BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,43
ALTIN 2.925,89
HABER /  DÜNYA

TARİHİ DAVA ÖNCESİ GERGİNLİK

Almanya’da Nasyonel Sosyalist Örgüt (NSU) davası bugün başlıyor. Dava öncesi mahkeme salonu önünde oldukça kalabalık bir Türk heyeti yer alı...

Abone ol

Almanya’da Nasyonel Sosyalist Örgüt (NSU) davası bugün başlıyor. Dava öncesi mahkeme salonu önünde oldukça kalabalık bir Türk heyeti yer alırken Türkiye’den ve dünyadan birçok basın mensubu da sabah saatlerinden itibaren olay yerine geldi. Mahkeme öncesi açıklama yapan Münih Belediye Başkanı Christian Ude açıklamasında, “Dava Münih kentinin imajına gölde düşürmüştür” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Yurt Dışı Örgütlenmeden Sorumlu Koordinatör Ali Kılıç ise Alman mahkemelerinin sınıfta kaldığını ifade ederek, “Türkiye Cumhuriyeti parlamentosunun çok saygı değer milletvekilleri, İnsan Hakları Komisyonu Üyeleri Nazi Örgütünün Üyeleri ile aynı sırada bekletiliyor. Bu olsa olsa bu insanlara yapılan en büyük saygısızlıktır” dedi. Alman Yeşiller Partisi’nin Göç ve Entegrasyon Sözcüsü Federal Milletvekili Mehmet Kılıç Almanya tarihi için en büyük davalardan birinin görüldüğünü belirterek ülkede güvenlik güçleri zaafının olduğunu ifade etti.
Münih kentinde görülen dava öncesi açıklama yapan Münih Belediye Başkanı Christian Ude, “Münih kenti Nazi Terör Örgütlerinin birçok terör eylemlerine maruz kalmış maalesef polis teşkilatı fazla başarılı olamamış tabı tüm bu örgütün yaptığı eylemler Münih kentinin imajına gölge düşürmüştür. Uluslararası kamuoyu nezdinde de mahkemenin yeterince hassas duyarlılığı göstermemesi bizi de zor duruma düşürmüş üzmüştür aslında bu kentte büyük bir demokratik güç var Nazilere karsı. Maalesef bu söylediğim üzüntülü ve maruz kaldığımız imaj problemini halen ortadan kaldırmamıştır” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Yurt Dışı Örgütlenmeden Sorumlu Koordinatör Ali Kılıç ise davadan beklentilerinin çok yüksek olduğunu belirterek, “Beklentimiz aslında çok yüksek. Sonuçta bir hukuk devletinden bahsediyoruz. Almanya Nürnberg Mahkemeleri’nden sonra Münih mahkemesiyle karşı karşıya bir sınav veriyor. Gerçekten bir hukuk devleti olup olmadığını ispatlamak konumunda. Yani yıllardır vitrine konulan bir hukuk devletiyle mi karşı karşıyayız ya da gerçekten burada Alman olmayan, başka inançlardan, başka etnik kimliklerden gelen insanların hakları da korunuyor mu bunu burada göreceğiz. Görebildiğimiz kadarıyla Almanya sınıfta kalmıştır. Hukuk anlamında sınıfta kalmıştır. Aylardır bu dava gitti geldi, gitti geldi ve bu noktaya geldi. Bugün neyi yaşıyoruz kapıda, Türkiye Cumhuriyeti parlamentosunun çok saygı değer milletvekilleri, İnsan Hakları Komisyonu Üyeleri Nazi Örgütünün Üyeleri ile aynı sırada bekletiliyor. Bu olsa olsa bu insanlara yapılan en büyük saygısızlıktır. Yaşamını yitirenlerin ailelerine verilecek en büyük saygısızlık örneğidir. Nasıl olur da aylardır biz gelmek istiyoruz diye Türkiye tarafından başvuru yapılmasına rağmen 4 tane milletvekilini iki buçuk saat burada kapıda bekleteceksiniz, ondan sonra burası hukuk devleti diyeceksiniz. Ben böyle bir hukuk devleti kabul etmiyorum. Çünkü benim yüreğim yanıyor. Benim vatandaşlarım yaşamını yitirmiş ve benim devletimin parlamenterleri buraya bu davaları izlemeye gelmişlerse bunlar sıradan izleyici konumuna düşürülmemeliydi” dedi. Yaşanan olayın büyük bir skandal olduğunu da dile getiren Kılıç, “Bugün gördüğümüz olay içler acısı bir olay. Bu bir skandaldır, bir rezalettir. Hükümetin bir an önce bu konuda tavır takınmasını bekliyorum. Çünkü aksi takdirde bu davanın 85 celsede deva edecek davadan ortaya çıkacak sonuç şimdiden belirlenmiştir. Bu anlamda müdahale etmek gerektiğine inanıyorum. Bu davanın özellikle de aileden bir sürü insan gelmiş burada sırada bekliyor. Ve