Emekli Büyükelçi Taner Baytok, İrlanda Cumhuriyeti nezdinde büyükelçilik görevini sürdürürken eski Başbakan Tansu Çiller'le aralarında geçen ilginç diyaloğu anlattı.
Abone olGazeteci/yazar Oktay Ekşi ile Emekli Büyükelçi Taner Baytok’un söyleşisi yayınlandı. Oktay Ekşi ve Taner Baytok, devlet memuru, gazeteci ve milletvekili olarak yakından şahit oldukları olayları birikim ve tecrübelerini aktardı. Ekşi ile Baytok Türkiye Cumhuriyeti yakın tarihe damga vuran olaylara tanıklıklarıyla ayna tuttu.
Taner Baytok, İrlanda Cumhuriyeti nezdinde büyükelçilik görevini sürdürürken dönemin Dışişleri Bakanı Tansu Çiller ile yaşadığı dikkat çekici anısını “Türk Siyasetinde 28 Şubat 1997” başlıklı bölümde okuyucuyla paylaştı. Baytok, düzenlenen bir yemekte İrlanda’ya gelen Tansu Çiller ile yaşananları ve Çiller’in kendisine “Taner Bey, susar mısınız? Siz hep böyle yapıyorsunuz. Dün akşam yemekte de azarladınız beni” dediği anları anlattı.
Mükemmel bir temsil gücü gösteriyorsunuz
“Konuttaki kahvaltıda iltifat ederek: ‘Bir büyükelçinin nasıl olması gerektiğini bize gösterdiniz. Çok teşekkür ederim, iftihar ettim. Mükemmel bir temsil gücü gösteriyorsunuz, sağ olun’ dedi. ‘Keşke bakanlıktan gelen arkadaşlar da bu hıza bu tempoya biraz uyabilselerdi, bir BBC’yle röportaj alamadılar’ diye ekledi.
Bu programlara da uymak zorundalar
Dışişleri Bakanlığı, Enformasyon Genel Sekreter yardımcısına kızıyor. Aramızda bulunan adamcağızın kafası önüne düştü…Dedim ki: ‘Hanımefendi, ama üç gün içinde bir seyahat kararlaştırıyorsunuz. Geliyorsunuz, o olsun bu olsun. Olamaz. Bunların da kendilerine göre bir programı var. Bu programlara da uymak zorundalar.’
Dün akşam yemekte de azarladınız beni
Tansu Çiller ‘Taner Bey, susar mısınız? Siz hep böyle yapıyorsunuz. Dün akşam yemekte de azarladınız beni.’ diye bana kızmaz mı?
Tansu Hanım, benim çok sevip saydığım bir insandır. Meslekte bebeğim saydığım Gümrük Birliği onun sayesindedir Türkiye’de. Pek fazla bir şey yapılamıyor, kendi evimde…
Kalktım dışarıya çıktım koşarak yanıma geldi
Ellerimi cebime soktum, kalktım dışarıya çıktım. Koşarak yanıma geldi, elimi tuttu: ‘Bunlar sizi bu kadar koruyor mu? Niye bunlara bu kadar sahip çıkıyorsunuz? Benim sizi çok sevdiğimi biliyorsunuz’dedi. ‘Öyle mi efendim?’ dedim.
Hiçbir şey olmamış gibi döndük içeriye
Hiçbir şey olmamış gibi döndük içeriye. Fakat ne olursa olsun belirli yaşa ve belirli yerlere gelmiş insanların azar işitmesi olmuyor. Benim suratım sarktı. Hemen benim sevgili ve tek varlığım Şengün geldi: ‘Kabahatli sensin, ne olur üstünde durma’ dedi. Resmi program süresinde Sayın Bakan ile ben ikimiz aynı arabadaydık. Özer Bey ile Şengün ise benim arabamla bizi takip ediyorlardı. ‘Siz eşinizle gidin’dedim. Şoförüm de: ‘Bu korteje uymak zorunda değilsin. Onlar açıyor yolu gidiyorlar, benim canım kıymetli lütfen bildiğin süratle git’ dedim.”