayamayan devlet adamları, Avrupa Birliği kapısında Türkiyeyi küçük düşürmekte ve taviz üzerine tavizler vermektedirler. Türkiye küçük düşünenlerin yönettiği büyük bir ülkedir. Ne zamanki büyük düşünen insanlar bu ülkeyi yönetir işte o zaman 3 mayıs ruhu ayağa kalkar. Bir güneş gibi parlayan Türk Dünyası gerçeği sadece Türklüğü değil bütün dünyayı aydınlatmaya başlar.
3 Mayıs 1944ün önderleri başta Nihal Atsız, Alparslan Türkeş olmak üzere bütün önderlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.