Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın cevaplaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yazılı soru önergesi verdi.
Abone olKamuoyunda 'gizli anayasa' veya 'Kırmızı Kitap' olarak tanımlanan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin, her beş yılda bir gözden geçirilirken veya değiştirilirken ulusal güvenliğe yönelik yeni iç ve dış tehditler sıralandığını ve bu tehditlere karşı tedbirler alınmasının öngörüldüğünü belirten Tanrıkulu, demokratik bir ülkede iç veya dış tehditlere karşı alınacak tedbirler konusunda sorumlu olan kurumlar belliyken, kamuoyundan gizli tutulan 'Kırmızı Kitap' gibi belli siyasal, inançsal kesim veya grupların fişlendiği ve hedef alındığı metinlerin yürürlükte bulundurulmasının söz konusu olmaması gerektiğini söyledi.
Nitekim 12 Eylül 2010 tarihli Anayasa referandumundan kısa süre önce Başbakan Tayyip Erdoğan'ın söz konusu 'Kırmızı Kitap'ın içeriği konusunda "Demokrasinin gereğini yapacağız, siyaset belgesinde asla iç tehdit olmayacak" şeklinde bir vaatte bulunduğunu hatırlatan Tanrıkulu, "Daha sonra da AKP iktidarı belli kesimlerin Kırmızı Kitap'tan çıkarılması konusunda çalışmalar yapmıştır. Ancak aynı Başbakan ve hükümet, şimdilerde yine belli kesimler konusunda 2010 öncesindeki uygulamalara geri dönüleceğini ifade etmektedir." dedi.
Bu bağlamda Tanrıkulu, Arınç'a şu soruları sordu:
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde 'iç tehdit' unsuru olarak hangi kesimler, gruplar bulunmaktadır?
Kırmızı Kitap gibi demokratik ilkelerle bağdaşmayan bir belge, iç veya dış tehditlere yönelik çalışma veya savunma yapan kurumlar belliyken, hangi maksatla yürürlükte tutulmaktadır?
Avrupa'nın hangi ülkelerinde Kırmızı Kitap gibi belgeler bulunmaktadır?
Başbakan, Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda belli kesimleri yeniden iç tehdit unsuru olarak Kırmızı Kitap'a alacaklarının sinyalini vermiştir. Söz konusu kesimler hangileridir ve ne tür bir iç tehdit oluşturmaktadırlar?
Kırmızı Kitap'ta tehdit olarak anılan ve anılması öngörülen örgüt, grup, cemaat veya kesimlere karşı ne tür uygulamalara gidilecektir?
Kırmızı Kitap'ta anılan veya anılacak kesimler konusunda alınması öngörülen tedbirler, hukuk içinde mi olmaktadır?
Hukuk sisteminde suç ve cezanın tanımı belliyken, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi 'paralel hukuk' olarak mı işletilmektedir?
Hükümetin daha önce ittifak halinde olduğu kesimlerle ilişkilerinin bozulması mı söz konusu kesimleri, iç tehdit haline getirmiştir?
Demokratik ülkelerde insanlar belli bir kimlik veya inanç üzerinden bir araya gelip örgütlenme özgürlüğü kapsamında siyasi yapılar, inisiyatifler vb, yasal örgütlenmeler oluşturabilmektedirler. Söz konusu yapıların veya üyelerinin hukuka aykırı fiilleri söz konusu olduğu zaman devreye yargı mercileri girer ve fiiller konusunda yasalarda öngörülen cezalar verir. Böyle bir sistem söz konusuyken, Kırmızı Kitap'a belli kesimlerin alınmasındaki maksat nedir?
Kırmızı Kitap veya Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni güncelleyerek yeni düşmanlar belirlemek yerine, söz konusu belgeyi imha etmeyi, uygulamadan kaldırılacak mı?
MGSB'nin demokratik işleyişle örtüştüğünü düşünüyor musunuz?
Son on yılda, MGSB'de adı anılmış olan kesimler konusunda, yine MGSB kapsamında ne tür uygulamalara gidilmiştir?