1915 yılında Osmanlı topraklarında ne yaşandı? Tarihçiler bu soruya farklı yanıtlar veriyor.
Abone olAnkara ile Erivan arasında başlatılan normalleşme süreci, Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin ocak ayında verdiği gerekçeli karar ile ilk darbeyi aldı. Mahkeme bu kararla, iki ülke arasında imzalanan protokolde öngörüldüğü gibi ”ortak tarih komisyonu” oluşturulmasına karşı çıktı. ”Soykırımın” tartışılamayacağına işaret eden mahkeme, böyle bir komisyonun Ermeni Anayasası’na aykırı olduğunu belirtti. Oysa tarihçilere göre 1915 yılında yaşanan olayların tartışılması, açıklığa kavuşturulması gerekiyor.
'Sorumluluk sadece Türklerin değil'
Almanya'da Yahudi soykırımı üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Götz Aly, 1915 yılında yaşanan olayları, ”Ermeni soykırımı” olarak tanımlıyor. Ancak Götz Aly, o dönemde Ermenilere yapılanların sorumluluğunun sadece Türklere ait olmadığını vurguluyor.
Avrupa’nın, özellikle de Rus ve İngilizlerin Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak için yoğun çaba gösterdiğini hatırlatan Aly, bu tutumun saldırganca olduğunu belirtiyor. Bu çerçevede, Avrupalıların ”emperyalist çıkarlarla” Ermenilerin ve sonraki dönemde Yunanların milliyetçiliğini desteklediğini vurgulayan Aly, ”Avrupa’daki Yahudilerden farklı olarak, Ermenilerin de, sonraki dönemde Yunanların da tamamen masum olduğunu söyleyemeyiz. Avrupa onların milliyetçiliğini; Ermenileri ve Yunanları kullandı” diyor.
Alman tarihçi, bunun sadece Türk ve Ermeniler arasında bir mesele olmadığını vurguluyor: ”Eğer bugün Ermenilere yönelik soykırım - ben bu ifadeyi kullanıyorum- konuşulacaksa, bu tutum gözönünde bulundurulmalı, Avrupa’nın hiç bir suçu, Almanya’nın bu olayla alâkası yokmuş gibi davranmamalı.”Tarihçi Götz Aly: 'Soykırım'ın tek sorumlusu Türkler değilBildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: Tarihçi Götz Aly: 'Soykırım'ın tek sorumlusu Türkler değil
Tehcir ama ”soykırım değil”
Amerikalı tarihçi Prof. Justin McCarthy ise Alman meslektaşının aksine, 1915 olaylarını ”soykırım” olarak nitelendirmiyor, Osmanlıların Ermenileri tehcir etmek zorunda kaldığını belirtiyor. McCarthy, bunun nedenlerini şöyle açıklıyor: ”Ermeniler, Osmanlılara karşı mücadelede Ruslara yardım etti. Ermeni isyancılar Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak istediklerini açıkça ilân etti. Savaş başladığı zaman Ermeni gençlerinin kendi ülkeleri için savaşmak yerine Ruslara katıldığını biliyoruz. Telgraf tellerini ve yolları kestiklerini, Osmanlı kentlerini ele geçirdiklerini biliyoruz. Müslümanları katlettiklerini biliyoruz.”
McCarthy, bu olayların Doğu Anadolu’da bir daha tekrarlanmaması için, Osmanlıların tehdit olarak gördüğü Ermenileri göçe zorladığını ifade ediyor. McCarthy, diğer bölgelerde yaşayan Ermenilerin ise tehcire tabi tutulmadığına dikkati çekiyor: ”İstanbul’daki, Edirne’deki, İzmir’deki Ermeniler savaşta hayatta kaldı. Bu bölgelerde sadece Ermeni siyasetçiler öldürüldü, isyancı siyasetçiler idam edildi. Sıradan Ermeniler savaşı atlattı, işlerine, hayatlarına normal bir şekilde devam etti. Neden? Çünkü (Osmanlılar için) tehdit oluşturmuyorlardı. Tehdit oluşturmadıkları için de Osmanlılar onlara bir şey yapmadı. Bu durum da bize ortada soykırım olmadığını gösteriyor.”
Sayı vermek zor
Tarihçiler kaç Ermeni’nin tehcir edildiği veya öldürüldüğü konusunda farklı rakamların bulunduğuna dikkat çekiyor. Alman tarihçi Götz Aly, bu sayının belirlenmesi için de Ermeni meselesinin araştırılması, zor olsa da açıkça konuşulması gerektiğini söylüyor. Aly bu çerçevede, Türkiye’nin tarihçilere arşivlerini açmasını olumlu olarak değerlendiriyor.
Ancak Aly, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kaçak olarak Türkiye’de bulunan Ermenilerin gerekirse sınırdışı edebileceği yönündeki açıklamasını eleştiriyor: ”Kanımca bu makul bir tepki değildi. Türk hükümetinin ‘o dönemde bir şey oldu, Ermenilere haksızlık yapıldı ve biz bunun hakkında konuşmak istiyoruz’ demek için kendine güveni ve ilk adımı atabilecek koşulları mevcut.”