bunlara takınılan tavır 2 tane polisi kapıya koymuş insanları itiş kakış sinemaya girer gibi bir tavır içerisinde insanlara muamele yapılmasını kafam almadı, anlam veremedim ve ben bunu buradan protesto ediyorum. Bir an önce bu sorunun çözülmesi lazım aksi takdirde diğer celselerde de aynı sıkıntı devam ederse ilgi düşecektir ve kamuoyundan bir şeyler saklanmak üzeredir. Alman derin devleti bunun içerisindeyse bunun çözülmesi gerekiyor. Kozmik odalar varsa buralara girilmesi gerekiyor. Sadece vitrine konulan 1 kişiyle bu dava kapatılamaz. Bütün suç, örgüt, yapı birine mal edilemez. Bunun arkasında derin izler var. Kılcal damarlar var, buralara mutlaka girilmesi gerekiyor, aksi takdirde Almanya’nın bir karanlık sayfası daha tarihe geçmiş olacak” dedi.
ALMAN Yeşiller Partisi’nin Göç ve Entegrasyon Sözcüsü Federal Milletvekili Mehmet Kılıç ise açıklamasında, “Hakikaten Almanya tarihinin en önemli davalarından birini yaşıyoruz. Göçmenler içinse belki de en önemli ikinci davası demek gerekir. Buraya gelirken hakikaten hem heyecan vardı hem de kısmen soru işaretleri vardı kafamda. Acaba ne olur, ne çıkar. Çünkü Almanların bir sözü vardır, gerçeklere en çok yaklaşılan yer mahkeme salonlarıdır denir. Ancak burada bir sorunumuz var o da şu. Bu mahkeme önünde bulunan 5 tane sanığın suçlu olup olmadığını haber verecek, suçlu bulursa cezalarını tespit edecek. Ancak burada 190 kadar tanık dinleneceği için 488 sayfalık iddianame söz konusu mutlaka bir şeyler ortaya çıkabilir. Ek şeyler ortaya çıkabilir umudu içerisindeyim. Acaba devlet içerisindeki bazı unsurlar bu işte sorumlu mudur bunun ortaya çıkarılması gerekir bana göre. İkinci bir nokta da acaba bu mahkeme salonunda da şu ortaya çıkar mı, kuvvet birimlerinin yenilenmesi gerekiyor, personel olarak da yenilenmesi gerekiyor. Biz Yeşiller olarak bu konuda bir karar aldık. Acaba bu kararımızı destekleyici şeyler mahkeme salonundan çıkar mı duygularıyla geldim buraya” dedi.
Derin devlet yapılanması iddiaları ile ilgili de konuşan Kılıç, “Bence bir başka ülkenin kavramlarıyla bir başka ülkeyi karşılaştırmak doğru değil. Çünkü biz derin devlet var mı sorusunu sorduğumuzda şu akıllarına gelecektir. Türkiye’de iddia edilen şu; yargı, asker, polis, istihbarat teşkilatı ve siyasetin içerisinde olduğu bir örgütlenmeden bahsediliyor. Bizim bugüne kadar izlediklerimiz, ben çok kritik olarak izliyorum böyle bir şeyin varlığını onaylamıyor. Almanya’da böyle bir şey gözükmüyor ama bundan sonra ortaya çıkar mı ben bilemem tabi ki. Ama şu ana kadar öyle bir şey gözükmüyor ama gözüken bir şey var benim için o da güvenlik birimlerinin içerisinde yanlış hareket eden, başka yerlere de çalışan unsurlar olduğu gözüküyor benim için. Bunlar açıkça ortaya çıkarılması gerekiyor. Özellikle benim sorum hep havada kaldı Almanya’da. Bu ortaya çıksa belki bir şeyler ortaya çıkar. Ölen teröristlerin bir resmi kimliği vardı ve bu resmi bir makamda düzenlenmişti, sahte kimlik. Benim bu konuda sorduğum sorular önce duyulmadı. Sonra duyuldu cevaplanmadı, sonra cevap vermek zorunda kalındığında ise basit bir cevap verildi. Eğer bir makam yanıltılmışsa apaçık ortadaysa bu kişiler hakkında niye soruşturma yapalım dediler. Nereden biliyoruz bu adamların yanıltıldığını? Neden soruşturma yapmadan hemen biliyoruz bunu? Bir kere bir soruşturma yapalım. Ben dosya numarası sordum bu nedenle. Var mı dosya diye, hiç bir şey yoktu. Onun için bu konunun da üzerine gidilmesi gerekiyor. Siyasetin sorumluluğunun üzerine gidilmesi gerekiyor. Bir de yargılamanın da üzerine gidilmesi gerekiyor, adaletin. Çünkü baş savcılık acaba zamanında doğru kararlar mı vermiş, vermemişse neden öyleydi? Savcılıkla istihbarat teşkilatları iletişim kurduklarında nasıl sonuçlar çıkmış, bu konuların üzerine gidilmesi gerekiyor, inşallah gideceğiz” dedi.
(İHA)