Tape mape yok mu?
Akşam oldu mu bu şekil, tape bekliyoruz ilgili makamlardan…
Dün akşam böyle bir tweet atarken yakaladım kendimi…
‘’Tape mape yok mu?’’
Tuhaflığımda yalnız olmadığımı biliyorum...
Akşam oldu mu bu şekil, tape bekliyoruz ilgili makamlardan…
İlk tapede ‘’işte bomba’’ dedik.
Başbakanla, adından sıkça söz ettiren oğul kişizadesi arasında geçen, her bir dile çevrilip tüm yabancı basına servis edilen ses kaydında ise ‘’İşte buraya kadar pim çekildi’’ dedik…
Bu tapeleri izleyenler ve inananlar olarak, Başbakan tarafından hunharca ötekileştirildik, berikileştirildik…
Olmadı, Ateistleştirildik…
Olmadı Teröristleştirildik...
Dinden çıkarıldık, yakında vatandaşlıktan çıkarılırsak seyreyleyin şöleni…
Şimdi bu aşırı doz da kaotikleştirilen ortamda söz de ‘’Sinsi Mücahit’’ her Allah’ın günü tapeleyedursun, bizlerde ekrana yapışaduralım, karşı ataklar paranoid sancılarla kıvranadursun, asıl soru, asıl mevzuya dikkat çekelim…
Tapeler iktidarın oy oranını etkiler mi?
Çığlık atarak ‘’Hayıııııııır aslaaaa etkilemez’’ dersem, miting alanında ki akparti seçmeninden farkım kalmaz…
E ben bu köşede yazdığıma göre azıcık farkım olmasın mı?
Şöyle tuhaf bir ayrıntı var; bugüne kadar önümüze atılan tapeler de başbakan ve oğlu arasında geçen konuşma hariç, aynı şaşkın yüz ifadesi ile devam ediyoruz, yani; ‘’İşte bu gol’’ demedik.
E Başbakan'da gün boyunca baş bas bağırıyor ‘’Bunlar MONTAJ bunlar DUBLAJ, paralel devletin oyunu…vs’’ diye…
40 kere deli dersen zırdeli değil miydik? (inanıyorum sanırım)
AKP seçmeni, bu ses kayıtları çıktıkça Başbakana daha bir delice sarılmıyor mu?
Mağduruz da mağduruz diyen Başbakana kol kanat gerilmiyor mu?
Nereden anlıyorsunuz taa oralardan diyeceksiniz şimdi?
Mitinglerde ki kadın çığlıklarından anlıyorum sayın okuyucum…
Basbayağı çığlık atıyorlar…
Başbakanı yedirtmiyorlar…
Günlük rutin hayattan şöyle bir örnek vereyim; arkadaşınızla düşman oldunuz ve ona zarar vermek istiyorsunuz. Onunla ilgili bildiğiniz bir sırrı (elinizde bir belge varsa daha etkili) açıklarsanız, arkadaşınızın safında olanlar onun mağdur olduğunu düşünüp ondan tarafa tavır sergilerler, inanmamayı seçerler. Bu inanmadıkları anlamına gelmez ve sadece mağdur sayılanı koruma amaçlıdır.(böyle bi’şey yapmayın tabii) Şu an Başbakan sevenler olarak gelinen nokta bu… (sosyologlar, toplumbilimciler daha bir güzelleme yaparak açıklayabilirler)
Etkiledi muhakkak.
Ateş olmayan yerden duman çıkar mı ey okuyucu?
Fark edilmeyen usulsüzlük var mıdır?
Bizler/sizler/onlar her halükarda tahmin ettiğimiz gerçeklerle yüzleşmiyor muyuz?
Yüzleşme zamanı…
İki köklü arkadaşın düşman oluşu ve ortaya çıkan acımasız intikam olmasaydı bizler bu gerçeklerle yüzleşebilir miydik?
Eskiler boşuna dememişler ‘’Her musibette bir hayır vardır’’ diye…
Tüm bu olanlardan ortaya çıkan bir tür var ki beni çok endişelendiriyor…
Onlar; ‘’Çalarsa çalsın, ülkeyi adam gibi yönetiyor’’ diyenler…
Bu zihniyette bu kadar büyük bir kitlenin olduğunu görmek ise en büyük çaresizlik.
İyi ve kötü hiç bu kadar iç içe olmamıştı.
Diğer yandan yapılan yolsuzluklara (iddialara göre) inandığı halde ‘’Ülkeyi yönetecek başka kim var ki’’ endişesinde olanlar var ki, bu aslında tüm Türkiye’nin ortak sorusu ve endişesi.
Dedim ya çok kaotik.
https://www.facebook.com/aylaname
twitter.com/Aylaname